25 nisan 1915 çanakkale
başlık "ucuncu gokturk devleti" tarafından 25.04.2021 16:48 tarihinde açılmıştır.
1.
mart 1915'te boğazı zorlayan ingiliz ve fransız donanması mağlup olunca bigalı köyü'nde yedek kuvvetlerin başında bulunan yarbay mustafa kemal, not defterine şunları yazdı:
"düşmanın sahile asker çıkarma biçimindeki girişimine devam edeceğine ihtimal veriyorum"
osmanlı karargahı da genel olarak ingiliz ve fransızların gelibolu'yu işgal ederek boğazı geçmeyi planlayacağını hesaplamıştı. fakat iki konu şüpheliydi:
düşman nereden kıyıya çıkacak? düşmana kıyıda mı yoksa merkezde mi müdahale edilecek?
yarbay mustafa kemal düşmanın arıburnu sahiline çıkarma yapacağını düşünüyordu. ona göre, düşman sahile çıkar çıkmaz müdahale edilmeliydi.
25 nisan sabahı ingiliz ordusu, tahmin ettiği bölgeden çıkarma yapmıştı. durumu üstlerine bildirmek için hareket geçti.
yarbay mustafa kemal'e düşmanı karşılama emri verildi. sadece bir tabur askerle hareket etmesi söyleniyordu. oysa düşman kalabalıktı ve kıyıda durdurulmalıydı. daha fazla asker istediyse de kimseye ulaşamadı. komutanlar yoktu.
bir karar vermesi gerekiyordu.
sorumluluğu üzerine alarak "daha fazla beklemek savaşın durumu ile bağdaşmaz" dedi ve tümenin tamamına hareket emri verdi.
ilk olarak düşmanı gözlemlemek için kocaçimen tepesine çıkılacaktı. bigalı deresi boyunca giden yol üzerinden harekete geçti.
yol sona erdikten sonra fundalıklar ve kayaların arasından geçerek tepeye doğru yürümeye devam ettiler.
kısa süre sonra birliğe kılavuzluk eden asker kayboldu. yerine görevlendirilen kılavuz da birlikten koparak gözden çıktı.
birlik tepeye vardığında büyük bir sürprizle karşılaştılar. sahil görünmüyordu. conkbayırı'na ilerlemek şarttı. fakat asker de yorgundu.
yarbay mustafa kemal yanına yaverini, emir subayını, doktorunu ve bir askerini alarak conkbayırı'na doğru yola çıktı.
önce atlarla ilerlediler. bir süre sonra atların ilerleyemeyeceği yerler ortaya çıktı. atları yarı yolda bırakıp yaya olarak devam ettiler.
25 nisan sabahı... mustafa kemal ve adamları, ordu arkalarında kalmış, yürüyorlar... conkbayırı'na kadar ilerlediler.
bu sırada ingiliz askerleri kıyıya çıkmış ve bölgeye hakim 261 rakımlı tepeye varmış. kıyıda bulunan az sayıda türk askeri ezilmiş. sahil kaybedilince, erler kaçmaya başlamış, conkbayırı'na doğru tırmanmışlar.
yarbay mustafa kemal, conkbayırı'na ulaşınca sahili gözlemlemeye başladı. az sonra, 261 rakımlı tepeden kaçıp bayıra yaklaşan erleri gördü. önlerini kesti:
- niçin kaçıyorsunuz?
+ efendim, düşman...
- nerede?
+ işte, tepede...
erler mermisiz. yarbay mustafa kemal ve adamları yalnız. atlar yok. 57. alay geride. düşman mustafa kemal'e kendi askerlerinden daha yakın.
tarihi bir an, muazzam bir kırılma. düşman, mustafa kemal'i oracıkta öldürebilir ve komutansız kalan 57. alay imha olabilir.
