amerikan polisi

anlaşıldığı kadarıyla bizdeki gibi tek tip polis yok. şerif var, eyalet polisi var, otoban polisi var, fbi var, var oğlu var.

www.sondakika.com/dunya/hab...
bodycam shotingleri yakından takip ediyorum, iyi çalışıyorlar.
bu biraz tuhaf ama, öyle ölmeyebilir ısı güdümlü füze atsaydınız adama.

polis seçimleri o kadar zordur ki, bazılarının nasıl atandığını anlamak için zeka üstü bir bakış açısına sahip olmanız lazım. yurtdışından gelen vatandaşların 6 ay süreyle ehliyetlerini kullanabilme yasasını bilmeyen amerikan polisi olur mu? oluyormuş.

adam beyazmış. bir şey olmaz o yüzden.

çok atarlı giderli ama yakışıklı abilerdir. ellerinden dondurma, donut, muffin eksik olmaz. boyları genel itibarıyla 185+, omuzlar geniş, gözlükleri ray-ban'dir. ama dediğim gibi kafaları çatlaktır. gözü tutmadıysa, gözlüklerinin arasından bacağı hedef alıp direk sıkıyolarmış. diyenlerin ve filmlerin yalancısıyız.

aralarındaki hiyerarşik düzen yüzünden birbirinden hoşlanmayan donutla beslenen amarıgan güvenlik güçleridir.
bildiğim kadarıyla izah etmeye çalışayım, yanlışsam düzeltiniz.

efendim şimdi sanki hepimizin kütük new jersey’miş gibi çok iyi bildiği; kafasında şapkası, göğsünde yalnız imanı değil yıldızı olan şerif abilerimiz, town police yani kasaba polisidir. filmlerde mahallenin bekçisi gibi heryerden çıktıklarına bakmayın heryerden çıkmıyorlar. yani en azından ben delaware’de yaşıyorum daha bir kere görmedim. bulunduğunuz yere göre değişir. ayrıca şerifler bulundukları yerin sevilen sayılan kişilerinden halk oyuyla seçilir. bir nevi muhtar. bizim bisikletli, simit yiyen muhtarların, arabalı ve donut yiyeni gibi bir şey ama polis.

town police’in hiyerarşik olarak bir üstünde sussex police ya da county police denen şehir polisi var. bu arada buradaki şehir anlayışı bizdeki şehir anlayışından farklı, yani bu city denen bölgeler bizim mahalle anlayışına daha yakın diyebilirim. bu arkadaşların yetki alanı gariban köylü çocuğu kasaba polisinden biraz daha geniştir.

county police’ten sonra state rooper’lar var. bunlar eyalet polisi maalesef kendileriyle tanışma şerefine nail oldum… yetkileri itibariyle çok billurlu kişilerdir çünkü hiyerarşik olarak bu saydığım polislerin üstündedir. öyle ki -yaptığın hareketin ciddiyetine göre tabi- vizeni/green cardını iptal ettirme yetkisine sahiptir. yani bu arkadaşlar gergin arkadaşlardır. eli silahında gelir, ani hareket yaparsan vurur. o yüzden iki elin direksiyonda, ani hiçbir hareket yapmadan sadece söyleneni yapman gerekir.
eğer yol kenarında durdurulmuş bir araba ve yanında bir değil iki state rooper görüyorsanız bilin ki bir american dreamin daha sonuna gelinmiştir.
geçtiğimiz aylarda yanlışlıkla bir tanesinin önünü kesmek suretiyle tanışma ve içeri doğru mıçma deneyimini yaşadım. havasını hala atıyorum “ben state rooper’ın önünü kesmiş kadınım ayık olun” tarzında ama olayın akabinde dört gün titremişliğim var. hala önümde arkamda bir polis ışığı gördüm mü uzaklaşana kadar radyoyu kapatır bildiğim bütün duaları okur ve sakince titrerim.
bu arkadaşlar -en azından bu eyalette- kıyamet gibidirler. bir de bunların saklanma sapıklığı var. tarlanın içinden çıkıveriyorlar. geçen gün bayağı araba durdurur gibi, bir bisikletliyi durdurdu bir tanesi. niye? çünkü keyif onun değil mi?

geçenlerde bir amerikalı arkadaşın evindeyim, state rooper bir tanıdığı var bir de irlandalı bir arkadaş var. *
sr abi irlandalıya dedi ki “sizin polisleriniz silah taşımıyor doğru mu?” çocuk evet dedi. sr abi “peki insanları nasıl vuruyorsunuz?” dedi. çocukçağız da dedi ki “vurmamaya çalışıyoruz.” abi de durur mu yapıştırdı cevabı “hıh komikmiş.”
anlatabiliyor muyum yani?

tabi son olarak bir de lanet olası federaller var. filmlerde gördüğümüz, boynundaki kartta fbı yazan, dedektif diye hitap edilen karizmatik abiler ve ablalar topluluğu. tabi bu federaller, federaller yani. o yüzden bir nevi diğer polislerin üstündeler. ortama geldiklerinde diğer polislerin tabi canım biz kimiz ki triplerinden de hatırlayacağımız gibi bu abilerin ve ablaların yanında tabi canım onlar kim ki oluyor hoş olmuyor. çünkü orada bulunması çekil elinin hamurunla garışma bi şeyi beceremediniz demek gibi bir şey oluyor. yani insan bi güceniyordur.

ana hatlarıyla böyle. varsa aramızda anan da mı federaldi be arkadaş dedirtecek açıklamalar ve eklemeler yapacak biri, anan da mı demeye hazırım.

(bkz: lanet olası federaller)

dosta güven, düşmana korku verir.

bir çifti , süratli giden araç vb. hayatın akışına aykırı bir durumda fark ettiğinde tereddütsüz müdahale eder ve ilk sorusu: madame r u ok? olur. adamın da konuşmasına müsaade etmez.kadından onay almadan o çifti salmaz.

kadına şiddette abd bizle yarışan bir ülkedir çünkü.

siyahi vatandaşları üzerlerine basıp nefessiz bırakmak suretiyle öldürmeyi sevebilen polislerdir, bazıları.

(bkz: george floyd)

filmlerde hep donut ve kahve bitiren tipler.

amerikada polis deyince şimdi, bir eyalet polisi var bir de federal polis.

(bkz: lanet olası federaller)

dışarıdan ürküten,sert görünen ama yanına yaklaşıp kibarca bir şeyler sorduğunuzda,kibarca cevaplar verip elinden geleni yapan polislerdir.
ülkenin insanlarının tahmin edilemez olmasından ötürü yetkileri biraz fazla olduğu için her zaman güzel haberler olmuyor ama herkes de bir değil.
polislerin fir, yapılı ve caydırıcılık için dıştan biraz da olsa ürkütücü olması gerektiğini savunuyorum ve kendileri de genel anlamda bu kriterleri sağlıyorlar.

kahve ve donat kendilerine beleş olduğu için her gün yerler.

üzerindeki baskılar nedeniyle artık kimse polis olmak istemiyor, bu nedenle kalite iyice düşüyor.

mesela medya deli gibi george floyd propagandası yaptı. üzerine basıp öldürdüler vs. kimse floyd'un o sırada beton gibi uyuşturucu madde aldığını, fentanyl ve methamphetamine etkisi altında düzgün nefes alamadığını, bu nedenle o gün kovid'i ağır geçirdiğini, hapse beş kere girip çıkmış, yıllarca yatmış, kadınlara saldırmış, silahlı soygun yapmış bir olduğunu ve bu yüzden kendisini riskli tutuklama haline getiren kriminal kariyerini anlatmadı. zikretmek için tüm kamuoyunun polislere karşı dönmesini beklediler, millet dinlemeyecek noktaya geldiğinde konuştular. (o gün de sahte para kullanıyordu, polis bu yüzden çağırılmıştı. yanlış yere ihbar yapıldığından acil durum 911 yönlendirmişti. o protokolle geldiler.)

polislerin biri asyalı, biri siyahi ama ırkçı polis. yersen.

amerikan politikasında çok güzel ekmek var polis düşmanlığı yapanlara. milleti gazlayıp en büyük halk kahramanı oluyorsun. istatistiksel olarak polis, şiddet içeren karşılaşmalarda beyazları daha yüksek oranda vuruyor, siyahlar misliyle suç işlediği o sayılar yüksek çıkıyor. ırkçısı vardır, geçmişte ırkçı ölümler de oldu şüphesiz ama politik propaganda aracı edilmesiyle orantısız.

(bkz: gestapo)

" get your ass on the ground nigga!"
amerikan polislerinin zenci vurma fantezisi yüzünden dünyada sjw virüsü daha da yüz buldu. bunlar hep guneyin altından çıkıyor.

hollywood un uzun süre abd vatandaşlarına özendirmek , sevdirmek ve havalı göstermek için bence abd devletinin de desteğiyle binlerce polisiye filmler yapmış olduğu meslek.

oransal olarak siyahiden çok beyaz vuruyor. gerginlikte vurulan beyaz oranı siyahtan çok.

yani polisle karṣı karṣıya kalmıṣ siyahsanız, vurulma ihtimaliniz beyazdan düṣük.

siyahlar nüfusta temsillerine oranla kat kat fazla suç iṣledikleri için, polisle çok daha fazla karṣî karṣıya kaldıklarından vurulma sayıları yüksek çıkıyor. bu yüzden polis tarafîndan vurulma oranları yüksek.

ayrıca beyaz polisler, siyahi polislerden daha çok siyahi vurmuyor.

son olarak, silahla öldürülen siyahilerin %90'ı yine siyahiler tarafından öldürülmüṣ. silahlı cinayetlerin %51'i, nüfusun %13'ünü oluṣturan siyahlarca iṣleniyor.

medya vurulana bakıp vurana bakmayınca iṣine gelen algıyı kasıyor.
#2581496