the pleiades yazar profili

the pleiades kapak fotoğrafı
the pleiades profil fotoğrafı
rozet
karma: 116 tanım: 30 başlık: 3 takipçi: 1

son tanımları


halk koronavirüsle yaşamayı öğrenmeli

hala öğrenemedi ki halk. aşı olmaktan korkuyor, korona olmaktan korkmuyorlar ne yazık ki
devamını gör...

prekarya

çalışma saati, özel hayatı belli olmayan, gece gündüz çalışan emekçidir. patronu tarafından kendine verilen son model iş telefonunu ve tableti lütuf sanır. taa ki patron sabahın dördünde arayıp da şu raporu yarım saat içinde xx firmasına yolla diyene kadar. kısacası günümüzde iş güvencesi olmadan çalışan herkes.
devamını gör...

akademisyen

7/24 mesai yapan, tatile bile dizüstü bilgisayarıyla giden, sürekli yetiştirilmesi gereken işleri olan, sürekli ortalama 25 kişinin okuduğu makale, kitap ve bildiriler yazan, üreten, bunlardan zaman kalırsa derse giren kişidir. işin ilginci bu prekaryalıktan da mutludur. yaşam boyu öğrenme aşkı ile doğmuş bir garip kitledir.
devamını gör...

kafadan atmak

kafadan atmak aslında ahkam kesmek, uydurmak, bilmeden konuşmak, boş ve cahilce konuşmak anlamlarına gelmekle birlikte, istenilmeyen bir düşünceyi unutmaya çalışmak da 'kafadan atmak' olarak kavramlaştırılmaktadır.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının türkiye'deki şirketleri

şirketleri mi varmış?
devamını gör...

boğaziçi üniversitesi rektörü konusunun hızlıca kapatılması

konu henüz kapanmadı ki
devamını gör...

pal nostalji

arabada annem varsa açtığım bir radyodur. annem 'hay nostalji' demektedir bu radyoya.
devamını gör...

43 yaşında hala annesiyle ve kedisiyle yaşamak

artık o kadar uzun süre birlikte yaşamışsınızdır ki anneniz mi size daha çok baktı siz mi ona daha çok baktınız sorgulamaktan vaz geçtiğiniz bir yaştasınızdır. muhtemelen artık evlen diyenlerin sayısı da azalmıştır. kedinin kakasını temizledin mi anne? ilacını içtin mi anne? arayan soran var mı? (cevap genelde beni kim arayacak ki? şeklindedir). dışardan bir ihtiyacın var mı? ilaçlarını aldım eczaneden? bir dizi izleyelim mi? gibi belli başlı birkaç cümleden ibaret bir hayat başlamıştır.
devamını gör...

deadline

genellikle plaza dilinde ve akademik camiada kullanılan bir kelimedir. türkçesi 'son gün' anlamına gelir. ödevlerinizin deadline'ı varsa size ödevi teslim etmek için verilen son süreden söz ediliyordur.
devamını gör...

tevekkül

bir zamanlar bir kız tanıdım adı tevekküldü. tanrı'ya güvenmek anlamına gelen bu isim aynı zamanda geri çekilme, istifa, bir şeye bel bağlama anlamlarına da gelir, genellikle tevekkül etmek şeklinde kullanılır.
devamını gör...

onur can özcan

youtube'da ararken 'honor bell özcan - our wound stay' şeklinde bulup gülümsediğim, kadife sesli çocuk.
devamını gör...

türkiye'de tartışma kültürü

tartışma kültürü mü? hem de bu ülkede... biz çocukken vardı o. eski siyasiler tv'de tartışırdı kibar kibar. bir de yalan rüzgarı'ndaki jil ve cathrine çok güzel tartışırdı. günümüzde insanlar karşısındakine cevap vermek için susmasını beklediği için dinlemeyi unuttular.
devamını gör...

kapıdan girdiğini gördüğü halde geldin mi diye sormak

aşağıdaki cevaplardan birini verdiğim sorudur kendisi:
-yok annem yok daha gelmedim yoldayım.
-yooo niye öyle düşündün ki?
-nerden anladın geldiğimi?
-zekana hayranım.
bir de bunun daha vahimi var, 'sen mi geldin?' oraya hiç girmeyim.
devamını gör...

varolan başlığı göre göre yeni bir başlıkmış gibi giren yazar

bu tıpkı kapıdan girdiğini gördüğü halde 'geldin mi?' ya da 'sen mi geldin?' sorusunu sormak gibi geldi.
devamını gör...

kentsel dönüşüm

apartmanda kat maliki komşulardan biri müteahhitlerle anlaşıyor, ne kadar rant alacağını belirliyor. sonra yanına bir yandaş daha bulup cimer’e dilekçe yazıyorlar, 'binamız çürük, deprem olursa yıkılır diye korkuyoruz' falan yazıyorlar. sonra o dilekçe belediyeye gidiyor. belediye risk raporu istiyor. risk raporu için apartmanın her katından karot alıp delik deşik ediyorlar. çürük raporunu da alıp binayı kentsel dönüşüme sokuyorlar. bina sakinleri sakin kalamıyor. olaylar olaylar. sonunda evinizden 3 ay içinde taşınmak zorunda kalıyorsunuz. kentsel dönüşüm 50 tl aidatı ödemekten imtina eden cahilllerin aylık 1500-2500 tl aidatı olan rezidansta oturma hayalinden başka birşey değildir.
devamını gör...

sırça fanus


kitbın orijinal adı bell jar.
herkes zaman zaman kendisini sırça bir fanusun içinde nefes alamazken bulmaz mı?
kitap, sylvia plath'ın kendi gençlik bunalımlarını, intihar deneyimlerini yeniden yaşama tutunma çabalarını anlatan bir öz yaşam öyküsüdür. sylvia plath, sırça fanus'u yayımladıktan bir ay sonra, yaşamına kendi elleri ile veda etmiştir.

sylvia plath'ın 'the bell jar' kitabı hakkında 11 gerçek
1. plath, the snake pit gibi en iyi satıcılara yazmak istedi.
2. hikaye plath’ın matmazel’deki “konuk editörlüğüne” dayanıyor.
3. plath gibi, esther kendini öldürmeye çalışır ve bir hastaneye gönderilir.
4. yıllar süren yazar bloğundan sonra, plath kitabı çok hızlı bir şekilde yazdı.
5. kitap amerikalı yayıncılar tarafından reddedildi.
6. ilk basımını 1963 yılında victoria lucas takma adını kullanarak yayınlamıştır.
7. the bell jar plath'ın beklediği kadar dikkat çekmedi.
8. plath'in annesi, kitabın abd'de yayınlanmasını istemedi.
9. kitap 1979'da bir film haline getirildi.
10. 2003 yılında sylvia isimi ile kitabın filmi yayınlanmıştır. filmin yönetmenliğini christine jeffs, senaryolaştırmasını ise john brownlow yapmıştır ve filmin başrolünde sylvia plath rolünü gywneth paltrow canlandırmıştır.
11. plath'in tek romanıdır.

bell jar malady: özgürlüğünü kaybetmek, ruh sağlığını kaybedecek kadar hasta olmak, nefesi bedeninden alınacak kadar hapsolmuş gibi hissetmek anlamında bir metafor. bell jar, havayı emmek için çan şeklinde bir fanustur.

kitaptaki ana karakter hayatını 'bir kavanoz içinde boğulmak' olarak tanımlıyor. roman boyunca esther bu çan kavanozun kendisini boğduğundan söz eder. bu anlar onun depresyonu ve zihinsel durumuyla ilgilidir....

gerisini de kitaptan okuyun bir zahmet :)
devamını gör...

yazarların keşke dediği şeyler

keşke insanları görünüşleri, gelenekleri, cinsiyetleri, dilleri, dinleri, milliyetleri, cinsel yönelimleri, siyasi görüşleri, yaşadıkları coğrafya, hastalıkları, engelleri, yaşları ve sosyoekonomik düzeylerine göre ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, dışlamadan yaşamanın yollarını bilsek ve öğretebilsek.
devamını gör...

keşke

keşkesiz bir yaşam düşünemiyorum, 'keşke demeden yaşamaya çalış' diyenlere inat. yaşadığımı hissettiriyor bu kelime bana.
hem umudu hem de pişmanlığı çağrıştıran bir sözcük. hayat gibi... keşke daha iyi bir şey dileseydim... keşke deniz kenarında bir evim olsa... keşke havuçlu kek yapsaydım... keşke bu gün kar yağsa...

keşke oyunlar oynamasaydık... ben bu şarkıyı kenan doğulu söylüyor sanıyordum, yalın mış meğer pek bir yalın geldi şimdi şarkı :)
devamını gör...

kurt vonnegut

mezbaha 5 kitabının türkçe ve ingilizcesini karşılaştırmalı okudum. ingilizce argo konuşmayı öğrendim yeminle :)
devamını gör...

ulysses (kitap)

ulysses sözlüğünü gördükten sonra kitabı bir türlü okuyamadım. önyargı oluştu, sözlük olmadan anlayamaz mışım gibi :)
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim