banucabirhayat
başlık "pavlov'un göbeği" tarafından 06.06.2021 16:36 tarihinde açılmıştır.
nickaltı sahibi yazar profili: banucabirhayat
61.
kedi anası , güzel fotoğraf çeken , madalyalı tanımlarıyla göz dolduran kalemide fenerbahçe sevgisi gibi sağlam yazarımız bir caylaktan duymak önemsiz demeyiniz azizim hislerime güvenirim . kaleminize yüreğinize aklınıza sağlık tatlı yazar, ay kedileri de seviyor ben gibi .
kıps kıps kıps *
kıps kıps kıps *
devamını gör...
62.
beğendiğim ve takip ettiğim yazarlardan bir tanesidir.
devamını gör...
63.
tanımlarının hepsini okuduğum kendisini hiç görmediğim yazara amatörce bir şiir.
kedi kadın şiiri
çocukla çocuk
yetiskinle yetişkin
kedi ile bir kedi olan
kadın
kedi kadın
yüreği güzel
kendi güzel
empat bir inatçı
nasıl anlatsam bilemiyorum
ördüğün surları aşamıyorum
yüreğinden gelen acı ile
hem içine
hem dışına
akıttığın yaşların ardından
birde marmaraya döktüğün aşkın
yaşadıklarından ibaret surların
ama
ışığını engelleyemezsin
kedi kadın....
kedi kadın şiiri
çocukla çocuk
yetiskinle yetişkin
kedi ile bir kedi olan
kadın
kedi kadın
yüreği güzel
kendi güzel
empat bir inatçı
nasıl anlatsam bilemiyorum
ördüğün surları aşamıyorum
yüreğinden gelen acı ile
hem içine
hem dışına
akıttığın yaşların ardından
birde marmaraya döktüğün aşkın
yaşadıklarından ibaret surların
ama
ışığını engelleyemezsin
kedi kadın....
devamını gör...
64.
gecesine hasta olduğum yazar.
hoppa, dakika bir gol bir!
yok yav, o anlamda değil fesat şeyler, banu hanımefendinin evine gelen son can yoldaşı siyah kedi yavrusundan bahsediyorum, onun adı gece.
şu an misafirlikteyim, ev sahibesi geçen gün annesiz kalan 4 kedi yavrusunu evine almış, 3 tanesini sahiplendirmiş ama bir tanesini kimse istememiş, bilin bakalım niye?
rengi simsiyah ve sol ön bacağı doğuştan hafif sakat gibi, yani koşup oynamasına, yiyip içmesine, hiçbir şeyine engel değil ama istenmemiş işte?
evde şu anda biri daimi, öbürü evi otel olarak kullanan 2 kedi daha var yani ev sahibesinin buna bakma durumu yok çünkü daimi kedi azılı manyak, kimseye rahat vermiyor, bu ufaklığı da hiç sevmiyor.
aklıma yeni evde türkan ile yanımızda bu siyah beyefendi rahat eder mi düşüncesi geçti bir an, sonra "tamam, bu bücürü ben alacağım ama evin işleri bitsin, taşındığımda alırım" dedim anlaştık.
yani banu hanımefendi, sizin geceniz varsa benim de artık bir gecem var, istersen kapıştırırız, akıllı ol, baksana şuna?
heyt be yiğit yiğit, koç mübarek!*
hoppa, dakika bir gol bir!
yok yav, o anlamda değil fesat şeyler, banu hanımefendinin evine gelen son can yoldaşı siyah kedi yavrusundan bahsediyorum, onun adı gece.
şu an misafirlikteyim, ev sahibesi geçen gün annesiz kalan 4 kedi yavrusunu evine almış, 3 tanesini sahiplendirmiş ama bir tanesini kimse istememiş, bilin bakalım niye?
rengi simsiyah ve sol ön bacağı doğuştan hafif sakat gibi, yani koşup oynamasına, yiyip içmesine, hiçbir şeyine engel değil ama istenmemiş işte?
evde şu anda biri daimi, öbürü evi otel olarak kullanan 2 kedi daha var yani ev sahibesinin buna bakma durumu yok çünkü daimi kedi azılı manyak, kimseye rahat vermiyor, bu ufaklığı da hiç sevmiyor.
aklıma yeni evde türkan ile yanımızda bu siyah beyefendi rahat eder mi düşüncesi geçti bir an, sonra "tamam, bu bücürü ben alacağım ama evin işleri bitsin, taşındığımda alırım" dedim anlaştık.
yani banu hanımefendi, sizin geceniz varsa benim de artık bir gecem var, istersen kapıştırırız, akıllı ol, baksana şuna?
heyt be yiğit yiğit, koç mübarek!*

devamını gör...
65.
sevilen yazar.
devamını gör...
66.
uzun uzun yorumlar yapan, yazılar yazan bir yazardır.
devamını gör...
67.
elinde bir tane, sabahleyin, kendi rızamla attığım fotoğraf olduğunu hatırlatan kank yazarım. ama niye öyle bir fotoğraf attım bir sorun sevgili okuyucular. kendisi bana değişik bir video göndereceğini ve mübarek kulaklarımın buna hazır olup olmadığını sordu. aslında birbirimizden izin alma şeysini çoktan geçmiştik. bende kulaklarımı mübarek hale getirip fotoğraf attım kendisine pişmanım şu an yo değilim. .
kank biliyorsun bir sabah ansızın gelebilirim. hatta
hattaaaa geleceğimden kendim bile haberdar olmayabilirim.
tetikte kal. öptüm...
kank biliyorsun bir sabah ansızın gelebilirim. hatta
hattaaaa geleceğimden kendim bile haberdar olmayabilirim.
tetikte kal. öptüm...
devamını gör...
68.
kısa süreli mahalle dışındaydım ve döndüğümde yaptığım ilk şey kahvenin önüne taburemi atıp gelen geçeni izlemek oldu. çaycı yine köyden getirdiği otlardan yapmış olduğu deneyvari bir içecek getirdi. zorla da olsa içtim ama konumuz bu değil başka zaman anlatırım bu durumu. baktım kimse yok ortada yapılacak en doğru şeyi yaptım ve doğruca berberin yolunu tuttum mahallede ben yokken neler olduğunu öğrenmek için.mahalli haber alma ajansı müsteşarımız berber ile dedikodu içerikli sohbetimizin ardından dükkandan çıkıyordum ki sana bir not var dedi ve bir zarf uzattı.kimden diye sormaya gerek bile duymadım çünkü zarfın üzerindeki pati izlerinden tüylerden anladım kime ait olduğunu. bu olsa olsa fionaydı. teşekkür edip çıktım. eve gittim sandınız değil mi tabii ki de hayır. doğruca özlediğim tabureme gittim yeniden. zarfın içinden at resimleri ve acayip acayip espriler yazdığı bir not çıktı. içimden " ah fiona yabancı dilim yok sizin memleketin lisanını öğrenmeden geri dönmek zorunda kaldım bunu sende biliyorsun " diyorum ama yazan yazmış esprileri.kıyamıyorum da şimdi benim için "ilk arkadaşım" yazmış yüreğimden yakalamış. biraz şevkatle ve sevgiyle dolacakken içim yine olmuyor. sebebi ise notta yazdığı tehdit mesajları. yok tarumar edermiş yok şunu yaparmış. ah fiona ah sen kralın kızısın olmaz bu iş şansını zorlama diyorum.
bir selam vereyim dedim evde yoktu. yan komşusundan öğrendim ki akrabalarını ziyarete gitmiş.mahalle postasında neler yazmış merak ettim yazdıklarını inceledim. ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti yazdıkları. aklıma çocukken okuduğum gazetelerin sinema sayfaları geldi

bilen bilir sinema seanslarını gazetelerden öğrenirdik. ah be ne günlerdi. bu şekilde yazdıklarını okumaya devam edeceğimi söylemek isterdim kendilerine.
"mesaj atmaya çalışırken mesajımın gitmemesiyle hayretlere düştüm" demiş. nickaltlarını hunharca tarumar ederken böyle bir şey ile karşılaşman neticesinde hayrete düşmen daha hayret verici.
kapıcılar kralı filmindeki "seyit" karakteri gibisin fiona.maşallah her iş geliyor elinden.çok zengin olacaksın çook. uzaktan eğitimler,sabah sporları,kedi bakımı, hayat koçluğu, sözlük yazarlığı vb.
seni alan yaşadı diyemem çünkü sen kesin yukarıda bahsettiğim filmdeki "albay" karakteri gibi emir eri yaparsın yanındaki zatı muhteremi.
ayrıca yıldız tozu ile bir fotoğraflarını ele geçirdim ortak bir tanıdık vasıtasıyla.

apartman yöneticisi olacak yıldız tozu ve fiona.
neyse çok uzun tutmuyorum sonuç olarak inceleme yazısı değil. hoşbuldum demeye geldim.ziyaretinin kıssası makbulmüş.
uygun bir şeyler bulamadım bir ramazan davulcusu edasında dörtlük ile son veriyorum mesajıma.
gitmelerinde arkandan su dökenlerinin
geri dönmelerinde yüzü gülenlerinin
ağladığında gözyaşını silenlerinin
bol olduğu güzel günlerinin
hiç bitmemesi dilekleriyle...
oldu oldu bal gibi oldu bu beşlik görünümlü dörtlük.
bir selam vereyim dedim evde yoktu. yan komşusundan öğrendim ki akrabalarını ziyarete gitmiş.mahalle postasında neler yazmış merak ettim yazdıklarını inceledim. ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti yazdıkları. aklıma çocukken okuduğum gazetelerin sinema sayfaları geldi

bilen bilir sinema seanslarını gazetelerden öğrenirdik. ah be ne günlerdi. bu şekilde yazdıklarını okumaya devam edeceğimi söylemek isterdim kendilerine.
"mesaj atmaya çalışırken mesajımın gitmemesiyle hayretlere düştüm" demiş. nickaltlarını hunharca tarumar ederken böyle bir şey ile karşılaşman neticesinde hayrete düşmen daha hayret verici.
kapıcılar kralı filmindeki "seyit" karakteri gibisin fiona.maşallah her iş geliyor elinden.çok zengin olacaksın çook. uzaktan eğitimler,sabah sporları,kedi bakımı, hayat koçluğu, sözlük yazarlığı vb.
seni alan yaşadı diyemem çünkü sen kesin yukarıda bahsettiğim filmdeki "albay" karakteri gibi emir eri yaparsın yanındaki zatı muhteremi.
ayrıca yıldız tozu ile bir fotoğraflarını ele geçirdim ortak bir tanıdık vasıtasıyla.

apartman yöneticisi olacak yıldız tozu ve fiona.
neyse çok uzun tutmuyorum sonuç olarak inceleme yazısı değil. hoşbuldum demeye geldim.ziyaretinin kıssası makbulmüş.
uygun bir şeyler bulamadım bir ramazan davulcusu edasında dörtlük ile son veriyorum mesajıma.
gitmelerinde arkandan su dökenlerinin
geri dönmelerinde yüzü gülenlerinin
ağladığında gözyaşını silenlerinin
bol olduğu güzel günlerinin
hiç bitmemesi dilekleriyle...
oldu oldu bal gibi oldu bu beşlik görünümlü dörtlük.
devamını gör...
69.
kimine göre uzun, kimine göre kısa süreli sayılabilecek bir kafa izninden sonra aramıza dönmüş yazar. neden gitti? niye gitti? nasıl gitti? ne zaman gitti? hasılı gitti. ama geldi.
geldi mi? geldi.
kedianası. ünvanını hakediyor olacak ki kedili girdileri pek bir okunası. bazen üzüyor, bazen sevindiriyor, bazen de sevindirirken üzüyor. öylesine garip.
kendisi son zamanlarda filmli ve dizili girdileri ile de gözüme girdi. takdir ettim, aferin verdim, üç evetle yolladım. kargo şirketi yolda kaybetmiş…
neyse efendim, umarım yazmaya devam eder de kafa izni almaz tekrar. hem ne izni bu günlerde. sıcak var sıcak! biraz bekle, havalar soğuyunca çıkarsın *
geldi mi? geldi.
kedianası. ünvanını hakediyor olacak ki kedili girdileri pek bir okunası. bazen üzüyor, bazen sevindiriyor, bazen de sevindirirken üzüyor. öylesine garip.
kendisi son zamanlarda filmli ve dizili girdileri ile de gözüme girdi. takdir ettim, aferin verdim, üç evetle yolladım. kargo şirketi yolda kaybetmiş…
neyse efendim, umarım yazmaya devam eder de kafa izni almaz tekrar. hem ne izni bu günlerde. sıcak var sıcak! biraz bekle, havalar soğuyunca çıkarsın *
devamını gör...
70.
kedi anası.
devamını gör...
71.
nötr kalabildiğim sayılı yazarlardan.
edit: nötr kalmayı yanlış ve olumsuz bir şey olarak
anlamış yazar.
edit: nötr kalmayı yanlış ve olumsuz bir şey olarak
anlamış yazar.
devamını gör...
72.
düzenli olarak tanımlarını okuduğum, tam sözlükten sıkıldığım sırada beni beğenileri ile burada kalmaya ve yazmaya teşvik eden bir yazar kendisi. kolay kolay nick altı girmem ama kendisinin hak ettiğini düşünüyorum. kedi sevgin ve mantıklı tanımların hiç bitmesin güzel dostum
devamını gör...
73.
kedi anası hu hu,
nasıl haberleşeceğiz cancağızım seninle?
siz toptan kapatırsanız mesaj alımlarını, buradan yazabilecek kabiliyete sahip olduğumu da belirtmem gerekecek. neyse vardır haklı sebepleri. kişi engeli en güzeli. şu sıralar biraz ara mı versem diye bir düşüncedeyim.*ama banu'un profilindeki kedileri görüncede bir kendime geliyorum. bir de günlük gibi yazıyorsun. samimiyetini anlatım biçimini durun daha anlatacağım kaçmayın dediğini duyar gibi oluyorum. senli benli hitap ettim aslında yapmam böyle şeyler.. ama çok doğal buluyorum tarzını. anasın ya bir de duygu yüklü oluyor insan. bugün sana döktüm içimi sanki dertleşecek veri tabanısın* sevgiler, saygılar... bende senin gibi cümlelerimi bitiremiyorum artık. bitti ama şimdi..
nasıl haberleşeceğiz cancağızım seninle?
siz toptan kapatırsanız mesaj alımlarını, buradan yazabilecek kabiliyete sahip olduğumu da belirtmem gerekecek. neyse vardır haklı sebepleri. kişi engeli en güzeli. şu sıralar biraz ara mı versem diye bir düşüncedeyim.*ama banu'un profilindeki kedileri görüncede bir kendime geliyorum. bir de günlük gibi yazıyorsun. samimiyetini anlatım biçimini durun daha anlatacağım kaçmayın dediğini duyar gibi oluyorum. senli benli hitap ettim aslında yapmam böyle şeyler.. ama çok doğal buluyorum tarzını. anasın ya bir de duygu yüklü oluyor insan. bugün sana döktüm içimi sanki dertleşecek veri tabanısın* sevgiler, saygılar... bende senin gibi cümlelerimi bitiremiyorum artık. bitti ama şimdi..
devamını gör...
74.
uygun bir ücret karşılığında notlarınızı kendisine itinayla iletirim yazarı.
çünkü susmuyor efendim, o arada ben de biraz nefes alırım.*
allah bilir bu da kova burcu kadınıdır, allahım güç kuvvet ver bana!

not : görsel temsili değildir, keşke öyle olsaydı. *
görsel için de kendisinden izin alınmıştır, gerçi para istedi yayın hakkı için ama yapacak bişi yok. "ay banucum sana ulaşamıyorum " diyen bir daha düşünsün.
çünkü susmuyor efendim, o arada ben de biraz nefes alırım.*
allah bilir bu da kova burcu kadınıdır, allahım güç kuvvet ver bana!

not : görsel temsili değildir, keşke öyle olsaydı. *
görsel için de kendisinden izin alınmıştır, gerçi para istedi yayın hakkı için ama yapacak bişi yok. "ay banucum sana ulaşamıyorum " diyen bir daha düşünsün.
devamını gör...
75.
sevgili sınıf arkadaşım fiona,
yine başladı yüz yüze eğitim hayatımız.görüyorum yaz tatili ve uzaktan eğitim dönemi senin için güzel geçmemiş. insani ve bencil bir davranış sergileyerek önce senin yaşadıklarını sormayarak kendi yaşadıklarımı anlatarak başlayacağım yazıma. aslında bunu kompozisyon ödevi olarak yazmıştım. biliyorsun öğretmen yazın ne yaptığımızı yazmamızı isterdi hep.

annemlerin köyüne gitmiştik. arkadaşlarımla derede fazla yüzdük diye sanırım derenin debisi taştı. her yeri bir sel aldı. köyün ileri gelen sakallıları bizim suçlu olmadığımızı asıl suçlunun münafık zındıklar olduğunu söyledi.hatta 99 depremi dedikleri bir şey var onunda bu zındıklar yüzünden olduğunu söylediler.kimisi canını kimisi malını kurtarmaya çalıştığı için söylenenlere pek kulak asmadı köy ahalisi. kurtarma operasyonları falan derken köy yaşanılmaz bir duruma geldi. biz de babamların köyüne gitmeye karar verdik. babamların köyü de o kadar sıcaktı ki herkes cehennem gibi diyordu. cehennemin nasıl bir yer olduğunu nasıl biliyorlar anlayamıyorum biz niye bilmiyoruz diyebiliyorum sadece. sanırım "dante" ya da "beatrice" ile akrabalıkları var. aksi durumda zebanilerle bir bağları olduğunu düşüneceğim. cennet sanırım bu kadar sıcak bir yer değil.neyse diyorum. kısacası anlamadığım ve bilmediğim şeyleri konuşuyorlar hep. ben bu düşünceleri çözümlemeye çalışırken burnuma yanık kokusu geldi. bizim köyün çevresindeki ormanlar yanmaya başladı. öyle bir hızla büyüdü ki yangın köyü de kül etti. daha sonra öğrendik ki yangını bizim 10 yaşında iki arkadaşımız çıkarmış. ilginç. bu arada sen iki defa test yaptırdın mı bak artık okula da almayacaklar diyor annem aşı olmazsak ya da test yaptırmazsak. böyle karışık şeyler oldu benim yaz tatilimde. şimdi geleyim senin yazdıklarına.
bu yazına cevap verirken çok sevdiğim yazılara ve önerilere sahip bir abimden yardım alacağımı bilmeni istiyorum.

değerli nickaltı yazarım,
"sen hayırdır kızım" demek istiyorum. gördüğüm kadarıyla duygusal depremler yaşamışsın. bunların sonucunda oluşan tsunamilerin etkisiyle tüm hayallerin sular altında kalmış gibi görünüyor. sen en iyisi bu suların geri çekilmesini bekle ve zararın büyüklüğünü ölç. fakat bunları yaparken üzülme çünkü bu tarz şeylere üzülmek için hiç vaktin yok. bilindiği üzere yolun yarısını geçmiş bulunuyorsun cahit sıtkı tarancı'nın yazdığı gibi. zaman öyle acımasız ki senin duygularını ve yaşadıklarını önemsemez ve seni beklemez. arkasına bakmadan ilerlemeye devam eder. geçmişe dönüp bakmaya çalışırsan ya da olup bitenleri yorumlamak için duraksarsan koşuda tavşandan fark yemiş tosbağa gibi kalakalırsın zamanın peşinde. sen o tavşanı yakalayabileceğini düşünüyorsan eğer hikayede ki gibi sana bir gerçekliği hatırlatmak isterim. "hayat hikayelerdeki gibi değildir her zaman mutlu son ile bitmez." aslında mutlu son kavramı da göreceli bir kavram ya neyse çokta karıştırmamak lazım kek harcı misali.
aslında küslük dönemleri kendini bulmanı sağlar yaşın kaç olursa olsun. ruhun kendini tekrardan şarj eder bu durgunluk dönemlerinde. unutma depresyonun en güzel yanı çok harika bir şekilde dinlenebilmendir. bu sözü harry abimiz söylemiştir. ilgilenenler için
when harry met sally... ( 1989) buradan

oğlunun durumuna çok üzüldüm. umarım şimdi daha iyidir. sağlık durumu ile ilgili iletilerini de ilgi ile takip ediyorum bilgine sunulur.
esen kalın efendim.
yine başladı yüz yüze eğitim hayatımız.görüyorum yaz tatili ve uzaktan eğitim dönemi senin için güzel geçmemiş. insani ve bencil bir davranış sergileyerek önce senin yaşadıklarını sormayarak kendi yaşadıklarımı anlatarak başlayacağım yazıma. aslında bunu kompozisyon ödevi olarak yazmıştım. biliyorsun öğretmen yazın ne yaptığımızı yazmamızı isterdi hep.

annemlerin köyüne gitmiştik. arkadaşlarımla derede fazla yüzdük diye sanırım derenin debisi taştı. her yeri bir sel aldı. köyün ileri gelen sakallıları bizim suçlu olmadığımızı asıl suçlunun münafık zındıklar olduğunu söyledi.hatta 99 depremi dedikleri bir şey var onunda bu zındıklar yüzünden olduğunu söylediler.kimisi canını kimisi malını kurtarmaya çalıştığı için söylenenlere pek kulak asmadı köy ahalisi. kurtarma operasyonları falan derken köy yaşanılmaz bir duruma geldi. biz de babamların köyüne gitmeye karar verdik. babamların köyü de o kadar sıcaktı ki herkes cehennem gibi diyordu. cehennemin nasıl bir yer olduğunu nasıl biliyorlar anlayamıyorum biz niye bilmiyoruz diyebiliyorum sadece. sanırım "dante" ya da "beatrice" ile akrabalıkları var. aksi durumda zebanilerle bir bağları olduğunu düşüneceğim. cennet sanırım bu kadar sıcak bir yer değil.neyse diyorum. kısacası anlamadığım ve bilmediğim şeyleri konuşuyorlar hep. ben bu düşünceleri çözümlemeye çalışırken burnuma yanık kokusu geldi. bizim köyün çevresindeki ormanlar yanmaya başladı. öyle bir hızla büyüdü ki yangın köyü de kül etti. daha sonra öğrendik ki yangını bizim 10 yaşında iki arkadaşımız çıkarmış. ilginç. bu arada sen iki defa test yaptırdın mı bak artık okula da almayacaklar diyor annem aşı olmazsak ya da test yaptırmazsak. böyle karışık şeyler oldu benim yaz tatilimde. şimdi geleyim senin yazdıklarına.
bu yazına cevap verirken çok sevdiğim yazılara ve önerilere sahip bir abimden yardım alacağımı bilmeni istiyorum.

değerli nickaltı yazarım,
"sen hayırdır kızım" demek istiyorum. gördüğüm kadarıyla duygusal depremler yaşamışsın. bunların sonucunda oluşan tsunamilerin etkisiyle tüm hayallerin sular altında kalmış gibi görünüyor. sen en iyisi bu suların geri çekilmesini bekle ve zararın büyüklüğünü ölç. fakat bunları yaparken üzülme çünkü bu tarz şeylere üzülmek için hiç vaktin yok. bilindiği üzere yolun yarısını geçmiş bulunuyorsun cahit sıtkı tarancı'nın yazdığı gibi. zaman öyle acımasız ki senin duygularını ve yaşadıklarını önemsemez ve seni beklemez. arkasına bakmadan ilerlemeye devam eder. geçmişe dönüp bakmaya çalışırsan ya da olup bitenleri yorumlamak için duraksarsan koşuda tavşandan fark yemiş tosbağa gibi kalakalırsın zamanın peşinde. sen o tavşanı yakalayabileceğini düşünüyorsan eğer hikayede ki gibi sana bir gerçekliği hatırlatmak isterim. "hayat hikayelerdeki gibi değildir her zaman mutlu son ile bitmez." aslında mutlu son kavramı da göreceli bir kavram ya neyse çokta karıştırmamak lazım kek harcı misali.
aslında küslük dönemleri kendini bulmanı sağlar yaşın kaç olursa olsun. ruhun kendini tekrardan şarj eder bu durgunluk dönemlerinde. unutma depresyonun en güzel yanı çok harika bir şekilde dinlenebilmendir. bu sözü harry abimiz söylemiştir. ilgilenenler için
when harry met sally... ( 1989) buradan

oğlunun durumuna çok üzüldüm. umarım şimdi daha iyidir. sağlık durumu ile ilgili iletilerini de ilgi ile takip ediyorum bilgine sunulur.
esen kalın efendim.
devamını gör...
76.
gelmiş geçmiş en iyi ikinci yazar, birinci kalbimde üzgünüm.
sokakta biramı yudumlarken, çayı höpürdeterek içerken, film izlerken, evde perende atarken hülasa her eylemin -ken zarf fiil halinde banuca tanımları düşüyor aklıma birden. işte o an varlığım eziliyor görünmez, sinsi ayaklar altında. belki gerçekten yaşama hevesim kaçıyor belki de gerçekten yaşamak istemiyorum ürkekçe, kendimden utanarak. mağdurum.
bir şarkı sözü vardır, the air around me still feels like a cage diye, sıkılıyorum sabri bunalıyorum anlamıyor musun diye çevrilir naçizaneden. tam olarak böyle hissediyorum banuca gibi tanımlar yazamadığım için.. ama işin ilginç yanı, bu histen kurtulmak için yine banuca tanımlarına kaçıyorum usulca, titrek. her cümle buz gibi, gençleştiriyor beni. antarktika'ya gerek yok. banuca tanımları yeterli.
hayat çok zor şahsım adına.
sokakta biramı yudumlarken, çayı höpürdeterek içerken, film izlerken, evde perende atarken hülasa her eylemin -ken zarf fiil halinde banuca tanımları düşüyor aklıma birden. işte o an varlığım eziliyor görünmez, sinsi ayaklar altında. belki gerçekten yaşama hevesim kaçıyor belki de gerçekten yaşamak istemiyorum ürkekçe, kendimden utanarak. mağdurum.
bir şarkı sözü vardır, the air around me still feels like a cage diye, sıkılıyorum sabri bunalıyorum anlamıyor musun diye çevrilir naçizaneden. tam olarak böyle hissediyorum banuca gibi tanımlar yazamadığım için.. ama işin ilginç yanı, bu histen kurtulmak için yine banuca tanımlarına kaçıyorum usulca, titrek. her cümle buz gibi, gençleştiriyor beni. antarktika'ya gerek yok. banuca tanımları yeterli.
hayat çok zor şahsım adına.
devamını gör...
77.
çok severek okuduğum bir yazar. çok nazik ve sevgi dolu biri olduğu hissine kapılıyorum.
devamını gör...
78.
avcılık ve yaban hayatı okumasını dilediğim yazar #1278503
kpss puanı ile düşük puanlarla atanabiliyorlar. (en azından bana düşük geliyor)
ve ayrıca doğa koruma ve milli parklarda, gerçekten doğa, bitki, börtü böcek seven insanları görmeyi çok isterim.
kpss puanı ile düşük puanlarla atanabiliyorlar. (en azından bana düşük geliyor)
ve ayrıca doğa koruma ve milli parklarda, gerçekten doğa, bitki, börtü böcek seven insanları görmeyi çok isterim.
devamını gör...
79.
80.
tanımadan kanımın kaynadığı yazar. bir de beni gören tek yazar diyebilirim. pusuya yatmış yazılarını takip ediyorum*
devamını gör...