edineceğiniz engin müzik birikimiyle karşılaşmanızın çok olası olduğu garip bir durum. özellikle akşam saatlerinde yaşanır bu olay. okuldan eve geliyorsunuzdur ve meydanın bitiş noktasından sağa dönersiniz. o esnada balıkçının da önünden geçersiniz ve o an öncesi gayet huzurlu, günü bitirmiş, canı yemek çeken ve seri adımlarla yürüyen bir adamken o balıkçının önünden geçip müziği duyduğunuz anda bir direğe tutunup diz çökmek ve ağlamak istersiniz. adeta direk dibinde gol kaçırmış (bkz: daniel guiza) zuhur etmiştir bünyenize ve ağlamamak için, bu kör olası bozuk kadere isyan etmemek için zor tutarsınız kendinizi. eve gidene kadar o şarkıyı mırıldanır, geçmişteki pişmanlık sebebi anılara sövüp sayar ve yeni bir hayat umudunu taşırsınız içinizdeki gurur yüklü ruhta.

80'ler pop dediysem başlıkta, o lafın gelişidir. 70'ler, 80'ler, 90'lar, arabesk müzik, sanat müziği hiç fark etmez. illa sizi dertlendirecek, efkâr ile demleyecek bir şarkı bulursunuz o balıkçının önünde. hani eve gitmek gayeniz olmasa oturup o balıkları rakıyla yer, tıka basa doyarsınız. bir geçersiniz "unutma beni, unutama beni" sözleri çınlar kulağınızda, bir daha geçersiniz "git, git, gitme dur ne olursun, gitme kal yalan söyledim, doğru değil, ayrılığa daha hiç hazır değilim" diye kafa karıştırır (bkz: sezen aksu). bir düşer yolunuz, (bkz: ibrahim tatlıses) sevgilisine kendisini yüreğinden yaralayan bu gözlerindeki yabancının kim olduğunu sorar, yolunuzun bir dahaki düşüşünde (bkz: sinan özen) belirir ufukta. "sana merhaba demek ayrılıkmış meğer, o mahsun gözler yalan yalan yalanmış meğer, olur ya sen de çaresizsen eğer, ufukta sade bir sevgideyim" der ve bize de dedirtir bu sözleri kısık sesle ve ürkek tavırlarla.

acep balığın yanında rakı içilmese, balığı sadece içerdiği protein ve vitaminleri hedefleyerek salt sağlık amaçlı yiyebilsek çalar mıydı bu dertli şarkılar? açar mıydık içimizi (bkz: ferdi tayfur) eşliğinde allah'a? veya sevdiklerimize. belki rakıdır bu rakı-balık-dostlar-dertli şarkılar bileşimindeki çimento. rakıyı yok etsek, bu denli dertlenmeye gerek kalmayacak çünkü hüzünlü şarkılar da olmayacak. hadi balıkçıya gidenler dinlesin o şarkıları, peki ya biz? ya balıkçı mekânını sadece yanından geçmek suretiyle görenler? içine girmeyip de şahit olmakla kalanlar? ben bir akşam saati evime giderken neden apaçi mustafa'nın videolarında yaptığı muhteşem danslara içimden gülmek varken (bkz: muazzez abacı)'yla dertleneyim? neden (bkz: müslüm gürses) etki etsin düşüncelerime ve sözlerime akşamki ankaragücü-fenerbahçe kupa maçını düşünmek varken? neden bu dert eyyyy balıkçılar? yazıya son noktayı koymadan önce günün birinde bir balıkçı mekânının önünden geçerken "woppa gangnam style", "ne oldi sana, ne oldi boyle, nerede eski taş fırın erkeği, bir anda oldun light erkeği" veya "çikita muz, çikta muz" sözlerini duyabilmeyi diliyorum. bir tatlı eğlence almaya geldik ah balıkçı dükkanı önünden, ah balıkçı dükkanı önünden...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"balıkçı önünden geçe geçe 80'ler pop müptelası olup çıkmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim