hayatın anlamı
başlık "buışıltılıhayatıbenseçmedim" tarafından 20.11.2020 23:24 tarihinde açılmıştır.
1.
olabildiğince gülmek, tüm duygularını en içten yaşamak ve çoğu durumdan eğlenebilecek taraf çıkarmaktır. bazen de sadece durup susmak, bazen de ağlamaktır. hayatı mantık kursa da mantık duyguya hizmet eder ve bu yüzden hayattan gülüp güldürebildiğiniz kadar galip ayrılırsınız. çünkü hayatın anlamı duygulardır.
devamını gör...
2.
hayatın anlamı sanıyorum ki insan ilişkilerinde.
hayat kısa da uzun da olsa, gerçekleştirmek istediğimiz hayaller ve amaçlar da bulunsa kişinin diğer insanlarla ilişkileri sağlıklı olmayınca hayatın anlamı da kaybolmuş gibi oluyor.
ha ama demiyorum ki insan ilişkileri sağlıklı olmayan bireylerin hayatlarının anlamı yok. elbette var, ama kaybetmişler gibi hissetmeleri büyük olasılık dahilinde.
hayat kısa da uzun da olsa, gerçekleştirmek istediğimiz hayaller ve amaçlar da bulunsa kişinin diğer insanlarla ilişkileri sağlıklı olmayınca hayatın anlamı da kaybolmuş gibi oluyor.
ha ama demiyorum ki insan ilişkileri sağlıklı olmayan bireylerin hayatlarının anlamı yok. elbette var, ama kaybetmişler gibi hissetmeleri büyük olasılık dahilinde.
devamını gör...
3.
hayatın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. varsa da biz yüklüyoruzdur. çeşitli duygular yaşıyoruz, ruh halimiz hep değişiyor. buna göre hayata yüklediğimiz anlamlar da değişiyor. mutluyken "hayat bu!"diyoruz, "hayat mutluluk!" sonra üzülüyoruz, "hayat budur işte, sadece üzer!" diyoruz. buna bağlı olarak anlamsızdır demekteyim.
devamını gör...
4.
arthur schopenhauer'un türkçeye ahmet aydoğan tarafından çevirilmiş, türkçe olarak say yayınlarından basılmış bir kitabı.
şu da güzel bir alıntıdır:
" bulutun önünde ve arkasında her şey pırıl pırıldır, sadece kendisi her zaman gölge düşürür. bundan dolayı içinde bulunulan an her zaman yetersizdir, ama gelecek belirsiz ve geçmiş geri dönülemezdir."
şu da güzel bir alıntıdır:
" bulutun önünde ve arkasında her şey pırıl pırıldır, sadece kendisi her zaman gölge düşürür. bundan dolayı içinde bulunulan an her zaman yetersizdir, ama gelecek belirsiz ve geçmiş geri dönülemezdir."
devamını gör...
5.
kişiden kişiye değişen bir şeydir. kimisi için çok büyük şeylere bağlı olabiliyor her istediğinin gerçekleşmesi gibi. kimisi için ise annesinin bir gülümsemesine sebep olmak bile yetiyor. ama asıl hayatın anlamı başkasını mutlu etmek falan değildir. mutsuz etmemek yeterdir. kişi hayatını kendi kararları doğrultusunda mutlu yada mutsuz geçirsin. başkasının sebep olduğu şeylerle mutlu ya da mutsuz olmak hiçbir anlam ifade etmiyor. önemli olan kendi kayatını kendin yönetmen. hayatın anlamı kendinde saklıdır.
devamını gör...
6.
dolu dolu yasamakta gizli sanirim. sevmekte, sevilmekte, icindeki iyiligi gelistirmekte hatta bulastirmakta...bol bol okumakta, kendini gelistirmekte, farkli pecerelerden hayata bakmakta, uzun yolculuklar yapmakta, guzel yerler gormekte, farkli insanlarla tanismakta, farkli kulturleri tanimakta...bir de kahve icmekte, bir bitki yetistirmekte,bir cocugu sevindirmekte, bir hayvanin sevdigi olmakta, bir de guzel manzarayi izlemekte hatta ve hatta sukretmekte...insana iyi gelen neler varsa butun anlamlar onlarda...
devamını gör...
7.
şu an sorguladığım ve cevabını bulamadığım başlık
devamını gör...
8.
geceleri sorgulanınca insanın üstüne hüzün çöken arayıştır.
hayatın anlamı insandan insana değişen bir kavramdır.
kimisi anlamlandırır kimisi bulamaz bir şey.
bir anlam bulamamak bile hayatın anlamı olduğu için çok düşünmemek gereken kavramdır.
basit olacak olursam ailedir hayatın anlamı "aile" .
hayatın anlamı insandan insana değişen bir kavramdır.
kimisi anlamlandırır kimisi bulamaz bir şey.
bir anlam bulamamak bile hayatın anlamı olduğu için çok düşünmemek gereken kavramdır.
basit olacak olursam ailedir hayatın anlamı "aile" .
devamını gör...
9.
yoktur. bi' nevi kendi kendinin nedenidir, var olduğun için varsın, özel değilsin.
devamını gör...
10.
hayatın anlamını bulmak, hayatı anlamlandırmak. binevi size sunulan yaşamı şekillendirebilmek ve anlamlı hale getirebilmek. yaşadığımız tüm güzel anılar bence yaşamı anlamlı kılan. güzel anlar,biriktirelim...
devamını gör...
11.
iyi kötü her insanın bu soruya verilecek bir cevabı olması gerektiğine inanan biri olarak naçizane hayatın anlamı nedir sorusuna karşılık kendi cevabımı paylaşmak istiyorum. kısa ve öz olmaya gayret edeceğim.
hayatın bir anlamı olması için önce bir amacı olması gerekir çünkü mantıken, amaçsız olan şey anlam da barındıramaz. peki yaşamda amaçsız olan bir şey var mı? felsefesini yapmaya gerek yok, eylemleri olan her şey bir amaca hizmet eder. evrende devinim içerisinde olmayan hiç bir şey olmadığına göre her şeyin bir amacı olduğunu söyleyebiliriz.
o halde insanlığın amacı nedir? bizden önce yaşayan insanların geneline şöyle bir baktığımızda hepsinin kendi hayatını kendi gündemine göre yaşadığını görürüz. peki insanlığın istemsizcede olsa ortak bir çalışmayla birleşip ortaya koyduğu şey nedir?
cevabı çok basit medeniyet. şuan yaşadığınız hayata bakın etrafınızdaki her şeyi bütün imkanlarınızı elektiriği telefonu kitapları evleri arabaları aklınıza gelebilecek her şeyi tüm bu modern hayatı ve imkanları, olanakları size son haliyle sunan aslında geçmişte yaşayan insanların yaşamsal faaliyetleri. tüm geçmiş insanların yaşamları = bugün sahip olduğumuz imkanlar, aynı şekilde şuan yaşayan insanlığın tüm faaliyetleri = gelecek nesillerin sahip olacağı imkanlar. insanlığın toplumsal amacı gelecek nesillere inşa ettikleri dünyayı sunmaktır diye cevaplıyorum ben.
geldik asıl soruya amaç buysa bunun anlamı ne olmalı? eğer insanlık medeniyet adında bir ev inşaa ediyor ise her ev gibi bu evin içinde de yaşaması gerekenler olması gerekir. yani sorumuz şu şekli alıyor "medeniyet denen bu ev kimin için inşaa ediliyor?" sorunun cevabı size çok garip gelebilir ama bu ev sadece onu anlamlandırmaya çalışacak olanlar için inşaa ediliyor. neden mi? çünkü ancak felsefe yapanlar hayatı anlamlandırma gayretinde olanlardır.
filozoflar yada hayatı anlamlandırma çabasında olanlar medeniyetin inşaasında çalışmazlar, onlar bu inşaatın neden var olduğunu anlamak isterler dolayısıyla toplumsal faaliyetleri incelerler evin içine girip etrafı gezerler ve bunu yorumlamak için çalışırlar. eğer birileri bu anlamlandırma işini üstlenmezse gerçekten hayatın hiç bir anlamı olmayacak çünkü eğer bir yemek yapılacaksa onu yiyen birileri olmalı ki yemek yapmanın bir manası olsun aksi halde yemek yapma eyleminin amacı olmayacaktır. medeniyetin inşaa edilmeside tıpkı bunun için olmak zorunda birileri günümüz toplumuna bakıp olan biteni irdelemek zorunda anlamak açıklamak zorunda, birileri tarihe ve geleceğe bakıp insanlığın gidişatı hakkında bir şeyler söylemeli, illa bir örnek vermek gerekirse nietzche nin insan için söylediği şu sözleri aktarayım ona göre insan olmak için insan formunda doğmak yeterli değil nietzche bu yüzden üst insan yada erdemli insan manasına gelen übermensch diye bir tabir kullanarak, insanların maymun ile übermensch arası bir yerde olduğunu ve übermensch olma yolunda ilerlemesi gerektiğini söyler.
yani sözün özü hayatın amacı insan olabilmektir diyorum ben. insan olmak için medeniyetin, insanlığın bize sunduğu bilgi birikimini edinmeliyiz, ikincisi bilgiyi işlemeyi öğrenmeliyiz, üçüncüsü işlemeyi öğrendiğimiz bilgiyle felsefe yapıp erdemli bir insan olmaya çalışmalıyız. tüm bunları izah etmek için bir örnek daha verip bitireyip eğer medeniyet veya insanlık bir ağaçsa, bu ağacın gövdesi insanlığın ortak kültürü, ağacın yaprakları medeniyetin inşaasında çalışanları, ağacın meyveside nietzche'nin deyimiyle insan olmaya çalışanlardır diyebiliriz.
her şeyi bir iki cümleyle kabaca özetleyecek olursak;
hayatın amacı medeniyeti inşa etmektir. bugün bütün insanlık ticari yada yaşamsal bütün aktiviteleriyle buna hizmet eder.
hayatın anlamı ise insanlığın inşa ettiği bu medeniyeti idrak etmek suretiyle insan olmaya çalışmaktır. hayatı anlamlı kılacak yegane şeyin insani değerleri bütüncül ve dengeli bir şekilde taşımakla ve temsil etmekle gerçekleşeceğini düşünüyorum ve buna inanıyorum.
bunları hallettikten sonra insan nasıl yaşamalı sorusuda kendiliğinden cevaplanacaktır zaten.
hayatın bir anlamı olması için önce bir amacı olması gerekir çünkü mantıken, amaçsız olan şey anlam da barındıramaz. peki yaşamda amaçsız olan bir şey var mı? felsefesini yapmaya gerek yok, eylemleri olan her şey bir amaca hizmet eder. evrende devinim içerisinde olmayan hiç bir şey olmadığına göre her şeyin bir amacı olduğunu söyleyebiliriz.
o halde insanlığın amacı nedir? bizden önce yaşayan insanların geneline şöyle bir baktığımızda hepsinin kendi hayatını kendi gündemine göre yaşadığını görürüz. peki insanlığın istemsizcede olsa ortak bir çalışmayla birleşip ortaya koyduğu şey nedir?
cevabı çok basit medeniyet. şuan yaşadığınız hayata bakın etrafınızdaki her şeyi bütün imkanlarınızı elektiriği telefonu kitapları evleri arabaları aklınıza gelebilecek her şeyi tüm bu modern hayatı ve imkanları, olanakları size son haliyle sunan aslında geçmişte yaşayan insanların yaşamsal faaliyetleri. tüm geçmiş insanların yaşamları = bugün sahip olduğumuz imkanlar, aynı şekilde şuan yaşayan insanlığın tüm faaliyetleri = gelecek nesillerin sahip olacağı imkanlar. insanlığın toplumsal amacı gelecek nesillere inşa ettikleri dünyayı sunmaktır diye cevaplıyorum ben.
geldik asıl soruya amaç buysa bunun anlamı ne olmalı? eğer insanlık medeniyet adında bir ev inşaa ediyor ise her ev gibi bu evin içinde de yaşaması gerekenler olması gerekir. yani sorumuz şu şekli alıyor "medeniyet denen bu ev kimin için inşaa ediliyor?" sorunun cevabı size çok garip gelebilir ama bu ev sadece onu anlamlandırmaya çalışacak olanlar için inşaa ediliyor. neden mi? çünkü ancak felsefe yapanlar hayatı anlamlandırma gayretinde olanlardır.
filozoflar yada hayatı anlamlandırma çabasında olanlar medeniyetin inşaasında çalışmazlar, onlar bu inşaatın neden var olduğunu anlamak isterler dolayısıyla toplumsal faaliyetleri incelerler evin içine girip etrafı gezerler ve bunu yorumlamak için çalışırlar. eğer birileri bu anlamlandırma işini üstlenmezse gerçekten hayatın hiç bir anlamı olmayacak çünkü eğer bir yemek yapılacaksa onu yiyen birileri olmalı ki yemek yapmanın bir manası olsun aksi halde yemek yapma eyleminin amacı olmayacaktır. medeniyetin inşaa edilmeside tıpkı bunun için olmak zorunda birileri günümüz toplumuna bakıp olan biteni irdelemek zorunda anlamak açıklamak zorunda, birileri tarihe ve geleceğe bakıp insanlığın gidişatı hakkında bir şeyler söylemeli, illa bir örnek vermek gerekirse nietzche nin insan için söylediği şu sözleri aktarayım ona göre insan olmak için insan formunda doğmak yeterli değil nietzche bu yüzden üst insan yada erdemli insan manasına gelen übermensch diye bir tabir kullanarak, insanların maymun ile übermensch arası bir yerde olduğunu ve übermensch olma yolunda ilerlemesi gerektiğini söyler.
yani sözün özü hayatın amacı insan olabilmektir diyorum ben. insan olmak için medeniyetin, insanlığın bize sunduğu bilgi birikimini edinmeliyiz, ikincisi bilgiyi işlemeyi öğrenmeliyiz, üçüncüsü işlemeyi öğrendiğimiz bilgiyle felsefe yapıp erdemli bir insan olmaya çalışmalıyız. tüm bunları izah etmek için bir örnek daha verip bitireyip eğer medeniyet veya insanlık bir ağaçsa, bu ağacın gövdesi insanlığın ortak kültürü, ağacın yaprakları medeniyetin inşaasında çalışanları, ağacın meyveside nietzche'nin deyimiyle insan olmaya çalışanlardır diyebiliriz.
her şeyi bir iki cümleyle kabaca özetleyecek olursak;
hayatın amacı medeniyeti inşa etmektir. bugün bütün insanlık ticari yada yaşamsal bütün aktiviteleriyle buna hizmet eder.
hayatın anlamı ise insanlığın inşa ettiği bu medeniyeti idrak etmek suretiyle insan olmaya çalışmaktır. hayatı anlamlı kılacak yegane şeyin insani değerleri bütüncül ve dengeli bir şekilde taşımakla ve temsil etmekle gerçekleşeceğini düşünüyorum ve buna inanıyorum.
bunları hallettikten sonra insan nasıl yaşamalı sorusuda kendiliğinden cevaplanacaktır zaten.
devamını gör...
12.
değer yargılarımızdır.
devamını gör...
13.
kişiden kişiye değişkenlik gösteren meal, seciye ve idrak algısı algoritması, bilinçli ve gözlemli anlam. kimisi için fesleğen gölgesinde içilen kahve kokusu, kimisi için cıvata pul ilişkisi. değişken ama ikiye ayırdığınız zaman, klasik ve romantik olmak üzere ikiye ayrılır.
anlam arayışının felsefe ve edebiyat harcı olduğunu söyleyebiliriz. sanayi devrimi ya da dijital devrim için aynı şeyi söyleyemeyiz. pekâlâ söyleyen söylesin kuzum.
anlam arayışının felsefe ve edebiyat harcı olduğunu söyleyebiliriz. sanayi devrimi ya da dijital devrim için aynı şeyi söyleyemeyiz. pekâlâ söyleyen söylesin kuzum.
devamını gör...
14.
(bkz: yok öyle bişi) *
devamını gör...
15.
42
devamını gör...
16.
kendine yalan söylemektir. buna inanır ve ümit edersin.
devamını gör...
17.
takılıyoruz işte. günün sonu hep aynı lacivert. büyütmemek lazım.
devamını gör...
18.
anlam yüklediğin her şey.
devamını gör...
19.
yüklediğin anlamla eşdeğerdir.
ıssız bir adanın denizine baktığında gördüğün berrak bir su, insanın istila ettiği şehirlerdeki denize baktığında gördüğün bulanık ve kirli su.
tercih ettiğin alanın içinde bir yerdedir hayat.
aslında hayatın anlamı karmaşık değildir, karmaşık olan bizim tercih ettiğimiz alandır. berrak değil, bulanık sularda anlamını aramamızdır.
ıssız bir adanın denizine baktığında gördüğün berrak bir su, insanın istila ettiği şehirlerdeki denize baktığında gördüğün bulanık ve kirli su.
tercih ettiğin alanın içinde bir yerdedir hayat.
aslında hayatın anlamı karmaşık değildir, karmaşık olan bizim tercih ettiğimiz alandır. berrak değil, bulanık sularda anlamını aramamızdır.
devamını gör...
20.
yoktur. schopenhauer’in dediği gibi hayat atlatılması, geride bırakılması gerekendir.
devamını gör...