türkiye'de akademi, bir geçim kapısı olarak görülmeye başlandığından itibaren ruhunu kaybetmeye başlamıştır. torpilse bu işin adeta habis huylu urudur. liyakatsizlik, adam kayırmacılık, pek çok açıdan yetersizlik her yere sirayet etmiş durumdadır.

yükseköğretimde radikal kararlar alınmadan siyasal ve ekonomik hırsların tetiklediği ancak plansız bir şekilde kurulan ve ihtiyaç fazlası kontenjanlara sahip olan üniversiteler genel toplamda işsizler ordusuna nefer yetiştiren birer kışlaya dönüşmüştür.

sonuçları kayda değer üniversite değerlendirme kuruluşlarının her yıl yayımladıkları raporlarda dünya çapında ilk 500'e giren tek tük üniversitelerimizin olması bu iddianın ispatı için yeterli bir karinedir.
devamını gör...
düzenli derslere giren ve sorumluluklarınızı bilen bir öğrenciyseniz bu hedefi koyun. ingilizce şart. en azından makaleleri anlayabilecek ölçüde ingilizce gerek. bunun için de ingilizce eğitim dili olan okullarda okumak şart. ales 6 ayda bitirilir biraz cebir yeteneği varsa.
devamını gör...
sağlam referanslar bulun yeterli. gerisi teferruat. biraz ders çalışın tabii. ales için falan. tabandan da olsa gerekli puanları elinize alın sonra devreye referanslarınız girecek zaten.

referansınız yoksa işiniz çok çok zor.
devamını gör...
hayatınız için bir b planı yapın, her an akademik kariyeriniz sonlanabilecek veya hiç başlayamayacak gibi başka bir geçim kaynağınız daha olsun.
devamını gör...
yapmayın.

yani tabi böyle deyince biraz üst perdeden oldu farkındayım. yapmayın derken elbette türkiye'de yapmayın. kendinize yazık edersiniz. ha illa yapacağım diye de göbeğinizi çatlatırsanız, daima bir b planınız olsun. çünkü her şey aşırı iyi giderken bir sabah hocanız ile yaşayacağınız 10 dakikalık bir sürtüşme o ana kadar inşa ettiğiniz basamakların hepsini yıkabilir. burası türkiye...

tabi bir de torpil torpil ve evet bildiniz gene torpil. şu söyleyeceğim şey üniversitelerin tamamı için geçerlidir asma ama asla kimseyi ayırt etmeyeceğim. şu anda üniversitede ne kadar öğretim görevlisi varsa (arş gör dr öğretim üyesi doç prof vs) hepsi torpille girmiştir. hepsinin ama hepsinin mutlaka bir yerden torpili çıkacaktır. bilhassa son 10 senede girenler için. size torpilsiz girdim diyen de kuyruklu yalan söylüyordur bakın o kadar açık ve net söylüyorum. torpilsiz de yaparım ben idealistim diyorsanız eğer s**arım idealistliğinize gidin bir yerden torpil bulun ya da akademiden defolun gidin çünkü günün sonunda üzülen siz olacaksınız.

başa dönüyorum, eğer illa akademik kariyer planlıyorsanız kesinlikle türkiye'de yapmayın. akademik kariyer demek bir noktada bütçe ve para demek. çünkü bol okuma yapacaksınız. yayınlara ulaşmanız gerekecek kütüphaneleri gezineceksiniz ve tüm bunlar safi bilim aşkıyla olmayacak. napoleon ne demiş ? para para ve evet, para.

ek olarak; türk akademisyenleri ve akademiyasına özellikle de sosyal bilimler alanındaki akademisyenlere çok dikkat edin. akademi dünyası bir cadı kazanıdır. ayşe'ye söylediğinizi bölüm başkanından ya da fatma'dan falan duyarsanız şaşırmayın. kimseye de güvenmeyin.

gene diyorum eğer illa akademik kariyer yapmak istiyorsanız asla bunu türkiye gibi bir üçüncü dünya ülkesinde yapmayın. günün sonunda üzülen siz olursunuz.

