#ödüllü filmler #netflix filmleri

öne çıkanlar | diğer yorumlar

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sosyal medyanın gücünü, manipülasyon etkisini anlatan bir netflix belgeseli. apple'da, google'da, facebook'ta çalışmış insanları konuşturtmuşlar. bu yapımdan sonra sosyal medya uygulamalarına eskisi gibi bakmak artık zorlaşabilir.

beni en çok etlileyen kısım ise rohingya müslümanlarına yapılan soykırım öncesinde budistlerin facebook grupları üzerinde örgütlenmesi ve hem facebook'un hem de myanmar hükümetinin buna göz yummasıdır.

buna ek olarak, yapay zeka her kişinin beğenilerini veri tabanında toplayarak onların duygusal değişimlerine uygun kişiye özel otomatik gönderiler, reklamlar vs. sunduğundan bahsediyor. yani aslında biz özgür değiliz, yönlendiriliyoruz demeye çalışmışlar.

iyi seyirler.
devamını gör...
saf ve masumane şekilde kullandığımız sosyal medya platformlarının arka planında ne döndüğünü anlatan harika belgesel.
aslında bunları hepimiz bi şekilde duyduk vs ama işin içinde olup, etik bulmadığı için yüksek meblağları terk edip anlatan çalışanlardan duymanın çok daha farklı bir his yarattığı bir belgesel. bu belgesel bence bizim öğretim müfredatımızda olmalı.
devamını gör...
sosyal medyanın birey ve toplum üzerindeki etkisini ele alan bir belgesel. en güzel yanı ise belgeselde konuşanlar bizzat bu işlerde görev almış insanlardır. kimisi google kimisi facebook kimisi twitter'da vs. çalışmış. eğer bir ürüne para vermiyorsan ürün sensin.
devamını gör...
benim için en etkileyici vurgusu facebook’ta reklamın olmamasının sebebinin esas ürünün kullanıcılar olduğunun söylendiği kısımdı. bizim bilgilerimizi satıyor ve bizi pazarlıyor diyordu katılımcılar.
buradaki sıkıntı genelde sanki bu şirketlerden kovulmuş kişilerin konuşması, biraz da çamur atma sezdim konuşanlarda.
devamını gör...
çok ama çok güzel bir filmdir.
gerçekten herkesin izlemesi gereken bir yapım.
hatta bitirdikten sonra tribe girip sosyal medya kapatmaya falan girişiyorsunuz.
telefonu az kullanmaya çalışıyorsunuz.
devamını gör...
o tribe girip eylemi gerçekleştirenlerden biriyim. belgesli izledikten sonra facebook, twitter, instagram hesaplarımı kapattım. bu süreçte özellikle twitter'da ve instagram'da çok fazla vakit harcadığımı anladım. bu vakit bana kaldı ama bu dönemde de dışarıdan ekşisözlük okuyordum, diğerlerinden arttırdığım vakti bu eyleme harcarken bu vesile ile kafasözlükten haberdar oldum. tribe girdim ama dilemmadan çıkamadım anlayacağınız :)
devamını gör...
kesinlikle izlenmesi gereken bir belgeseldir. dünyanın en büyük sosyal medya şirketlerinde üst düzey görevlerde bulunmuş kişilerle hazırlanmış belgesel. hayatı boyunca hiç sosyal medya kullanmamış birisi olarak(sözlük hariç), her sahnede "evet ya iyi ki" dedim. eğer kullanıyor olsaydım muhtemelen tüm bu sanal alemden uzaklaşma isteği oluştururdu bende de. yaşadığımız dünyada en değerli şey olan zamanı, ne kadar da anlamsız şeyler için harcadığımızı gözler önüne seren, oldukça başarılı bir yapım.
devamını gör...
sosyal medyanın beni ilgi alanlarıma uygun içeriklerle buluşturduğunu herkes gibi seziyordum.arkadaşımla vintage kıyafet konuştuktan sonra karşıma onun çıkması vs gibi. hatta bazen aklımdan geçen ama sosyal medyada aratmadığım konularla ilgili karşıma içerikler çıkıyordu. bu da beni ürkütüyordu. fakat manipülasyonun bu denli sistemli yürütüldüğünü, algoritmalar üzerine bu denli hassas çalışıldığını filmi izlemeden önce tahmin edemezdim.iş gerçekten insan psikolojisini bozacak noktaya gelebiliyor.mesela ben ikili ilişkilerde güvensizlik yaşıyorum. bu bilgiden hareketle karşıma aldatma ile ilgili bir sürü hikaye, video çıkarıyorlar. ben de ilgimi çektiği için izliyorum ve dünyanın gerçekten güvensiz bir yer olduğuna hükmediyorum.evet dünya zaten güvensiz bir yer ama benim bu güvensizliği var olandan daha fazlaymış gibi algılamam ve devamlı bunun üzerine düşünmem beni tetikliyor mesela.ya da özellikle instagram'da mükemmel bedenler görüyorum.ben bunlara baktıkça karşıma daha fazlası çıkıyor keyif aldığım için bakmıyorum ama karşıma çıktıkça da bakmaktan kendimi alamıyorum.sonra kendimi berbat hissediyorum. aynadakine yabancılaşıyorum. oysaki en pespaye halimle bile dışarı çıksam hiç böyle hissettiğimi hatırlamıyorum. insanı cidden mental çöküntüye götürebilecek bir sistem. toplumsal güvensizliği ve linç kültürünü de arttırıyor. tabi ki bir üst akıl dünyayı ele geçirmek için sosyal medyayı başımıza bela etti falan gibi teorilere girmiycem, filmde de bundan bahsedilmiyor. asli amacın daha çok tıklanmak olması sistemi bu duruma getirdi, bazı gözlemlenemez sonuçlar ortaya çıkmaya başladı, sonrasında da gözlemlense de bu sonuçlar çıkarlar uğruna görmezden gelindi deniyor.
filmdeki en sevdiğim yer ise sonlarına doğru aslında bütün bunların nedeninin ölü bir ağacın diri bir ağaçtan daha fazla para etmesi, ya da ölü bir balinanın... şeklinde ilerleyen vurucu bölüm.
bence film kesinlikle izlenmeli. sosyal medyayı tamamen hayatımızdan çıkaramasak da kötü etkilerini daha aza indirebilmek açısından faydalı olacağına inanıyorum.
devamını gör...
belgeseldir kendisi aslında. facebook, instagram ve pinterest gibi sosyal medyanın önemli devlerinde çalışmış insanların güzel anlatımlarıyla dolu müthiş bir belgeseldir. bu başlığı görünce izledikten sonra yaptığımı tekrar yapıp instagram hesabım ile vedalaştım.
devamını gör...
netflix 'de yayınlanan, sosyal medyanın zararlarını ve manipülasyonlarının anlatıldığı bir belgesel.
big data ile kişisel verilerimizin kullanılıp bizleri birer tüketiciye dönüştüren, bizi bizden daha iyi tanıyan algoritmalarla istediği yöne kanalize edebilen bir güç olan sosyal medya tehlikeli mi? bu sorunun yanıtı facebook vs gib sosyal medya çaĺişanlarinin yaptığı açıklamalarla netlesıyor.

ne diyelim kontrolsüz güç güç değildir.
devamını gör...
beni görece etkileyen netflix belgeselidir. izlerken asla inanmıyorum bu kadar olamaz demedim. aslında hepimiz biliyoruz izlendiğimizi, verilerimizin alındığını, kullanıldığını ancak bilinçli değiliz. bu belgesel insanlara farkındalık oluşturmak amacıyla çekilmiş. başarılı olduğunu da düşünüyorum. çoğu insana distopya gibi gelen kitlelerin tek bir tuşla yönetilmesi gerçek ve oldukça korkutucu. izledikten sonra sosyal medyadan elini eteğini çekesi geliyor insanın ama mümkün mü? hayatımızın içine girmişler; iş, okul, arkadaşlar hepsiyle kurulan bağ bir şekilde sosyal medyaya bağlanıyor. tası tarağı toplayıp uzaklaştığınızda insanlarla kurduğunuz iletişim azalıyor çünkü her biri varlığını bu uygulamalarda yaşıyor. buluşuyorsunuz, sohbet edelim istiyorsunuz karşınızdaki kişiye bildirim geliyor. sizi unutuyor. hoş değil. neyse efendim izleyin ve izletin lütfen.

sondaki birkaç öneri dikkatimi çekmişti. onları da paylaşmak istiyorum:
1. uygulama bildirimlerini kapatın.
2. youtube'da önerilen içeriklere tıklamayın, ne izleyeceğinize siz karar verin.
3. çerezler ve geçmiş okumayı engelleyici uygulama kullanın.
devamını gör...
sosyal medyanın ne kadar tehlikeli olduğunu gözler önüne seren belgeseldir.

bu belgeselden önce 'amaan benim neyimi takip edecekler' ya da 'en fazla konuştuğum ürünleri önüme çıkarırlar, ne olacak' diye düşünürdüm. oysa ki ipin ucu karakter manipülasyonuna, kişiler arası ilişkilere kadar gidiyormuş.
devamını gör...
jeff orlowski tarafından yönetilen ve geçen yıl yayımlanan netflix amerikan belgesel filmidir.
belgeselde facebook, twitter, youtube, google, instigram gibi şirketlerde çalışan yada bir zamanlar çalışan üst düzey yöneticiler tarafından ahlaki kaygılarıyla ilgili bir belgesel... bu ahlaki kaygılar sebebiyle işlerinden ayrılmış bu adamlar internette geçirilen fazla zamanlar için ''sizi biz tuzağa çekiyoruz'' , ''bunu size biz yapıyoruz'', '' bunun için psikologlarla yazılımcılarla oturuyoruz ve algoritmalar yapıyoruz'' diye bas bas bağırıyorlar.... sonuna da ekliyorlar ''tuzağımıza düşmeyin''

covid-19 salgını sebebiyle, neredeyse evlere tamamen kapandık ve sosyalliğimiz sanal dünyadan ibaret ...dijital hayatlar yaşıyoruz artık.... aşk bile dijital...sevgililer dijital hayatta buluşuyor...konuşuyor, sevişiyor ve ayrılıyor...tuzağa nasıl düşmeyeceksek!!
edit: unutmadan belgeseldeki en dikkat çekici nokta maniple edilen eylemsel olaylarda kişisel veri,beğenilerimizin kullanımıyla alakalı.. yani kimi isterlerse lider yaparlar..kimi isterlerse indirirler..
bu misyonu parayı bastıran alıyor...
devamını gör...
sosyal medyanın temel yapısını anlamak için kaliteli bir belgesel olmuştur.
he ama anlatılanların zaten çoğunu az biraz ilginiz varsa her kaynaktan öğrenebilirsiniz, yeni bilgiler katma konusunda başarılı değil. hiç bilgisi olmayan insan "vay anasını neler varmış, ne belgesel" diyor izledikten sonra ama halihazırda bilinçli biri ise kişi, medya okuryazarlığının ne olduğunu biliyorsa, gayet eğlenerek izlediği basit bir belgesel haline geliyor. kişinin bilgi birikimi ve bakış açısına göre değeri değişen bir belgesel bence.
yine de eklemek istiyorum, evet gayet kaliteli bir belgesel.
devamını gör...
evet. ürüne para vermediğimiz için ürünün biz olduğunu biliyordum ama bu kadar da mal olarak kullanıldığımızı bilmiyordum. örneğin instagramda neye baktığımızın kayıt altına alındığını biliyordum da hangi fotoğrafa kaç saniye baktığımızın kaydının tutulduğunu bilmiyordum. daha yeni başlamışken bu belgeseli izlemeyi bitirince ne halde olurum onu da hiç bilmiyorum. bildiğim bir şey var. o da hemen aklıma bir sanatçı ve onun çizimleri geldi. tabii ki pawel kuczynski. hepsi üzerinden bir kompozisyon yazılır. öyle anlamlılar. belgeselin özeti gibi her biri. buyrun efendim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
netflix’te yayınlanan etkileyici belgesel. belgesele geçmeden önce … bir insan doktora ancak hasta olduğunu düşündüğü zaman gider. o nedenle en önce kişinin hastalığının farkında olması lazım. evet bunu saatlerdir elimde telefon bulunduğu halde yazıyorum ve evet gerçekten ‘merhaba ben mum ve ben bir bağımlıyım’.

dikkat!!! bu tanım baştan sona spoiler içerir.

diğer yazarlar belgeselin ana fikrini yazmışlar: eğer bir hizmet için para ödemiyorsanız ürün sizsiniz’. bu söz belgeselin kilit noktası. yapay zekanın kendi kendini geliştirmesiyle artık telefon bizim beynimizin içinden geçenleri de okur duruma geldi. hatta çoğu kişinin başına gelmiştir: dışa vurulmamış ama aklımızdan geçen şeylerin birden telefonda tesadüfen(!) karşımıza çıkması. bu da yapay zekanın sürekli tıkladığımız, ilgilendiğimiz konularda kendini geliştirerek bizim gibi düşünmeye başlaması anlamına geliyor. kısacası, yapay zeka bizim bir nevi klonumuz oluyor.

diğer etkileyici husus ise insanları kutuplaştırdığı yönündeki iddialar. bir yerinde ‘insanlar çoğu zaman diğer kişilerin ‘nasıl da bunu düşünemez ve olanların farkında olmaz’ diye düşündüğünü söyler. ve evet bu kişilerden biri de benim. bunun açıklaması ise şu: bana bu nalet yapay zeka, kendi ilgi alanlarımın yanı sıra, benim gibi düşünen ve benimle aynı siyasi görüşe bağlı insanların paylaşımlarını gösteriyormuş. bu da demek oluyor ki , zıt kutuptaki diğer vatandaşa da kendi görüşünden paylaşımlar çıkarıyor karşısına. bu da sonrasında iç savaşı da tetiklediği ve özellikle abd’de bundan kaynaklı olduğu düşünülen olayların çıktığından bahsediyor.

sıra gelsin ‘beğen’ tuşuna. bu arada belgeseldeki konuşmacıların hepsi farklı sosyal medya kuruluşlarında, google’da görev yapmış insanlar. bu beğen tuşunu da tamamen ponçik hayallerle koymuşlar. amaç dünyaya olumlu duygular yaymak ve insanları mutlu etmek imiş. ama bu beğen tuşu maalesef biliyoruz ki , kendi paylaşımını beğenmedikleri için üzülen, dışlandığını hisseden, kendini yetersiz hisseden kişi sayısını tetiklemiş durumda. çoğu kişi * kendisini ekranlarda filtreli olarak görünen kadınlara/erkeklere veya filtreli hallerine benzemek amaçlı ameliyat masasına yatıyor. haliyle intihar ve depresyon oranı da bu yaş aralığında artmış durumda.

işin özetine gelirsem; gerçekleri yüzümüze osmanlı tokadıyla çarpan bir belgesel bu.
ve evet:
ben mum ve ben bir bağımlıyım*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"the social dilemma" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim