yazar: hüsnü arkan
yayım yılı: 2024
hüsnü arkan'ın bu romanında, 1964 orta anadolu'sunda yaşanan bir cinayet üzerinden, geçmişle yüzleşen, toplumsal sorunları ve insan doğasını sorgulayan, çok sesli bir hikaye anlatılıyor.
yayım yılı: 2024
hüsnü arkan'ın bu romanında, 1964 orta anadolu'sunda yaşanan bir cinayet üzerinden, geçmişle yüzleşen, toplumsal sorunları ve insan doğasını sorgulayan, çok sesli bir hikaye anlatılıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 20.11.2024 09:22 tarihinde açılmıştır.
1.
bir hüsnü arkan kitabıdır.
kendisi ile tanıştığım zaman çok mutlu hissettiğim, konser sonrası yanına elimde yazdığı romanlarla gittiğimde çok şaşırıp mutlu olduğuna şahit olduğum, sadece müzisyen olarak değil yazar ve insan olarak da çok büyüktür hüsnü arkan benim için.
hüsnü arkan'ın bu romanında bir cinayet davasında katil zanlısının avukatı olan ve ziyadesiyle nevi şahsına münhasır bir adam olan kişinin ağzından, hapishanenin demirbaşı sayılması gerekirken pek de öyle olmayan bir kedinin ağzından, bu cinayet davası ile ilgisi ya da bilgisi olan başka muhteremlerin ağzının çözülemez bir hikaye dinliyoruz.
herkes kendi bildiğince, kendi dilinin döndüğünce ve kendi meşrebine göre anlatıyor hikayeyi. yavaş yavaş çözülen davanın altında yatan nedenleri öğreniyoruz ama aslında öğrenmesek de olur. çünkü bu romanda aslolan menzil değil yürünen yoldur. ve o olay yazar tarafından arşın arşın yürünmüştür bizimle birlikte.
yine çok beğendiğim bir hüsnü arkan romanı oldu. hatta belki bu kitap hüsnü arkan kitapları arasında en sevdiklerimden biri olabilir. keşke daha çok yazsa, keşke daha çok okusak.
kendisi ile tanıştığım zaman çok mutlu hissettiğim, konser sonrası yanına elimde yazdığı romanlarla gittiğimde çok şaşırıp mutlu olduğuna şahit olduğum, sadece müzisyen olarak değil yazar ve insan olarak da çok büyüktür hüsnü arkan benim için.
hüsnü arkan'ın bu romanında bir cinayet davasında katil zanlısının avukatı olan ve ziyadesiyle nevi şahsına münhasır bir adam olan kişinin ağzından, hapishanenin demirbaşı sayılması gerekirken pek de öyle olmayan bir kedinin ağzından, bu cinayet davası ile ilgisi ya da bilgisi olan başka muhteremlerin ağzının çözülemez bir hikaye dinliyoruz.
herkes kendi bildiğince, kendi dilinin döndüğünce ve kendi meşrebine göre anlatıyor hikayeyi. yavaş yavaş çözülen davanın altında yatan nedenleri öğreniyoruz ama aslında öğrenmesek de olur. çünkü bu romanda aslolan menzil değil yürünen yoldur. ve o olay yazar tarafından arşın arşın yürünmüştür bizimle birlikte.
yine çok beğendiğim bir hüsnü arkan romanı oldu. hatta belki bu kitap hüsnü arkan kitapları arasında en sevdiklerimden biri olabilir. keşke daha çok yazsa, keşke daha çok okusak.
devamını gör...
"atıf bey ve diğer muhteremler" ile benzer başlıklar
atıf
2