bazen bırakman gerekir

bidebayilistersen ukdesidir.

bazen bırakman gerekir zamana diye tamamlayabilirim.

bazen bırakman gerekir, çabaladıkça batarsın çünkü.
bazen bırakman gerekir çünkü karşısındaki senin değerini anlaması gerekir, üstüne düştükçe geri teper bazen..

bazen tutunmak bırakmaktan daha aci verdigi icin bazen birakmak gerekir

eğer sadece sen emek verdiğin için devam ediyorsa,
eğer her türlü çareyi denemiş ve artık bıkmışsan,
eğer bir gram sevgi için kendini kaybetme noktasına gelmişsen ve
eğer insanların, sen istediğin için değil sadece kendisi isterse değişebileceğinin farkına varacak kadar olgunlaşmışsan, artık ne olacaksa olsun diyerek olayları akışına bırakman gerekir ki herkes eteğindeki taşları döksün ve artık ne olacaksa olsun...

bazen her şeyin aynılaştığı, kötüleştiği, tat vermediği bir noktaya geliyorsun. sen bir bakıyorsun beklenti haline girmişsin. ondan daha ilgili ,daha sıcak, daha romantik olmasını bekliyorsun. çünkü buna ihtiyacın var ve hak ettiğini düşünüyorsun. fakat karşılık olarak sen yapıyor musun cümlesini duyunca bence bırakman gerekiyor. yapmayı beceremeyen, yapmak istemeyen, yapmaya gönlü olmayan insan cümlesi. beklediklerin de basit iki satır farklı güzel bir cümle yazıp bir kağıda kalıcı bir anı bırakması. ya da güzel bir parça atması sana. bazen bırakmak gerekiyor işte. bir şey yapmadan sana sen yapıyor musun diyorsa özellikle. sorun da buydu zaten. karşılığını almadan veremiyorlar.

*akış(ın)a.
hani şems, "olduğu kadar; olmadığı kader" demiş ya. o misal işte.
oturup her şeyi baştan sona anlatamazsın. anlatsan da anla(ya)maz.
bugüne kadar bırakamadığın için hiçbir şeyi akış(ın)a, şimdi bırakmaya mahkum olduğunu.
ve bir insanın en büyük cezasının, kendine biçtiği ceza olduğunu. anlatamazsın...
onun için bazen değil aslında, bundan sonraki hayatında (varsa öyle bir kavram) her zaman bırakman gerektiğini anlatamazsın...*

evet.