bekaret

20 yaşından sonra erkekler arasında pek umursanmayan "şey." şey çünkü o kadar anlamsız. benim çevremde böyle oldu en azından. 20 yaşımdan sonra hiçbir arkadaşımın bekaret ile ilgili bir takıntısı yoktu. ya da bu kafada insanları seçtim arkadaş olarak belki ondandır.

fakat ciddi anlamda 20-25 yaşından sonra hala bu boş şeyleri konuşan insan varsa çevrenizde uzaklaşın. bomboş biridir o.

bak tek kelime,
tabu.

sahi noldu bi dönem bakir erkekler moda olduydu ? tecrübesiz erkekler daha tatlı daha zevkli diyenler vardı ?

ne ara ikiyüzlü oldunuz da önemsiz olmuş ?

tercih meselesidir ulan bu.

ülkemizde beyinde olan kavram.
hepimizin iq 140 falan olmalı ki sürekli bu kavramı beyinde arıyoruz bir türlü tam yerini tutturamadık veya böyle diyerek beynimizin bekaretini gondikliyorlar.
şurada 10 kişiden 90 tanesi ki bunların hepsi erkektir bu konuda yalan söylemiyorsa bende bir şey bilmiyorum.
genelde karı kız düşürmek için çabalayanların çoğu bu kavrama karşı çıkıp "yha bekaret beyindedir" dedikten sonraki 3 ayda kesin kaç kişi oldu diye sormazsa ben bir şey demiyorum.

lise dönemimde 'kaybedilmesi' veya 'kaybedildiğinin duyulması' halinde sizi yaşı 14 ile 18 arasında değişen çocuklar arasında şaka malzemesi eden şey. ayrıca bu durum genelde şahsı erkekler için potansiyel 'ilk deneyim' haline getirir.

bekareti gerçekten sevmesi ve savunması gerekenler yalnızca aseksüeller olmalıyken ilk cinsel deneyiminden itibaren deste deste çocuk yapanlar da bekareti savunuyor. yahu sen bu bekaret durumunun ortadan kalkmasının ekmeğini yemiyor musun? düzenli cinsel hayatın var, bir sürü çocuk yaptın ama yok sen bir imzayla resmi olarak sekse hak kazandın değil mi? sanki kpss ile devletin herhangi bir kurumuna atanmış gibi cinselliği bile belirli şartlara ve resmiyete göre yaşamak zorundasınız havası veriyorlar.
tanım:
kişinin cinsel ilişkiye girmemiş olması durumudur.

bekaret her ne kadar "cinsel ilişkide bulunmamış kimsenin durumu." olarak tanımlansa da kültürle alakalı bir şekilde, maalesef, ülkemizde yalnızca kadınlarla özdeşleştirilmiş bir kavramdır. çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da ülkemiz erkeklere çifte standart uyguladığı için bir erkeğin bekareti sorgulanmak şöyle dursun, ne kadar çok kişiyle cinsel ilişki yaşadıysa o kadar övülüyor. kadınlar için ise durum tam tersi. eğer bir kadın kendi rızasıyla bir cinsel ilişki yaşamış ve bekaretini kaybettiyse eğer o kadından ahlaksızı ve namussuzu yoktur olarak değerlendiriliyor. bu zorbalığı kadınlar da hemcinslerine acımadan yapıyorlar. üstelik bekaret kavramı yüzünden şiddet gören hatta öldürülen kadınları saymak bile istemiyorum.
bekaret yalnızca bireyin kendiyle alakalı bir durum olmalıdır. kadın erkek fark etmeksizin isteyen cinselliğini özgürce yaşamayı tercih eder, isteyen doğru kişiyi bulana kadar veya evlenene kadar cinsel ilişkiye girmemeyi tercih eder. kimsenin kendi bedeniyle alakalı olan bir durumu sorgulamak kimseye düşmemeli. umarım ülke olarak bu konuda kafa yapımızı geliştiririz bir an evvel. daha birçok konuda gelişmemiz gerektiği gibi...

