fezadan yazar profili

fezadan kapak fotoğrafı
fezadan profil fotoğrafı
rozet
karma: 564 tanım: 18 başlık: 1 takipçi: 26

son tanımları


normal sözlük 2025 yılbaşı çekilişi

çekilişe katıldım! numaram:66
devamını gör...

normal sözlük 2024 yılbaşı çekilişi

496 ^^
-hayır hayır kapatmayın!
+tamam, tamam yetiştin. sakil ol, kapatmadık, bi' şey yok geç...
devamını gör...

sözlüğün 1.yılının gelip çatması

mail kutuma düşen "sen yokken neler oldu neler" temalı mail'i görüp bakmaya geldim. burası çok normalleşmiş ben yokken. dönüyorum galiba sözlük.
devamını gör...

sabahattin ali

türk edebiyatının önemli kalemlerindendir. ailesiyle birlikte 11 yıl ankara karanfil sokak'taki 11 numarada, adalar apartmanı'nda yaşamıştır. mektupları toplanarak yapıkredi yayınları tarafından yayımlanan canım aliye, ruhum filiz isimli kitapta bu adresten gönderilen mektuplar da mevcuttur. o yıllardaki komşuları arasında dönemin milletvekilleri de vardır. 1969 yılında adalar apartmanı yıkılarak yerine yeni bir bina yapılır, ismi de deniz apartmanı koyulur. bu bina hala yerinde durmaktadır ve alt katında meşhur dost kitabevi bulunur. ayrıca, 2017 yılında internetten toplanan imzalarla çankaya belediyesi tarafından deniz apartmanına sabahattin ali anısına bir pano asıldı. üzerinde “büyük edebiyatçı sabahattin ali, 11 yıl ailesi ile birlikte daha önce burada bulunan adalar apartmanı’nda yaşadı” yazan panoyu, dost kitabevine her girişte sol tarafta görmek mümkün. oraya da dost yakışırdı zaten.
devamını gör...

mansplaining

ilk olarak rebecca solnit tarafından bana bilgiçlik taslayan adamlar (bkz: men explain things to me) isimli deneme yazısında kullanılan kelime. bu deneme yazısı sonradan altı farklı denemeyle birlikte toplanıp 2014 yılında kitap olarak basılmıştır ve kitaba ismini vermiştir.

rebecca solnit, mansplaining için "aşırı özgüven ve bihaberliğin kesişimi" der. buna örnek olarak silicon valley dizisinin dördüncü sezonunda kendinden emin erlich bachman, ironik bir mansplaining yapmaktan geri durmaz.
sahne her ne kadar abartılmış gibi görünse de günlük hayat aslında tam da böyle insanlarla doludur. siz bildiğinizi söylemeye çalışırken onlar sizi ya dinlemez ya da söylediğinizi anlamazlar, kısaca solnit'in de söylediği gibi bihaberlerdir.
devamını gör...

vozvrashchenie

2003 yapımı bir andrey zvyagintsev filmi. türkçesi dönüş. nereye ve neye dönüş olduğu izleyicinin yorumuna kalmış. film, ivan ve andrey isimli iki kardeşin uzun zamandır görmedikleri babalarıyla tekrar karşılaşmalarını ve birlikte kamp yapmaya gittiklerinde yaşadıklarını konu alıyor. baba adeta otoritenin, dinin ve devletin sembolü. çocuklar ise babalarının temsil ettikleriyle kendi isteklerinin arasına sıkışmış haldeler. çocukların oyunculukları öyle iyi ki sahnelerden akan duygu yağmur damlalarına dönüşüp sizi ıslatabilir, dikkat ediniz.

ayrıca filmde birçok soru cevapsız bırakılsa da son oldukça etkileyici ve tatmin edici. filmden oldukça etkilenmişken bir de üstüne öğrendim ki andrey karakterini canlandıran 16 yaşındaki vladimir garin kendi filminin galasına katılacağı günün sabahı boğularak vefat etmiş. hem de filmin açılışındaki kuleden eğlence için atladığında... nasıl bir ironi, nasıl bir hayat. şimdi bir de bu bilginin yüküyle filmi tekrar izlemek lazım.
devamını gör...

