21.
bir iş için çalışıp çabalayıp gereğini yaratıcıdan istemek.
devamını gör...
22.
her şeyi tanrı’ya, yazgıya bırakma, yazgıya boyun eğme, her şeyi tanrı’dan bekleme. tevekkül etmek genellikle islam dininde allah'a kayıtsız ve şartsız olarak inanmak anlamına gelir.
devamını gör...
23.
takdir allah'tan.
biz uğraşırız, olsa da olmasa da amenna.
biz uğraşırız, olsa da olmasa da amenna.
devamını gör...
24.
tedbirini alıp gerisini allah'a bırakmak.
devamını gör...
25.
allah ın sıfatlarından biri vekildir.
butun kapılar yuzunuze kapandıgında benim vekilim allah tır denir.
iste ona sıgınıldıgında allah sizi geri cevirmeyecektir.
tevekkul budur.
butun kapılar yuzunuze kapandıgında benim vekilim allah tır denir.
iste ona sıgınıldıgında allah sizi geri cevirmeyecektir.
tevekkul budur.
devamını gör...
26.
isleri allah'a birakma.
ınsanlar tevekkulu cok yanlis anlar.
tevekkul, ben calismiyim, rizkimi allah versin degildir.
ben calisirim, gerisini allah'a birakirimdir.
ınsanlar tevekkulu cok yanlis anlar.
tevekkul, ben calismiyim, rizkimi allah versin degildir.
ben calisirim, gerisini allah'a birakirimdir.
devamını gör...
27.
bu toprakların ruhuna sinmiş olan şey.
başına gelenlere dair bir kabulleniş, bir razı oluş.
başına gelenlere dair bir kabulleniş, bir razı oluş.
devamını gör...
28.
tevekkülün anlamını bilmediklerinden yanlış uyguluyorlar. tevekkül teslimiyet değildir. tedbirini alırsın, çalışıp didinirsin, sonra tevekkül edip takdiri tanrıya bırakırsın.
esasında baştan teslimiyetçi bir anlam taşımaz. *
esasında baştan teslimiyetçi bir anlam taşımaz. *
devamını gör...
29.
özellikle siyaset vb geniş daireler gibi insanın çok çok az etki edebileceği alanlarda rahatlatan öğreti.
"manen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir kadîr-i rahîm'in mülküdür. mülkü sahibine teslim et, ona bırak.. cefasını değil, safasını çek. o hem hakîm'dir, hem rahîm'dir. mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. dehşet aldığın zaman, ibrahim hakkı gibi "mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler" de, pencerelerden seyret, içlerine girme."
mektubat / risale-i nur
"manen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir kadîr-i rahîm'in mülküdür. mülkü sahibine teslim et, ona bırak.. cefasını değil, safasını çek. o hem hakîm'dir, hem rahîm'dir. mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. dehşet aldığın zaman, ibrahim hakkı gibi "mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler" de, pencerelerden seyret, içlerine girme."
mektubat / risale-i nur
devamını gör...