sözlüğün uygulaması güzel değil bence. önceki formu daha iyi çalışıyordu. en azından başlıklar en son tanım yazılan başlığa göre hemen güncelleniyordu. uygulamada o özelliği göremedim. bazen aynı başlıklar pek çok kere akışta yazılmış oluyor. aradan zaman geçmesine ve yeni tanımlar yazılmış olmasına rağmen başlıkların akıştaki sırası güncellenmiyor.
keloğlan ın, padişahın kızı aykız ı iyi ettiği filminde aykız soğanın ne olduğunu bilmiyordu. şaşırmıştım buna. tamam zenginlerin yiyip fakirlerin yiyemediği pek çok yemek olabilir. fakat acaba fakirlerin yiyip zenginlerin bilmediği yiyecekler yok mu?
bugüne kadar duyduğum en güzel tanımı sizinle paylaşmak istiyorum.
kız kardeşim yurt dışında bir ilkokulda öğretmenlik yapıyordu. bir senelik bir görevdi bu. tabi yalnız yaşıyordu orada. biz de onu sık sık arıyoruz. bir gün bir karpuz almış, bize şöyle dedi. insan yalnız olduğunu nasıl anlıyor biliyor musunuz? bir karpuzu yiyememekten. doğru söylüyor, evde olsa o karpuz buzdolabına ikinci defa girmezdi.
erkek kardeşimin en sevmediğim huyu. tamam bazı günler işi oluyor, geç cevap yazıyor anlıyorum. ama her zaman mı bu böyle olur? ararsın açmaz, acil bir cevap beklersin ertesi gün gelir cevap. sinirden fıttırmamak elde değil. sonra evdeki her şeyden en son benim haberim oluyor, diyor.
çok arkadaş canlısı bir birey değilim. bu tabi ki biraz özgüvensizlikten biraz da insanlara yük olur muyum kaygısından kaynaklanıyor. belki de hayatıma ortak olmanın ağırlığını kimsenin omzuna yüklemek istemeyişimden. ben onun ağırlığı altında ezilip dururken.
yine de liseden çok iyi iki arkadaşım var. hala görüşüyoruz. ama o kadar sık görüşemiyoruz. hep daha sık görüşmek istiyorum, ama yine aynı hisler. zamanlarını alır mıyım, rahatsızlık verir miyim vs. aslında bu iyi bir şey değil. arkadaşlıklar böyle çekinceleri kaldırmaz. arkadaş olmuşsa rahatsız olmaz. zaten rahatsız oldukları da yok. ama işte o özgüvensizlik.
hz. ali nin çok güzel bir sözü var. iki günü bir olan insan zarardadır diye. günler hep aynı monotonlukla geçiyor olabilir. ama bunun bize zarar olarak geri döneceğini unutmayalım.
farklı fikirleri okuyorum. bir başlık açılmış, örneğin yabancı bir kelime ya da bir yazar adı, fakat benim hiçbir fikrim yok. tanımları okuyorum. ne olduğunu öğrenince doğal olarak bir özeleştiri yapıyorum. benim neden bir bilgim yok, neden duymadım daha önce diye. bu da insanı yeni bilgi edinip kendini geliştirmeye motive ediyor.
reçel aklıma geliyor. anneannem öyle çok reçel yapmazdı, ama sanki genel olarak anneanne onu çağrıştırıyor. kendi anneanneme gelince, kuşburnu, patik, bahçesindeki meyve ağaçları, el örgüsü paspas aklıma geliyor.
tesadüfe bak. bugün yeşil soğanlı bir kahvaltı yaptım. kendi kendime bunun yaptığım en güzel kahvaltı olduğunu düşünüyordum. yeşil soğan, domates, peynir, bal... çok farklı bir içeriği yok. ama o yeşil soğan bu kahvaltıyı birinci sıraya yerleştirdi.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.