akademi terk yolgezer atina'dan bildirdi.
devamını gör...
akademik başarı, başarılı tez yazmaktan geçer.
sağlam kaynaklara dayanarak bir araştırma yapılması gerek. türkiye de tezin hangi üniversiteye yazıldığı da önemli. her okulun kendine has baktığı unsurlar var, yurtdışında da böyledir muhtemelen. her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır lakin belli başlı unsurlara sahip olmalı.

www.tezdanismanlikhizmetler...
devamını gör...
giyilen gömlekteki açık düğme sayısı ile orantılı olarak gelişme gözlenebilir.
devamını gör...
insan evladı bir tez danışmanı bulun.
he bir de götünüzü yerinde durmaya alıştırın.
devamını gör...
yemek çok tuzlu olursa içine yarım patates atın fazla tuzu alıyor.
devamını gör...
yapmayın aç kalırsınız.

"academia is a ponzi scheme." - albert einstein

devamını gör...
şahsen öğretmenlik yapmak istemediğim için akademik kariyer yapma gibi fikrim var ama burada yazılanları okuyunca umudum kırıldı
devamını gör...
akademik indekslerde berbat durumda olmak kimsenin umurunda olmaz.herkes memur kafasinda.öğrenciyi adam yerine koyan yok birsey veren de yok gibi .slovenyadaki,makedonyadaki vd akademisyenler bile gülüor artik durumumuza.'bile' diorum cünkü bu adamlar ab siralamasinda en altlarda.onlar bile gülüor bize.daha ne diyim ki?

sen sirf cantani tasior die bir adami asistan alirsan durum bu olur.o asistan gelecegin profesor adayi çünkü.sasirmamak lazim.
devamını gör...
lisans ya da doktora başvurusu yapıyorsanız "kürtlerin kökeninin türk olduğuna dair" bir akademik çalışma yapacağınızı söyleyin. kafadan içeridesiniz:
twitter.com/LogHaber/status...
devamını gör...
bir akademisyen olarak şunları söyleyebilirim;

bu iş " aa hadi akademisyen olayım" demekle yapabileceğiniz bir iş değil. buna gerçekten gönül vermiş olmanız gerekiyor çünkü akademik kariyer çok çaba ve özveri gerektiren bir olay. ben akademisyen olmaya üniversitede okurken karar verdim ve ona göre çalışıp, arş seviyede bir genel ortalama ile mezun oldum. (en son senemde 3.93 olan bir dönem ortalamam vardı. ) lisansımı onur, yüksek lisansımı yüksek onur öğrencisi olarak 4.00 ortalama ile bitirdim. yüksek lisans tezim 640 sayfaydı. danışmanım kısaltmasaydı, 900 sayfa vs olurdu. türkiye'de hiç daha önce yazılmamış bir tez yazdım. tabi bunların hepsinin dili, daha doğrusu tüm eğitimim ingilizceydi.

bir çok insan akademik kariyere hayatının bir noktasında heves edip dönüyor. bu idealist olmakla başarılacak bir şey. "bu meslek olmadı, bari bu olsun, hadi bunu deneyeyim" diye akademiye yönelirseniz, çok yıpranırsınız. akademik kariyer başarılı olabildiğiniz sürece parçası olabildiğiniz bir sektör. hayat boyu okumanız ve üretmeniz gerekiyor. okuduğum metinlerin, yazdığım dokümanların net sayısını bilmiyorum. neyse ki en başında daha üniversite öğrenciyken kendimi psikolojik olarak her şeye hazırladım ve hep en iyisi olmayı hedefledim ki karşıma çıkabilecek her olumsuzlukta tüm başarım kalkanım olsun.

imkansız değil ama zor. ingilizce kesinlikle şart. zaten hem yüksek lisans için hemde doktora için yds'de skor almanız şart. yani dil sınavı yeterliliği vermeniz gerekiyor. minimum skor 55 ama ingilizceniz yeterli değilse, 55 alamazsınız. 55 almak için sınavdaki toplam soru sayısının neredeyse yarısının doğru çözülmüş olması gerekiyor ve derin grammar( dil bilgisi) , paragraf okuma, paragraf tamamlama, paragraflardaki uyumsuz cümleyi bulma soruları çözüyorsunuz. yani ales'teki türkçe sınavının ingilizcesine giriyorsunuz. kandırma, şaşırtma çok fazla var. şıklar birbirine çok yakın. güçlü dil yetiniz varsa, ayırt edebiliyorsunuz. bu seviye için ingilizcenizin baya iyi olması gerekiyor. hem sınavın tekniğine hem de ingilizceye hakim olmanız lazım.

biliyorsunuz akademik kariyer için yüksek lisans ve doktora şart. tezler+ makaleler hatta ünvan için kitap yazmanız gerekiyor. türkiye'yi istemezseniz,

yurt dışı için sürçe daha katı çünkü yurt dışında lisans- yüksek lisans ve doktora başvuları tam bir arena savaşı. milyarlarca rakibiniz var ve hepsinden sıyrılmanız için harika bir geçmişinizin olması lazım. maksimum bir genel not ortalaması, üniversite hayatı boyunca kazanılmış extra başarılar, bunları ilham verici şekilde anlatabildiğiniz harika bir başvuru mektubu ve yüksek dil sınavı skoru.

toefl( amerika) + gre ( amerika) veya ıelts ( genel avrupa başvuruları için) gerekiyor. onlar içinde keza aynı şekilde. toefl ve ıelts 4 saat sürüp, sizi her alanda test ediyor( reading, listening, speaking, writing) bunların toplamının ortalaması alınarak size net skor veriliyor.

iyi skorlar toefl'da 120 üzerinde minimum 90
ıelts'de 9 üzerinden minimum 7

bunların altında dil skorlarıyla kabul alamayabilirsiniz. tabi bunlara ek başvuru mektupları ve özgeçmiş falanda gönderiyorsunuz. sizi toplu paket şeklinde değerlendiriyorlar ama basvuru mektubu, genel not ortalamanız ve sınav skorlarınız kabul için ölümcül üçleme'dir.

ben new york'ta baya iyi bir okula kabul aldığımda, toelf'dan not ortalamam sebebiyle muaf edilmiştim. ( çünkü eğitim dilim hep ingilizceydi ) ayrıca zaten ben hep new york'u yüksek lisans ve doktora için hedefleyerek, tabiri caizse "köpek gibi çalışarak" üniversiteden mezun olmuştum. üniversite 3. ve 4. sınıfta tüm vize / finallerim 100 geliyordu sonra tabi eğitim dili ingilizce bir sistemden onur öğrencisi olarak mezun olunca, dikkatlerini çekiyorsunuz ve dil yetinizi sorgulamıyorlar. - tabi okuldan okula değişebilir. benim muafiyet aldıklarım oldu-


kısaca : idealizm, istikrar ve bu işte gerçekten kalbinizin olması gerekiyor. sırf para kazanmak için girerseniz, yükü sizi yorar.

başarılıysanız ve bunu hayat boyu sürdürebilecekseniz sistem önünüzde eğilir ama aksi durumda, öğütülürsünüz çünkü rakibiniz çok ve herkes pozisyon kavgasında ayak kaydırmak için uğraşıyor. kimseye güvenemezsiniz. dostunuz sandığınız, statünüzü almak için her türlü pisliği döndürür. bu yüzden akademide kimse iş arkadaşıyla mıç mıç olmaz. hep mesafe korunur. bu mesafe = statünüzü her türlü potansiyel tehditten korumak demek.

akademide herkes kötü mü? hiç mi bu tiplerin aksi insanlar yok? - tabi ki var! hatta onlardan biriyim. kimsenin ayağını kaydırmam. başarımla doğru orantıda varım. başarım , bileğimin hakkı bana ne sağlıyorsa, o benimdir amaaa ödül büyük olduğunda( statü kazanmaktan bahsediyorum) milletin yaptıklarına ağzınız şaşkınlıktan ayrılarak bakıyorsunuz çünkü bir çoğu için önemli olan o statüyü kazanmak. nasıl olduğu veya nasıl yaptıkları önemli değil. bu noktada genelde hep arkadan veya bel altı vururlar. bu yüzden yine aynı yere geliyorum; kimse kimse ile mıç mıç olmaz.

son söz: yani akademi köpek balıklarıyla doludur. av olmak istemiyorsanız, en büyüğü ya da en büyüklerinden biri siz olacaksınız. bu ömür boyu başarılı kalmak demek. yes, that's pretty challenge.
devamını gör...
doktora aşamasına gelene kadar oldukça kolay bir yolu var aptal değilseniz. yani ingilizce şart denmiş. e oha yani. lan tabi şart, bunun söylenmesi bile komik geliyor bana. uzun uzun dil belgesi anlatmanın anlamı yok, doktora seviyesine geldiysen ingilizceyi bil bir zahmet. kısaca hiçbir ekstrası yok ingilizce bilmenin. bilmiyorsan kapalı kapılar.

türkiye içi ne yaparsan yap konu "siyasi tanıdık" ve kadro kavgasına dönüyor. elin güçlüyse sorun yok. 4.00 ortalama falan çok bir şey ifade etmiyor. alanın talep ediliyorsa ve iyi tanıdıklar varsa gerisi geliyor. yoksa işler epey zorlaşıyor. imkansız değil ama zor. fizik major olup eğitim bilimlerine tamam demek zorunda kalıyorsunuz.

avrupa için biraz daha rahat. orada tanıdık değil performans önemli. yayın yaptınız mı ve alanınızda yaratıcı bir duruş gösterdiniz mi buna bakılıyor. 5000 sayfa tez vs. komik bulunan şeyler burada. master tezi 80 sf üstü kabul edilmiyor. buradaki handikap doktora ödeneklerinin kesilmesi. o yüzden bir şirket bulmanız gerek araştırmanızı finanse etmesi için ya da okulunuzda kadro finanse edebilen hocalardan birini kafalamanız gerek. her türlü zorlu bir yol. farkındaysanız dil falan demedim. ingilizce ve yerel dili bilmiyorsanız, o iş imkansız.

amerika biraz türk sistemine benziyor fakat zorluklar iki yerin karışımı. ödenek ve yüksek performans şart. burada yüksek ortalama vs seviliyor. avrupa'da masterı 20 üzerinden 12 ile bitirsen alanında tutkuluysan olur o iş fon varsa. amerika'da ortalama vs. giriyor işin içine.

kısaca zor. imkansız değil ama zor. maddi yanı zorluyor. lisans yeni bitirmiş bir öğrencinin buraları görmesi düşük ihtimal. %99 göremez. gören de şanslıdır her açıdan.

bir noktaya gelip de vazgeçmek daha zor diğer yandan. yaşamayı yeniden öğrenmek zorunda kalıyor insan. buraya başka zaman değinirim artık.
devamını gör...
kırık ve arızalı biri değilsen asla bu işlere bulaşma. fakat kırık , arızalı , suyun akışını tersine çevirmek isteyen , akıntıya kürek çeken , çıkmaz sokaklara , girilmez tabelası olan caddelere özellikle girip oraları doloşmak isteyen , öküzün altında buzağı arayan ve bulan biriysen de bu sefer seni çantacı , faturacı ve ya hocanın çocuğunu her gün okuldan alan bir şoför yaparlar.


zira bu ülkede ilk defa üniversite açıldığında devletin başında askerler olduğu için o askerlerin çocukları üniversitelere akademisyen olarak doluştular. ve dolasıyla askeri hiyerarşi hala devam ediyor üniversitelerde. emir komuta zinciri , senelerce uğraştığın tez için " ıııh bu olmamış bugün git yarın gel " kafası hala devamke.

bi de zaten teze onay veren tiplemeler, o konuda ve ya kendi sahasında ölene kadar tek uzman olarak yaşamak isteyen insanlar genelde. tabi ki istisnalar var ama çok az. "bu adam beni geçsin , herkesi geçsin , bilimin , felsefenin , düşüncenin önü açılsın" diyen kişiler bekliyorsanız karşınızda azcık nah derim işte o işe. ve ya nazikçe çok beklersiniz diyeyim.
devamını gör...
yapmayın aç kalırsınız.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"akademik kariyer yapmak isteyenlere tavsiyeler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim