midoriya'nın büyüyüp güçlenmesini keyifle izlediğim anime. bir süre plus ultra diye gezdim son sezonu izledikten sonra.*
gayet eğlenceli ve bol aksiyonlu bir anime, tavsiye ederim.
reha erdem'in bir süre sonra geri dönüş yaptığı film projesidir. müzikal tarzında ilerleyen, dans sahneleri ve iyi oyunculuklarla desteklenmiştir ve zoom üzerinden çekilmiştir. aralarda pandemide çekilmiş sokak manzararları da eklenmiş tabii.
kişisel yorumuma gelecek olursam; ilk kez bir reha erdem filminden ciddi anlamda sıkıldım. beş vakit filminde ilk izlediğimde ne anlattı bu şimdi diye düşünsem dahi hiç sıkılmadan izlemiştim. bunda oyunculuklar şahane, eğlenceli gibi de ama sanırım hikaye işlenişinde bir sorun vardı gibi. dolandırıcıların diğer yüzü gibi bir anlatıma erişmek mi istenmiş onu da anlamadım ama, hiçbir türlüsü oturmuyor. dediğim gibi, anlamlandıramadığım halde sevdiğim çok film oldu ama bu olmadı cidden. müzikal seven biri olarak sıkıldım ve baydı. fakat serkan keskin'in ve bülent emin yarar'ın dans ettikleri sahneye bayıldım.
belki de ben fazla beklentiyle izledim, bilemiyorum. yine de oyunculuklar gayet tatmin ediciydi. karakterler arasındansa en iyisi bence nihal yalçın'ın canlandırdığı karakterdi.
sosyal medyanın temel yapısını anlamak için kaliteli bir belgesel olmuştur.
he ama anlatılanların zaten çoğunu az biraz ilginiz varsa her kaynaktan öğrenebilirsiniz, yeni bilgiler katma konusunda başarılı değil. hiç bilgisi olmayan insan "vay anasını neler varmış, ne belgesel" diyor izledikten sonra ama halihazırda bilinçli biri ise kişi, medya okuryazarlığının ne olduğunu biliyorsa, gayet eğlenerek izlediği basit bir belgesel haline geliyor. kişinin bilgi birikimi ve bakış açısına göre değeri değişen bir belgesel bence.
yine de eklemek istiyorum, evet gayet kaliteli bir belgesel.
fazlaca rahatsız edici ve nefes almayı zorlaştıran bir durumdur. eğer alerjiniz varsa ve üzerine de sinüzitiniz varsa hayatınızı çekilmez kılabilir zaman zaman. gayet ciddi bir rahatsızlıktır.
yenilmek, savaşmak gibi kelime kullanımları modernitenin yarattığı hep bir hareket halinde olunmasını, ilerlemeyi sağlama almak içindir.
insan ilişkisinde kazanan kaybeden olsa ne olur, olmasa ne olur. hepimiz aynı acıyı, sevinci paylaşmıyor muyuz?
kazanan kadın kaybeden erkekten daha mı fazla mutlu oluyor? ilişkileri daha mı mükemmel veya uzun ömürlü oluyor? hiçbiri olmuyor. duygusal bir çekişmeye girmeye ne gerek var bu nedenle.
kaliteli, sanatsal yönü ağır basan kült, klasik, ödüllü ya da bağımsız filmlerin olduğu platformdur. uzun süredir zevkle kullandığım bir mecradır. birkaç sene önce* bir ara verilse de süper döndüler bence. ayrıca türkçe için konuşursak, gayet kaliteli çevirilere sahiptir.
yurtdışındakiler kadar kaliteli içerik çeşitliliğine sahip olmayan, dizi/film/belgesel izlenebilen platformdur.
tek bir açıdan hakkını yemeyelim ama, boş içerik konusunda süper bir çeşitliliğe sahiptir.
çocukken oyun salonundaki herkese karşı yorulana kadar oynadığım oyundu. kesinlikle abartmıyorum. hatta o zamanlarda bir 'kıza' yenilmek diye olay vardı, onurlarına yediremiyorlardı. bu nedenle üç gün sonra o oyun salonuna beni almamışlardı. erkek kuzenimi alıp beni almıyorlardı. ataerkil toplumda iyi oyun oynayan bir kız çocuğu olmak bile sorun işte.
edit: tanım yapmayı unutmuşum.*
japon yapımı bir dövüş oyunudur. ilki 1994'te playstation ile birlikte piyasaya sürülmüştür. arcade versiyonu da var tabii ki oyunun. yanlış hatırlamıyorsam serinin son oyunu 2015'te tekken 7.
ayrıca tekken'in japonca anlamı iron fist yani demir yumruk demektir.
levent kırcan'ın zamanında kara mizah dediğimiz, düşündüren ama bir yandan da inanılmaz güldüren komedi programıdır. o zamanlar her şeyi eleştirebilirdiniz, sanat bunun için bir araçtı, aynı dünyada olduğu gibi.
konuşan kişiye saygısızlık edip dinlemeyi bilmeyen insanların yaptığı eylemdir.
ortamda biri konuşurken başka bir kişinin aynı anda konuşmaya başlamasıyla diğer kişi susar, böylelikle de konuşan kişinin sözünü kesmiş olur. neden yaparlar bunu anlamıyorum. etkili dinleme olayının nesi zor? düşünmeden sadece karşındakini dinle işte. en sinir olduğum şeydir söz kesme olayı.
bir şeye yoğun ilgi gösterilmesi ve istek duyulması durumudur.
kitleselleşme ve küreselleşme sonrası rağbet kelimesi, o metanın veya hizmetin popüler olması, fazla tercih edilmesi ile istenmeyen bir tanım haline gelmiştir. çünkü rağbet gören şey, kitlesel olarak rağbet gördüğünden sığ, ayrıcalıksız, tek tip haline gelmiştir.
şu sıralar yeni sezonunun(5 sanırım) yayınlandığı ingiliz yapımı uzun yıllar devam eden bilim-kurgu dizisidir. benim favorim david tennant tabii ki, onuncu doktorumuz. fıldır fıldır dönen gözleri ve lastik ayakkabılarıyla akıllara kazınmıştır.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.