maalesef muhalefet lehine hiçbir getirisi olmayacak çekilmedir.zaten 3 gün kalmışken ve ince'nin oyları eriyip sinan oğan'ın gerisinde kalmışken kılıçdaroğluna açık destek de içermeyen bu zoraki çekilmenin hiçbir anlamı yok.bu durumda ince'nin seçmenlerinin bir kısmı oğan'a kayacak, bir kısmı sandığa gitmeyecek, bir kısmı çekilmiş olsa dahi ince'ye oy verecek, çok küçük bir kısmı ise kılıçdaroğlu'na oy verecek. muhaliflerin başından beri yapması gereken ne ince'yi ne de oğan'ı hedef almadan, suçlamadan doğrudan bu adayların seçmenlerine hitap ederek onları ikna etmekti.adaylar değil; adayların seçmenleri muhatap alınmalıydı.ama muhalif siyasîler de muhalifler de "gelin ilk turda bitirelim" ya da " oyları bölmeyelim" gibi içi boş çağrılar haricinde hiçbir girişimde bulunmadılar.muhalefet liderlerinin kendileri ince'yi hedef göstermediler belki ama kendi seçmenlerini bu konuda engellemediler ya da bu kitleyi ikna amaçlı yönlendirmediler.özellikle twitter'daki muhalifler, bu adayları ve seçmenlerini suçlayıcı ve yıpratıcı bir yol izlemeseydi bu seçmenler kılıçdaroğlu'ndan bu kadar soğumayacak ve uzaklaşmayacaktı.bu seçmenlerin çoğunun gençler olduğu da göz önünde bulundurulduğunda içlerinde inadına rte'ye oy verecek olanlar bile çıkacaktır.kılıçdaroğlu seçmeninin çoğunun anlamadığı şu: bu insanlara oyları bölmemeleri gerektiğini, kazanacak adaya oy vermeleri gerektiğini söyleyerek onları ikna edemezsiniz.çünkü bu insanlar iktidarı da muhalefeti de birbirine denk kötülükte görüyorlar.eğer muhalefet bu iki adayın seçmenleri için önemli olan mülteciler meselesi gibi konulara "başından beri" daha çok vurgu yapsaydı bu oylar kazanılabilirdi.özellikle meral akşener bu seçmenleri ikna için adım atabilirdi; hem partisinden kaçan oyları da telafi etmiş olurdu.muhalefetin ve muhaliflerin bu tavrı, bu insanların oylarını ilk turda alma şansını yok ettiği gibi; olası ikinci turda bu insanlardan gelebilecek oyları bile tehlikeye soktu.yani daha fazlasını isterken eldekinden de olduk.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

farklı şekillerde yorumlanan bir sözdür: "cahillik mutluluktur", "cehalet erdemdir", "kayıtsızlık lütuftur" vs.. dinî metinlerdeki cennetten kovulma olayıyla da ilişkilendirilir; adem ve havva, onlara bilgelik sağlayacak meyveyi yemeseydi cahil bir şekilde mutlu mesut yaşayacaklardı gibi yorumlanır.

bu mesele, thomas gray'in bir şiirindeki bir cümlede geçer ama sözün tamamı bu şekilde değildir, sözün orijinali, "where ignorance is bliss, 'tis folly to be wise" (cehaletin mutluluk olduğu yerde bilgelik aptallıktır) şeklindedir.

"ıgnorance is bliss" ifadesini, "cahillik mutluluktur" şeklinde çevirirsek bu önermenin yanlış olduğunu düşünüyorum.cahilliğin de bilgeliğin de mutlulukla hiçbir ilişkisi yoktur.zaten mutluluk, sürekli bir ruh hali değildir.insan, onu memnun eden bir şeyle karşılaştığında mutluluk seviyesi bir noktaya kadar yükselir ve sonra tekrar düşüşe geçer.bu, "cahil" insan için de "bilge" insan için de aynı şekilde seyreder.mutlu olduğunuz anın içinde sürekli kalamazsınız.hayat dalgalanmalarla ilerler."cahilliğin" ve "bilgeliğin" avantajları ve dezavantajları vardır, "cahil" insanla "bilgili" insanın mutlu olduğu ve mutsuz olduğu meseleler farklılık gösterir ama her insanın modunu düşüren şeyler vardır.bu söz aslında "bilgi güçtür", "bilim bizi mutlu eder", "aydınlanmacı düşünce her sorunumuzu çözer" gibi romantik söylemlerin ters bir yansımasıdır ve kendini, karşısında konumlandırdığı kişilerden daha üstün olduğunu ve belki de hayatın sırrına erdiğini düşünen insanların , kendi memnuniyetsizliklerine giydirdikleri entel bir kılıf haline gelmiştir.bu söylemin, "okumuş kesimin bir tarafları kalkmıştır, hep zevk sefa içinde yaşarlar, hiçbir şeyi umursamazlar, kendi dünyaları içinde yaşarlar ve bütün pis işleri bize yaptırırlar " gibi bir söylemden pek bir farkı yoktur.
devamını gör...

