1.
son tanımları
2.
yazarların sevdiği albüm kapakları

a question of balance / kansas + bütün albüm kapakları

rage against the machine

therion / les fleurs du mal

yenilerden de bad bonez / michael seyer. bu kapak son iki yıldır falan ruh durumumun dışavurumu olabilir.

bir de son olarak bu kapağı da koymazsam olmaz. çünkü fotoğraf bana çok hüzünlü geliyor. yol kenarına düşen oyuncak ayı, süratle giden araba. o kadar tanıdık ki... gideceğimiz yere ulaşma telaşı yüzünden içimizde yitip gidenleri, hedefe ulaşmak adına yolda kaybettiklerimizi hatırlatıyor.
devamını gör...
3.
akp'ye beddua edip intihar eden genç
ülkedeki baskı, yıldırma ve elimine etme uğraşının gencecik bir insanı canından eden sivil itaatsizlik örneği.
hiçbir şey boşuna değil ama radarına dahi giremediğiz, sizi yalnızca iktidarını besleyen bir böcek olarak görenler için eylem yapmak, aksiyon almak boşuna maalesef. bu insanların yüzü kızarsaydı çoktan gitmiş olurlardı. kaç çiftçi, kaç girişimci, kaç genç bunların iktidarı yüzünden hayatına son verdi fakat geriye yine aynı kızgınlık, aynı haksızlık kaldı.
sivil itaatsizlik eylemleri değil, kolektifçilik bitirecek bu çürümüşlüğü. dik durun, biz onlardan güçlüyüz. hayatınız, tüm bu siyaset zırvalıklarından değerli.
hiçbir şey boşuna değil ama radarına dahi giremediğiz, sizi yalnızca iktidarını besleyen bir böcek olarak görenler için eylem yapmak, aksiyon almak boşuna maalesef. bu insanların yüzü kızarsaydı çoktan gitmiş olurlardı. kaç çiftçi, kaç girişimci, kaç genç bunların iktidarı yüzünden hayatına son verdi fakat geriye yine aynı kızgınlık, aynı haksızlık kaldı.
sivil itaatsizlik eylemleri değil, kolektifçilik bitirecek bu çürümüşlüğü. dik durun, biz onlardan güçlüyüz. hayatınız, tüm bu siyaset zırvalıklarından değerli.
devamını gör...
4.
akp nereye gidiyor sorunsalı
asıl soru akp gittiğinde seçmenleri nereye gidecek?
bu insanlar yıllardır sağın leş partilerini iktidara taşıyan insanlar. çok afedersiniz asit kuyularına, krematoryumlara mı kapatacağız? bu insanlar var olduğu sürece omurgasızlık nation's will olmaya devam edecek.
bu insanlar yıllardır sağın leş partilerini iktidara taşıyan insanlar. çok afedersiniz asit kuyularına, krematoryumlara mı kapatacağız? bu insanlar var olduğu sürece omurgasızlık nation's will olmaya devam edecek.
devamını gör...
5.
kendisiyle barışık insan
muhtemelen asla olamayacağım insan.
kendiyle barışık olmak, insanın kendi şartlarına katlanmak için kendini kandırması basbaya. buna gerek duymuyorum. kendimle kavgalı da olsam, kendi standartlarıma uymuyor da olsam görmezden gelip 'seviyorum ulan kendimi' diyebiliyorum. kendime yalan söylememin hiçbir anlamı yok. kendi bedeninden taşmanın ne olduğunu bilmiyorsunuz. asıl kavga içimizde. onu da söndürsem dümdüz biri olurum. ne demişler biz buradan devam ya*
kendiyle barışık olmak, insanın kendi şartlarına katlanmak için kendini kandırması basbaya. buna gerek duymuyorum. kendimle kavgalı da olsam, kendi standartlarıma uymuyor da olsam görmezden gelip 'seviyorum ulan kendimi' diyebiliyorum. kendime yalan söylememin hiçbir anlamı yok. kendi bedeninden taşmanın ne olduğunu bilmiyorsunuz. asıl kavga içimizde. onu da söndürsem dümdüz biri olurum. ne demişler biz buradan devam ya*
devamını gör...
6.
z kuşağı
başlıkta yazılan çizilenlere ek olarak şahsi gözlemlerim sonucu kendi içerisinde dahi birden çok fraksiyona ayrılmış olan nesil de diyebiliriz fikrimce. hatta haklarında yazılan tüm genellemeleri boşa çıkaracak kadar ayrı kollara ayrılmışlar.
ben 19 yaşındayım ve şunu fark ettim. benden birkaç yaş büyük veya küçük olanlarla düşüncelerim belli noktalarda paralel ilerliyor fakat 16-17 yaşında bir z nesli bizden çok daha farklı. ilgi alanları, jargonları, olayları ele alış biçimleri daha farklı. geçen 17 yaşında bir çocukla sohbet ettik, gerçekten zekiler. keyif aldım sohbetten ama kendimi biraz da yaşlı hissettim. belki y ve x neslinde aradaki iki yıl pek bir fark yaratmazken bizde bu çok hissedilir bir şekilde fark ediyor.
bahsettiğim yaş aralığındaki hatta daha da küçük olanların yine birçoğu politize olmuş durumda, bu ülkede kaçınılmaz zaten. sağ-sol fark etmeden geleneksel yapılara karşı önyargılılar. sola meyilli olanları ya örgütsüzlükten ya da otonom yapılardan yanayken sağda durum biraz daha radikal. hitler hayranı olanlar bile var. daha önce buna ihtimal bile vermezdim ama kendi gözlerimle şahit oldum.
redditteki alt-right tayfası merkez sağı, ülkücü geleneği falan eskimiş buluyor ve alaycı yaklaşıyorlar fakat kendilerini daha zeki addederlerken beslendikleri ideolojik pınar da tam 30lar faşizmi, nazizm ve bu pınarın aktığı kanal da neo-nazizm. bunlardan gerçekten korkuyorum, hitler'le birlikte mezara gömülmesi gereken düşünceyi nasıl zihinlerinde idealize edebiliyorlar anlaması güç. nihal atsız hayranlarına da bir selam çakalım buradan, yapmayın çocuklar.
liberal tayfa var 2005'li liberaller diye. inanılmaz değil mi? ben başka bir ülkede 15-16 yaşında çocukların örgütlü liberal olabileceğini hiç sanmıyorum. bunlara çok gülüyorum ama bir yandan yaptıklarını değerli buluyorum. konservatif bir duruş sergilemek yerine neoliberal düşünceyi savunmaları çok daha kabul edilebilir tabii ki.
daha muhafazakar ve nispeten daha dindar olanlar işte bu tayfa çok karışık. birçoğu özgürlükçü, aydınlıkçı gibi takılsa da kendini teslim ettiği düşünceyi savunmak için dışlayıcı tutum sergilebiliyorlar. birçoğu da gerçekten 'amaan isteyen istediğine inansın' modunda.
genel olarak bireyselci olduğumuz için de kolay kolay birbirini ölümüne dışlayanını görmedim ama. başörtülü biri daha seküler biriyle gayet rahat arkadaş oluyor ya da inançsız biri inançlı olanlarla takılıyor. kimse birbirinin özgürlüğüne saldıracak kadar ideolojiye teslim olmamış yani. ben bunu diğer nesillerde görmedim. güzel bir özellik.
evet bu tırt gözlemin sonuna geldik, işbu entry benim genellemelerimden oluşur. frontal korteksinize etki edebilecek tüm zararlardan google play sorumludur. hepimize hayatta başarılar. her ne kadar farklı olsak da hepimiz aynı ülkenin politikalarının kurbanlarıyız. içimizden biri düşse yine biz kaldırıp yola hep birlikte devam ederiz. hepinizi öpüyorum, ayaklarınız yere sağlam bassın.
ben 19 yaşındayım ve şunu fark ettim. benden birkaç yaş büyük veya küçük olanlarla düşüncelerim belli noktalarda paralel ilerliyor fakat 16-17 yaşında bir z nesli bizden çok daha farklı. ilgi alanları, jargonları, olayları ele alış biçimleri daha farklı. geçen 17 yaşında bir çocukla sohbet ettik, gerçekten zekiler. keyif aldım sohbetten ama kendimi biraz da yaşlı hissettim. belki y ve x neslinde aradaki iki yıl pek bir fark yaratmazken bizde bu çok hissedilir bir şekilde fark ediyor.
bahsettiğim yaş aralığındaki hatta daha da küçük olanların yine birçoğu politize olmuş durumda, bu ülkede kaçınılmaz zaten. sağ-sol fark etmeden geleneksel yapılara karşı önyargılılar. sola meyilli olanları ya örgütsüzlükten ya da otonom yapılardan yanayken sağda durum biraz daha radikal. hitler hayranı olanlar bile var. daha önce buna ihtimal bile vermezdim ama kendi gözlerimle şahit oldum.
redditteki alt-right tayfası merkez sağı, ülkücü geleneği falan eskimiş buluyor ve alaycı yaklaşıyorlar fakat kendilerini daha zeki addederlerken beslendikleri ideolojik pınar da tam 30lar faşizmi, nazizm ve bu pınarın aktığı kanal da neo-nazizm. bunlardan gerçekten korkuyorum, hitler'le birlikte mezara gömülmesi gereken düşünceyi nasıl zihinlerinde idealize edebiliyorlar anlaması güç. nihal atsız hayranlarına da bir selam çakalım buradan, yapmayın çocuklar.
liberal tayfa var 2005'li liberaller diye. inanılmaz değil mi? ben başka bir ülkede 15-16 yaşında çocukların örgütlü liberal olabileceğini hiç sanmıyorum. bunlara çok gülüyorum ama bir yandan yaptıklarını değerli buluyorum. konservatif bir duruş sergilemek yerine neoliberal düşünceyi savunmaları çok daha kabul edilebilir tabii ki.
daha muhafazakar ve nispeten daha dindar olanlar işte bu tayfa çok karışık. birçoğu özgürlükçü, aydınlıkçı gibi takılsa da kendini teslim ettiği düşünceyi savunmak için dışlayıcı tutum sergilebiliyorlar. birçoğu da gerçekten 'amaan isteyen istediğine inansın' modunda.
genel olarak bireyselci olduğumuz için de kolay kolay birbirini ölümüne dışlayanını görmedim ama. başörtülü biri daha seküler biriyle gayet rahat arkadaş oluyor ya da inançsız biri inançlı olanlarla takılıyor. kimse birbirinin özgürlüğüne saldıracak kadar ideolojiye teslim olmamış yani. ben bunu diğer nesillerde görmedim. güzel bir özellik.
evet bu tırt gözlemin sonuna geldik, işbu entry benim genellemelerimden oluşur. frontal korteksinize etki edebilecek tüm zararlardan google play sorumludur. hepimize hayatta başarılar. her ne kadar farklı olsak da hepimiz aynı ülkenin politikalarının kurbanlarıyız. içimizden biri düşse yine biz kaldırıp yola hep birlikte devam ederiz. hepinizi öpüyorum, ayaklarınız yere sağlam bassın.
devamını gör...
7.
insan olmasaydın ne olmak isterdin sorunsalı
dağda bayırda dilediğince gezen bir keçi yavrusu olsaydım. yorulduğumda dereden suyumu yudumlasaydım, güneşe sırtımı verip çimlerde uzansaydım. tüm bu bildiklerimi bilmeseydim ne kaybederdim?
devamını gör...
8.
kürtlerin ana dilde eğitim hakkı
böyle bir hak vardır ve devlet eliyle uygulanmalıdır. yok efendim bölünürüz, yok farklı lehçeler konuşuyorlar zaten, kürtçe dil kursuna rağbet yok gibi komik savunmalar artık gerçekten kabak tadı verdi.
link
bakın üstteki linkte resmi dili birden fazla olan ülkelerin listesi var. birçoğu da gelişmiş ülke. hangisi bölündü? bölünmek bu kadar kolay mı? hayatı oyun sanıyorsunuz. yani neredeyse nüfusun yüzde yirmisini oluşturan bir halkın resmi yazışmalarda anadillerini kullanmalarına karşı olmak nasıl bir şovenizm dışavurumudur, akıl alır gibi değil.