"mantıki bir hüküm müdür, yoksa refleks midir bilmiyorum, kaçan askerlere düşmandan kaçılmaz, dedim. cephaneniz yoksa, süngünüz var, dedim ve bağırarak süngü taktırdım. askerler süngü takıp yere yatınca, düşman askeri de yere yattı. kazandığımız an bu andır."
mustafa kemal
ingiliz askerleri, conkbayırı'nda ne kadar asker olduğunu bilmiyordu. yarbay mustafa kemal ingilizlerin bunu bilmediğini biliyordu. bu nedenle risk alarak conkbayırı'nda kaldı. çünkü bölge düşerse, ingilizleri durdurmak çok güçleşecekti.
derhal bir adamını geride kalan askerleri çağırması için gönderdi. asker fişek gibi fırlayarak koşmaya başladı. süre dardı. ellerinde bulunan silahlarla ingilizlere ateş açmaya başladılar.
tarih kırılıyordu. bir milletin kaderi değişiyordu. dakikaların asırlara dönüştüğü bu bekleyişi "marş marş" sesleri kırıp geçti. 57. alay yetişmişti.
25 nisan 1915 günü, saat 10:00 sularında yarbay mustafa kemal, 57. alay'a tarihi emrini verdi:
size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir!
yaklaşık bir saat süren kanlı çarpışmadan sonra ingilizler 261 rakımlı tepeyi terk etmek zorunda kaldı. 57. alay tarih yazıyordu.
öte yandan yarbay mustafa kemal düşmanın sahile çıkış noktasını ateş altına aldırdı ve 27. alay'a ilerleme emri verdi.
yarbay mustafa kemal, bir buçuk saatlik süreçte, düşmanın 8 tabur halinde hareket ettiğini, cephe hattının uzun olduğunu fakat arazinin cephe hattını kestiğini, bu nedenle düşmanın her noktada zayıf duruma düşürülebileceğini gözlemlemişti.
kısa süre içerisinde hem 57. alay hem de 27. alay hedefine ulaştı. ingilizler çekildi. sahilin ateş altına alınması sayesinde asker çıkarma işlemi de durmuştu.
fakat gün uzundu. yarbay mustafa kemal, düşmanın çıkarma yapmaya devam edeceğini düşünüyordu.
ilk iş olarak maltepe'ye geçerek esat paşa ile buluştu. paşa'ya verilen raporları incelendiğinde bir çoğunun hatalı bildi barındırdığını gördü.
paşa, ne yapılması gerektiğini soruyor, yarbay derhal taarruz gerektiğini söylüyordu. teklif kabul edildi.
öğleden sonra 16:00 civarında düşmana bir kez daha taarruz edildi. türkler sahile kadar girdi. ingiliz askerleri sandallara binerek kaçmaya başladı.
25 nisan günü, güneş batarken yarbay mustafa kemal, ingilizleri denize dökmüştü.
yarbay mustafa kemal, 25 nisan günü attığı adımlar sayesinde arıburnu muharebelerinin baş aktörü haline geldi ve 17 mayıs'a dek mücadeleyi sürdürdü. akabinde anafartalar'da görevlendirilip emrine kolordu verildi. albay rütbesine terfi etti.
ingilizleri tam dört defa yendi.
yarbay mustafa kemal, ingilizlerin kabusu haline gelmişti. bir ingiliz subayı şöyle yazıyordu:
zaman zaman eline bir tüfek alıp siperden dışarıya uzanıyor, anzak siperlerindeki belirli hedefe dikkatli ve telaşsız atış yapıyordu. hiçbir kurşunun onu vuramayacağına inanmıştı.
başka bir ingiliz subayı da şunları yazmıştır:
bir siperin dışında oturuyordu. oraya ateş açtık. şarapneller gittikçe yakına düşmeye başladı. ilgisiz ve soğukkanlı bir tavırla kurmaylarıyla konuşurken, bir sigara yakıp, gayet sakince onu içti.
ağustos ayında, cephedeki durum güçleştiğinde mareşal liman von sanders, albay mustafa kemal'e hangi tedbirler alınması gerektiğini sorar:
+ bir tek tedbir kalmıştır.
- nedir?
+ bütün kumanda ettiğiniz kuvvetleri emrime veriniz. tedbir budur.
- çok gelmez mi?
+ az gelir.
albay mustafa kemal tüm güçleri emrine aldıktan sonra ağustos'ta yapılan son muharebede ingilizler'i bir kez daha yener.
böylece ingilizler gelibolu harekatını sona erdirmek zorunda kalır. mustafa kemal millete adını ilk kez duyurur.
artık çanakkale kahramanı'dır.
25 nisan 1915 günü canı pahasına tepeyi koruyan 57. alay askerleri bugün hala ruhlarıyla tepeyi korumaktadır.
twitter con sinov
"düşmanın sahile asker çıkarma biçimindeki girişimine devam edeceğine ihtimal veriyorum"
osmanlı karargahı da genel olarak ingiliz ve fransızların gelibolu'yu işgal ederek boğazı geçmeyi planlayacağını hesaplamıştı. fakat iki konu şüpheliydi:
düşman nereden kıyıya çıkacak? düşmana kıyıda mı yoksa merkezde mi müdahale edilecek?
yarbay mustafa kemal düşmanın arıburnu sahiline çıkarma yapacağını düşünüyordu. ona göre, düşman sahile çıkar çıkmaz müdahale edilmeliydi.
25 nisan sabahı ingiliz ordusu, tahmin ettiği bölgeden çıkarma yapmıştı. durumu üstlerine bildirmek için hareket geçti.
yarbay mustafa kemal'e düşmanı karşılama emri verildi. sadece bir tabur askerle hareket etmesi söyleniyordu. oysa düşman kalabalıktı ve kıyıda durdurulmalıydı. daha fazla asker istediyse de kimseye ulaşamadı. komutanlar yoktu.
bir karar vermesi gerekiyordu.
sorumluluğu üzerine alarak "daha fazla beklemek savaşın durumu ile bağdaşmaz" dedi ve tümenin tamamına hareket emri verdi.
ilk olarak düşmanı gözlemlemek için kocaçimen tepesine çıkılacaktı. bigalı deresi boyunca giden yol üzerinden harekete geçti.
yol sona erdikten sonra fundalıklar ve kayaların arasından geçerek tepeye doğru yürümeye devam ettiler.
kısa süre sonra birliğe kılavuzluk eden asker kayboldu. yerine görevlendirilen kılavuz da birlikten koparak gözden çıktı.
birlik tepeye vardığında büyük bir sürprizle karşılaştılar. sahil görünmüyordu. conkbayırı'na ilerlemek şarttı. fakat asker de yorgundu.
yarbay mustafa kemal yanına yaverini, emir subayını, doktorunu ve bir askerini alarak conkbayırı'na doğru yola çıktı.
önce atlarla ilerlediler. bir süre sonra atların ilerleyemeyeceği yerler ortaya çıktı. atları yarı yolda bırakıp yaya olarak devam ettiler.
25 nisan sabahı... mustafa kemal ve adamları, ordu arkalarında kalmış, yürüyorlar... conkbayırı'na kadar ilerlediler.
bu sırada ingiliz askerleri kıyıya çıkmış ve bölgeye hakim 261 rakımlı tepeye varmış. kıyıda bulunan az sayıda türk askeri ezilmiş. sahil kaybedilince, erler kaçmaya başlamış, conkbayırı'na doğru tırmanmışlar.
yarbay mustafa kemal, conkbayırı'na ulaşınca sahili gözlemlemeye başladı. az sonra, 261 rakımlı tepeden kaçıp bayıra yaklaşan erleri gördü. önlerini kesti:
- niçin kaçıyorsunuz?
+ efendim, düşman...
- nerede?
+ işte, tepede...
erler mermisiz. yarbay mustafa kemal ve adamları yalnız. atlar yok. 57. alay geride. düşman mustafa kemal'e kendi askerlerinden daha yakın.
tarihi bir an, muazzam bir kırılma. düşman, mustafa kemal'i oracıkta öldürebilir ve komutansız kalan 57. alay imha olabilir.
"mantıki bir hüküm müdür, yoksa refleks midir bilmiyorum, kaçan askerlere düşmandan kaçılmaz, dedim. cephaneniz yoksa, süngünüz var, dedim ve bağırarak süngü taktırdım. askerler süngü takıp yere yatınca, düşman askeri de yere yattı. kazandığımız an bu andır."
mustafa kemal
ingiliz askerleri, conkbayırı'nda ne kadar asker olduğunu bilmiyordu. yarbay mustafa kemal ingilizlerin bunu bilmediğini biliyordu. bu nedenle risk alarak conkbayırı'nda kaldı. çünkü bölge düşerse, ingilizleri durdurmak çok güçleşecekti.
derhal bir adamını geride kalan askerleri çağırması için gönderdi. asker fişek gibi fırlayarak koşmaya başladı. süre dardı. ellerinde bulunan silahlarla ingilizlere ateş açmaya başladılar.
tarih kırılıyordu. bir milletin kaderi değişiyordu. dakikaların asırlara dönüştüğü bu bekleyişi "marş marş" sesleri kırıp geçti. 57. alay yetişmişti.
25 nisan 1915 günü, saat 10:00 sularında yarbay mustafa kemal, 57. alay'a tarihi emrini verdi:
size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir!
yaklaşık bir saat süren kanlı çarpışmadan sonra ingilizler 261 rakımlı tepeyi terk etmek zorunda kaldı. 57. alay tarih yazıyordu.
öte yandan yarbay mustafa kemal düşmanın sahile çıkış noktasını ateş altına aldırdı ve 27. alay'a ilerleme emri verdi.
yarbay mustafa kemal, bir buçuk saatlik süreçte, düşmanın 8 tabur halinde hareket ettiğini, cephe hattının uzun olduğunu fakat arazinin cephe hattını kestiğini, bu nedenle düşmanın her noktada zayıf duruma düşürülebileceğini gözlemlemişti.
kısa süre içerisinde hem 57. alay hem de 27. alay hedefine ulaştı. ingilizler çekildi. sahilin ateş altına alınması sayesinde asker çıkarma işlemi de durmuştu.
fakat gün uzundu. yarbay mustafa kemal, düşmanın çıkarma yapmaya devam edeceğini düşünüyordu.
ilk iş olarak maltepe'ye geçerek esat paşa ile buluştu. paşa'ya verilen raporları incelendiğinde bir çoğunun hatalı bildi barındırdığını gördü.
paşa, ne yapılması gerektiğini soruyor, yarbay derhal taarruz gerektiğini söylüyordu. teklif kabul edildi.
öğleden sonra 16:00 civarında düşmana bir kez daha taarruz edildi. türkler sahile kadar girdi. ingiliz askerleri sandallara binerek kaçmaya başladı.
25 nisan günü, güneş batarken yarbay mustafa kemal, ingilizleri denize dökmüştü.
yarbay mustafa kemal, 25 nisan günü attığı adımlar sayesinde arıburnu muharebelerinin baş aktörü haline geldi ve 17 mayıs'a dek mücadeleyi sürdürdü. akabinde anafartalar'da görevlendirilip emrine kolordu verildi. albay rütbesine terfi etti.
ingilizleri tam dört defa yendi.
yarbay mustafa kemal, ingilizlerin kabusu haline gelmişti. bir ingiliz subayı şöyle yazıyordu:
zaman zaman eline bir tüfek alıp siperden dışarıya uzanıyor, anzak siperlerindeki belirli hedefe dikkatli ve telaşsız atış yapıyordu. hiçbir kurşunun onu vuramayacağına inanmıştı.
başka bir ingiliz subayı da şunları yazmıştır:
bir siperin dışında oturuyordu. oraya ateş açtık. şarapneller gittikçe yakına düşmeye başladı. ilgisiz ve soğukkanlı bir tavırla kurmaylarıyla konuşurken, bir sigara yakıp, gayet sakince onu içti.
ağustos ayında, cephedeki durum güçleştiğinde mareşal liman von sanders, albay mustafa kemal'e hangi tedbirler alınması gerektiğini sorar:
+ bir tek tedbir kalmıştır.
- nedir?
+ bütün kumanda ettiğiniz kuvvetleri emrime veriniz. tedbir budur.
- çok gelmez mi?
+ az gelir.
albay mustafa kemal tüm güçleri emrine aldıktan sonra ağustos'ta yapılan son muharebede ingilizler'i bir kez daha yener.
böylece ingilizler gelibolu harekatını sona erdirmek zorunda kalır. mustafa kemal millete adını ilk kez duyurur.
artık çanakkale kahramanı'dır.
25 nisan 1915 günü canı pahasına tepeyi koruyan 57. alay askerleri bugün hala ruhlarıyla tepeyi korumaktadır.
twitter con sinov
devamını gör...