ak parti seçmeninin cahil olma nedenleri

dolaylı tümleçlere gerek yoktur. medya etkisi vardır.

cahil olduklarindan degil aslinda(olan kismi da vardir), cikarlarina hitap edildigi icin oy veriyorlar yada siyasi bakis acilarina...

ülkedeki üniversiteler dahil (bazılarını tenzih ediyorum) bastan sona tüm eğitim sistemi kalitesiz olduğu için yalnızca ak parti seçmenine ait bir cahillik değildir. bugün hangi parti içerisinde yeteri kadar kaliteli entellektuel seviyesi yüksek vizyonu uluslararası olan kişi barındırıyor ki? eğitim şekli değişmedikçe ülkece cahilliğe mahkumuz
ek edit: her ile üniversite açarak maalesef bu cahillik seviyesini daha da kötü yerlere getiriyoruz. öncelikle belirli sayıda kaliteli üniversitelerin kalmasını sağlayarak buna başlayabiliriz. tüm lise eğitiminin öss (hala öss diyorum)sınavına yönelik yalnızca test çözmeye odaklanmış temel bilimler namına beyinlerinde ezber bilgilerden başka bir şey olmayan, ortaokul ve lisede cesitli projeler yapmayan, spor dallarında faaliyet göstermeyen, ülke ve dünyada gelişen olaylarına karşı farkındalık geliştiremeyen nesiller yetiştirdiğimiz sürece hangi parti gelirse gelsin seçmeni cahil olacaktır

cahil deyin bidon kafalı deyin göbeğini kaşıyan adam deyin benim oyunmla dağdaki çobanın oyu bir mi deyin sonra da biz niye iktidar olamıyoruz çünkü halk cahil diye son tespitinizi şöminenin karşısında şaraplarınizi yudumlayarak yapın. kibirli bir oktrollun sıçmık başlığı

aslında bu model batıdan alındı, özellikle 80lerde abd'de başladı. popülizm ön plana çıkartılarak liderlerin 'halk' seviyesinde olmaları, bu 'halk' kitlesinin lideri ve lider takımını kendisine daha yakın bulması sayesinde seçimlerin kazanılması kolaylaştırıldı. popülizm, popüler kültür, popüler medya ve havuz medyası çok önemli. artık 'halk' yani kısacası seçmenin zaten cahil olması, hatta cahilliğinde boğulacak düzeyde olması isteniyor. bu arada cahil tanımını da yapmak gerekli, yukarıda bayağı bahsedilmiş, sorgulamayan, takım tutma ayarında siyasi görüş ve siyasi 'takım' tutma gibi durumlar söz konusu. biraz daha sorgulayan ise gene onlar da bir takım haline getiriliyorlar ve bir kısır döngü ile kimsenin fayda sağlayamayacağı bir siyasi ortamda takılıp kalınıyor.

cahil olduklarını düşünmek istemiyorum.kimse bu kadar olaya sessiz kalamaz,kalmamalı.ben bu olayı farklı biçimlerde kendimce ele almak istiyorum.gözlemlediğim akp seçmenlerinden bazıları;
1.tip seçmen kitlesi zamanında kendilerince çektikleri haksız da sayılmadıkları tüp,hastane kuyrukları çöp kokuları gibi olaylar onlarda travma yaratmış ve bu yüzden rte yi bi kurtarıcı olarak görüyorlar ama farkında değiller şuan eskiden ne oluyorsa yine dönüp dolaşıp türkiyenin geldiği nokta koca bir dipsiz çukur
2.tip seçmen kitle mevcut hükümetin ülkeyi ne hale getirdiğinin farkına varmış durumda ama yerine gelecek herhangi bir partiye işte "bu gelir de bizi yeniden rahat bir düzene sokar" diyecek kadar güvenmiyor
3.tip seçmen kitle için hiç mi hiçbir şey söylemiyorum çünkü bunların cidden takım tutar gibi parti tuttuklarını düşünüyorum.
sonuç olarak kimse cahil değildir efendim herkes her şeyin farkındadır ve tanıyamadıkları atatürkün sayesinde istediği gibi oy verebilme özgürlüğüne sahiptir ama şöyle bir şey de vardır ki bu insanlar bizi daha da dönülemez yola sokmaya kararlı gibi duruyor

bu ülkede en homojen dağılan özellik cahil olmaktır. ak parti seçmeni cahil de chp seçmeni değil mi? köylüsü cahil de doktoru, mühendisi değil mi? acı gerçekler.aslında cahil bir toplumuz.

