1.
yağmurlar da diner moruk
gökyüzüne bakmayıveririz bir gün
zaten üç damla suyun bir avuç toprakla çarpımından
doğdum ben
bunun için çamura kestim son günlerde
sen hiç bob dylan dinledin mi
hiç dün gece dinledin mi
şarabı rakıyla karıştırıp
saatler moruk saatler... ne olmuş saatlere
kurmayıveririz bir gün
ben parmak hesabıyla bir ömür yaşadım
yükseklik korkusundan başım hiç dik durmadı
iğreniyorum kendimden bile bazen
dünyadan her zaman
kaldırıp yakamı inerim gecenin ayıp yerlerine
eve geç gelen adamların hüznüyle
biz ne kötü yaşadık be moruk
bir kuş kanatlarını dürünce rüzgarsız kalmak gibi
o kadar yalnız, o kadar umutsuzduk
-geçmiş zaman kipi gitmedi burda ama neyse
moruk diyorum artık benimle büyüyenlere...
devamını gör...
2.
çözemediğim bir şeyler var hayatımda
sualtı gibi derinlerde sessizce bekleyen
dirensem, daha ne kadar direnebilirim artık
nereye kadar gidebilirim, gitsem?
aradığım nedir, o kentten bu kente?
adressiz yaşamak da sıkar insanı gün gelir
gider heyecanlar, istekler, gülümseyişler
yüreğimdeki denizin suları birden çekilir.
özleyip de vardığım her yerden, hemen kaçsam diyorum
ne aradığımı biliyorum, ne bulduğumu
bilmem neresinde yanıldım ben bu hayatın?
yüreğimi kabartan o sevinç, şimdi sonsuz bir acı oldu.
taşlar yığılmış önüne en güzel, en anlamlı duyguların
uçsuz bucaksız bir tüneldeyim ve her yanım karanlık
koluma giriyor bazı adamlar, bir şeyler söylüyorlar
kalıplaşmış, sıkıntı verici, güdük.
oysa acı diye bir şey var bu dünyada
ölüm var -ki yüreğimde bu boşluğu yaratan birazda odur.
yanıbaşımda ölüp gitti dostlarım, ben bakakaldım
gözyaşlarının da bir yerlere gömüldüğü görülmüş müdür?
çözemediğim bir şeyler var hayatımda
sanki ilk benim duyduğum garip, anlatılmaz duygular
sürse daha ne kadar sürer bu, bilmiyorum
ölümü ve hayatı yanyana düşünmesini ne zaman öğrenir çocuklar?
devamını gör...
3.
seksenlerin hüzünlü şairi olarak bilinir. tek bu şairin şiir kitabını para vererek aldım.yeri ayrıdır.
(bkz: burada gömülüdür)
(bkz: burada gömülüdür)
devamını gör...
4.
anne ben geldim, üstüm başım
uzak yolların tozlarıyla perişan
çoktan paralandı ördüğün kazak
üzerinde yeşil nakışlar olan
anne ben geldim, yoruldum artık
her yolağzında kendime rastlamaktan
hep acılı, sarhoş ve sarsak
şiirler çırpıştıran bi adam
kurumuş kuyunun suyu, incirin
sütü çoktan çekilmiş
bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
ayrık otları, dikenler bürümüş
kapıdaki çıngırak kararmış nemden
atnalı ve sarmısak duruyor ama
oğlum, mektup yaz diyen
sesin hala kulaklarımda
anne ben geldim, ağdaki balık
bardaktaki su kadar umarsızım
dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
-ahmet erhan
uzak yolların tozlarıyla perişan
çoktan paralandı ördüğün kazak
üzerinde yeşil nakışlar olan
anne ben geldim, yoruldum artık
her yolağzında kendime rastlamaktan
hep acılı, sarhoş ve sarsak
şiirler çırpıştıran bi adam
kurumuş kuyunun suyu, incirin
sütü çoktan çekilmiş
bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
ayrık otları, dikenler bürümüş
kapıdaki çıngırak kararmış nemden
atnalı ve sarmısak duruyor ama
oğlum, mektup yaz diyen
sesin hala kulaklarımda
anne ben geldim, ağdaki balık
bardaktaki su kadar umarsızım
dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
-ahmet erhan
devamını gör...