the midnight gospel

duncan trussell'ın family hour isimli podcast bölümlerinin üzerine oluşturulan ve özellikle ilk sezonunun final bölümüyle kalbimde delik açan dizi. peki nasıl yani podcast üzerine oluşturmak? senaryo yok, bildiğiniz podcast dinliyoruz dizi boyunca. duncan'ın daha önceden konuk aldığı insanlarla yaptığı sohbetlere dalıp gidiyoruz, bi' yandan da gözümüzü kanatan hayâl alemini izliyoruz.

final bölümünü özel yapan şeyse duncan'ın klinik psikolog olan annesi deneen fendig'i konuk aldığı podcast bölümünün kullanılması. bölümde duncan, annesiyle doğum ve ölüm üzerine konuşuyor ki oldukça etkileyici bir konuşma çünkü annesi o sıralarda kanserle mücadele ediyor. dahası annesi podcast'ten 2 hafta sonra dünyadan göçüyor. her şeyin bu kadar gerçek olması çok daha etkileyici hale getiriyor yani bölümü de. yaşam ve ölüm üzerine psikolojik ve felsefi birçok sorgulamanın olduğu bu finali iki kez izledim, öyle güzel bence.
devamını gör...

nietzsche ağladığında

dün gece aniden bir çekiliş kazanmamla şu an hediye olarak elime geçen, psikiyatrist ve psikoterapist irvin d. yalom'un romanı.

irvin yalom bir psikiyatristin anıları (bkz: becoming myself) isimli kitabında nietzsche ağladığında'yı yazmak için o yıllarda stanford üniversitesindeki görevinden ayrılıp 4 aylık bir izne çıktığından bahseder. eşiyle birlikte çıktığı bu iznin yarısını seyşeller'de yarısını da paris'te geçirir ve bu süre boyunca bütün odağını kitaba verir. romanı yazarken sık sık tarihi araştırmalar yapar ve fark eder ki freud sadece psikanalizin değil, psikoterapinin de babasıdır çünkü psikoterapi alanı da freud sayesinde doğmuştur.
roman 27 dile çevrilmiş, birçok ülkede çok satanlar listesine girmiştir. öyle ki her yıl bir kitap belirleyip o kitabı halka her yerde ücretsiz dağıtan viyana valisi, 2009 yılında nietzsche ağladığında'yı yılın kitabı seçer.
ben de büyük bir heyecanla okumayı bekliyorum, geç kalmadım da değil hani.
devamını gör...

metis yayınları

ambleminde tatlı siyah bir karga olan, kitap kapak tasarımlarıyla ilgi çeken yayınevi.
devamını gör...

josh radnor

kibarlık ve mütevazılık konusunda hollywood'un belki de sayılı oyuncularından biridir.
efendim öncelikle josh bey hakkında ne kadar ileri geri konuşulsa da (yok himym'deki rolü üstüne yapıştı o yüzden hollywood artık ona rol vermiyor, yok yaşlandı çöktü aynı ted'in kaderini yaşıyor vs) kendisi gayet de iyi yapımlarda rol almaya devam etmektedir (bkz: hunters) ve evlenmemiş olması ted'le aynı kaderi paylaştığı anlamına gelmez.

ikinci olarak çok birikimli ve üretken biridir. yazıp yönetip oynadığı 2 filme sahiptir. avustralyalı müzisyen ben lee ile radnor and lee isimli müzik grupları ve 2 de nurtopu gibi albümleri vardır. hatta amerika'daki konserlerinden sonra avustralya ve brezilya'ya da turneye gitmişlerdir. youtube kanalında sözlerini kendi yazıp bestesini kendi yaptığı tatlı şarkılarına ek bir de 3 gün önce ep yayımlamıştır.

son olarak hayat hakkında derin düşünen derin bir insan olduğu ve düşüncelerini harika ifade edebildiği için olsa gerek, sayısız podcast'e konuk olmuştur, öyle ki davetlere yetişememektedir. çok kitap okuduğunu ve şu an harper yayınevine bi' kitap yazdığını söylemiyorum artık. ayh daha yazardım da kendisi buraları okuduğu için daha fazla anlatılmak hoşuna gitmeyecektir. lütfen değerini bilelim ve josh'a sahip çıkalım dostlar.

imza: josh radnor'ın avukatı
devamını gör...

at çalmaya gidiyoruz

per petterson'un yine acı dolu yaşam hikâyelerini her şey yolundaymış gibi karakterlerine anlattırıp okuyucularını norveç fırtınasına maruz bıraktığı romanı. almancada "beraber at çalmaya gidilen kişi" anlamına gelen bir deyim varmış: jemand zum pferde stehlen. bu kişi haliyle en güvenilir insan olurmuş ki onunla at çalmaya bile gidilebilsin. kitabın akışını düşününce kitaba daha iyi uyan bir başlık düşünemiyorum. bir de bu lafın kitapta nazi işgaline karşı örgütlenen karakterler arasında parola olarak kullanılması da imkansız değil gibi.
devamını gör...

the office

sadece belli bir kesim insanın mizah zevkine hitap eden amerikan dizisi. herkes sevmez çünkü cringe olaylarla doludur. öyle gülme efektine falan da ihtiyaç duymaz, karakterlerin bir bakışı bile sizi güldürmeye yeter çünkü. bir komedi dizisine bu kadar bağlanabileceğimi asla tahmin edemezdim ama favori dizim kesinlikle.
dizi çekiminde tanışan ve hâlâ birbirlerinin en iyi arkadaşı olan jenna fischer (pam) ve angela kinsey (angela) dizinin her bölümü hakkında uzun uzun konuştukları, bazen sürpriz konuklar ağırladıkları office ladies isminde tatlı bi' podcast yapıyorlar. dizinin meraklılarına öneririm. oyuncuların çok sık doğaçlama yaptıklarını ve kim hangi sahneyi doğaçlama yapmış gibi şeyleri öğrenince tadı da farklı oluyor haliyle. son olarak burdan b.j novak'a da bi' selam çakmak isterim, tatlım sen o yaşta nasıl yazdın o sahneleri ya...
devamını gör...

suzan defter

ayfer tunç'un yeni bir tarz denediği, 2 farklı kişinin günlüklerinden oluşan romanı. acaba şimdi bu anlatılanlardan hangisi doğru diye düşüne düşüne bir hal kaldım okurken. öyle ki aynı olayı derya günlüğüne yazarken başka, ekmel yazarken başka. ayfer tunç böyle ayrıntıları seviyor biliyorum, bir de ben çözebilseydim ne iyi olurdu.
devamını gör...

caner özyurtlu

anlattığı anılarına çok güldüğüm, hatta yakınımdakilere gülmekten anlatamadığım yönetmen, oyuncu. hatırlamadığı o çocukluk anılarına olan düşkünlüğünü ve kendi psikolojisini keşfetmeye çalışmasını videolarından izlemek acayip zevkli. yalnız saçma kelimesini olumlu anlamda kullanması acayip saçma, alışkanlık yapıyor. you see?
devamını gör...

six feet under

derinliğiyle aşmış dizidir. sadece bölümler değil, promolar bile derin. mesela son sezonun promosundan çeşit çeşit anlam çıkarabilirsiniz çünkü öyle anlamlı! not: promo ama diziyi bitirip izleyince daha iyi oluyor bence.
devamını gör...

lanet olsun zaman nehrine

per petterson'un yine çok büyük acıları basit bir şeymiş gibi karakterine anlattırdığı romanı. petterson bu romanında da , hem o acı hissini olduğu gibi okuyucuya aktarmayı başarıyor hem de norveç'in soğukluğunu yediriyor resmen kitaba. bayılıyorum kalemine.
"kırılgan ayrılış imgeleri, o zamanki hali köyün.
lanet olsun zaman nehrine; otuz iki yıl geçmiş bile."
devamını gör...

othello

shakespeare'in içinde birçok temayı işlediği en ünlü trajedilerinden biri. özellikle agency teması öyle iyi işlenmiştir ki üniversitelerin humanity derslerinde (bkz: bilkent üniversitesi) haftalarca üzerine konuşulur, yazılır, çizilir.
devamını gör...

space force

steve carell'in mark naird isimli generale hayat verdiği dizi.
güldürürken öyle bir laf eder ki düşünmeden duramaz insan: “ikinci dünya savaşı'nı kazanan nesil, o kadar berbat bir gerçekliğe maruz kaldı ki sonrasında uzun bir süre boyunca çoğunlukla iyi kararlar verdiler. tarihi unutursan, geçmişteki hataları tekrarlamaya mahkum kalırsın. çocuk felcinin acısı unutulursa insanlar aşı olmayı bırakır. savaşların ne kadar acılı olduğu unutulursa insanlar kabadayılık yapmaya başlar.”
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim