allah'a inanmayan insan

şüphesiz ki çok yanlış bir yola sapmış insandır.

kendi bilir.

allah'ın akrabaları gibi konuşunca çok ikna edici oluyorsunuz.

(bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz)

tanrıtanımaz ya da ateist olarak tanımlayabileceğimiz insandır.
dünyayı, evreni, yaşamı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışırken dinlerin öğretilerini değil pozitif bilimleri esas alan insandır bir de.

ben memeye tapıyorum ya.

dinim imanım meme!!!

kendi kutsal kitabımı yazacağım çok yakında.

kutsal meme episode 01. o'nun adıyla.

yüce memenin ilk emri: yaşat! oku! hristiyan sevmedi, yahudi yaşatmadı, müslüman çok sevdi!

kim karışabilir hocam buna? kim!!!

ben de senin allah'a inanmadığına inanmıyorum.
prof.dr abdulaziz bayındır

hocanın ateistlerle ilginç tartışmaları olmuştur.
ateistlerin doğruyu söylemedikleri görüşünü savunur.

burdayım. nolmuş bana ?
kadın külodu koklamak komiktir dedik diye mi bunlar oluyor?
sıkılıp oramıza buramıza dövme yaptırmıyoruz diye mi yoksa?

bir tanımla 3 başlığa cevap yetiştirmek. ajajaja.

zorunda mıyım.

bizi ilgilendirmemesi gereken kişi. her koyun kendi bacağından asılır.

tercihi bu yönde olan kişidir yorum yapmak bize düşmezdir

#2537341
sihirli annem cem sendromu herhalde.

herkes kendi tanrısına inanıyor fakat belki de hiç tanımıyor. peki ya senin tanrın sana ne kadar inanıyor, aslında kim kimi yaratıyor? muammalar içimizdeki okyanustan çok ötede, bunu biliyorsun. her şey mümkün, bu bile.

(bkz: tanrıbilmez ahmet ağa)

adamın lakabı bu yoksa kalbini açıp bakmadım. inancını bilemem.

şunu kafada bir kere oturtmak gerek, herkes tanrı programıyla doğuyor. boşlukların tanrısı algoritması var ya hah işte o öyle değil. tanrı kavramı zaten ,senin alternatif tanrı modellerinin bir parçası. yani tanrıyı çıkarıp başka bir tanrı koyuyorsun o merkeze, en iyi örneğini freud’dan vereceğim. bilirsiniz o da inanmaz. jung, bir diyaloğundan bahseder;
freud: “sevgili jung, cinsellik teoreminden vazgeçmeyeceğine bana söz ver. her şeyin temelinde bu var. görüyorsun bu konuda bir dogma, sarsılmaz bir kale oluşturmalıyız”

jung: “neye karşı bir kale?”

freud, “atılan çamurlara karşı..okültizm çamuruna”

jung der ki: “dogma ve kale kelimeleri beni korkutmuştu. çünkü bir dogma yani inancın tartışmasız bir şekilde kabul edilmesi ancak şüpheleri sonsuza dek bastırmak amaçlandığında ortaya atılırdı. böyle bir durumu kabul edemezdim. freud’un okültizm’e karşı çıkmakla kastettiği ise neredeyse her şeyin, felsefenin, dinin..ruh ile ilişkisinin kesilmesiydi.”

freud'un tanrı algısıda hatta psikanaliz konusundaki birçok düşüncesinde, geçmişi, çocukluğunu bilhassa babasini görürsünüz. freud’dun tanrı kavramı baba ile eş değerdir. bu baba kavramı onun temel öğretisinin merkezinde yer alır, erkek çocuklar üzerinde özellikle kurulan egemenlik bu düşünceyle ele alınır. kız çocuklarına iğdiş edilmiş erkek der ,erkeğe de annesine olan sevgisi babasından nefret etmesine sebep olur ama  iğdiş edileceği korkusuyla babayı rol model alır ve onun gibi davranır savı vardır.  freud’dun babası bir gün yolda yürürken, biri babasını itekleyip "çekil önümden pis yahudi!" diyerek şapkasını düşürür. freud, merakla peki onun ne yaptığını sorar. babası ,şapkasını yerden alıp yoluna devam ettiğini söyler. bu freud'a oldukça aşağılayıcı gelir ve babasına olan saygısı zedelenir. "işte onun tanrı kavramının parçalandığı nokta burasıdır. "  o da kendi tanrısını yaratır yani cinselliği tanrı yerine koyar. hatta bu düşünceye öyle sıkı sıkıya bağlıdır ki karşı hiçbir argümanı ve eleştiriyi kabul etmez. kendine bir dogma kurmuş, öğrencilerinin kendisini, düşüncelerini analiz etmesinden hoşlanmaz ve karşı çıkar.jung, bu konuda epey ileriye gitmiştir. yani tanrısının sadece ismi değişmiştir, cinsellik olmuştur. demem o ki, istediğin kadar bunun üstünü örtmeye ve kapatmaya çalış bir tezi reddedip başka bir tezle savunmak zorundasın. neyle ,reddediyorsun para mı o halde para, bilim mi o halde o, evrim mi o zaman evrim, başka bir şey mi o,o ve o... bütün fikir adamlarının kendilerine bir tanrı yarattığını fark edeceksiniz,  eğer sizin düşüncelerinize hitap ediyorsa sizin de tanrınız olabilir pekala. işte tanrıları reddederek kadiri mutlak olana ulaşmak hayli zor. mutasavvufların(sufi) temel din anlayışı canlı, cansız tüm varlığı empati yöntemi ile tecrübe ederek mutlak varlığı idrak etmektir. buna tasavvufta bir başka tabir ile "mutlak hiçliği tecrübe ederek mutlak varlığa ulaşmaktır" diyebiliriz.