anneyle babanın aşkının tiksindirici olması

bunu bir ben mi yaşıyorum bilmiyorum ama elimde fırsat olsa ikisinin arasına çit çekerim. siz ebeveynsiniz iki dakka insan olun da.

ne yapsınlar aşk yaşamayıp birbirlerine mi sövsünler birbirlerini mi dövsünler ya da istersen aşk yaşamak yerine biri cinnet getirip diğerini falan öldürsün senin gözlerinin önünde.
t:gayet doğal olan hadise. rahatlık mutluluk ve huzurun battığı yazar beyanı.

köyden şehre gelmiş, sivaslı bir ailenin çocuğuyum. canım kelimesinden öte bir şey söylediklerini duymadım birbirlerine, hiç şahit olmadığım için yorum yapamayacağım durumdur.

ne dertler var. adam, ebeveynleri birbirini seviyor diye yakınıyor. biz de ayrılıklarının 6. yıldönümünü kutlamayı düşünüyoruz.*

her yaş grubunda olduğu gibi başka insanların yanında seviye korumak elbette çok önemlidir. ancak anne babanın birbirine aşık olduğunu bilmek güzel bir şey bence. evlendikten sonra birbirini sevip ya da alışanların kurduğu saygı ortamı da değerli olsa da hem sevgi hem saygı ise katmerli mutluluktur.

sanıyorum ki kültür olarak buna oldukça yabancı olduğumuzdan öyle gelen durum.

zihnimizde anne babaya dair belirli kodlamalar bulunmakta ve bunun dışında yaptıkları şeyler bize tuhaf gelmekte. hatta yalnızca bizim kültürümüzde değil pek çok kültür için geçerli olabilir bu durum.

filmlerde, dizilerde, herhangi bir yerde evli çiftlerin kavga etmeleri, ayrılmaları vs oldukça normalken romantizm yaşamaları oldukça tuhaf geliyor. aşk ve romantizm neredeyse her zaman evli olmayan çiftler üzerinden tasvir ediliyor.

bu sebepten bunun tuhaf gelmesinin nedeni dünyaca buna alışkın olmadığımızın acı tablosu olabilir.

o yaşta halen aşk varsa bence tebrik edilmesi gereken durumdur.

halen iletişim kurabiliyorlarsa, birbirlerine vakit ayırabiliyorlarsa ne mutlu onlara. keşke benim ailemde de aşk olsaydı diye de kıskançlığımı belirtmek isterim. sonuçta çocuklarına örnek teşkil eder anne ve babanın iletişimi...

"eğer aşk yaşamak istiyorsanız evlenmeyin. evleniyorsanız da çocuk yapmayın yoksa durum bu" dedirten başlık.

mutlu bir ailede büyüyememiş olanların sanrısı. annen baban, senin yanında birbirlerini bir kez aşkla öpmüş olsalardı, böyle hissetmene olanak olmazdı.

gerçek aşkın meyvesi olduğunun farkına varamamış yazar isyanı.

hiç katılmadığım durumdur zira anne ve baba arasındaki aşk, bir evi huzurlu ve mutlu kılar. güzel şeylerden neden bu kadar iğreniyorsunuz ki arkadaşlar, mutsuz musunuz?

tiksindirici olan onların aşkı değil. varlığına önemli sebepler arıyorsun , arıyoruz ya kendi varlığımıza. hepimiz çok önemli meseleler için doğduk ya. bakıyorsun iki kişinin birlikte olup seks yapmasında sonra var olmuşsun. bir seksin ve bir eğlencenin ürünüsün. mide bulandıran ya da insanın sindiremediği bu.

adamın dediğini mabadindan anlayanlar yine kamu spotu kasıyor. arkadaş tiksindiriciden kasıt olarak cringe demek istiyor. çünkü kafana maşrapa ile vuran annenin babana gidip aşkım maskim demesi insana tuhaf hisler veriyor. iki uç duyguyu tecrübe etmekten kaynaklı gelen his bu.onun dışında anneyle babayı o tarz yakınlıkta görmek bizim kültürümüzde pek fazla olan bir şey değil. özellikle eski toprakta. bu d yine tuhaf hissetmenin sebebidir.

afedersiniz şahsa değil bu paylaşacağım deyim ama bu biraz ''b*k çıktığı deliği beğenmezmiş.'' olmuyor mu?

keşke her ailede tiksinti duyulabilecek tek şey anne ve baba arasındaki aşk olsa. sevgisiz bir evde yıllarını geçiren herkes birbirini seven bir anne babaya gıptayla bakar ya da evliliğe dair inancını tamamen yitirerek bunun gerçek dışı olduğunu düşünür. kısacası her eve lazım olan aşktır bu. bundan duyulan tiksinti de freud'a göre kişiliğini geliştirememiş ve çocuk kalmış kişilerde oluşur gibi.

anneyle babanın birbirine aşık olmamasının daha tiksindirici olduğunu söylemeliyim. çünkü bilirsiniz ki türk toplumunun genelinde aşk tü kaka olarak yorumlanır.

kıymet bilmezlerin saçma sapan başlığıdır. iyi misiniz arkadaşlar ya? bir evde anne ve babanın birbirini sevmesi, dans etmesi, kahkaha atması; kavga ve küfür etmelerinden çok daha iyidir.

bir zaman gelip, bu aşkın ne kadar kıymetli olduğunu, o aşka tanıklık etmenin ne değerli bir şey olduğunu anlıyorsun. sanırım başlıktaki gibi düşünenlerin, daha bunu anlamasına vakit var.

açıkçası ben onları flört ederken gördükçe mutlu oluyorum sürekli bi atışma çakışma halindeler. eğer flört etmiyorlarsa bir şeylerin ters gittiğini anlarım. açıkçası 35 sene olup birbilerinden hala sıkılmayıp flört ediyor olmaları için arada çok ciddi bir aşkın var olması lazım. otuz beş yıllık evliliğe, bir evlat acısı, uzun yıllar çocuk özlemi, ve babamın asabi bi adam oluşu, annemin onu yatıştıran büyüten yanı ve aslında ikisinin de hala çocuk yanlarını koruyor oluşu.. . bunlar beni hayata bağlayan şeyler. ve onlardan gördüğüm şey ki yıllarca bize de bunu aşıladılar: aşka saygı duymaları ve aşkın önünde eğilmeleri. göz göze gelip, hiç konuşmadan konuşmaları. yan yana değilken bile aynı kararı almış olmaları... bunlar yadırganabilen, yadsınabilen, es geçilebilen şeyler değildir efenim. hiçbir zaman değildir. ... gönül almak, bi gemiyi fırtınada limana getirmek, o gemiden küçük küçük okyanuslar yaratmak.. bunlar kolay şeyler değildir. inancın, sabrın, özverin yoksa hele hele aşkın yoksa, hiçbir şeyin yoktur. onlar böyle düşünüyorlar. ki görücü usulü evlendiklerini belirtmeme de gerek yok sanırım. ama aşkın yolu yoktur. usulü de.. her neyse.
özetle anne babanın aşkları tiksindirici değildir bende. aksine varlığı huzur ve güç veren şeylerdir. ki onca badireyi insan aşk olmadan atlatamazdı kanımca. ama anne baba olunca sanırım, bazı insanlara garip gelebiliyor. onları öyle düşünmek, hayal etmek, insanda hahal kırıklığı oluşturabiliyor galiba. bu da toplumun, bazı dayatmaları ve aşkı, çöp olarak görmelerinden, bunun da bilinç altımıza sızıp, bir büyük toplumsal bilinç halini almasından kaynaklanıyor kanımca. gerek yok efenim bunlara... hiç gerek yok. ben konuyu annemle babamın, bestekarı belli olmayan, daha doğrusu kimsenin ben bu şarkının yazarıyım demediği şarkısıyla kapatacağım: ve herkese dilediği aşka, dilediği şekilde ulaşması dileğiyle deyip anlatım bozukluğuyla sözlerimi noktalayacağım...

benim içinde onları cilveleşirken falan görmek hep güzel iyi hissettirmiştir neden tiksindirici olsun ki. kavga gurultuden iyidir aşklarini izlemek