cehalet ne demek, okuma yazma bilmemek mi yoksa üniversiteye gitmemek mi.

yazının icadından önce yaşamış insanlar cahil miydi bu anlamda. eminim beni de onları da ormana bıraksak ben 1 günü çıkarmadan ölürüm.

yani mesele bence kim hangi konuda hangi türde ne kadar derin bilgiye sahiptir değildir mevzusu değil.

kendimi akp seçmeninin yerine koyuyorum. bir çok insan için mahalle delikanlısı abi ( doğduğun ev kaderindir - mehdi) veya baba figürü ( ramiz dayı) bir ihtiyaç.

birine güvenmek istiyor insan. birinin sizi koruması kollaması gerekiyor. cumhuriyet ideolojisi bu insanları önemsemedi.

bir kısmı yeni düzene adapte olamadı. bir kısmı olmak istemedi.

diğer yandan tartışma yaratmak için söylüyorum cumhuriyet batıyı modernleşme adına örnek aldı ya batının her şeyi örnek alınmaya değiyor mu bunu da sorgulamak lazım.

yüzbinlerce evsiz var amerikada. bu mu yani gelişmiş batı. zengin ol ya da denerken öl. bu mu yani.

a haber izleyip, akit-sabah okuması.
akşamlarıda diriliş- kuruluş-çakılış izlemeleri.
beyinleri bi süre sonra süngere dönüyor her duyduklarina kayıtsız şartsız inanıyorlar.

lozanın 2023 gibi biteceğini bile dile getiren cahiller var düşün durumun vahametini.

ne yazıkki ülkenin %38-40 lık kısmını oluşturuyorlar.

istanbul'da imamoğlu'na seçim kazandırdığına göre aslında otomatik olarak ortadan kalkması gereken nedenlerdir. ya da şöyle mi diyelim "benim istediğim kişiye oy verirlerse aydın, liberal, ileri görüşlü. ama eğer istemediğim kişiye oy verirlerse o zaman cahil, mama yiyen, at gözlüklü, bağnaz olurlar." mükemmel bir bakış açısı. bu tip beyin göçlerinin yaşanmamasını desteklemeliyiz. beyine sahip çıkalım.

ak parti ile alakası yoktur. keza cahil olmanın bir sebebi de yoktur, cahil olmak her şeyden bağımsız sadece cahil olmaktır.

cahil olduklarını düşünmüyorum tam aksine oylarını çıkarlarını korumak yada çıkar amacı güderek kullandıkları için sivri zekalı olduklarını düşünüyorum .

cahil değil bence. geçtiğimiz senelerde bir ortamda türbanlı ablaların oy verme nedenleri: '' ben lise, üni okuyamadım, kapalıydım''
diyorlardı. şuan ki oy verenlerin çoğunluğu da aynı kesim bence bir de yaşlı amcalar teyzeler onları da dinden vuruyorlar.

bizim halkımızda, özellikle çocukluğu kırsal kesimde geçen anadolu halkımızda, bir eziklik duygusu var. az çok hayatımızın belli kısımlarında biz de buna maruz kalmışızdır. sınıftaki başarılı arkadaşlar ile kıyaslanma olabilir bu ya da daha farklı örnekleri. anadolu'da, doğuda ya da daha ücra köşelerde çocuklar azarlanarak büyüyor. hep eksik oldukları telkin ediliyor. hayatlarında başarılı olmuş istisna akrabalar ile kıyaslanıyor. bu yalnızca 20 yıllık dönem için değil, cumhuriyet öncesini dahi kapsar diyebilirim. ulu önderin ömrü yetmediği için devrimlerini tam anlamı ile halka katamadı. neyse, babalar çocuklar bla bla ileri sarıyoruz. 2015-2020 yıllarındayız. seçimler var işte. bu çocuk doğal olarak müslüman ve akp'yi kendine yakın buluyor. güç akp'de, iş olanakları olsun, bütün medya olsun hepsi akp'nin elinde. doğal olarak eziklik içinde büyüyen gencimiz de güçten yana davranıyor. psikolojisinin alt katmanlarında kendisindeki eksiklik duygusunu, seçmiş olduğu güçlü tarafın gürültülü sesle milletin yarısını terörist ilan etmesi ile bastırıyor.

işten haksız yere çıkarılan işçiler joplanıyor; bizim köylü "vay be, güçlü devlet, ne de olsa ben seçtim" diye düşünüyor.
öğrenciler pataklanıyor; bizim köylü "vay be, patır patır tutuklanıyor, güçlü devlet auuuğ" diye yerinde duramıyor.

hayat standartları daha kötüye gitse de işte hiç muhalefeti dinlemiyor. iktidar medyası ona ne der ise kabul ediyor. aklını kullanmaktan öte bilinçaltında yaşadığı eziklik mi dersiniz eksiklik mi dersiniz ilk önce onu kapatmaya çalışıyor.

ekonomiden şikayetçidir ama yarın yine basar oyunu aynı partiye.
karısı çocuklar için dondurma ister, alamaz.
karısı tartışma çıkarır, karısını döver.

ak parti kulübünün ilk kuralı ak parti hakkında konuşmamaktır.

psikanalist wilhelm reich'ın meşhur sözünü akla getirir; "kitleler aldatılmadı, faşizmi arzuladılar".

cahil olduklarını söylemek bence durumu önemsizleştirmek anlamına geliyor. halbuki durum çok önemli. babam mesela, gözümün önündeki örnektir. tüm ülkedeki seçmenlerin örneklemi sayılır. apolitik, herhangi bir siyasi görüşe bugüne kadar mensup olmamış bir adam. şiddetle erdoğan savunuyor. doğruyu yanlışı ayırt edemediğinden değil, oturup anlatınca falan içi bi cız ediyor olanlar karşısında. asgari ücret kadar emekli maaşı var, emekli olmasına rağmen temizlik işinde çalışıyor çünkü yetemiyor. ama bu parti sanki ona bir amaç verdi. ülkenin durumuyla ilgili hissediyor kendisini, birilerinin ülkeyi kıskandığını düşünerek adeta gurur mastürbasyonu yapıyor. ne ilginç değil mi? saçma hatta. fikir tartışmasına bile girilmiyor, sadece savunuyor. seviyor çünkü hakikaten seviyor. çünkü bir amaç verdiler. savunacak bir fikri var artık. diğer partiler bu adamları zamanında nasıl öteki sınıfına koyduysa, ilk defa bir yere ait oldular. aşağılamıyorum ama üzülüyorum. mesela rant elde edip partiden para kazananlar bence dünyanın en akıllı insanları ama babam gibiler... onlara söyleyecek hiçbir sözüm kalmıyor. ne desem boş. hem fakir hem savunuyor.

bence ak parti seçmeni sorumluluk almak istemeyen ve bunun sonuçlarını kaldırma gücü olmayan kişilerdir ve bu yüzden her şeyi ama her şeyi onlar için yönetecek tüm kararları onlar için alacak ve sorumluluğunu da güya kendisi çekiyormuş gibi sunacak ve de yaşananların herhangi bir olumsuz sonuç vermesi durumunda bunu illa ki bir şekilde açıklayabilecek (bunlar hep dış güçlerin oyunu biz bir şey yapmadık gibi) birilerine ihtiyaç vardı o kesim için, bu da akp oldu. bu cahillik olarak mı nitelendirilir bilemiyorum ama kendi kararlarını almada ve kararların sonuçlarına katlanmada zayıflık olarak adlandırılabilir kesinlikle. görüyorsunuz ki bu kesim bir şeyi şiddetle savunur savunur, neden diye sorduğunuzda reis öyle diyorsa vardır bir bildiği der, savunduğu şeyi doğrulayacak bir argümanı yoktur.
he bu arada alınan kararların sonuçlarına katlanmaktan bahsettim. bu insanlar belki bazı çeşitli küçük sorumluluklardan kaçarken aslında en büyük sonucun altında eziliyorlar. mesela bir gün başları sıkışsa onlara hakkını verecek bir adalet sistemi yok, günden güne altında daha fazla ezildikleri bir ekonomi düzeni var. yani evet mi diyelim hayır mı diyelim diye düşünmemek, bir kişinin dediğini doğru kabul etmek aslında onlara düşünmekten çok daha büyük sorunlar açtı. keşke düşünselerdi.

cehaletin iyi pazarlanması . din'in ondan da iyi pazarlanması . halkın bam telinin bilinçli mağduriyet tiyatrolarıyla durmadan titretilmesi. göz açtırılmaması

makarna.

allah'ı ak partili sanmaları.