orijinal adı: the bell jar
yazar: sylvia plath
yayım yılı: 1963
kısacık yaşamına yüzlerce şiir ve bu kitabı sığdırmış olan sylvia plath'ın intiharından hemen önce yazmış olduğu eseridir. kitabın kahramanı esther greenwood üzerinden otobiyografik bir eser yazmıştır aslında melankolik şair.
yazar: sylvia plath
yayım yılı: 1963
kısacık yaşamına yüzlerce şiir ve bu kitabı sığdırmış olan sylvia plath'ın intiharından hemen önce yazmış olduğu eseridir. kitabın kahramanı esther greenwood üzerinden otobiyografik bir eser yazmıştır aslında melankolik şair.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "evernevergreen" tarafından 29.12.2020 12:48 tarihinde açılmıştır.
1.
büyük beklentilerle okuduğum bir kitaptı ve beklediğim hiçbir şeyin tadını alamadım. sanki kitabı benden önce okuyup tavsiye edenler bambaşka bir eserden bahsediyordu. okuduğum süre boyunca acaba neyi algılayamıyorum, yanlış olan ne diye sorup durdum kendime.
devamını gör...
2.
sevgil sylvia plath'ın okurken kenimle savaştığım, bitirmek adına gerçekten çabaladığım bir kitabı... bu kitabı okurken onlarca kez keşke sadece şiirler yazsaydı bu güzel kadın demiştim... sylvia plath en sevdiğim şairlerden bir tanesi ve hatta en sevdiğim şiirin sahibidir... amma velâkin bu kitabı okuduğum en kötü kitaplardan bir tanesi idi.
devamını gör...
3.
sylvia plath tarafından 1963 yılında yayımlanmış yarı otobiyografik romandır. eğer sylvia hakkında bilgi sahibiyseniz okuması daha merak uyandırıcı olabiliyor. cümlelerin altını çizip, kendi hayatından kesitler hakkında not alabiliyorsunuz. babasına olan nefreti, intihar etme şekli kitaptaki ile çok ciddi benzerlikler içermekte. ellinci yıl özel baskısı da tasarım açısından oldukça iç açıcı bir görünüme sahip.
"erkekler elbette bir kızı kendileriyle sevişmesi için kandırmaya çalışacak ve onunla evlenmeye söz vereceklerdi ama kız razı olur olmaz da ona olan tüm saygılarını kaybedecek ve bunu kendileriyle yaptıysa başka erkeklerle de yapabileceğini söyleyip kızın hayatını zehir edeceklerdi."
"erkekler elbette bir kızı kendileriyle sevişmesi için kandırmaya çalışacak ve onunla evlenmeye söz vereceklerdi ama kız razı olur olmaz da ona olan tüm saygılarını kaybedecek ve bunu kendileriyle yaptıysa başka erkeklerle de yapabileceğini söyleyip kızın hayatını zehir edeceklerdi."
devamını gör...
4.
o cam fanusun içerisinde yaşadığı bunalımını okuyucuya hissettirdiğine kesinlikle eminim. bu kitabı büyük bir hevesle arayarak bulduktan sonra okumaya başlamıştım. sylvia'nın yazım şekli o kadar güzeldi elimden düşüremedim. iki günde bitirmiştim zaten. bitirdikten sonra kapadım ve dedim ki ''aradığım şey tam olarak bu idi.'' en sevdiğim şairdir kendisi ve büyük bir hayranlık beslerim şiirlerine. benim için çok değerlidir ve en çok hoşuma giden şey kitapta bulunan şu cümleydi
birinden hiçbir şey beklemeyince asla düşkırıklığına uğramaz insan.
fazla anlamlı.
birinden hiçbir şey beklemeyince asla düşkırıklığına uğramaz insan.
devamını gör...
5.
beni içine içine çeken, sylvia plath in yazdığı tek roman. çok kısa sürede okuduğum ve kitabın ağır melankolik oluşu sebebiyle beni güzel bir depresyona sokmuştur. kitapta çok fazla kendimi buldum ve bence herkesin bulacak bir sürü şeyi var. psikolojiye ilgisi olanların okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.
kitabımızın baş karakterinin sylvia path ila bağlantısını zaten yakalamışsınızdır ama beni en çok şaşırtan ve düşündüren şey kitabın sonuydu. yarı otobiyografik olan bu kitabın sonunda baş karakter esther greenwood hastaneden çıkıp giderken syvia path'in hayatını sonlandırmış olması bana gerçekten ilginç geldi. sylvia path, sırça fanus'u farklı bir takma isimle yayınlandıktan 1 ay gibi bir süre sonra kendi canına kıydı . hep düşünürüm, acaba bilerek mi esther greenwood u öldürmedi yoksa hala bir umudu var mıydı hayata karşı.
kitabımızın baş karakterinin sylvia path ila bağlantısını zaten yakalamışsınızdır ama beni en çok şaşırtan ve düşündüren şey kitabın sonuydu. yarı otobiyografik olan bu kitabın sonunda baş karakter esther greenwood hastaneden çıkıp giderken syvia path'in hayatını sonlandırmış olması bana gerçekten ilginç geldi. sylvia path, sırça fanus'u farklı bir takma isimle yayınlandıktan 1 ay gibi bir süre sonra kendi canına kıydı . hep düşünürüm, acaba bilerek mi esther greenwood u öldürmedi yoksa hala bir umudu var mıydı hayata karşı.
devamını gör...
6.
sylvia plath sanki kadın olsam benim dertlerimi ve düşüncelerimi yazacakmış gibi hissettim bu kitabı okurken. bir belgesel izler gibi ama daha da ilginci sanki yanındaki birini de dinler gibi. çok değerli bir kitap.
devamını gör...
7.
bir slyvia plath kitabıdır.
slyvia plath sadece edebiyatıyla değil intiharıyla da akıllarda kalan bir yazardır. tıpkı arkadaşı anne sexton, takipçisi nilgün marmara ve birçok yönden ona benzeyen virginia woolf gibi.
bu dünyada kadın olmak zor. bunu benim söylememe de gerek yok aslında. ama edebiyat dünyasında kadın olmak sanki çok daha zor. edebiyatın erkeklere ait özel bir kulüp olarak görüldüğü dönemler oldu. şu an öyle değil belki ama çok başarılı yazarlar sadece cinsiyetleri yüzünden yok sayıldı, görmezden gelindi ama direndiler.
bu romanın başkahramanı olan kadın slyvia plath'e düşünce düzleminde çok benzer. erkek egemen toplumun kadını hapsettiği o sırça fanus içinde verilen bir onur ve yaşam mücadelesidir hem yazarın hem kahramanın yaptığı. belki sonu istenilen şekilde gelmedi bu sürecin ama ölüm hiçbir kahramanın yüce savaşını gölgeleyemez.
slyvia plath'in intiharının izini sürmek açısından oldukça önemli, edebi anlamda da çokça yetkin bir kitaptır sırça fanus.
epey zamandır çok popüler kitaplardan biri olmasına rağmen çok ama çok başarılı bir kitaptır.
slyvia plath sadece edebiyatıyla değil intiharıyla da akıllarda kalan bir yazardır. tıpkı arkadaşı anne sexton, takipçisi nilgün marmara ve birçok yönden ona benzeyen virginia woolf gibi.
bu dünyada kadın olmak zor. bunu benim söylememe de gerek yok aslında. ama edebiyat dünyasında kadın olmak sanki çok daha zor. edebiyatın erkeklere ait özel bir kulüp olarak görüldüğü dönemler oldu. şu an öyle değil belki ama çok başarılı yazarlar sadece cinsiyetleri yüzünden yok sayıldı, görmezden gelindi ama direndiler.
bu romanın başkahramanı olan kadın slyvia plath'e düşünce düzleminde çok benzer. erkek egemen toplumun kadını hapsettiği o sırça fanus içinde verilen bir onur ve yaşam mücadelesidir hem yazarın hem kahramanın yaptığı. belki sonu istenilen şekilde gelmedi bu sürecin ama ölüm hiçbir kahramanın yüce savaşını gölgeleyemez.
slyvia plath'in intiharının izini sürmek açısından oldukça önemli, edebi anlamda da çokça yetkin bir kitaptır sırça fanus.
epey zamandır çok popüler kitaplardan biri olmasına rağmen çok ama çok başarılı bir kitaptır.
devamını gör...