okonudakirginolunanbarkin yazar profili

hacı arif beyin nihavent şarkısı. öyle güzel şarkı ki şu kimse güzel söyler diyerek link bırakmaya gönül elvermez. güfte ile iktifa edelim

vücut ikliminin sultanı sensin
efendim derdimin dermanı sensin
bu cism-i natüvanın canı sensin
efendim derdimin dermanı sensin

not: bazıları vücut ikliminin sultanısın sen diyerek daha kafiyeli ve muhtemelen daha doğru şekilde okurlar lakin bu hali ile meşhur olduğu için işbu entari böyle katlanmıştır.

-isminiz ne?
-ahmet
-aaa ne tuhaf hiç duymadım

diyalogunun normal bir diyalog olduğunu iddia edenlerin hezeyanı. islam düşmanlığının arap postuna bürünmesi.

işbu entryde isim, tuhaf, iddia, hezeyan, islam= arapça olduğu iddia edilen kelimeler
diyalog, normal batı kökenli kelimeler
hiç, düşman, post fars köklü kelimeler

türkçe olduğunu zannettiğimiz kelimeler neler? mesela "duymak" peki دوی arapça ne demek? ses tını yani duymak dediğimiz fiilin anlamına yakın bir kelime.

çıkarım: diller birbirinden kelime alır. aldığı kelimeyi kendi söyleyişine ve anlam genişliğine göre tekrar yorumlar o kelime de yepyeni ve alındığı dile ait olur. yani ahmet de mehmet de ali de ayşe fatma hayriye de türkçedir.

çıkarım 2: dedelerinizden nefret etmeyin
çıkarım 3: aşağılık kompleksi aşağı bir şeydir.

acem kürdi şarkı. zeki müren'in kendini "mafetmeden" önceki sesinden dinlenilmesi tavsiye olunur. güfte deseniz enderunlu vasıf'ın.

seyr-i mehtab edelim gel bu şeb ey mehlika
safvetinden gümüş ayineye dönmüş derya
çık görün hale-i nurane-i didarınla
ne demekmiş ayın ondördü görsün derya

yedi günden biridir:

(bkz: pazartesi)
(bkz: salı)
(bkz: çarşamba)
(bkz: perşembe)
(bkz: cuma)
(bkz: cumartesi)
(bkz: pazar)

başkenti çengelköy olan imparatorluk:

bir sabah tedirgin düşlerden uyanan çengelköy devcileyin bir kokoreççiye dönüşmüş olarak buldu kendini

bünyesinde 33 mahalle bulunduran ilçe mahalleleri için:

(bkz: acıbadem)
(bkz: ahmediye)
(bkz: altunizade)
(bkz: aziz mahmut hüdayi mahallesi)
(bkz: bahçelievler mahallesi)
(bkz: barbaros)
(bkz: beylerbeyi)
(bkz: bulgurlu)
(bkz: burhaniye)
(bkz: çengelköy)
(bkz: cumhuriyet mahallesi)
(bkz: ferah mahallesi)
(bkz: güzeltepe)
(bkz: icadiye)
(bkz: kandilli)
(bkz: kirazlıtepe)
(bkz: kısıklı)
(bkz: küçük çamlıca)
(bkz: küçüksu)
(bkz: kuleli)
(bkz: küplüce)
(bkz: kuzguncuk)
(bkz: mehmet akif ersoy mahallesi)
(bkz: mimar sinan mahallesi)
(bkz: murat reis)
(bkz: salacak)
(bkz: selami ali)
(bkz: selimiye mahallesi)
(bkz: sultantepe)
(bkz: ünalan)
(bkz: valide-i atik)
(bkz: yavuztürk)
(bkz: zeynepkamil mahallesi)

(bkz: meşe)

üç çerağ yanar şişede
aslanlar gizli meşede
yedi iklim dört köşede
ben dedem aliyi gördüm

dipnot: buradaki meşe'nin meşhed kelimesinin bozulmuş hali olduğu da söylenir

neredesin mekke diye bir videosu var; çapını oradan ölçebilirsiniz insanı. hiç başka videoları seyretme zahmetine girmeyin aynı video içinde olmayan akarsulardan bahseden haritaları kaynak olarak alıp bakın bu çok eski kaynaklarda mekke diye bir şehir yok diyor. alttaki yorumları deep turkish web seslendirse mesela harika komikli video olur o derece. hatta biri celal şengör bu konularda son derece objektif o bilir mekkenin gerçekten olup olmadığını falan yazmış. neyse tipik bilimci. önce iddiası var sonra bu iddiayı kanıtlamak için toprağı eşeliyor ne buluyor? bulmak istediğini.

bilim denilen şeyin niçin bu kadar parlatıldığını anlamak da mümkün değil. adam kazı yapıyor bir tane kemik buluyor diyor ki bu burontozor kemiği bir kemikten tüm bir iskelet sistemi uydurup bir de yaşadığı yerleri falan resmediyor asıl mitoloji bence bu kemikten dinozorları falan uyduran bilimdir ama bu başka bir başlığın konusu

(gönderme vaaaar selam çakmışlaaar)

mondros mütarekesi imzalandığı anda türk askeri hakimiyetinde olan bölgeleri bila kayd ü şart tabii hududu sayarken müslümanların çoğunlukta bulunduğu yerlerde de halk oylaması ile en küçük kabul edilebilir sınırları belirlemiş yemindir. şöyle diyelim rauf orbay mondrosu imzalarken trakya'da varna'dan selanik'e kuzeyde batum güneyde musul kerkük ve halk oylaması ile 1. dünya savaşı öncesinde toprağımız olan her yeri kapsar.

(bkz: misak-ı milli)

"insan" olmanın esprisinden nasipsizliği ifade eder sitemsi. bu çağda gerçek bir şey yok bu kabul edilmeyecek bir şey değil: gerçek ebeveyn, gerçek evlat, gerçek akraba, gerçek arkadaş , gerçek "ev" bile yok. her şey sanallaşıyor bunların ortasında insanın kendisine bakması gerekiyor önce. zamandan bağımsız değiliz ama ipleri ne kadar sıkacağımız elimizde. hareket edemeyecek kadar "çağ"a bağlanırsak (her türlü bağımlılık internet, sosyal medya, ilgi vs) böyle sözler edebiliriz. halbuki insan çağının beter taraflarını görüp ondan salim olmaya gayret edebilir. ancak böyle bir durumda kendi çağı ile arasındaki bağı gevşetmiş olur ve "insan" olarak daha hakiki hareket eder.

uşak türküsü. özay gönlüm'den dinlemek gerek. özay gönlüm yorumundaki sözleri aşağıdaki gibidir:

ay bulutta bulutta
çemberim kaldı dutta
gelivecesen gel gari onyedi benli şadiyem
beni koma umutta

eviniz camiye yakın
ak gülleri sen takın
zengin kocaya vardın onyedi benli şadiyem
hani gerdanda altın

aya karşı duramam
dama kilit vuramam
ay buluta girince onyedi benli şadiyem
bağlasalar duramam

türk sinemasının en komik 10 repliğinden birini içeren film. işbu bu en komik 10 replik tamamen öznel olup sayısı sonsuza yaklaşsa dahi en komik 10 replik olarak kalacaktır.

harika bir oyunculuk ve o replik için:

uzun zamandır bir endüstridir. karlılığı hesaplar. reklam yapan hastaneler vardır mesela reklam bedelini de her reklam bedeli gibi giderleri arasına koyar ve müşterilerine ödetir. 80 yaşında birinin evinde kur'an dinlerken ölmesine mani olarak hastanede saçma sapan dijital sesler ve kablolar arasında sisteme para kazandırır halde ölmesi için elinden geleni yapar. tek çetesi yeni doğan çetesi de değildir. yoğun bakım çetesi kemoterapi çetesi aşılama çetesi çocuk hastalıkları çetesi vardır.

mevcut türkiye cumhuriyeti sınırları değildir. son osmanlı mebusan meclisi ve birinci meclisten geçmiş bir yemindir. sadece bu bilgi ile birlikte mevcut topraklarımızı düşününce tertemiz bir milli mücadelenin ne hale geldiği görülebilir.

işbu başlığın altında bir listesinin yapılması gereken yasaktır.

henüz hala samimi olan oluşum. videolarından sözlük nicki bile bulunabilir.

misal: aşağı mahallede aruz ölçüsüne laf eden kel

karadenizlilerin mikro milliyetçiliklerinden vuku bulan yokluk. kürdün deniz görmüşüne laz denir diye bir mesel de vardır.

hiç de güzel olmayan moda. nasıl ki 80'ler modası tam bir facia ise (kabarık saçlar, lim∞ vatkalar, üç arşın kemer tokaları) bu da öyle. niçin açık bırakılan yer göbek?

tersten gidelim yılmaz gibi soralım seni göbekte durduran şey neydi? yani niçin göbeğini açtın da memeni kapadın? bu toplumsal kabule daha ne kadar boyun eğeceksin? mesela bundan kırk sene evvel bunu yapsan ve sokakta gezsen bunun bir felsefesi olabilirdi (en azından tartışılabilirdi) şimdi herkesin içtiği sudan yudumlamaktan başka bir şey değil. usturuplu giyinen herkesten marjinal oluyor. 60 yaşındaki teyzeler bile dövme falan yaptırıyor. sen ne karışırsın sana ne diyebilirsiniz bence demelisiniz de ama bu tepkiniz bile insanların birbirleri ile irtibat halinde olan canlılar olduklarını birinin davranışının kabullerinin yaşama şeklinin diğerlerine tesir ettiği neticesine götürür bizi. yani kısaca herkes her istediğini her zaman yapamaz. o kıyafetle köyüne gidemiyorsan cenazeye gidemiyorsan okulda çocuklara ders veremiyorsan bu işte bir iş var demektir. aynı durum bence şortlu ve mini şortlu erkekler için de geçerli herif karşımda bacaklarını 168 derece açıyla açarak oturuyor taştaşları görünüyor. niçin kafamı kaldırdığımda bunu görmek zorunda kalayım? kaldırma kafanı diyenler çıkacaktır ben onlara onlar gibi demeyeceğim ben bilakis kaldırın kafanızı size "güzel" denilip tavsiye edilenlere bakın diyeceğim.

her türde tek bir film seçmek gerekirse felsefe türünde türk sinemasından seçilmesi gereken film. mesela şöyle bir pasaj vardır mantık desen o da var dedirtir:



patronu ile muhaveresi de anlayanlar için aşırı dozda hikmet içerir üç saniye önce tüm dosyalar önündeyken patronun geldiğini gören diğerleri mülayimin önündeki tüm dosyaları alıp kendileri çalışıyormuş havasına bürünürler ve patron içeri girer