ya hadi resmi dili bırak, anadilde eğitim hakkına bile karşısınız. bu durumda insanların kendini dışlanmış hissetmesi, ülkeye dair hiçbir aidiyet hissetmemesi normal değil mi? elbette normal. peki ya ayrıştırıcı olan; kullandığınız üslup, faşizminiz, üstenci tavırlarınız değil de yine kürtlerin hak talep etmesi mi? hadi oradan ya tatlı su hümanistleri. hepiniz ikiyüzlüsünüz. hükümetin iradesini alıp üzerinize giymiş, homojen olmuşsunuz. çıkıp şikayet ettiğiniz ne varsa kendi ellerinizle yarattınız. yüzleşin artık, biliyorum zor ama süreyi uzatmaktan başka bir işe yaramıyor yaptığınız.
link
bakın üstteki linkte resmi dili birden fazla olan ülkelerin listesi var. birçoğu da gelişmiş ülke. hangisi bölündü? bölünmek bu kadar kolay mı? hayatı oyun sanıyorsunuz. yani neredeyse nüfusun yüzde yirmisini oluşturan bir halkın resmi yazışmalarda anadillerini kullanmalarına karşı olmak nasıl bir şovenizm dışavurumudur, akıl alır gibi değil.
ya hadi resmi dili bırak, anadilde eğitim hakkına bile karşısınız. bu durumda insanların kendini dışlanmış hissetmesi, ülkeye dair hiçbir aidiyet hissetmemesi normal değil mi? elbette normal. peki ya ayrıştırıcı olan; kullandığınız üslup, faşizminiz, üstenci tavırlarınız değil de yine kürtlerin hak talep etmesi mi? hadi oradan ya tatlı su hümanistleri. hepiniz ikiyüzlüsünüz. hükümetin iradesini alıp üzerinize giymiş, homojen olmuşsunuz. çıkıp şikayet ettiğiniz ne varsa kendi ellerinizle yarattınız. yüzleşin artık, biliyorum zor ama süreyi uzatmaktan başka bir işe yaramıyor yaptığınız.
devamını gör...
9.
bahariye kuruyemiş
utanç simgesidir.
gezi eylemlerinde penguen belgeseli yayınlayanlardan, 80’lerde suçsuz yere idam edilenlere ‘as as as’ diye bağıranlardan hiçbir farkınız yok. ya kör sağırsınız ya da ağzınızdan salyalar akarak kötü olanı savunursunuz.
siz kandırılmadınız, uyutulmadınız. siz salt kötüsünüz. tarih sizi de yazacak.
gezi eylemlerinde penguen belgeseli yayınlayanlardan, 80’lerde suçsuz yere idam edilenlere ‘as as as’ diye bağıranlardan hiçbir farkınız yok. ya kör sağırsınız ya da ağzınızdan salyalar akarak kötü olanı savunursunuz.
siz kandırılmadınız, uyutulmadınız. siz salt kötüsünüz. tarih sizi de yazacak.
devamını gör...
10.
süleyman soylu
türkiye’nin değil tek bir partinin içişleri bakanıdır.
kendi partisinden olmayanlara nefret söyleminde bulunmayı kendine hak görür. ülkenin içişlerini yatıştırmakla değil, kızıştırmakla meşgul olduğundan görevinin tam olarak ne olduğu bilinememektedir.
kendi partisinden olmayanlara nefret söyleminde bulunmayı kendine hak görür. ülkenin içişlerini yatıştırmakla değil, kızıştırmakla meşgul olduğundan görevinin tam olarak ne olduğu bilinememektedir.
devamını gör...
11.
lgbti birey
cinsel yönelimleriyle ön plana çıkmaya çalışan insanlar değil. cinsel yönelimleri yüzünden türlü baskı ve zorbalıklara maruz bırakıldıkları için kimliklerini toplumda normalize etmeye çalışan insanlar.
bu insanları görmezden gelmeye, yok saymaya devam ettikçe, toplum kabullerini geçerli normlar olarak değerlendirdikçe yalnızca lgbti bireylerden değil, farklı olan herkesten rahatsızlık duyacaklar. tüm farklılıklar saygıyı hakediyor. birilerinin kırılgan fikirlerine zeval gelecek diye kimse olduğu insandan ödün vermeyecek. herkes birbirine saygı duymayı öyle ya da böyle öğrenecek. yanınızdayım, destekçinizim. bu düzen bizim değil ama bu ülke bizim. bu köhne zihniyeti elbet revize edeceğiz.
bu insanları görmezden gelmeye, yok saymaya devam ettikçe, toplum kabullerini geçerli normlar olarak değerlendirdikçe yalnızca lgbti bireylerden değil, farklı olan herkesten rahatsızlık duyacaklar. tüm farklılıklar saygıyı hakediyor. birilerinin kırılgan fikirlerine zeval gelecek diye kimse olduğu insandan ödün vermeyecek. herkes birbirine saygı duymayı öyle ya da böyle öğrenecek. yanınızdayım, destekçinizim. bu düzen bizim değil ama bu ülke bizim. bu köhne zihniyeti elbet revize edeceğiz.
devamını gör...
12.
zurna dürüm
lise hayatımın büyük bir kısmında yer edinmiş, mide problemi yaşamama rağmen asla yemekten vazgeçmediğim dürüm çeşididir.
avcılar marmara caddesi’ndeki bir ara sokakta vardı bu dükkanlardan iki tane. civardaki liselerdeki tüm öğrencilerin buluşma noktası gibiydi. herkes sıkış tıkış oturuyor, hijyen hak getire. içinde tavuk olmadığına kalıbımı basarım ama yine de o kadar güzel geliyordu ki tadı. özellikle ayna bulunan bir kısmı vardı, insanların aynaya bakarak zurna yiyişi bana aşırı komik geliyordu. güzel günlerdi.
avcılar marmara caddesi’ndeki bir ara sokakta vardı bu dükkanlardan iki tane. civardaki liselerdeki tüm öğrencilerin buluşma noktası gibiydi. herkes sıkış tıkış oturuyor, hijyen hak getire. içinde tavuk olmadığına kalıbımı basarım ama yine de o kadar güzel geliyordu ki tadı. özellikle ayna bulunan bir kısmı vardı, insanların aynaya bakarak zurna yiyişi bana aşırı komik geliyordu. güzel günlerdi.
devamını gör...
13.
laplace'ın şeytanı teorisi
nedensellik ilkesi baz alınarak bakıldığında spinoza düşüncesiyle paralellik gösteren bir teori.
spinoza düşüncesine göre de, evrende hiçbir şey kendiliğinden, nedensiz olarak ortaya çıkmaz. var olan her şeyin, gerçekleşen her olayın, beliren her düşüncenin ortaya çıkmasını zorunlu kılan bir ya da birden çok neden vardır.
ve ortaya çıkmış olan bu şey ya da düşüncenin kendisi de yine zorunlu olarak bir başka şeyin ya da düşüncenin ortaya çıkmasında neden olur.
spinoza düşüncesine göre de, evrende hiçbir şey kendiliğinden, nedensiz olarak ortaya çıkmaz. var olan her şeyin, gerçekleşen her olayın, beliren her düşüncenin ortaya çıkmasını zorunlu kılan bir ya da birden çok neden vardır.
ve ortaya çıkmış olan bu şey ya da düşüncenin kendisi de yine zorunlu olarak bir başka şeyin ya da düşüncenin ortaya çıkmasında neden olur.
devamını gör...
14.
eğitim hayatında alınmış en düşük sınav notu
lisede matematikten ilk sınavda 2 diğerinden de 1 almıştım ortalama 1,5’tu*. boş kağıt vermiştim gerçi ama farketmez.
hala saklıyorum çünkü eğitim hayatı boyunca bu kadar düşük alan yoktur diye düşünüyorum. kanıt
hala saklıyorum çünkü eğitim hayatı boyunca bu kadar düşük alan yoktur diye düşünüyorum. kanıt
devamını gör...
15.
bu rüya benim
içerisinde şahane sözler barındıran bir gazapizm parçası.
özellikle muhlis berberoğlu’yla harbiye açık hava sahnesindeki performansı beni çok etkiledi. şöyle bırakayım
hem bireysel sorgulamayı hem de sisteme karşı duyulan öfkeyi sahnesinde o kadar güzel icra etmiş ki. ‘bu rüya benim öyle mi?’ sorusu insana; olduğu kişiyi, bulunduğu konumu, geçmişte yaptıklarını veya henüz yapamadıklarını, pişmanlıklarını önüne koyup sorgulatan cinsten.
