günümüzde bir tür “burjuva bilimi” olarak kabul gören psikiyatriyi eleştirdiğinizde sizi “düz dünyacılarla” ya da “aşı karşıtlarıyla” bir tutup küçümsemeye çalışabilirler.
ekşisözlük’te bu konuyla ilgili görüşlerini, iğrenç bir uslüpla belirtmiş olan cinsiyetçi birinin yazısını paylaşacağım şimdi. söyledikleri hakkında tek bir bilimsel kanıt yok bu arada.
(https://eksisozluk.com/entry/46102224)

bu arkadaşın sözde argümantasyonunu da tek bir soruyla sarsalım. “bipolar bozukluk” gerçekten organik bir rahatsızlıksa, bu rahatsızlıktan muzdarip olanlara antidepresanları niçin nörologlar değil de “psikiyatrlar” reçete ediyor?
devamını gör...
ilk kez 1967de david cooper tarafından adı duyurulmuş kendisinden önce, michel foucault tarafından bir çeşit davranış bozuklukları karmaşası olarak nitelendirilen, akıl hastanelerinin eleştisi ile başlayan bir harekettir.
akıl hastalarına karşı medikal sistemin baskıcı ve şiddete kadar varan sözde tedavi şekillerini ve deneyselliğine karşı çıkan hareketin
başlıca destekcileri fransız yazar antonin artaud, psikoanalist jacques lacan ve akıl hastalığını ilk laik ve humanist açıdan ele alan yazar erich fromm'un 'tedavi' lerin korkunçluğuna dikkat çekmeleri sonucu harekete destek bir nebze daha artarak 50li yıllarda psikolog hans eysenck' in medikal yaklaşım olan nörobiyolojik olaydan çok neden sonuç ilişkisine odaklanması ile gelişerek 60'lı yıllarda zirve noktasına ulaşmıştır. hareketin en önemli dönemi iskoçyalı doktor r.d. laing ile olmuştur. aile ve ailenin şizofreni hastalığına olan etkilerini inceleyen laing şizofreniyi deli bir dünyaya verilen deli bir reaksiyon olarak incelemeye başladıktan sonra önemli psikiyatristlerden thomas szasz'ın şizofreniyi bir mit olarak nitelemesine kadar varmıştır. kendisinin delilik medikal değil, ahlaki bir sorun olması şeklindeki görüşlerine bazı bilim insanları da katılmışlardır.
hareketin gelişimi 1978de talyan doktor franco basaglia' nın çalışmalarıyla hapishane tarzı akıl hastanesi uygulamalarına son verilmesine yol açmıştır.
anti-psikiyatri hareketi ilaç endüstrisine de karşı çıkmaktadır ve ana akım psikiyatri ile çelişmektedir.
ilginç olan szasz'ın akıl hastalığı diye bir hastalığın varlığını kabul etmemesi, bunu da her hangi bir biyometrik semptomun olmaması ile ispatlandığını öne sürmesidir. dolayısı ile hiç bir akıl hastasının 'iyileşmesi'nin zaten söz konusu olmadığını da belirtmiştir. kendisine göre dünyada iyileşen tek akıl hastası dahi mevcut değildir.
devamını gör...
kısaca: psikolojik hastalıklar ilaçlarla tedavi edilemez ve psikolojik hastalık diye bir şey yok.

bence,
psikolojik hastalıklar hep vardı ve var olacaklar. bundan binlerce yıl önce birisi çıkıp "bana gökyüzünden ilahi bir güç mesaj veriyor" diyor bu psikoz değil ne?
ha o zaman psikolojik hastalık diye bir şey yoksa şu an ortalık atanmamış, baskılanmış, uyuşturulmuş peygamberle dolu.
bu arada, insanların elleri kolları bağlı, günde bin beş yüz tane ilaç verilip, kötü koşullar altında sözde tedavi edilmesine karşıyım.
devamını gör...
varoluşçu psikoterapi biraz bu başlığa girebilir. psikiyatrinin tanılamasından ve her şeyi ilaçla tedavi edebileceğini iddia etmesinden ziyade insanları sınıflamadan tanılamadan, damgalamadan, anlamlı bir hayat yaşamalarını sağlamaktır önemli olan
devamını gör...
kıçı sıkışan postmodern oluyo sosyalist bilime saldıracak postmodern argümanları gasp ediyo islamcı bilime saldıracak postmodern argümanları sahipleniyo bunlar adama psikiyatri savundurur bunlar böyle adamlar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"anti-psikiyatri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim