zeytin ağacı

aşırı sulamadan kaçınılması gereken ağaç.

çok sulama ağacı çürütebilir. ayrıca sık sulanamadığı için dağda bayırda (kır yerde) yetişen zeytin ağacının meyvesi daha lezzetli olur. ağacın sulanması meyvenin şişmesine ve böylece yağ oranının azalmasına sebep olur. bu da sulamadan doğrudan etkilenen meyvenin hem lezzetini hem de sıkımdan çıkacak yağın kalitesini ve oranını düşürür. hasattan önce yağmur yağması da meyveye aynı etkiyi yapmaktadır.

kalın yapılı, dar yaprakları olan ve yaz kış yeşil kalan bir ağaçtır. yapraklarını kışın dökmez.



şu an 2 büyük 2 küçük zeytin ağacım var. umarım bir gün sayısını bilmediğim ya da unutacağım kadar olur. o kadar seviyorum.

çiçek açarlar.

minicik çiçekleri vardır, kolay kolay kimse bilmez, görmez.
boylarına poslarına bakmaz kokarkar bir de.

kim başa çıkabilir ki zeytin ağacıyla?
adım kazılı o ağaçta benim, en az o zeytin ağaçları kadar kadim ve bilinen adım onların her bir dalının üzerinde kazılı.
her nerede olursa olsun.

*

bakımı çok zor bir ağaçtır, özellikle sofralık zeytin üretimi yapılıyorsa. çiftçisi kendisini sever ama çok romantiğe bağlaması zordur. türkiye gibi, dışarıdan çok keyifli bir ülke ve ağaçtır.

dalından düşenin iflah olmayacağı söylenen ağaç .
ben demiyorum valla öyle duydum .

önde zeytin ağaçları, arkasında yâr

ayetlerde şöyle geçer:

24:35 allah, göklerin ve yerin nur'udur. onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. kandil, bir sırça içerisindedir. sırça, inciden bir gezegen gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. nur üzerinde nurdur o. allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. allah insanlara örnekler verir. allah herşeyi bilmektedir.

bu ayet zeytinyağının floresan özelliğini de anlatmaktadır ki bu gerçek ancak günümüzde bilim ve teknoloji sayesinde anlaşılmıştır. yani zeytinyağı aslında ışık yayar.

bu kuran mucizesinden şu yazımda bahsetmiştim:

emre1974tr.blogspot.com/201...

üç kutsal kitapta da geçiyor bu ağaç dikkat ettim. tabi geçecek ne geçecek muz mu geçecekti. zeytin incir geçiyor evet.
bu ağaç bu akdeniz bölgesinin ağacı ya şimdilerde her yere yayıldı. ankara da bile var. düğün salonlarında bile var.
ben karadeniz de çok görüyorum dağlarda yabani zeytin. bazılarını halk veya devlet aşılamış.
incil de geçen şekliyle baktım şimdi demek ki ta yüzlü yıllarda bile bu ağaca aşılama yapılıyormuş.

çok güçlü bir ağaç bu. üstünü kes yak altından geri çıkıyor. çekirdeğinden çıkan delice zeytin oluyor. yaprakları küçük meyveleri küçük ağaç.
bir dalını toprağa sok yeni bir zeytin ağacın oluyor.
meyvesi çiçekleri yağı her şeyi güzel bir ağaç. bende her yıl çoğaltırım bunu. hediye ederim insanlara.
kıyamıyorum dallarını atmaya. bir zeytinliğim olsun isterdim.

#3709372 böyle iddialı şeyler yazmadan önce biraz araştırsanız iyi olur @emre_1974tr. yoksa insanlar verdiğiniz bilgilerin kaba etleriniz arasından çıkarıldığını düşünecek.
fluoreans etkisi bazı molekülerin üzerine düşen ışığı soğurup farklı frekansta geri yaymasına denilir. yani zeytinyağı kendisi kaynak değil bir tür aynadır. bu özellik zeytinin yetiştirildiği ilk günlerden beri bilinir, modern teknolojiiyle alakası yoktur.

günümüzde keşfedilen bi' şeyi o dönem biliniyormuş gibi geçmişe kopyala yapıştır yaparak bakın bu bir mucize demek baya komik.