--! spoiler !--
sentetik bir devrin kenarında böyle bırakan beni
bi' konser sanki enstrümanların yok akordu teli
görünmez mavilik etrafım binadan bloktan gri
ölmek uyumak sanki gitmek uyanmak gibi
--! spoiler !--
ya gerçekten öyle bir parça yapmış ki. sabaha kadar övebilirim. başıma bir iş gelmeyecekse ben anıl acar‘ı 21. yüzyıl türkiye edebiyat şairi ilan ediyorum.
özellikle muhlis berberoğlu’yla harbiye açık hava sahnesindeki performansı beni çok etkiledi. şöyle bırakayım
hem bireysel sorgulamayı hem de sisteme karşı duyulan öfkeyi sahnesinde o kadar güzel icra etmiş ki. ‘bu rüya benim öyle mi?’ sorusu insana; olduğu kişiyi, bulunduğu konumu, geçmişte yaptıklarını veya henüz yapamadıklarını, pişmanlıklarını önüne koyup sorgulatan cinsten.
--! spoiler !--
sentetik bir devrin kenarında böyle bırakan beni
bi' konser sanki enstrümanların yok akordu teli
görünmez mavilik etrafım binadan bloktan gri
ölmek uyumak sanki gitmek uyanmak gibi
--! spoiler !--
ya gerçekten öyle bir parça yapmış ki. sabaha kadar övebilirim. başıma bir iş gelmeyecekse ben anıl acar‘ı 21. yüzyıl türkiye edebiyat şairi ilan ediyorum.
devamını gör...
16.
bilginin bir inanç olması
katılmadığım önerme.
evrim kuramı’ndan bahsedildiğinde inanmıyorum diyen bir kesim var mesela. bu yanlış bir kullanım çünkü gerçekliği kanıtlanmış bir bilgi inançtan bağımsızdır.
ya da bilimsel veriler kanıtlanmışsa bilgiyi tekrar sorgulamak bilim üzerinden felsefe yapmak anlamına gelir. refleksif düşünce felsefenin alanıdır, bilimi bağlamaz.
evrim kuramı’ndan bahsedildiğinde inanmıyorum diyen bir kesim var mesela. bu yanlış bir kullanım çünkü gerçekliği kanıtlanmış bir bilgi inançtan bağımsızdır.
ya da bilimsel veriler kanıtlanmışsa bilgiyi tekrar sorgulamak bilim üzerinden felsefe yapmak anlamına gelir. refleksif düşünce felsefenin alanıdır, bilimi bağlamaz.
devamını gör...
17.
01 var dahası yok
nickaltımda bana hoş geldin diyerek beni mutlu etmiş yazardır.
siz de hoş geldiniz, güzel yazmalar
siz de hoş geldiniz, güzel yazmalar
devamını gör...
18.
nickaltına bir şey yazılmamış yazar
tüm sözlük deneyimlerimde birkaç ay geçtikten sonra nickaltıma biri bir şey yazıyor.
insan üzülüyor yani. şurada kaç kişiyiz ki sanki. moderatörler, bize mesaj atmak yerine nickaltı açın bize, hoş geldin beş gittin bir şeyler yazın.
insan üzülüyor yani. şurada kaç kişiyiz ki sanki. moderatörler, bize mesaj atmak yerine nickaltı açın bize, hoş geldin beş gittin bir şeyler yazın.
devamını gör...
19.
mehmet pişkin
yılın belirli aralıklarında müteveffa şahsın intihar öncesi son sözlerini söylediği videosu youtube algoritması tarafından recommendation listeme düşüyor.
youtube neyin peşindesin? intiharla ilgili video da izlemiyorum anlamadım ki.
youtube neyin peşindesin? intiharla ilgili video da izlemiyorum anlamadım ki.
devamını gör...
20.
normal sözlük'teki z kuşağı yazarlar
z kuşağı kadar kafanıza meteor düşsün demek istiyorum imdat artık ya.
engelle geç lütfen. valla ekşi’de yazmak daha iyiydi. küfür yiyorduk ama arada başımızı da okşuyorlardı burada sadece dışlanıyoruz. modlar göreve lütfen
engelle geç lütfen. valla ekşi’de yazmak daha iyiydi. küfür yiyorduk ama arada başımızı da okşuyorlardı burada sadece dışlanıyoruz. modlar göreve lütfen
devamını gör...