birkaç üzüm tanesiymiş hatıram
birkaç kelam fidesi
rüzgar sert esiyormuş
yüzümün sana bakan çizgilerinde
biraz saçlarımmış beyaz ve masum
biraz gözlerim
gözlerimde tutukluymuş ıstırap
salıverdiğimde gözyaşlarımı
özgürlüğe kavuşurmuş acılar
sen şimdi uyuyorsun
uyu, sevdi seni kör
dilsiz sevdi
kötürüm ve derbeder
sen şimdi rüyadasın; ayakların yürüyor
bir masalın gizli resimlerinde
talihli bir adama çay demliyorsun
buğusunda hindiba duyguları
sen şimdi mevsimlere şiirler okuyarak
çocuklara kalbini veriyorsun
hani ben hayattaydım, çaresiz bakıyordum
dağlarına, yollarına çaresiz
hayaline uzaktan bakıyordum, hazırdım
bir buluttan düşmeye
bir vadiden geçmeye
sonsuzluğun çağrısıydı varlığım
sen şimdi bir sarayda
gururla açıyorsun pencereleri
kapılar özlüyor parmaklarını
ben bir fotoğrafın sonbaharında
kuşlara bakıyorum
sen şimdi yüz yaşındasın
ömrünün rüyaları geçiyor hayalinden
ben geçiyorum yüreğimden akıp gelen
kitap dolusu şiirlerimle
kırışan dudaklarında yanık bir tebessüm
dalıp gidiyorsun karanlıklara
sen şimdi benim diyarımdasın
araftasın
berzah alemindesin
ardından ağlıyor nilüfer ve hindiba
özge bir bahçeden bakıyorsun yeryüzüne
melekler sana bakıyor
omzunda çağların biriken kederleri
şair nerde
şair nerde diyorsun.
(bkz:
nurullah genç)
*
devamını gör...