buna da tam olarak anakronizm deniyor

ve hayır o blogspot linkine tıklamayacağım. *

şu hayatta en sevdiğim şeylerden birisi olabilir. küçüklükten beri zeytin ağaçlarının estetik görüntüsüne, heybetli duruşuna, bu kadar mucizevi bir meyveyi dallarında taşımasına hayranlık duymuşumdur. özellikle antep'ten urfa'ya giderken yolda üç şey olurdu; üzüm bağları, fıstıklıklar ve zeytinlikler. o zamanlar da zeytin ağaçlarının ne kadar güzel olduğu dikkatimi çekmişti hep. ve maddi şeylerle ilgili pek hayal kurmayan birisi olarak o zamanlardan beri zeytin ağaçlarımın olmasını istemişimdir. herhalde çok istedim ki benim olmasa bile penceremin hemen altında dünya güzeli bir zeytin ağacı var. geçen sonbaharda bir avuç toplayıp tatlandırmıştım hatta :) bir de çalıştığım yer zeytin ağaçlarıyla dolu. inşallah bir gün içinde zeytin ağaçlarının olduğu bir bahçem de olur. amin.*

hep var olsun..

zeytin ağacı denince benim aklıma sadece bir bitki değil, kökleriyle toprağa tutunmuş bir ömür geliyor. sevdiğim insanlara barışın ve ölümsüzlüğün sembolü olan kadim dostan dikmişliğim ve büyütmüşlüğüm var. onlar yaşadıkça nefes aldıkça, ağaçlarıda büyüyecek, kök salacak, meyve verecek…
biraz reklam yapayım yaşadığım ilde en kalitelisi yetişiyor…
mut ilçesi’nin özel konumu sayesinde kadim dostum bambaşka bir değer kazanıyor. çünkü mut, akdeniz ve iç anadolu arasında tam bir geçiş noktası. yani hem akdeniz’in sıcağına hem de iç anadolu’nun sert soğuğuna aynı anda ev sahipliği yapıyor. işte bu farklılık, zeytin için eşsiz bir iklim yaratıyor.

mut’ta yılın 12 ayı boyunca poyraz rüzgârı eser. bu rüzgâr hem havayı kurutur hem de zeytin ağaçlarını hastalık ve zararlılardan korur. nem neredeyse yok denecek kadar azdır, bu yüzden ilaçlamaya gerek kalmaz. türkiye’nin pek çok zeytin üretim bölgesinde ağaçlar sık sık ilaçlanmak zorundayken, mut’ta zeytin doğal haliyle yetişir. işte bu yüzden “ilaçsız zeytin” ifadesi sadece bir iddia değil, bölgenin iklimsel gerçeğidir…
kısacası, mut’un zeytin ağacı demek, doğanın kendi dengesiyle büyüyen, rüzgârla güçlenen, toprağın sadeliğini taşıyan bir ağaç demektir. hem sağlıklı hem de eşsiz bir lezzet bırakır…
zeytin ağacının eşsiz yönü, sadece doğaya kattığı bereketle sınırlı değil; aynı zamanda tarihten bugüne taşıdığı kültürel ve manevi mirastır. bu ağaç, binlerce yıl boyunca uygarlıkların yol arkadaşı olmuş. hititlerden romalılara, bizans’tan osmanlı’ya kadar birçok medeniyet anadolu’da iz bırakırken, zeytin ağacı da hep onların tanığı olmuş. bizlerse yaşam sürdüğümüz ömürün içinde kadim dostu fark ettiğimiz kadar yaşamına tanık olabilme şansına erişenlerdeniz…
zeytin ağacı, kutsal kitaplarda da adı geçen, barışın ve ölümsüzlüğün sembolü olan bir ağaçtır. ve mut’ta yetişen zeytin, bu sembolizmi en doğal haliyle yaşatır. yani mut’un zeytini, sadece sofraya gelen bir lezzet değil; aynı zamanda tarihten bugüne taşınmış bir mirasın meyvesidir. mersin’de yaşayan biri olarak kendimi çok şanslı sayıyorum…
alev’im için diktiğim fidanım…beş sene önce, onun yaşama tutunma mücadelesine şahit olan bir yoldaş…

link’i atayım. mut zeytinini almak isterseniz…