aile içi sorunları mahkemeye taşımayın
başlık "viva zapata" tarafından 16.12.2024 12:03 tarihinde açılmıştır.
1.
hüda par milketvekili faruk dinç, aile içi sorunların mahkeme ve emniyet’e taşımayın demiş.. bu tip olayların aile içi mahrumiyeti zedelediğini söylemiş.
hatta nisa 35 suresine göre uygulama yapılmalıymış.
neymiş bu sure. ("i: şayet karı-kocanın aralarının iyice açılmasından ve artık yuvanın dağılmasından endişe ederseniz, erkeğin ve kadının ailesinden birer hakem belirleyin. ki taraf da iyi niyetle işi düzeltmek isterse, allah karıkocanın arasındaki dargınlığı giderip barışmalarını sağlayacaktır)"
şimdi ben buna çok şey yazarım da şu islamcılar gelir damlar sabah sabah moralimi bozar o yüzden ben sadece, "ben sana değil seni bu ülkede milletvekili yapan düzene sövüyorum ."
buradan
hatta nisa 35 suresine göre uygulama yapılmalıymış.
neymiş bu sure. ("i: şayet karı-kocanın aralarının iyice açılmasından ve artık yuvanın dağılmasından endişe ederseniz, erkeğin ve kadının ailesinden birer hakem belirleyin. ki taraf da iyi niyetle işi düzeltmek isterse, allah karıkocanın arasındaki dargınlığı giderip barışmalarını sağlayacaktır)"
şimdi ben buna çok şey yazarım da şu islamcılar gelir damlar sabah sabah moralimi bozar o yüzden ben sadece, "ben sana değil seni bu ülkede milletvekili yapan düzene sövüyorum ."
buradan
devamını gör...
2.
e neyi tasiyalim olm dedirten sacma sapan aciklama.
devamını gör...
3.
aynen mahkemeye taşıyıp meşgul etmeyin, sokak ortasında kadını 107 yerinden bıçaklayın.
ulan şu dindarların eşini dövene, öldürene tek kelam ettiğini duymuyoruz. şu cümlede bile kadın düşmanlığı var aslında. mahkemeye kim başvuruyor, genelde çaresiz kadınlar. karım beni dövüyor, aldatıyor, evine bakmıyor diye mahkemeye başvuran ne kadar adam var.
iki taraftan birer hakem belirlenecekmiş ayete bak. o zaman her olayda bunu yapalım ne gerek var mahkemeye. ulan bu millet iki ağaç bir tarla için öz kardeşiyle anlaşamayıp birbirini vuruyor. oturup hakemlik nasıl yapsın. herkes kendi tarafını tutacak daha çok kan akacak çıkan tartışmayla.
boşanmak isteyip bizzat kendi ailesinden bile korkusuna ses edemeyen kaç kadın var sizin haberiniz var mı.
lağımdaki fare kadar memlekete faydası yok şu hizbullahçıların.
ulan şu dindarların eşini dövene, öldürene tek kelam ettiğini duymuyoruz. şu cümlede bile kadın düşmanlığı var aslında. mahkemeye kim başvuruyor, genelde çaresiz kadınlar. karım beni dövüyor, aldatıyor, evine bakmıyor diye mahkemeye başvuran ne kadar adam var.
iki taraftan birer hakem belirlenecekmiş ayete bak. o zaman her olayda bunu yapalım ne gerek var mahkemeye. ulan bu millet iki ağaç bir tarla için öz kardeşiyle anlaşamayıp birbirini vuruyor. oturup hakemlik nasıl yapsın. herkes kendi tarafını tutacak daha çok kan akacak çıkan tartışmayla.
boşanmak isteyip bizzat kendi ailesinden bile korkusuna ses edemeyen kaç kadın var sizin haberiniz var mı.
lağımdaki fare kadar memlekete faydası yok şu hizbullahçıların.
devamını gör...
4.
doğru mahkemeye ne gerek var ki işine gelmezse şakağına levye sokarsın olur biter.
devamını gör...
5.
islamcı bir embesilin gerçek yüzünü gösterdiği o sıkandal sözleridir. işte medeni hukuk, kadını erkekle eşit yapan ve böylesi yobazların şerrinden koruyan modern bir sistemdir. yok öyle kol kırılır, yen içinde kalır. gerekirse her şey ifşa edilecek...
devamını gör...
6.
sanamı taşıyalım lan. yemin ediyorum bunlar hangi primat merak ediyorum ya.
devamını gör...
7.
şeytan diyor ki git evi kentsel dönüşüme soktur da şu bina yıkılsın yapacakları 3 aylık tatilleri zehir zıkkım olsun çocuklarının evlerine musallat olsunlar da yesinler birbirlerini o zaman kim kimin arkasını toplayacak görürler. eve tebligatta gelmiş hazır. bir kere uğraşayım güzel uğraşayım sonra defolup gideyim diyorum. ben bi komşularımızı yoklayayım bakayım. intikam soğuk yeniyorsa demek. bu da 30 yılın intikamıdır hadi afiyet olsun.
devamını gör...
8.
mahremiyetini ayrı seni ayrı gondiklerin.
devamını gör...
9.
bunları meclise sokan zihniyet bu işte.
devamını gör...
10.
burası laik bir cumhuriyet kuran i, incil vesaireye göre yönetilemez böyle yönetilmek isteyen afganistan a falan gidebilir.
din ve devlet işlerinin ayrılmasından memnun olmayanlar silktirip afganistana gidebilir. günde beş öğün laik sisteme sövenler şeriat ile tanışır hem de burada laik sistem aşağı laik sistem yukarı kafamızı açmaz artık ağzına kırbaç mı sokarlar gözüne sopa mı onu bilemem.
asıl mallık şeriatla yönetilen ülkelerden kaçıp aynı ülkelerde şeriat istemek gibi.
din ve devlet işlerinin ayrılmasından memnun olmayanlar silktirip afganistana gidebilir. günde beş öğün laik sisteme sövenler şeriat ile tanışır hem de burada laik sistem aşağı laik sistem yukarı kafamızı açmaz artık ağzına kırbaç mı sokarlar gözüne sopa mı onu bilemem.
asıl mallık şeriatla yönetilen ülkelerden kaçıp aynı ülkelerde şeriat istemek gibi.
devamını gör...
11.
beğenmediği düzende vekil seçilip beğenmediği sistemin maaşını yiyen dinci zırvasından ötesi değil. neyi mahkemeye taşıyacağıma laik türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak ben karar veririm.
on iki on üç yaşında çocuklar, oğlancıklar derken böyle düşünen güruh belli ki yaşadıkları topraklardaki insanları unutmuş. hiçbir insan son raddeye gelmeden olayları mahkemeye taşımaz. ben misal dayak yiyeceğim ve bir sure ile avunup yerimde duracağım öyle mi?
ayrıca burada da şeriat isteyen bazı aklı eksikler görüyorum. anlamadığım şu senin aşırılığına neden milyonlar ayak uydurmak zorunda zannediyorsun. lafı uzatmadan afganistan'a defolup gidebilirsiniz. cansız mankenlerin suratlarını kapatırken çok namuslu (!) olduğunu zanneden bir çürümüş zihniyetle oturursunuz. bir de o güvendiğiniz şeriat millete dümdüz küfür edenlere de acımaz diye düşünüyorum. sırf mantıklı diye millete dümdüz küfürler edemezsiniz
on iki on üç yaşında çocuklar, oğlancıklar derken böyle düşünen güruh belli ki yaşadıkları topraklardaki insanları unutmuş. hiçbir insan son raddeye gelmeden olayları mahkemeye taşımaz. ben misal dayak yiyeceğim ve bir sure ile avunup yerimde duracağım öyle mi?
ayrıca burada da şeriat isteyen bazı aklı eksikler görüyorum. anlamadığım şu senin aşırılığına neden milyonlar ayak uydurmak zorunda zannediyorsun. lafı uzatmadan afganistan'a defolup gidebilirsiniz. cansız mankenlerin suratlarını kapatırken çok namuslu (!) olduğunu zanneden bir çürümüş zihniyetle oturursunuz. bir de o güvendiğiniz şeriat millete dümdüz küfür edenlere de acımaz diye düşünüyorum. sırf mantıklı diye millete dümdüz küfürler edemezsiniz
devamını gör...
12.
öncelikle bu konuda bir sitem belirtmek elzemdir: bu gibi insanlıktan nasibini almamış kişilere "islamcı" diye yakıştırma yapıp hem kelimeyi hem de dini kötü göstermek bizi üzüyor. "islamcı" ne demek? bunlar olsa olsa kendi uydurdukları dinin dincisi olur! bunu islamla bağdaştırmayınız artık. canınız da buna sıkılmasın. bunlar islamı kurandan öğrenmiyor; gidip eşinden dostundan duyduğunu islam diye yutturuyor, hatta yeri geldiği zaman aynı burda yaptığı gibi iki-uç ayetin anlamını oraya buraya çekerek dini kendi çıkarlarına alet ediyor.
peki siz napıyorsunuz bunlara "islamcı" diyerek? aynı onların yaptığı gibi çevrenizden gördüğünüzle yargılayıp islam gibi inanç temelli bir dini esasından çıkartıp, önünüze geleni yargılamakta bir beis görmüyorsunuz. anti bir sav oluşturacaksınız önce kuranı 2-3 kere okuyup anlamanız gerekiyor.
bu kısa yazımdaki amaç bunlara islamcı dememeniz. islamcı diye küçük düşürücü kelime kullanmamanızdır. bu, yanlışa düşmüş ve etrafını yanlışa sürükleyen kişilerle biz islama inanmış insanları aynı kefeye koymamanızdır.
bu sütü bozuklar ne anlatmaya çalışıyorlar bir inceleme yapalım:
"aile içi sorunları mahkeme ve emniyete taşımak nedir?" sorusuna gelmeden önce "aile nedir?" ona bakalım. ailenin sözlük tanımı "evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik." bu tanım kuranla uyuşmaktadır. aile kelimesi nezdinde gelin karı-koca arasındaki ilişkiye islami çerçeveden bakalım. karı ve kocanın ikisinin de islamda birbirini boşamaya hakkı vardır. bunu özellikle yazmamın sebebi bu sütü bozuklara göre kadın kocasını boşamayaz. hayır kuran'a göre boşar!
şimdi gelelim aile içi sorunlara: şimdi sorun dediğimiz şey hayatın içinde her zaman her yerde karşılaşılabilecek bir olgudur. sorunların büyüklüğü, önemi veya etkisi gibi ölçüleri mevcuttur. sorun dediğimiz kavram somut ve kişiden kişiye göre dedğişen bir kavram olduğu için bunun büyüklüğü, önemi veya etkisi gibi ölçüleri özneldir. örnekle gidecek olursak karı-kocadan birinin alkolik olması alkolik olan için sorun olmayabilir hatta alkolik olduğunu düşünmeyebilir ama diğer eş bunu sorun olarak görebilir. şimdi böyle bir durumda kuran nisa 35'de olduğu gibi çözüm odaklı gidebilirsiniz diye öğüt vermektedir. lakin bu sorun karı-kocadan birini çok rahatsız ediyordur ve tahammül etmek istemiyordur, o halde biri diğerini boşabilir ve bunun için mahkemeye gidebilir. bunda hiçbir beis yoktur. hee daha detaya inecek olursak kuran'a göre evlilik ve boşanma kişilerin birbiriyle yaptıkları bir sözleşme olduğu için biri diğerini islami çerçevede mahkemeye gitmeden boşayabilir ama bu ayrı bir konunun mevzusu.
mahkemeye giden kişiler zaten bu sorunu "boşanma" yoluyla çözmeye çalışmak istemiyorsa ne demeye mahkemeye gitsinler ki? mesela dayak yiyen kadın polise veya savcıya "kocamı alın bir güzel eğitin bana geri verin" diye mi gidiyor? hayır! bu kadın "ben zaten bunu gönlümde ve islami çerçevede boşadım, aynı zamanda resmiyette bir bağım olmasın ve ayrıca beni koruyun" diye gidiyor. kaldı ki kadın istediği sorunu kendince büyük görüp adamdan uzaklaşmak ve boşanmak isteyebilir. onun dışında kadın çözüm istiyorsa nisa 35'deki gibi ailelerden hakem isteyip soruna böyle çözüm yoluyla yaklaşabilir. buna örnek verecek olursak: adam çok bilgisayar/ps oyunu oynuyordur ve karısı artık buna bir çözüm bulmak istiyordur. kocasını seven ve bu sorunu çözmek isteyen kadın zaten mahkemeye gitmez.
yani bu adam resmen islamı kullanıp belli bir kitlede kutuplaşma yaratmaktan başka hiçbir şey yapmaya çalışmıyor arkadaşlar. aynı zamanda insanları aptal yerine de koyuyor. bu tuzağa düşmeyin arkadaşlar. bu tuzağa düşmek demek kendinize de hakarettir.
islam gerçekten türkiye coğrafyasında veya mezheplerde veya sözde hadislerde olan bir din değildir. islam kuranda anlatılan bir dindir. okursanız siz de anlayacaksınız. bunlardan duyduğunuza islam demeyin veya "islamcı" diyerek kavramın kendisi küçük düşürücü bir sıfata indirgemeyin. bizim gibi bu hakikatleri açıklayan bir sürü insan da mevcut. bu sütü bozukların islamla bağdaşması canımızı çok acıtıyor.
lakin bu söylediklerim ancak bir öğüttür. düşünüp değerlendirmek size kalmıştır.
peki siz napıyorsunuz bunlara "islamcı" diyerek? aynı onların yaptığı gibi çevrenizden gördüğünüzle yargılayıp islam gibi inanç temelli bir dini esasından çıkartıp, önünüze geleni yargılamakta bir beis görmüyorsunuz. anti bir sav oluşturacaksınız önce kuranı 2-3 kere okuyup anlamanız gerekiyor.
bu kısa yazımdaki amaç bunlara islamcı dememeniz. islamcı diye küçük düşürücü kelime kullanmamanızdır. bu, yanlışa düşmüş ve etrafını yanlışa sürükleyen kişilerle biz islama inanmış insanları aynı kefeye koymamanızdır.
bu sütü bozuklar ne anlatmaya çalışıyorlar bir inceleme yapalım:
"aile içi sorunları mahkeme ve emniyete taşımak nedir?" sorusuna gelmeden önce "aile nedir?" ona bakalım. ailenin sözlük tanımı "evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik." bu tanım kuranla uyuşmaktadır. aile kelimesi nezdinde gelin karı-koca arasındaki ilişkiye islami çerçeveden bakalım. karı ve kocanın ikisinin de islamda birbirini boşamaya hakkı vardır. bunu özellikle yazmamın sebebi bu sütü bozuklara göre kadın kocasını boşamayaz. hayır kuran'a göre boşar!
şimdi gelelim aile içi sorunlara: şimdi sorun dediğimiz şey hayatın içinde her zaman her yerde karşılaşılabilecek bir olgudur. sorunların büyüklüğü, önemi veya etkisi gibi ölçüleri mevcuttur. sorun dediğimiz kavram somut ve kişiden kişiye göre dedğişen bir kavram olduğu için bunun büyüklüğü, önemi veya etkisi gibi ölçüleri özneldir. örnekle gidecek olursak karı-kocadan birinin alkolik olması alkolik olan için sorun olmayabilir hatta alkolik olduğunu düşünmeyebilir ama diğer eş bunu sorun olarak görebilir. şimdi böyle bir durumda kuran nisa 35'de olduğu gibi çözüm odaklı gidebilirsiniz diye öğüt vermektedir. lakin bu sorun karı-kocadan birini çok rahatsız ediyordur ve tahammül etmek istemiyordur, o halde biri diğerini boşabilir ve bunun için mahkemeye gidebilir. bunda hiçbir beis yoktur. hee daha detaya inecek olursak kuran'a göre evlilik ve boşanma kişilerin birbiriyle yaptıkları bir sözleşme olduğu için biri diğerini islami çerçevede mahkemeye gitmeden boşayabilir ama bu ayrı bir konunun mevzusu.
mahkemeye giden kişiler zaten bu sorunu "boşanma" yoluyla çözmeye çalışmak istemiyorsa ne demeye mahkemeye gitsinler ki? mesela dayak yiyen kadın polise veya savcıya "kocamı alın bir güzel eğitin bana geri verin" diye mi gidiyor? hayır! bu kadın "ben zaten bunu gönlümde ve islami çerçevede boşadım, aynı zamanda resmiyette bir bağım olmasın ve ayrıca beni koruyun" diye gidiyor. kaldı ki kadın istediği sorunu kendince büyük görüp adamdan uzaklaşmak ve boşanmak isteyebilir. onun dışında kadın çözüm istiyorsa nisa 35'deki gibi ailelerden hakem isteyip soruna böyle çözüm yoluyla yaklaşabilir. buna örnek verecek olursak: adam çok bilgisayar/ps oyunu oynuyordur ve karısı artık buna bir çözüm bulmak istiyordur. kocasını seven ve bu sorunu çözmek isteyen kadın zaten mahkemeye gitmez.
yani bu adam resmen islamı kullanıp belli bir kitlede kutuplaşma yaratmaktan başka hiçbir şey yapmaya çalışmıyor arkadaşlar. aynı zamanda insanları aptal yerine de koyuyor. bu tuzağa düşmeyin arkadaşlar. bu tuzağa düşmek demek kendinize de hakarettir.
islam gerçekten türkiye coğrafyasında veya mezheplerde veya sözde hadislerde olan bir din değildir. islam kuranda anlatılan bir dindir. okursanız siz de anlayacaksınız. bunlardan duyduğunuza islam demeyin veya "islamcı" diyerek kavramın kendisi küçük düşürücü bir sıfata indirgemeyin. bizim gibi bu hakikatleri açıklayan bir sürü insan da mevcut. bu sütü bozukların islamla bağdaşması canımızı çok acıtıyor.
lakin bu söylediklerim ancak bir öğüttür. düşünüp değerlendirmek size kalmıştır.
devamını gör...
13.
kimse ailesi ile alakalı süreçlerini mahkemeye taşımak istemez. mahkemede, hakimin doğru karar verebilmesi için, hayatınızın her detayı didiklenir çünkü. bu da gereksiz bir mahremiyet suistimali doğurur.
beyefendinin söylediği şeyi kötü algılamadım, aksine söylediği şeye "etik" açısından katılıyorum fakat insanlar maalesef bu kadar adil ve ahlaklı değiller. genel olarak, tek iletişim şeklimiz konuşmaktır. bu fonksiyonu kullanarak karşımızdaki ile anlaşamıyorsak ne yapacağız? laftan anlamayan insanla ne yapılır? aksi direniş( yasaya başvurulmadığı durum), "her kategoriden suç" unsurunun kendisini doğurur.
gerek var mı?
değer mi?
verin mahkemeye, olan mahremiyetinize olsun.
beyefendinin söylediği şeyi kötü algılamadım, aksine söylediği şeye "etik" açısından katılıyorum fakat insanlar maalesef bu kadar adil ve ahlaklı değiller. genel olarak, tek iletişim şeklimiz konuşmaktır. bu fonksiyonu kullanarak karşımızdaki ile anlaşamıyorsak ne yapacağız? laftan anlamayan insanla ne yapılır? aksi direniş( yasaya başvurulmadığı durum), "her kategoriden suç" unsurunun kendisini doğurur.
gerek var mı?
değer mi?
verin mahkemeye, olan mahremiyetinize olsun.
devamını gör...
14.
badeci hocalara, cincilere, şeyhlere, tarikatlara taşıyın, ama sa&ın mahkemeye taşımayın, reca ederim, bak hatırım kalır..
mahkeme nedir yav.. töbe töbe..!
mahkeme nedir yav.. töbe töbe..!
devamını gör...