kupanın kazanılmasında en büyük pay arjantin kalecisine ait.birçok kere arjantin'i ipten aldı.zaman zaman hakemler yıldız oyuncu faktöründen dolayı arjantin'i kayırdı, bu da bir gerçek.ama bu arjantin'e has bir durum değil.çünkü her konuda olduğu gibi futbolda da maç sırasında ve öncesinde futbol dışı unsurlar işin içine illaki dahil oluyor.bu, arjantin'in kupayı diğer takımlardan daha az hak ettiği anlamına gelmiyor.bana göre de turnuva da en göze hitap eden futbolu brezilya oynuyordu ama elendiler.her şeye rağmen kupayı avrupa dışındaki bir ülkenin alması değişiklik olması açısından iyi oldu.bir de turnuva hakkında komplolar üreten kişiler vardı.bunların azımsanmayacak bir kısmı arjantin-portekiz finalinin önceden ayarlandığını söylüyorlardı ve yanıldılar.diğerleri başka şeyleri de iddia ettiler.bütün komplo teorileri yanlıştır demiyorum ama burada önemli olan, futbolcuların psikolojilerinden taraftarlara kadar birçok değişkeni olan bir konuda bu kadar kesin konuşabilmek.
devamını gör...

insanî bir refleks olarak yardım ederdim belki ama yaptığımın doğru bir eylem olup olmadığı konusunda emin olamazdım.çünkü ''intihara kalkışan kişiye intihar etmediği taktirde daha iyi bir hayat yaşayacağına dair bir söz verebilir miyim": hayır, "intihara kalkışmasına neden olan sebepleri ortadan kaldırabilir miyim": muhtemelen hayır.
devamını gör...

mariami abdushelishvili-lazuri nani nana
buradan
devamını gör...

din, halkın ankara'sıdır.
devamını gör...

hdp; muhalefetin bile yan yana durmaktan çekindiği, halkın büyük bir kesiminin kin beslediği bir parti ama küçümsenemeyecek bir oy oranına sahip.iktidar olma şansının olmadığını hesaba katarsak gücünü verimli kullanmak için iktidar sahibi kesimlerden çıkarları doğrultusunda bir şeyler elde etmeye çalışabilir.ama her seçimden önce sürekli hdp'nin akp ile işbirliği yapacağı söylenmesine rağmen akp'ye yanaşanlar hep milliyetçi ve muhafazakar bilinen kesimler ve siyasetçiler oldu.
devamını gör...

hangi ümmet?herkes kendi islam anlayışına göre birbirini kâfir ilan etme peşinde.sorun bakalım ümmete: sizi müslüman olarak görüyor mu?
devamını gör...

daha vicdanlı olamaz.çünkü bilinci ve duyguları yok.ama duyguların etkisinde olmadığı için sınırlı konularda daha tarafsız kararlar verebilir.vicdanlı olursa zaten insandan bir farkı kalmaz.
devamını gör...

ben de yapamam.eğer fiyat aşırı uçuksa satın almadan çıkarım zaten ama ortalama bir fiyat verirse hiç itiraz etmem, indirim istemeye utanırım.işim bitsin de bir an önce eve gideyim istiyorum.
devamını gör...

tarafsızlık ayrı mesele ama yazarların çoğu konuyu analiz etmek yerine karşı tarafı suçlama ve aşağılama eğiliminde.entrylerin çoğu tepkisel.eleştiri yaparken de en zayıf ve popüler olan argümanları kullanıyorlar.birçok başlığın altı, birbirleriyle neredeyse aynı olan yorumlarla dolu.farklı bakış açıları çok az.insanlar bir şeyi ya tam savunuyorlar ya da tamamen reddediyor.
devamını gör...

apateizm bir fikir değil, tavır alma biçimidir.fikirlerin argümanları olur.
devamını gör...

on sene önce kısa bir roman yazmayı denemiştim.birkaç gün içinde 10-15 sayfa yazdım ama yazdıklarımın çoğunun aforizmalardan ibaret olduğunu görünce devam ettirmedim.kendi düşüncelerime o kadar odaklıydım ki olay örgüsü ve karakter oluşturmayı becerememiştim.bir daha da denemedim.
devamını gör...

yaklaşık 8 milyar çeşit insan var.
devamını gör...

bazen bunalıp yanıma hiçbir şey almadan insan olmayan, doğayla baş başa kalabileceğim yüksek bir yere çıkıp kalabileceğim kadar kalmak istiyorum.karşıma kurt-ayı çıkacakmış, böcek-yılan ısıracakmış hiç umrumda değil; o derece bıkmışım.ama gittiğim yerin yakınında yaşayan insanların beni rahat bırakmayacaklarını, şikayet edilebileceğimi ve başımın derde gireceğini düşününce vazgeçiyorum bu işten.insanlar her yerde, dağın başında bile rahat yok.
devamını gör...

başlığı açan yazar zaten aydın, içinde bulunduğu toplumu eleştiremez dememiş ki.aşağılamaktan bahsetmiş.aşağılamak ve eleştirmek aynı şey mi?
devamını gör...

metallica'nın 1984 yılında çıkan 'ride the lightning' albümündeki muhteşem şarkıdır.şarkıda umutsuzluk ve sonrasındaki yok olma isteği anlatılır.ama ölmeyi isteyen kişi bu hale geldiği için hüzün duyar, hala içinde yaşama isteği vardır.şarkı, akustik gitar introsuyla başlar, ardından giriş solosu gelir, sonra metal müziğin en güzel arpejlerinden biri girer, şarkının ilk riffiyle beraber şarkı sertleşir, sonra bitiş solosunun habercisi olan daha hızlı bir riff girer, bu rifften sonra yumuşak bir geçişle solo başlar, solo gittikçe hızlanarak zirveye ulaşır ve bu zirvede şarkı biter.
devamını gör...

yoktur.eğer kişi bölüme kendi isteğiyle ve severek girmişse, bölüm hakkında araştırma yapmışsa ve gerekli azmi varsa o her türlü yolunu bulur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim