balık beslemenin mantığı nedir sorunsalı
başlık "düz adam" tarafından 12.08.2023 19:24 tarihinde açılmıştır.
1.
balık dediğiniz hayvanın , sesi çıkmaz , kucağınıza alıp sevemezsiniz. gezdiremezsiniz.
e ne anladım ben bu işten ?
t : bir sorunsal.
e ne anladım ben bu işten ?
t : bir sorunsal.
devamını gör...
2.
3.
görsel olarak hoş, her beslenilen hayvan fiziksel olarak sevmek için beslenmez. ayrıca psikolojik olarak da balık bakımı ile uğraşmak kişiye iyi gelebilir. bu arada sevebileceğiniz ve çok akıllı bir balık türleride var.
astronot balığı
youtube.com/shorts/LA0_FgkG...
başka bir balık
youtube.com/shorts/_QfOKgoS...
astronot balığı
youtube.com/shorts/LA0_FgkG...
başka bir balık
youtube.com/shorts/_QfOKgoS...
devamını gör...
4.
başka bir hayvanı beslemenin mantığıyla aynıdır. bencilce bir hobidir.
devamını gör...
5.
6.
bu yorumu ilk kez duyuyor olabilirsiniz , insan avcı ve toplayıcı bir varlıktır, aradan binlerce sene geçsede bilinçaltında insan hala tolayıcı ve avcıdır, yanında içi balık dolu bir su havzası olması onu mutlu etmektedir. bunun gibi, hiç ihtiyacı olmasa bile bahçesine sebze, meyve ekmesi, tavuk beslemesi de aynı bilinçaltı dürtüsüne dayanır.
10.000 sene önce elinin altında bol kolay av ve toplayabileceğin sebze meyve varsa yarın ne yiyeceğini daha az düşünür ve daha mutlu uyurdun. ihtiyaç değil temel dürtü.
10.000 sene önce elinin altında bol kolay av ve toplayabileceğin sebze meyve varsa yarın ne yiyeceğini daha az düşünür ve daha mutlu uyurdun. ihtiyaç değil temel dürtü.
devamını gör...
7.
bir tek mantığı olabilir; görsellik. güzel bir akvaryum ile gerekli ışıklandırma yapılırsa ortama hoş bir hava verebilir. onun dışında bir mantığı olduğunu pek sanmıyorum
devamını gör...
8.
bilmiyorum. vallahi kaç senedir balıklarla yaşıyorum ama hâlâ bu sevdayı çözemedim. küçük bir akvaryum olsa neyse de 500 litrelik bir akvaryumda balık beslemenin mantığı yok. bu kafa başka bir kafa. o akvaryumun eve girmesine izin verdiğim güne lanet olsun. allahım yok et onu, yok et.
devamını gör...
9.
bundan hoşlanıyordur.
devamını gör...
10.
hiç anlayamadığım bir hayvanseverlik biçimi sevecek olsan sevemezsin dokunamazsın iki gün suyunu değiştirme kokar onca balığı küçücük bir akvaryumun içinde yaşamaya mahkum et hergün aynı yemi ver yemi biraz fazla at ölüyorlar falan aksiyon desen yok akvaryumun içinde bir o yana bir bu yana volta atıp duran hayvancıklar insanın sinirinide bozar bence zamanla ya yani düşününce hiçbir mantığı yok ya nerden tutsan elinde kalıyor
devamını gör...
11.
küçüklüğümden beri akvaryum balığı beslemek en zevkli uğraşlarımdan biriydi. hatta birden fazla akvaryumumuz oldu çok uzun seneler hep evlerimizde. pirana bile besledim ki uyuz da değillerdi. hatta onlara canlı balık atıp katledilişlerini izlemişliğim de vardır. ama bu bana hiç zevk vermedi ilk anlardan sonra hatta ciddi rahatsız etti...
bir yaştan sonra, belli canlıları keyfim için kafeslerde (akvaryum da bir cam kafes sayılır) beslemek bana etik olarak yanlış gelmeye başladı. kedi-köpek bakmak veya günün ciddi kısmında serbest kalan ve derin sevgi bağı kurulabilen kuşlara bakmayı hariç tutabilirim bundan.
o balıkları gözlerimize güzel görünsünler diye nasıl üretiliyorlar... onların nasıl o renklere sahip olduklarını öğrenmem de rahatsızlık vermişti. hadi damızlık inek falan gene bizim beslenmemiz için. ama akvaryum balığı göz zevkimiz için ve bu bir ihtiyaç kategorisine giremez.
akvaryum balığı besleyenler, şu kadar litrelik akvaryumda besliyorum diye kendi vicdanlarını rahatlatırlar ve ilgili balık türü için belirlenmiş standartın altında su kapasitesi olan akvaryumlar kullananları kınarlar. bana bu aşırı saçma geliyor. sonuçta o standartları da akvaryum balıkçılığından para kazananlar belirliyor. senin akvaryumun diğerinin 1.5 katı diye sen balıkları hapis tutmuş olmuyor musun yani kendi eğlencen için?
cins kedi/köpek satın alınmamalı. bence akvaryum balığı da satın alınmamalı. bu bilince ulaşmam çok zaman aldı ama. eh zaten o balıklar var diye düşünülmemeli. bu pazar geliştikçe daha fazla balık üretilecek. bu bir kısır döngü.
bir yaştan sonra, belli canlıları keyfim için kafeslerde (akvaryum da bir cam kafes sayılır) beslemek bana etik olarak yanlış gelmeye başladı. kedi-köpek bakmak veya günün ciddi kısmında serbest kalan ve derin sevgi bağı kurulabilen kuşlara bakmayı hariç tutabilirim bundan.
o balıkları gözlerimize güzel görünsünler diye nasıl üretiliyorlar... onların nasıl o renklere sahip olduklarını öğrenmem de rahatsızlık vermişti. hadi damızlık inek falan gene bizim beslenmemiz için. ama akvaryum balığı göz zevkimiz için ve bu bir ihtiyaç kategorisine giremez.
akvaryum balığı besleyenler, şu kadar litrelik akvaryumda besliyorum diye kendi vicdanlarını rahatlatırlar ve ilgili balık türü için belirlenmiş standartın altında su kapasitesi olan akvaryumlar kullananları kınarlar. bana bu aşırı saçma geliyor. sonuçta o standartları da akvaryum balıkçılığından para kazananlar belirliyor. senin akvaryumun diğerinin 1.5 katı diye sen balıkları hapis tutmuş olmuyor musun yani kendi eğlencen için?
cins kedi/köpek satın alınmamalı. bence akvaryum balığı da satın alınmamalı. bu bilince ulaşmam çok zaman aldı ama. eh zaten o balıklar var diye düşünülmemeli. bu pazar geliştikçe daha fazla balık üretilecek. bu bir kısır döngü.
devamını gör...
12.
bir kere "hayvan beslemekte mantık arıyorsanız" olayın üstüne hiç konusmamanız gerekir. hayvan sevgisinin türü ve şekli olmaz. herkes, kendi kişiliği/ yaşam tarzı ve rutinine uygun bir hayvan sahiplenebilir. balıkta en kolay beslenen, her türlü yaşam şartına hızlıca adapte olabilen ve uzun vade de yüzünüzü güldüren tatliş canlılardan biridir.
hayatım boyunca hep bir köpeğim olsun istedim ama inat olan annemle babam, hem ev içi hijyen yükü ağır oluyor diye hem de çok seyahat ettiğimiz için hiç köpek almadılar ve sahiplenmeme de izin vermediler. yoksa çok niyetlendim bir barınaktan alıp gelmeye hatta başvurmuştum bile ama sonuçsuz kaldı çünkü yine istemediler.
bu yüzden çocukluğumdan beri içimde ukte kalan sayılı şeyden biridir bir "beagle puppy". çocukluğum boyunca her türlü duygusal istismarı denememe rağmen( ağlama krizleri, küsmeler vb), köpek almak adına izin alamadım ama benim bitmeyen hezeyanlarım vicdani açıdan yük olmaya başlamış olacak ki, bana fanus içerisinde turuncu balıklardan almışlardı. turuncu balıklar uzun süre yaşamaya elverişli olmadığı için, sürekli ölürlerdi. öldüklerini anlamayayım diye, ben görmeden sık sık gidip yenilerini alıp fanusa geri koyarlardı. yıllar geçti, ben hala köpek alamadım. ekonomik düzen malum, su an sadece istanbul'da ayrı eve cıkmak için çalışmak gerekir. sosyal hayatımdan kısmayı seven biri değilim. sırf hayvan sahiplenmek için ayrı eve cıkmak, tüm ekonomik standartlarımı dibe indirir. bu yüzden hala balığım var. kendisi bir siyam- beta. aynı ben, garip garip huyları var hahahaha.
kendisiyle gayet iyi anlaşıyorum. evde herkes fanusunun etrafında dört dönüyor. suyu sıklıkla değişiyor, kimse sabah- akşam yemini atlamıyor hatta herkes birbirine soruyor besleyip beslemediğimizi öğrenmek için.. 3 insan, 4cm balığa bakıyoruz. bu hususta çok ciddiyiz. balığın günlük olarak beslenmesi adına evde derin siyaset var.
allahtan, erkek arkadaşım dünyanın en hayvansever adamı. beraber yaşamaya başladığımızda, ilk iş eve köpek gelecek. kendimi bu bilgi ile rahatlatıyorum ve balığımla yaşamaya devam ediyorum. ileride hem balıklı hemde köpekli bir kadın olacağım. buraya not ettim.
kısacası bu işin bir açıklaması yok. hayvan seviyorsanız, seviyorsunuzdur.
hayatım boyunca hep bir köpeğim olsun istedim ama inat olan annemle babam, hem ev içi hijyen yükü ağır oluyor diye hem de çok seyahat ettiğimiz için hiç köpek almadılar ve sahiplenmeme de izin vermediler. yoksa çok niyetlendim bir barınaktan alıp gelmeye hatta başvurmuştum bile ama sonuçsuz kaldı çünkü yine istemediler.
bu yüzden çocukluğumdan beri içimde ukte kalan sayılı şeyden biridir bir "beagle puppy". çocukluğum boyunca her türlü duygusal istismarı denememe rağmen( ağlama krizleri, küsmeler vb), köpek almak adına izin alamadım ama benim bitmeyen hezeyanlarım vicdani açıdan yük olmaya başlamış olacak ki, bana fanus içerisinde turuncu balıklardan almışlardı. turuncu balıklar uzun süre yaşamaya elverişli olmadığı için, sürekli ölürlerdi. öldüklerini anlamayayım diye, ben görmeden sık sık gidip yenilerini alıp fanusa geri koyarlardı. yıllar geçti, ben hala köpek alamadım. ekonomik düzen malum, su an sadece istanbul'da ayrı eve cıkmak için çalışmak gerekir. sosyal hayatımdan kısmayı seven biri değilim. sırf hayvan sahiplenmek için ayrı eve cıkmak, tüm ekonomik standartlarımı dibe indirir. bu yüzden hala balığım var. kendisi bir siyam- beta. aynı ben, garip garip huyları var hahahaha.
kendisiyle gayet iyi anlaşıyorum. evde herkes fanusunun etrafında dört dönüyor. suyu sıklıkla değişiyor, kimse sabah- akşam yemini atlamıyor hatta herkes birbirine soruyor besleyip beslemediğimizi öğrenmek için.. 3 insan, 4cm balığa bakıyoruz. bu hususta çok ciddiyiz. balığın günlük olarak beslenmesi adına evde derin siyaset var.
allahtan, erkek arkadaşım dünyanın en hayvansever adamı. beraber yaşamaya başladığımızda, ilk iş eve köpek gelecek. kendimi bu bilgi ile rahatlatıyorum ve balığımla yaşamaya devam ediyorum. ileride hem balıklı hemde köpekli bir kadın olacağım. buraya not ettim.
kısacası bu işin bir açıklaması yok. hayvan seviyorsanız, seviyorsunuzdur.
devamını gör...
13.
seversin beslersin, sevmek, alanlarini gozlemlemek.
devamını gör...
14.
mantığı; boş boş oradaki hareketlere bakarak beyin nöronlarını gevşetmek neden olmasın
devamını gör...
15.
balık diye bir şey var, biz varız, fanus ya da akvaryum var, neden olamasın ki? bazı şeyleri fazla sorguluyoruz ya. insan sadece sevdiği için, hoşlandığı için bir şey yapamaz mı? salın insanları. ayrıca buradan yıllar önce aldığım ilk ve son balığım çiçeroyu özlemle yad etmek istiyorum. beslerken 4. gün öldü ve ben çok ağlamıştım. balık ama duygusal bağ kurulabilen bir canlı. yani beslenir, mantık senin babandır.
devamını gör...
16.
bilmiyorum. bir de güzel bir şey olsa gam yemem. evde çirkin ve korkunç bir yaratıkla yaşamak gibi. bir de etle beslenmesi daha kötü. mantık aramayın. henüz ikna edici bir cevap alamadım ben de.
tipe bak tipe. bir de ben kamerayı yaklaştırınca beni yemek için geliyor koşa koşa.
nah yersin, arada cam var. ahahahaha enayi.
vicdan başa bela. yine besledik. afiyet olsun küçük canavar.
tipe bak tipe. bir de ben kamerayı yaklaştırınca beni yemek için geliyor koşa koşa.
nah yersin, arada cam var. ahahahaha enayi.
vicdan başa bela. yine besledik. afiyet olsun küçük canavar.
devamını gör...