karanlığın_kraliçesi yazar profili

düşünceli ve iyi bir anne.

"canınız cehenneme sidik kokulu beyinler!" diye yükselip orada bırakacağımı hissediyorum. daha nice şeyler diyeceğim...
çünkü insan öğrenmeye açık olmalı ve açlık çekmeli ya. tek derdi monoton hayat sürmek. günlerini, haftalarını, aylarını geçtim o kadar yılı aynı yaşamak?
sen bir mekanizmasın bir kendine mi gelsen acaba? beynindeki kıvrımları arttırman gerekiyorken sen düzlüğü arttırmaya çalışıyorsun?
ne sıkıcı, ne boş, ne gelişmemiş, ne kendini yetiştirmemiş... uyuz ve gıcık insanlar.
bir şeyleri daha çok öğrenmek ve öğretmek isterdim. böyle bir grup kurup münazaralar yapmak, gelişmeye ve ileriye dönük sohbetler. tabi karakter ve ahlâk 4/4'lük. bilgili ama gevşek ya da saçma sapan olmaz... imkansız gibi evet.

yüksek zekalı ama tesla'nın hakkına girmiş diye de biliniyor. favori mucitlerimden olan tesla'nın, ne gıcık olması olmadım(!).

kızın tırnaklarına takılan var, tırnakları ojeli? ki anlattığı olaylardan çok neden tırnakları ya da giyimi ön planda?
aile baskısının sadece tesettürlü olanlarda olduğu bir kesinlik mi var?
kızın ağzından çıkanlardan ve gözlerinden çok kıyafetine, sözde ojeli tırnaklarına bakanlar videoya girmese de olurmuş.
iğrenç olaylardan sakınma yolları bu belki? ya da gerçekten amaç kısıtlamak.
o yaşlarda olupta hâlâ da aileden geçinmek çok zor. meslek sahibi olsan da bu ekonomide durum değişmiyor. sen yine ailene bağımlı yaşıyorsun. tek kişi çalışıp sadece kendine bile yetemiyorsun? hayatta bu yüzden mi o kadar okuyoruz?..
ayrıca etraf g.tlerle dolu olabilir, bunlar bazen aile içinde ya da çevrede çıkıyor? kızını korumak istiyorsan ilk olarak onunla iletişimini düzeltmek zorundasın. sana yalanlarla değil kabul edileceğini bildiği doğrularla gelmesini sağlamalısın.
dışarıdan korumaya çalışırken bazen kendinizden koruyamıyorsunuz...
bastırılan insanlar açılırken dengeyi sağlayamıyor çoğu zaman. bu onun suçu mu peki? o kadar zaman bastırılmış. en son patlaması kadar olağan bir durum olamaz.
ne sıkmak ne de boş bırakmak, ortayı bulmak o kadar zor mu?..
bu kızdan daha da daha da beterleri var. bu olayın şükürlük olması da iğrenç ama maalesef durum bu. aşırılık var, seyreklik değil...

"burada da mı? yeter ama."
yazım yanlışıyla birlikte bariz noktalama işaretleri beni deli ediyor. harflerin noktasını eksik veya fazla koyuyorsunuz yapmayın...

yüzme bilmiyorsa demek ki veya bataklıktaysa.
ikisi de berbat. ama sanırım bataklık daha kötü. ağzından ya da burnundan çamur belki böcek vs. girmesinden iyidir sudan boğulmak.
ayrıca çırpınmayı azalt ya da yavaşlat.

her şeye de açılabiliyor mu öyle?

teknolojinin üstlerini gereksiz buluyorum. hiç iphone'm de olmadı. olmasını da istemiyorum.
insanlar neden bu kadar meraklısı cidden merak ediyorum.
koleksiyon yapar gibi bir ilgileri var her çıkan modele? (markaları zar zor bilirken modelleriyle pek alakam yok.)
bir benim mi ilgimi çekmiyorlar?

"beyaz geceler" için ismin gerçekliğine ve de sebebine bakmak istemiştim. saflığı ve masumluğu mu ele almak istiyordu yoksa karanlık içindeki beyaz nokta mıydı falan filan.
araştırmalarım mecazi değil gerçek anlamlı olduğunu ortaya koymuştu. gece nasıl beyaz olabilir diye merak ederseniz google'dan öğrenebilirsiniz.
(kısayoldan fotoğraf atılmıyor.)

musonu aklıma getirdi. aile adı mı yoksa başka bir şey mi? (üsttekilerden öğrenelim.)

hiçbir zaman lezzet bulmadığım çikolata. kıtır değil ve aşırı tatlı...

kaç haftadır yoktum. biraz gelişme görüyorum. en azından başlıklar biraz seviyeleşmiş.

ahlakta dinin olmazsa olmazı.

tasolar, oyun kartları, bilyeler, sek sek ve 5 taş için güzel taşlar...

başlığı profilden görünce "bu ne?" demiştim. ama ilgi çekici buldum ve de doğruysa insanların bilip bilinçlendirilmesi lazım.

döner tavuktan, kebap etten. etli halini hiç tatma tenezzülüne bile girmedim. bir diğer sebebi çoğu şeyde tavuk severim ben. her hali güzel ve bıkamıyorum ama et öyle değil maalesef.

gelinlikten çok kefen giymeye yakın olan ve kendi canınıza kastınız mı var ve öz saygınız nerede? diye soracağım kişidir. yargılamak için söylemiyorum sadece bu şiddet olayları beni deli ediyor. ben sizi o halde görünce mahvoluyorum. şiddet gördüğünüz için mağdur olarak görüyorum. ve siz cidden bunu mu yapıyorsunuz?
sevme ve sevilme anlayışının mazoşist ve sadist ilişkilerine dönmesi midemi bulandırıyor. sevgi kelimesinden de iğreniyorum çoğu zaman...

herkesle muhatap olmak istemiyorum ve herkese niye adımı diyeyim?
adım bana ait bir şey sonuçta. ve ben kendimden bir şeyleri gereksiz ve boş yere vermeyi tercih etmiyorum.

sürekli isim hitabından hoşlanmıyorum. "hitap etmek için ismini öğrenebilir miyim?" tarzı sorular geliyor. siz demekte bir hitap türü niye bunu yaymayı düşünmüyorsunuz?
amaç isim öğrenmekse çok anlamsız. faydası ne oluyor ki yani?

nefret ettiğim insan tipi. vıcık geliyor ve vıcıklıktan da nefret ederim. bu konuda hamam böceklerinden farksızım. elinin ayağının uzanmayacağı yerden konuş. sevdiğim insanlarda bile çoğu zaman hoşlanmadığım bir durum, başkası olsa çakarak dokunurum ben de.