apricity yazar profili

apricity kapak fotoğrafı
apricity profil fotoğrafı
rozet
karma: 4179 tanım: 500 başlık: 3 takipçi: 103
Sana söz, yine baharlar gelecek!

son tanımları


sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

içim kıpır kıpır, yerimde duramıyorum ama sakinleşmek istiyorum. allah'ım ne olur sakinleştir beni, huzuru yaşat bana; bu kadar kalp çarpıntısına dayanamıyorum!
midem o kadar bulanıyor ki yerimde duramıyorum...
devamını gör...

diyelim ki o bunu okuyor

dün duyduklarım karşısında şok oldum! seninle tanışmamız iş vesilesiyle olmuştu ve o zamanlar seni çok neşeli ve kıpır kıpır biri olarak tanımlardım. dengesizliklerin olduğunu tanıdıkça fark etmiştim ama hangi insan dengesiz değil ki diye düşünmüştüm. sonra hayatın cilvesi işte, sen beni bir yılbaşı akşamında yalnız bırakmadın, benimle sokaklarda sabahladın ki uykuna çok düşkündün. sonra da zaten devamı geldi, birlikte vakit geçirmelerimiz arttı. bir yanım huzurluydu ama huzursuz olan yanım beni rahat bırakmıyordu. yine de bize şans verdim; arkadaş çevrene rağmen, saçma konuşmalara rağmen. ta ki bir gün çıkıp "benim ailem ailesinde alevi olan birini istemez, ben de onlara söyleyemem bunu" diyene kadar. ben bu zamana kadar kimseyi inancı yüzünden yargılamamış, sınıflandırmamıştım. bırak yargılamayı, insanlara inançlarını ima eden tek bir cümle ya da soru yöneltmemiştim. bu benim için bardağı taşıran son damla olmuştu. fakat sen benden hızlı davrandın ve bir başkasıını hayatına aldın bile. o zaman canım acımıştı, rastgele bir fotoğrafta bunu gördüğümde dünya başıma yıkıldı sanmıştım ama sonra geçti. hızlıca geçmedi ama zamanla geçti. arkadaşlarıma da söylemiştim, kendisine ihtiyacı olan biri istiyormuş ama ben o insan değilim diye. sonra hayatındaki kişinin de buna dünden razı olduğunu öğrendim. sen evlendikten sonra da birkaç kez iletişime geçtin saçma sebeplerle ve ben sana direkt çizgimi koydum, bir adım bile ötesine geçemezdim. sana karşı duygularım kalmamıştı, fakat kalsa bile o çizgiyi geçemezdim. bana yapılanı bir başkasına yapamazdım. her şeyi bitirebilmiştim, sadece içimde bir kırgınlık kalmıştı. seninle evlenme gibi bir planım yoktu ama benim insanları kırmaya imtina ettiğim konuda beni vurmuştun, bir tek bu kalmıştı aklımda ve içimde. ne bunun bedelini ödemeni istedim ne de sana bir ah ettim ama dün duyduklarım ağzımı açık bıraktı.

evlendiğin kişi aleviymiş, sen narsistliğin dibine vurmuşsun, çocuğuna bakmayı bile külfet olarak görmüşsün, daha da kötüsü şiddete başvurmuşsun ama sosyal medya hesabına bakınca dünyanın en güzel aşkını yaşıyor gibi paylaşmışsın çünkü ailene boşanmış biri olacağını söyleyemezmişsin, bu bir başarısızlık sana göre ve sen asla hayatta başarısız olamazsın değil mi? sana kötü ama gerçek bir haberim var, sen hayatın boyunca başarısız oldun, olmaya da devam edeceksin. çünkü kafanın içinde insanları yargılayıp bir tek kendini haklı ve doğru buluyorsun, bir tek sen varmışsın gibi dünyada. sen evladına bile merhameti çok görmüşsün, daha ne kadar başarı bekleyebilirsin hayattan? sahi bunu ailene nasıl açıklayabiliyorsun?

hala bir ahım yok sana, duyduklarıma da sevinmedim; aksine üzüldüm. bir insanın hayatını da incittiğin için üzüldüm en çok. ama şükrettim yalan söyleyemem, seninle bir hayatım olmadığı için, hala iş arkadaşım olarak aklımda kaldığın için şükrettim ve bunun karşıığında sadakamı da verdim. bir çocuk da sevindireceğim.

bir daha yollarımız kesişmeyecek ama dilerim ki sen de bir gün doğruları görebilir ve merhamet gösterebilirsin hayatındaki insanlara...
devamını gör...

yatmadan önce duş almak vs sabah duş almak

eşini seven akşam, işini seven sabah duş alırmış.*
devamını gör...

eski sevgilinin annesinin araması

birbirimizi aile olarak benimsemiştik, o da beni çocuklarından hiç ayrı tutmadı. her bayramda mesajlaşırız, arada bir ben ararım, bazen de o arar. hepsi de düzgün insandı, kötü de ayrılmadık, her kötü günde de yan yanayız. şimdi niye açmayayım telefonlarını?
devamını gör...

yazarların şu an bulunmak istedikleri yer

mesela geçen seneki gibi olsaydı bugün...
birlikte yine aynı evde, her hafta olduğu gibi bir an önce buluşmayı bekliyor ve birlikte zaman geçirmek için heyecanla bekliyorduk. o, işten eve gelene kadar ben de evden çalışıyor, bazen de uyuyakalıyordum. sonra da ya akşam birlikte bir film izliyor ya da gezmeye çıkıyor ya da bir oyuna gidiyorduk. bazen de arkadaşlarımızı davet ederdik ya da biz onların davetine icabet ederdik. sonra da akşam birbirimize sarılarak tüm günü, haftayı anlatırdık.

yine aynı yerde olmak isterdim, aynı koşullarda...
devamını gör...

önceki günün adası

okuduğum ilk umberto eco kitabıdır.

kitapta bolca mektup yer alıyor. beni mektuplardan ziyade bölüm başlıkları etkiledi açıkçası ve birçok şeyi sorgulamama da vesile oldu.

kitap akıcı ilerledi genel olarak fakat yine de tam olarak içine alamadı beni. ama şu cümlesi aklımda epey yer etti:

“aynı acıları üç kez yaşamak bir işkenceydi, ancak aynı sevinçleri üç kez yeniden yaşamak da büyük bir işkenceydi.”
devamını gör...

23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı

minnettarız atam, iyi ki senin kurduğun cumhuriyette yaşıyorum!
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

çok mutlu bir hayatımız vardı. umarım şu günler, o yakıp yıktığın günlere değmiştir!
devamını gör...

otuz beş yaş

belki de “dante gibi ortasındayız ömrün”, kim bilir?
devamını gör...

eski sevgilisinin hediyesini atmayan insan

atamam çünkü çok kıymetli anlar paylaştık birlikte. hiçbir şeyin değilse bile o anların hatırına saklarım ömrüm boyunca. hem bilirim ki o da saklar…
devamını gör...

özlemek

bunun hiçbir çaresi yok, kaçarı da yok!
ellerini, kokusunu, sesini, gözlerini özlemenin hiçbirinin diğerinden farkı yok ama çaresi de yok. bazen öyle anlar geliyor ki, o kadar özlüyorum ki birlikte anlarımızı düşünüyorum ve nerde olursam olayım gözümden yaşlar süzülüyor; metroda, sokakta yürürken, oyunun en alakasız anında, bazen bir insanın gözüne bakarken, bazen de şimdi olduğu gibi tek başıma odamda düşünürken…

çok özledim!
devamını gör...

bebek ayağı

yakınımda bir çift var, her gün sevsem bıkmam!
devamını gör...

baba

şu hayatta hem en çok sevdiğim hem de en çok özlediğim kişidir.
kısmette mezarına gidip konuşmak varmış yıllar sonra. çok tuhaftır ki inanılmaz iyi geldi bana. yaşayanlarla konuşunca bir şey değişmiyor ama babamla konuşunca rahatlıyorum sanki.
devamını gör...

türkiye'nin dev tavuk firmasında zararlı bakteri çıkması

aynı hatta başka ürün üretilmiş mi?
bakterinin kaynağı bulunmuş mu?
sadece etkilenen parti değil; öncesi ve sonrası da toplatılıyor mu?
kök neden bulunup aksiyon alınıp doğrulanana kadar hattan çıkan ürünlerin de piyasa verilmesi durdurulmuş mu?

aklımda daha çok sorular geliyor, iş o kadar ciddi!
devamını gör...

ilişkilere dair acı gerçekler

bir zamanlar istediğin zaman boynuna sarılıp öpüp kokladığın insanın an gelir sesini bile duyamazsın!

böyle bir ihtimali yok saymadan yaşamak lazım.
devamını gör...

mahir polat’a konutu terk etmeme şartıyla tahliye kararı

buna sevinecek değiliz tabii ki!

özgürlüğüne kavuşana kadar, adalet siyasetten bağımsız işleyene kadar gündemde tutup, peşinden koşacağız!
devamını gör...

sevgiliye gönderilmemiş mektuplar

geçen sene bu zamanları hatırlıyorum, içimiz kıpır kıpır, gözlerimizin içi gülüyor, ailelerimiz yanında, hep birlikte bir bayram sabahını bekliyoruz. biz o kadar kalabalığın içinde bile göz göze anlaşabiliyoruz, kendimize zamanlar yaratabiliyoruz, herkesten kaçıp birlikte vakit geçiriyoruz. tam olarak birlikte bir hayatımız var gibiydi. sonra neler oldu, neler… “ben sana bunları yapacağım” deseydin, asla inanmazdım.

bir de bugüne bakalım mı? nerdeyiz, ne yapıyoruz, kimler var etrafımızda, bayramı nasıl geçirdik, göz göze gelip anlaşabildiğimiz biri var mı? bunların olacağını bilseydik geçen sene, nasıl davranırdık?

oysa ne çok istemiştim birlikte daha çok film izleyelim, oyunlara gidelim, yılbaşı planları yapalım, tatillerimizi planlayalım, evde miskin miskin oturalım, birlikte ağlayıp birlikte kahkaha atalım… ikimiz de biliyoruz ki, bambaşkaydık, birbirinize dokunurken içimiz titrerdi. ah ne çok diledim birlikte bir ömrü bir bilsen…
devamını gör...

yazarların itiraf köşesi

çok yoruldum, bu sefer öyle böyle değil ama gerçekten yoruldum ve bir damla bile gücüm kalmadı! netlik istiyorum artık, olanlara olmazlara... düşüncelerle dolu geçen birkaç aydan sonra bir günü dolu dolu geçirip sonra hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam edemiyorum. bir parçam, aklım, kalbim başka yerdeyken hayatıma devam edemiyorum ama ben hayata devam etmek istiyorum. ya yan yana ya ayrı ayrı... bunu artık bilmek, görmek ve yaşamak istiyorum. aklımın kalmasından yoruldum, kalbimin ansızın deli gibi çarpmasından yoruldum. bu kadar zor olacak ne vardı anlamakta çok zorlanıyorum ama gerçekten artık dayanamıyorum.
devamını gör...

sıla gençoğlu

sabah sabah nereden aklıma düştü bilmiyorum ama üzerine bir de başlığına denk geldim. uyanınca aklımda da dilimde de şu sözleri vardı:

"söz bitsin, biz devam edelim"

iyi şarkıları var, inkar etmek haksızlık olur ama bir de şunu hep düşünürüm sıla denilince; nasıl öylesi aşklar yaşayıp bitirdikten sonra hayatta kalabiliyor ve yenisini yaşayabiliyor. çok zor değil mi gerçekten o kadar yoğun duygular?
devamını gör...

yazarların bir defadan fazla okuduğu kitaplar

(bkz: tutunamayanlar)

ölene kadar daha kaç defa aklıma düşecek, kaç defa daha okurum bilemiyorum…
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim