akıl

insanı diğer hayvanlardan ayıran birincil özelliktir. diğer hayvanlara göre daha büyük olacak şekilde evrimleşmiş beyin kapasitesi sayesinde düşünebilmesi sonucu oluşan ahlak bilinci , sanat bilinci, din inancı ve bilim felsefe gibi düşünce sistemleri ile gerçeğe ulaşmasının bütünüdür.

felsefede kavram oluşturma ve bunlara göre hükmetme kapasitesidir.

dalları arşa uzanan bir ağaçtır . en üstteki meyvesine yeltenirsen cennetten düşebilirsin ve ne bi havvan olur ne de dünyan . demem o ki cambazlık iyi meslektir. dengeyi bulmak sıratı koşmaktır. ışinin ehliysen dimağında güzel bir meyvenin hazzıyla dans edersin sıratta . show bitip köprünün sonuna geldiğinde bi kudret karşılar seni alışılageldik övgülerin, ezber duaların , basmakalıp aminlerin ötesinde bi kudret...

beyin bir donanımdır, herkeste vardır; akıl bir yazılımdır, herkeste yoktur.

"kendine inancı olmayan başkasından aldığı şeydir akıl" diye düşündü kadın, parmakları arasındaki sigara utanmazlık derecesinde yakışıyordu eline. ansızın aklına adamın ona "ben yarın gidiyorum" dediği geldi, neden diye sormaması onun suçu değildi. raslantılara inanan bir adamın tesadüflere aldırış etmeden böyle hareketler yapmasına alışıktı, ondan önceki adamda da vardı aynı hal. ağzının kenarında kendine yer tutmuş sigarayı söndürüp ayağa kalktı, yarım kalan bir hikayenin kahvesini yapması gerekiyordu.
neden sonra, kahve bitince evden çıktı. lazım olmamasına rağmen bir sürü şey aldı kendine, "yarın gideceğim" diyen adama nispet yapar ama kendine hiç gitmeyeceğini ispatlar gibiydi. ılık bir sonbahar akşamı yaşanıyordu şehrinde, ellerindeki paketlerin ağırlığını parktaki bir banka ortak etti, yüzü akşam güneşini yeniden doğmaya ikna edecek kadar güzel ve tepkisizdi. kalan saatlerin hesabını yapmayı düşündü, planlar yapmanın ona neler kaybettirdiğini düşündü sonra, vazgeçti. temiz bir akılı en deli aşka tercih edecek yaştaydı. arsızlık yapmayı yasaklamıştı kendine, içten içe yaşamak çok daha kolaydı onun için. karanlık yaşamını aydınlatacak kendine has yolları çok iyi bilirdi. içinden gelenleri bastırmak konusunda da yaklaşık 40 senelik tecrübesi vardı, ona inandı ve gülümsedi. madem olacaklara engel olmak imkansız, bunun acısı da tatlısı da bana ait diyen bir kadındı o asırlardır. uzun saçlarının arasından geçen akşam rüzgarı ona eve gitme vaktini hatırlattı. "madem öyle söyle bakalım rüzgar" diye karşılık verdi akşam rüzgarına; "ev ne???"

us.

dünden beri herkes tarafından şahsıma verilen şey. en iyisini siz biliyorsunuz. olur öyle yaparım.

insanlarin pek azinda bulunan meziyet

(bkz: akletmek)

yemin ederim ki bir halta yaramıyor.

hey, tanrım, bana üç tane
üç de yetmez, beş tane
beş de yetmez, yedi tane
ver, ver, ver, ver, ver, allah'ım, verrrr
qeqywıje

literatürde bağlama anlamına gelen bir kavramdır.

dini açıdan ise; iyi ve kötü arasında iyiyi seçmek değil; aksine iki iyi arasında daha iyi olanı ve iki kötü arasında iyi olanı seçebilmektir. dikkatle düşünülür ise bu tanımlama çok özel bir tanımlamadır. pozitif bilimin insanı tanımlarken kullandığı; "insan, düşünen bir hayvandır." veya "insan, konuşan bir hayvandır." veya "insan, isyan eden bir hayvandır." gibi insanı ve insan aklını sınırlayıcı tanımlamalardan ziyade, insanı ve insanın aklını sınırlamaktan kaçınan ve onu öven bir yaklaşımdır.

temelde beş başlık altında akıl kavramı değerlendirilir;

1) te'akkul
2) tefekkür
3) tedebbür
4) tezekkür
5) tefakkuh

aklın vücudun neresinde olduğu ile ilgili pozitif bilim ve islam alimlerinin genel manada fikir ayrılığı söz konusudur. pozitif bilim; aklın kafanın içinde, beynin bir algoritması olduğu üzerinde hemfikirdir. islami alimleri ise; aklın kalbin içinde olduğunu genel manada kabul eder.

islam alimlerinin kalp kavramından kastettiği şey; kan pompalayan ve vücudun iç organları arasında yer alan yürek kavramı değil, bilakis; daha geniş cevherlere sahip olan fuad kavramı olduğunu belirtmekte fayda var.

akıl akıl gel zikime takıl.

kacirdigim sey. duygularim tarafindan gasp edildi. duygularimi da baskasi gasp etti de kim henuz cozemedim

keşiş olmaya karar verip yola koyulan çiftçi, dar bir yolda tozu dumana katarak gelen atlı bir samurayın altında ezilmekten kendisini yol kenarına atarak kurtulmuş ve bağırmış;

çiftçi: ne bu acele, nereye böyle?
samuray: ne bileyim ben, ata sorsana!...

(bkz: bad boys cart curt) filminden...

arayan buluyor... *

mantık ile yürür. evet.