bana kalırsa bir kadının muhteşem kadın tanımına uygunluk göstermesi için en başta gelen kriterlerden birisidir. kısa saçlı kadınlar gerçekten muazzam oluyor ya. harbiden mükemmelsiniz..
devamını gör...

bazen uçmak isterim - seninle manyak güzel olabilirdik
şarkıyı dinlemene gerek yok sadece başlığını üzerine alınman bile yeter. seninle gerçekten manyak güzel olabilirdik. yazık ettin bize, tüm birlikte kurduğumuz hayallere.. keşke böyle olmasaydı..
devamını gör...

dostlar mesaj atma eylemini bu kadar da basite indirgememek gerek açıkçası.

hani bazen olurya telefon elinizdedir whatsapp açıktır mesajı girersiniz fakat tıklayamazsınız evet o ufacık çok basit gönder tuşuna tıklayamazsınız. işte bazen mesaj atma eylemi insanı çok çaresiz bırakabiliyor. tek bir mesaj ile belki hayatınıza renk katabilecekken bazen haftalarca dünyanın en mutsuz insanı olabiliyorsunuz..

eğer şu an aklınızda birisi varsa lütfen ama lütfen telefonunuzu elinize alın ve ona mesaj atın. dostlar hayat kısa kuşlar uçuyor. belki de bir daha mesaj atma fırsatı geçmez elinize ileride pişmanlıklar duymayın sakın. ne kaybedersiniz ki atın şu lanet mesajı tüm belirsizliklerden ve üstünüzde oluşan o yükten kurtulun. evet sadece tek bir tuş ile..
devamını gör...

öncelikle sayın yazar armysuzy'a bu ukdeyi bıraktığı için bir teşekkürü borç bilir, saygı ve selamlarımı iletirim.

bedri rahmi eyüboğlunun abisi olan sabahattin eyüboğlu 1908 yılında trabzon'un akçaabat ilçesinde dünyaya gelmiştir. trabzon lisesi'nin son senesinde üniversiteye öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla yapılan sınavı kazanarak fransaya gönderildi. iki yıl university of burgundy'de bir yıl ise university of lyon'da eğitim gördü. ardından 1 yıl kadar paris'te kalıp sorbonne university'de ders aldı. bir sonraki yıl ise ünlü şair ingiltere'ye ingiliz dil ve edebiyatı üzerine incelemeler yapmak amacıyla gitti. tüm bu yurtdışı macerasının hemen ardından istanbul'a gelip istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi fransız dili ve edebiyatı bölümü'nde doçent oldu. hayatına bir sürü şey sığdıran sabahattin eyüboğlu 1938 yılına kadar milli eğitim bakanlığı müfettişliği, talim ve terbiye kurulu üyeliği, tercüme bürosu başkan yardımcılığı gibi görevlerde bulundu. çok partili rejime geçildikten sonra köy enstitülerine karşı yürütülen kampanyalar esnasında tercüme bürosu'ndaki ve hali hazırda hasanoğlan köy enstitüsü görevlerinden uzaklaştırıldı. yaşananlardan sonra bir süre parise gitti. türkiye'ye geri geldiğinde milli eğitim bakanlığı müfettişliği görevini tekrardan aldı. bu sıralar istanbul üniversitesi fransız dili ve edebiyatı bölümü'nde karşılaştırmalı türk - fransız edebiyatı, itü ve istanbul tatbiki güzel sanatlar yüksekokulu'nda ise sanat tarihi dersleri verdi.
27 mayıs darbesinden sonra üniversiteden uzaklaştırılan 147 öğretim üyesi arasında o da vardı fakat yeniden göreve çağrılınca itü'deki görevine tekrardan geri döndü. 1963 yılında babeuf'un devrim yazıları adlı kitabını türkçeye çevirmesinden ötürü türk ceza kanununun 142. maddesi gereğince yargılandı. 3 yıl gibi kısa bir süre sonra aklandı. tüm bu olanlardan sonra ise 12 mart muhtırası esnasında gizli örgüt kurduğu gerekçesiyle tutuklandı. zaten kısa bir sonra da vefat etti.

eyüboğlu'nun yazarlığı 1940 yıllarında etkin olmaya başladı. tercüme, yaprak, yeni ufuklar, tanin, cumhuriyet gibi bir sürü dergi ve gazetelerde yaymladığı yazıları ile birlikte kültürün asıl maddi temellerini araştıran ve biraz da olsa halk değerlerine yönelen hümanist bir düşüncenin öncülüğünü yaptı. aynı zamanda orhan veli kanık cahit külebi ceyhun atuf kansu halikarnas balıkçısı* gibi şairlerin edebiyat anlayışlarını ele alarak tek tek değerlendirdi. kültürel yaşantıda dil devrimlerinin biraz daha etkili olmaya başladığı 1950'li yılların sonlarına doğru yazılarında emperyalizm ve kültür ilişkileri sorununa ağırlık verdi.
eyüboğlu türk kültürü konusunda diğerlerinin aksine daha farklı yaklaştı. ona göre türk kültürünü orta asya'da aramak yanlıştı çünkü ona göre türk kültürü daha önce anadolu'da yaşayanların uzantısı niteliğindeydi.

eyüboğlu eski anadolu uygarlığı hakkında 11 tane belgesel film yaptı. bu 11 tane bölümden oluşan serinin ilki* 1956 yılında berlin film şenliği'nde ikinci oldu. aynı zamanda kendisini sinemacılığa iyice kaptıran eyüboğlu 1966 yılında sinematek'in kurucularından birisi oldu. ve türk edebiyatı'nın çeviri alanında gelişmesine katkı sağlayan sanatçılarından birisi haline geldi aynı zamanda çünkü fransız, ingiliz, rus, yunan ve latin edebiyatından bir sürü klasik yapıtı çevirerek türk edebiyatına kazandırdı.
hatta çevirdiklerinden mavi ile kara deneme kitabı ataç armağanı'nı
platon'un devlet'inin çevirisi ise 1959 yılında türk dil kurumu çeviri ödülünü kazandı.
devamını gör...

nuri pakdil ilkokul yıllarından itibaren şiir yazardı. ortaokulda tanıştığı büyük doğu dergisi sayesinde hem yazı hem de düşünce bakımından kendisini geliştirme yönünde daha sıkı adımlar atmaya başladı. 1954-1955 yıllarında arkadaşlarıyla birlikte hamle dergisini çıkardı. necip fazıl saygı ödülü'nün ilki 2014 yılında nuri pakdil'e verildi. aynı zamanda 2014 yılında "muhafazakar değilim, devrimciyim. özgürlükçü, emekten yana olan dinden yanayım." diyerek hakkındaki sağ sol görüş tartışmasını ortadan kaldırarak islamcı olduğunu dile getirdi. islam beldelerinin* üzünç durumlarını müslüman toplumların dertlerini islami bir duyarlılıkla ele aldı. bundan gerek olsa günümüzde bile hala "kudüs şairi" olarak anılmaya devam ediyor.
aynı zamanda nuri pakdil'in dili oldukça kapalı ve çağrışım doludur. standartların dışında olan şairin gerçekten özgün bir üsluba sahip olduğunu söylemekte fayda var.

nuri pakdil'i 2019 yılında kaybettik. ruhu şad olsun..
devamını gör...

asıl adı adil erdem bayazıt olan şairimiz 1940 yılında maraş'ta dünyaya gelmiş ve maalesef ki 2008 yılının bir temmuz ayı aramızdan ayrılmıştır. gençlik yılları güneydoğu taraflarında geçmiştir. cahit zarifoğlu gibi birçok ünlü şairle lise yıllarında aynı sırayı paylaşmıştır. ankara üniversitesi dil ve tarih-coğrafya fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümünü bitirdi. bir süre milli kütüphane'de çalıştı ardından lise düzeyinde edebiyat öğretmenliği yapmaya başladı. 1987 yılında siyasetle haşır neşir olmuş olmalı ki maraş milletvekili seçildi. yazı ve şiirlerini 1960 yılında yani 20 yaşındayken yayınlamaya başladı. 1969 yılından itibaren ise uzun yıllar edebiyat dergiciliği yapmaya başladı. sebep ey ve risaleler iki tane şiir kitabıdır aynı zamanda ipek yolundan afganistan'a ise gezi yazılarındandır.

birçok şiirinde tasavvuftan çokça yararlanmıştır. hatta sebep ey adlı şiir kitabında her şeyin tek ve mutlak sebebinin allah* olduğundan bahseder. şiirlerinde şehrin doğallıktan uzak ortamından kaçışı, zulme haksızlığa başkaldırı gibi şeyler de bulunur. aynı zamanda ünlü şair çok az yazar çünkü şiirin zamanı geldiğinde kendiliğinden ortaya çıkacağına inanır. hiçbir vezine bağlı kalmayan sanatçı serbest bir şekilde şiirlerini yazar. 2. yeni şiir akımının anlatım olanaklarını islami ögelerle birleştirerek şiire mistik bir boyut katmıştır. islam estetiğinin biçimlendirdiği kapalı ve imgelerle dolu bir söylem ortaya koymuştur. şiirlerinde daha çok doğallıktan uzak beşerileşmiş endüstri toplumunun parçaladığı insanı dinsel duyarlılığa davet etmiştir.

risaleler adlı şiir kitabı sayesinde türkiye yazarlar birliği 1988 şiir ödülünü
ipek yolundan afganistan'a adlı gezi yazısı sayesinde ise tyb 1983 gazetecilik ödülünü
almaya hak kazanmıştır.
devamını gör...

asıl adı abdurrahman cahit zarifoğlu olan ünlü ve yetenekli şair 1940 yılında ankara'da dünyaya geldi ve maalesef ki 1987 yılının bir haziran ayı aramızdan ayrıldı. cahit zarifoğlu'nun gençlik yılları güneydoğu'da geçmiş. lise yıllarında erdem beyazıt rasim özdenören alaaddin özdenören gibi isimlerle aynı sırada oturmuşlar. soyadını ise 300 yıl kadar önce kafkasya'dan maraşa gelip yerleşten atalarından aldığını söylemekte fayda var, maraşa yerleşen ataları üç kardeşlermiş ve bunlardan birisinin adı zarifmiş.
istanbul üniversitesi alman dili ve edebiyatı bölümden mezun olup yeri geldi muhasebecilik yaptı yeri geldi çevirmenlik, düzeltmenlik yaptı yeri geldi öğretmenlik yaptı. ilk şiir ve öykülerini lise zamanlarında maraş'taki yerel gazetelerde yayınlatmayı başardı ve ardından istanbul ankara gibi şehirlerdeki dergilerde çıkan şiirleri sayesinde insanlar tarafından tanınmayı başardı.

ilk şiirlerinde 2. yeni akımının etkileri sıklıkla görülür. şiirlerinde madde-ruh çatışması, batı diktasına karşı doğu protestosu gibi temaları işledi. ilk şiir kitabı olan işaret çocuklarını 67 yılında yayınladı. şiirlerinde kendi inançları çerçevesinde ele aldığı anadolu insanlarının sevgilerini umutlarını acılarını yansıttı. son şiirlerindeyse islamcı düşüncedeki insan sevgisini toplumsal mutluluk anlayışı gibi temaları işledi. tabii ki yer yer gerçeküstü ögelere ve eski şiir kalıplarına yer verdi.

şiir olarak işaret çocukları, yedi güzel adam, menziller
hikaye olarak ins
masal olarak ağaçkakanlar, katıraslan, yürek dede ve padişah, serçekuş, motorlu kuş
deneme olarak bir değirmendir bu dünya
en çok bilinen eserlerindendir.
devamını gör...

rasim özdenören, 1940 yılında maraş'ta dünyaya geldi. istanbul üniversitesi hukuk fakültesini ve istanbul üniversitesi gazetecilik enstitüsü'nü bitirdi. devlet planlama teşkilatı'nda uzman olarak çalıştı. 2 yıl gibi kısa bir süre için de olsa araştırma amacıyla abd'nin farklı farklı eyaletlerinde bulundu. ardından kültür bakanlığı'nda bakanlık müşavirliği yaptı. aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı.

özdenören hikayelerinde toplumdaki değişme ve çözülmenin sebep - sonuç ilişkisiyle açıklamasını yapmaya çalışmıştır. kültürel yozlaşma, ailelerdeki çözülmeler ve bunalımlar eserlerinde sıklıkla başvurduğu kavramlardandır. hikayelerinin merkezine insan ve insan ruhunu almaktan kaçınmamıştır. aynı zamanda yeri geldiğinde islami motifleri kullanmaktan kaçınmayan özdenören denize açılan kapı adlı hikayesinden itibaren tasavvufi duyarlılığını okurlara yansıtmayı başarmıştır. hikayelerinde objektif olmaya çalışarak gerçeklere asla ama asla müdahele etmemiş, toplum tarafından benimsenen ideal tipleri anlattığı kadar çok fazla eleştirilen olumsuz tipleri de anlatmıştır. sayıp dökmelere ağırlık veren bir hikayeci olarak özgün, şairane ve sembolik bir anlatım biçimi vardır. kültürel yozlaşmaya karşı da kişinin tassavufa yönelmesini istediğini söylemekte de fayda var.
özdenören hala yazın hayatına devam ediyor.

1984 yılında denize açılan kapı adlı eseriyle türkiye yazarlar birliği yılın hikayecisi ödülüne layık görülmüş,
1978 yılında ise türk milli kültür vakfı tarafından fikir dalında jüri özel ödülünü kazanmıştır.

aynı zamanda çok sesli bir ölüm ve çözülme adlı hikayeleri televizyona uyarlanmış hatta 1977'de çok sesli bir ölüm adlı eseri uluslararası altın prag tv filmleri festivali'nde jüri özel ödülünü aldı.
ve yakın zamanda hala ödül almaya devam ettiği söylenebilir mesela 2015 yılında t.c. cumhurbaşkanlığı kültür ve sanat büyük ödülü 2016 yılında ise necip fazıl kısakürek saygı ödülünü almıştır.
devamını gör...

pek doğru sayılmaz açıkçası.
alttaki yazar düğünümde bana çeyrek takmak istiyor.
devamını gör...

sözlüğe ne zaman uğrasam akışta her başlığın altında karşılaştığım sözlüğe çok şey kattığını düşündüğüm yazar arkadaş. eskiden takibe almıştım tanımlarını severek okuyorum.
devamını gör...

(bkz: ben seni unutmak için sevmedim)
devamını gör...

p asal sayı iken 2p+1 sayısı da asal oluyorsa p sayısına sophie germain asalı denir. her sophie germain asalı bir asal sayıdır fakat her asal sayı sophie germain asalı değildir.
devamını gör...

kendimi 4. yüzyılda cahiliye döneminde alınıp satılan kölelerden sanmamı sağlayan başlık. ait olmak nedir yahu?
devamını gör...

saygısızlıktan başka bir şey değildir.
devamını gör...

aynı zamanda son osmanlı meclisinde istanbul milletvekili olan istanbul üniversitesi hukuk fakültesi profesörü ahmed selahattinin oğlu.

zeki alasya ve metin akpınar ile devekuşu kabare tiyatrosunu, ahmet gülhan ile ise tef tiyatro grubunu kurdu. türk ortaoyunu gibi geleneksel motiflerden yararlanarak toplumsal olayları alaylı bir dille ele aldığı için oyunlarıyla ününe ün kattı.
devamını gör...

kendilerinin mutsuz oluşu yetmiyor gibi bir de bizlerin mutluluğunu alıp götürüyorlar..

t: burçlara göre değişkenlik gösterdiğine inandığım fakat genel olarak duygusal olmalarından dolayı olduğunu düşündüğüm durum.
devamını gör...

emek hırsızlığı ibaresi sadece günümüz yazarları* için geçerlidir çünkü günümüzdeki yazarların hepsi kitaplarını ticari kaygı güterek para kazanma amaçlı yazıyorlar. şayet yazar olsaydım asla ne kadar satıldığına değil ne kadar okunduğuna ne kadar erişilebilir olduğuna bakardım çünkü benim fikirlerim ve düşüncelerim asla ama asla satılık değil.
devamını gör...

sanırsam artık çocuk olmadığımı anlamam geceleri kafamı yastığa koymamdan sonra gelişen olaylar dahilinde gerçekleşmişti fakat herhalde herkes için böyle olmuyor. hala bazı insanları anlamakta güçlük çekiyorum. nasıl oluyor da bu kadar vurdumduymaz ve duygusuz olabiliyorlar? gerçekten akıl alır gibi değil..
devamını gör...

birsen tezer - bilsen
devamını gör...

eğer gerçekten seviyorsa bir insan bir insanı o eşiğe gelinse bile daha fazlası olmaz olamaz. sevmek denilen eylem bu kadar basit ve çabuk vazgeçilebilir bir şey değil. 60-70 yıl süren evliliklere baksanıza bir de. kavgalar tartışmalar elbet olmuştur ama hiçbir taraf o eşiği geçmemiştir çünkü onlarda birbirlerinden vazgeçemediklerinin farkındadırlar. işte bu gerçek sevgi budur biraz daha dramatize edilecek olursa birbirine muhtaç kalma durumu olarak bile kesinlikle değerlendirilebilinir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim