yazar: jack london
yayım yılı: 2018
yazarın kendi yaşamından kesitler sunduğu, hayata dair fikirlerini okurla buluşturduğu eseridir. hayatındaki önemli zaman dilimleri, edebiyata ve yazıya bakış açısı, tüm çaba ve emeklerini anlatmaktadır.
yayım yılı: 2018
yazarın kendi yaşamından kesitler sunduğu, hayata dair fikirlerini okurla buluşturduğu eseridir. hayatındaki önemli zaman dilimleri, edebiyata ve yazıya bakış açısı, tüm çaba ve emeklerini anlatmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "johannes" tarafından 18.01.2023 00:08 tarihinde açılmıştır.
1.
çevirmen yiğit yavuz'un jack london'un çeşitli dergilerde yayımlanan yazı ve hikayelerini derleyip kitap haline getirdiği eserdir. kitap, jack london'un hayatı ve dünya görüşü hakkında bilinmeyen birçok şey hakkında ipuçları içeriyor. 1876'da doğup 1916'da hayata gözlerini yuman yazarın 40 yıllık bu kısa hayata böylesine çok sayıda eser bırakması bana her zaman şaşırtıcı gelmiştir. yazarlığına katkıda bulunacak herhangi bir eğitim almamış olması, maddi bakımdan fakir bir ailede yetişmiş olması, küçük yaşlardan beri bir sürü farklı işte çalışması, macera dolu bir hayat yaşaması ona duyduğum saygıyı katbekat artırdı.
kitabın ilk bölümü, yazarın henüz tanınmış bir yazar olmadan önce bir yayın evine gönderdiği kendini tanıtan yazısıyla başlıyor. 24 yaşında yazdığı bu özgeçmişten lise eğitimini yarım bıraktığını, küçük yaşlardan beri macera dolu bir hayat yaşadığını, çok okuduğunu ve henüz evlenmediğini anlıyoruz.
"kendimi eğitmiş biriyim; kendimden başka akıl hocam olmadı."
"evlenmedim, dünya çok geniş ve çağrısı çok ısrarlı."
kitabın ikinci bölümü bir dergiye yazdığı makaleyi içeriyor. burada, yaşamanın başlarında doğup büyüdüğü işçi sınıfından kurtulup 'daha yukarı' tırmanmayı amaçladığını ancak bu yüksek gördüğü sınıfın hayal ettiği gibi olmadığını anlayarak işçi toplumuna geri döndüğünden bahsediyor.
"işçi toplumunun içinde doğmuştum ve şimdi 18 yaşımda başladığım noktanın da altındayım. toplumun mahzenindeyim; öyle sefil bir düşkünlük içindeyim ki, bahsetmek uygun düşmez. uygarlığımızın çukurunda, uçurumundayım; insan atıklarının, pislik ve kemiklerinin toplandığı yerdeyim."
bir diğer bölümde sosyalist devrimin neden gerekli olduğuyla ilgili kaleme aldığı bir yazı bulunmaktadır. böylece, london'un hayat görüşünü bu kadar yüksek sesli duyumsama imkanı buluyoruz.
"pay istemiyoruz! sahip olduğunuz her şeyi istiyoruz. iktidarın dizginlerini ve insanlığın kaderini elimizde tutmak istiyoruz. işte ellerimiz. bunlar güçlü ellerdir. hükümetlerinizi, saraylarınızı, rahatınızı alacağız elinizden ve o gün ekmeğiniz için, tarladaki köylü ya da metropollerinizdeki aç ve çelimsiz kâtip gibi çalışmak zorunda kalacaksınız. işte ellerimiz. bunlar güçlü ellerdir."
kitabın ilk bölümü, yazarın henüz tanınmış bir yazar olmadan önce bir yayın evine gönderdiği kendini tanıtan yazısıyla başlıyor. 24 yaşında yazdığı bu özgeçmişten lise eğitimini yarım bıraktığını, küçük yaşlardan beri macera dolu bir hayat yaşadığını, çok okuduğunu ve henüz evlenmediğini anlıyoruz.
"kendimi eğitmiş biriyim; kendimden başka akıl hocam olmadı."
"evlenmedim, dünya çok geniş ve çağrısı çok ısrarlı."
kitabın ikinci bölümü bir dergiye yazdığı makaleyi içeriyor. burada, yaşamanın başlarında doğup büyüdüğü işçi sınıfından kurtulup 'daha yukarı' tırmanmayı amaçladığını ancak bu yüksek gördüğü sınıfın hayal ettiği gibi olmadığını anlayarak işçi toplumuna geri döndüğünden bahsediyor.
"işçi toplumunun içinde doğmuştum ve şimdi 18 yaşımda başladığım noktanın da altındayım. toplumun mahzenindeyim; öyle sefil bir düşkünlük içindeyim ki, bahsetmek uygun düşmez. uygarlığımızın çukurunda, uçurumundayım; insan atıklarının, pislik ve kemiklerinin toplandığı yerdeyim."
bir diğer bölümde sosyalist devrimin neden gerekli olduğuyla ilgili kaleme aldığı bir yazı bulunmaktadır. böylece, london'un hayat görüşünü bu kadar yüksek sesli duyumsama imkanı buluyoruz.
"pay istemiyoruz! sahip olduğunuz her şeyi istiyoruz. iktidarın dizginlerini ve insanlığın kaderini elimizde tutmak istiyoruz. işte ellerimiz. bunlar güçlü ellerdir. hükümetlerinizi, saraylarınızı, rahatınızı alacağız elinizden ve o gün ekmeğiniz için, tarladaki köylü ya da metropollerinizdeki aç ve çelimsiz kâtip gibi çalışmak zorunda kalacaksınız. işte ellerimiz. bunlar güçlü ellerdir."
devamını gör...
"bana göre hayatın anlamı" ile benzer başlıklar
hayatın anlamı
203