sınıfta 3 kişinin soyadı aynıydı biri bendim diğeri ise şuan evlenmek üzere olduğum kişidir. kader neler mi yapıyor işte böyle şeyler...
devamını gör...

kapalı ev terliğini çorapsız bir iki gün giyip koklayın bakalım nasıl bir şey çorapsız ayakkabı giymek. terliğin kokusu bile diğer odaya kadar gidiyor, ayakkabı nasıl kokar siz düşünün.
devamını gör...

ilk nickaltım dün girildiği için gülümseyerek okuduğum başlık. *
devamını gör...

ata binmek ve bir kez olsun prenses gibi giyinip öyle hissetmek istiyorum...
devamını gör...

insanın en nankör özelliğidir alışmak.
devamını gör...

eşimle birlikte bayıldığımız o şehir.. büyük bir yer değil ama kafa dinlemek için kesinlikle gidilecek bir yer. insana iyi hissettiriyor. iki dağın arasına saklanmış büyülü bir şehir gibi..
devamını gör...

en son ve en çok hatırlamak istediğin insandır.
devamını gör...

işsiz ve parasız kalmamıştır.. bazı şeylerin son noktası vardır, artık yeter dediğiniz. o zaman insan her şeye tahammül ediyor, yeter ki işim olsun diye düşünüyorsun. çünkü çok ihtiyacın var. eğer herkes çok kolay iş bulabilseydi torpil diye bir şey de olmazdı diye düşünüyorum.
devamını gör...

beş yaşındaki kardeşimin on altı yaşındaki kardeşimi yendiği oyundur.
devamını gör...

ara sıra nişanlımla farklı bir şekilde tanıştığımı hayal ederim. onunla devamlı farklı hayatlarda farklı biçimlerde tekrar tekrar tanışmak, ve o güzel evreyi defalarca farklı şekillerde tatmak isterdim...
devamını gör...

insanların çok ağır hayatlar yaşadığını görüyorum. hatta bu durumda ben olsaydım ben ne yapardım diye sorguladığım durumlar da oluyor. lakin bazı intiharlar resmen bir pes ediş niteliğinde. mücadele edilmemiş, kaybetmeyi kabullenmişler gibi.
devamını gör...

bilirsin ben hoyrat severim
-kendi fikrime göre, erkekçe.-
bir ağaç, bur bulut, bir kuş ve biz
ellerin ellerimde, ürkekçe…

veya sen pencerende akşamüzeri,
cigaramı köşebaşında bitiririm.
damalı, büyük mendilimde sana
unutulmaz geceler getiririm.

gür, ferah karanlıklar içinden
bana doğru uzar saçların.
bir büyük rahatlık alır götürür bizi
pırıl pırıl öpüşlerle başlar yarın…

selam, en güzel hasretlerden
selam sana, korkak ve iyi kadın…
ömrüne başlıyan tomurcuk gibi, baharda
aşka, sadık ve neş’eli başladın…

gün söner yıldızlar yanar gecelerden
bir ölümsüz alem başlar senden yana.
selam, ürkek ve sevgili kadın,
selam, sabahsız gecelerden sana…
devamını gör...

mutsuzken uyuyasın gelir ama uykun gelmez çünkü kimseyle konuşmak istemezsin sadece senin gönlünü almasını istediğin, kırıldığın o kişinin seninle konuşmasını ister, bu yüzden inzivaya yatağına çekilirsin..
devamını gör...

doğruyu söylemek bir yere gittiğinde duyduğun şeyi başka birine anlatmaksa eğer, doğru söylemek değildir. doğru söylemek öyle bir şeydir ki, ucunu her yere çekebilir, kendine bir bahane olarak kullanabilirsin. “ama öyle söyledi.” “o böyle yaptı.” en kötü doğruluk dedikodu olandır.
bir de doğruyu söylemenin de bin bir türlü yolu vardır. örneğin biri sana kıyafetinin yakışıp yakışmadığını sordu. sen de kötü olmuş dedin doğruyu söyledin. güzel demek zorunda değilsin ama güzel olmadığını da söyleyebileceğin bin bir çeşit cümle kurabilirsin.
devamını gör...

başka yapacak hiç bir şey bulamamak. depresyona girmek üzereydim, kendimi buraya attım. depresyon şimdilik in the background.
devamını gör...

kimisi kaç yıl geçerse geçsin hep satalerce konuşmak, muhabbet etmek ister. ben bunu biraz saçma buluyorum. bence bir insanın sevgisini seninle saatlerce konuşup konuşmamasından ölçemezsin. sana ayırdığı vakitten ölçersin belki ama her gün aynı şeyi beklemek saçma gibi. ilişkinin başlarında çok konuşursun çünkü anlatacak koca bir hayatın vardır ama zaman geçtikçe artık anlatacağın şeyler tükenmeye başlar. hareketli bir hayatın yoksa günlük konuşulacak şeyler de bellidir. her gün her gün uzun uzun konuşulacak konular bulamazsın. bana göre normal, bazılarına göre (artık bana ilgisiz) diye düşünmesine sebep olan durumdur. yeri gelir uzun uzun konuşursun, yeri gelir bir kaç dakika. sizler ne düşünüyorsunuz merak ediyorum.
devamını gör...

sevdiklerimi satmam, ihanet etmem. vicdanen rahatsız edecek hiç bir şey yapmam.
devamını gör...

f klavyede on parmağa alıştıktan sonra yıllarca q klavyeye alışmış insanlardan daha iyi klavye kullanmanızı sağlayan tekniktir. öğrenmeye ilk başladığınızda iki harfli, üç harfli anlamsız kelimeleri 100-200 kere yazarak parmaklarınızın altında olan harflere aşina olmanızı sağlarsınız. yavaş yavaş aynı denemeyi diğer harflerde de uyguladıktan sonra artık parmaklarınızın altında duran harfleri ezbere biliyor olacaksınız. on parmak klavye kullanırken parmaklarınız orta sıradan hiç kalkmaz, gerekli harfe tıkladıktan sonra eski yerine getirirsiniz böylelikle bütün klavyeye hakim olursunuz ve aradan bir saatte geçse on dakika da geçse parmağınızın altında, yanında, çaprazında hangi harf olduğunu karıştırmazsınız. çok çalışmayla kolayca geliştirebileceğiniz bir tekniktir.
devamını gör...

özellikle kadını iki kat tiksindirir. resmen iğreniyorum allahım sen affet ama neden bunu yapıyorsunuz. öyle bir konuşma tarzı ve üslubu var ki bazılarının yüzde yüz psikolojik rahatsızlığı olmalı. kendini böyle konuşunca korku salan hayvanlar gibi hissettiği için özgüvenli mi hissediyor anlamıyorum. bravo o zaman en güçlü sensin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim