kafam agridi yazar profili

si passion, şahane bir koku eyyy zengin kadınlar alın, aldırın, hediye edin (bana), miss koktu missss

çocuğun istek ve tercihlerini dikkate almıyordur. kendisinin gitmek isteyip de gidemediği kurslara çocuğu yönlendirmeye devam edecek ve muhtemelen çocuğuna en uygun olanı bulana kadar (belki de o uygunu bulamayacaktır) durmayacak anne tipidir, vahimdir. yazık çocuuuma

bence aşırı medeni bir mekan ortamı. sonuçta çocukla gidecek aile mekanı var, eğlence mekanı var, kafa dinleme mekanı var -bakın burası çokomelli- ondan sonracığıma çocuğuna söz geçiremeyen ebeveynler söz konusu. çocuğuyla sosyalleşmek isteyenler çocuk kabul eden mekanları tercih edebilir zannımca.

bu çocuklara verdingkinder denildiği için mi daha çok dikkat çektiğini merak ettiğim esasen o dönemde birçok devletin benzer uygulamalarda bulunduğu ama isviçre kadar gündeme gelmemiş köle çocuklar*

ben bu çocukları sigaramcamel isimli twitter kullanıcısının hazırladığı bilgisel ile öğrendim. kendisine hazırladığı bilgisel için teşekkür ederim. görsellerle desteklenmiş halini okumak isterseniz. buradan

heidi'nin ayakkabısız olmasının esas nedeni, isviçre'de (bkz: verdingkinder) adı verilen köle çocukların diğer çocuklardan ayırt edilmesidir.

1789 yılında isviçre'de 14 yaşından küçük çocukların fabrikada çalışması yasaklandığında, ailesi boşanan, ailesini kaybetmiş, devlete borcu olan veya suça karışmış ailelerin çocukları devlet gözetiminde başka ailelere veriliyor, çiftliklerde çalıştırılıyordu.

ağır işlerde çalıştırılan, açlıkla terbiye edilen, ahırlarda yatırılan, çeşitli istismara maruz kalan bu çocukların diğer çocuklardan ayırt edilmesi için çıplak ayakla gezmesine karar verilmiş. heidi'nin ayakkabısız oluşuyla dikkat çekilmek istenen nokta budur.

biz tüm bu olanları hak etmedik hem de hiç (genel)

karikatürist

iki yıl önce tanıştığım bir kadın vardı. maya. 10 yaşlarındaki çocuğunu ailesine bırakıp istanbul'a gelmiş, masözlük ile para kazanıyordu(evet bana da masaj yapmıştı).

kendisi hakkında tek düşündüğüm, bunu nasıl başardığı idi. sonuçta hiç bilmediğin bir ülkede ailenden -ve oğlundan- ayrı kendi başına bir şeyleri başarmak istiyorsun eminim birçok zorluğu olmuştur ama epey güçlü bir duruş istediği aşikar. bu yüzden kendisini bir kez daha tebrik etmek istedim. (umarım iyisindir maya)

ege'nin bütün güzelliklerine yakınlığı*

“filozof cahile şöyle der: “azgın arzularının sonu yok. endişeleriniz bayağı. düşünceleriniz sahte ve yanlış.” cahil öfkelenerek gider, aşağılandığını söyler.”
-epiktetos

tanrı yanılgısı, richard dawkins

gay pornosu izlemeyi seven insanların gerçekleştirebileceği eylemdir. en az sizin heteroseksüel çift pornosu, lezbiyen pornosu, grup pornosu vs vs izlemeniz kadar da doğaldır.

sorum şu peki siz bu sığ kafalardan tahmini ne zaman kurtulursunuz? her gün ayrımcılık içeren bi dünya başlık açmayı ne zaman kesersiniz? yahu size ne elalemin izlediği pornodan milletin şeyinin derdine niye düşüyorsunuz bu kadar ya?? salın kardeşim biraz salın insanları bırakın yaşasınlar ya.

geçenlerde filmini izlemiştim. filminden aşırı etkilendim, nicole kidman'ın oyunculuğundan mıdır bilinmez. filmin sonunda biraz araştırıp öğreneyim derken ingiliz ajanı olduğunu ve osmanlıya karşı ciddi casuslukları olduğunu öğrendim. açıkçası biraz yıkıldım ama burada değinmek istediğim şu, kadın çöllerde şahane işler peşinde ömrünü harcamış -ki cidden büyük bir şevkle yapmış bunu- büyük olaylara karışmış ve bana kalırsa harika bir hayat geçirmiş.

pekiii ben neden yıkılmıştım, üstelik filmi beğendiğim için suçluluk bile hissettim, işte burasını anlamlandıramıyorum. yani evet osmanlı devleti benim de atalarım, evet ben bu topraklarda doğdum ve bütün bunlarla övünmem gerek değil mi? peki neden aslında epey etkilendiğim ve başarılı bulduğum bir hayat öyküsü (sırf atalarıma bir şekilde zararı dokunmuş olma ihtimali yüzünden) beni yıktı?

bunun üzerine bir süre düşündüm ve şu sonuca vardım. geçmişte ne yaşanmış olursa olsun, ben bu kadını yaptıklarından ötürü tebrik ediyorum. evet ben bu kadından, başarılarından (ki beni sorgulatan kısım burasıydı) etkilendim. bizim tarihimizi ne derece etkilediği de üzülerek söylüyorum ki umrumda değil. tarihe adını yazdırmış önemli bir kişilik imiş kendisi ve bana kalırsa kendisini başarılı bulmam için bu epey önemli.

dayak yemeyi severim*

13 yaşındaki korku filmi izlemiş bendir. artık korkmuyorumdur, büyümüş ve korku-gerilim türü film izlemeyi kesmişimdir.

pandeminin etkisiyle ortaya çıktığına inandığım durumdur. her gün kavga edilecek bir konu mutlaka bulunur, ertesi gün kalındığı yerden mutlu mesut devam edilir, takriben akşam saatlerinde yeni kavga sebebi bulunur bu böyle böyle uzar gider. (yalıda kalmıyorsanız durum budur, aksini iddia eden zengindir.)

regl kanı görünce komaya girecek heriflerin fantezi dünyasına hoşgeldiniz efendim.

bir anadan dünyaya gelen yolcu
görünce dünyaya gönül verdin mi?

hayalperest, özgürlükçü, araştırmacı.

müsait değilim, sonra görüşürüz.