17 yaşında ''istemsiz'' olarak tanıştım bu 'bekaret' kelimesi ile, 23 yaşındayım hala hatırlamıyorum tam olarak ne oldu da ben bir anda o yüce 'bekaret' mevzusunu 'kaybettim'.
19 yaşındayım, lise mantalitesinden yeni çıkmış çok toy biri var hayatımda, 8 ay ilişki yaşıyoruz. 8 ay sonunda 'bakire' değilim diye terk ediyor beni. (ki ne kadar modern ve özgürlükçü bir imaj çizdiğini göstersem, şok olursunuz.) sonuç olarak, bu sözde aq bekareti çok önem arz ediyor ya, yalan! vallahi yalan.
seven bakire olsa da seviyor, olmadan da.
önemli olan, gönül abim bunlar anlamaz.

kendi cinsel performanslarına güveni olmayan, gençlik dönemlerinin büyük kısmını birer mastürbatör olarak geçiren bir kısım erkeğin, rakip korkusundan kaynaklı, sımsıkı sarıldıkları saçmalık.

günümüzde diktirebilme gibi bir imkan varken erkeklerin boşa takıntı yaptığı şey. artık bekaret bir sevişmemişlik göstergesi değil. ha içim rahat etsin, danışıklı dövüş olsun diyorsan ayrı.

soyadı bekar olan arkadaşımın et lokantasının adıdır.*

çocukken çilek yerken aldığınız hazla şimdi yerken aldığınız haz aynı mı? maalesef libido, ilişki sıklığı yaşla azalıyor. insanın bedenini tanımasından dolayı kadınlar için orgazm olmak, erkekler için boşalmayı kontrol etmek kolaylaştığı için kalite artabilir ama gençlikte yaşanan kesinlikle daha zevkli. evlenme yaşı da arttı malum. ben 30-40 yaşında evlenmemiş kişilerin bakir/bakire olduğunu öğrenince kaçırdıkları şeyler için üzülüyorum açıkçası. keşke sevişmek tabu olmasa. herkes gerçekten sevdiği insanla bu yakınlığı paylaşabilse. keşke bu yakınlık bir tarafın diğerini kullanması gibi görülmese. keşke bakışmanın, sohbet etmenin, el ele tutuşmanın devamında gelişen doğal bir paylaşım gibi görülse. keşke sevişen kirlenmiş sayılmasa. keşke bekaret "evlilik" akdinde ekonomik özgürlüğü olmayan tarafın ortaya koyduğu bedel olmasa. ama sevişmek gibi güzel bir eylemin erkek tarafından karşı tarafı domine etmek, cezalandırmak gibi görüldüğü bir dünyada, s*kmek diye bir küfürün olduğu bir ülkede bekaret önemli olacaktır. çünkü başkası tarafından *ilmiş bir kadın istemezler. ben bu kişilerin sevişebildiğinden de şüpheliyim. yaptıkları olsa olsa bir kadının bedenini kullanarak mastürbasyon yapmak.

ekşideki ve normaldeki özgürlükçü genişlere rağmen hala ülkemizde değerli olan bir kavramdır bekaret. burada yazılanlara aldanıp "özgürce yaşayarak" geleceğinizin erkeğini kaybetmenizi tavsiye etmem.

kendine erkek diyen ve bir hayli geniş olmayan kimseler kadınının çatır çutur sevişmiş olmasını kabullenemez. bunun empatiden oldukça uzak kadınsı bir analiz olan özgüven eksikliğiyle de hiçbir ilgisi yoktur. erkek bırak kıyaslanmaya takılmayı iş oraya gelene kadar kadınının bedenine dokunulmuş olmasını kaldıramaz zaten. hayallerde yaşıyorsunuz.

yukarıdaki entriyi okuyunca üniversitede yemediği halt kalmayan fakat sonuncu partnerine/kocişine kendisini basbakire sunan hanım arkadaşlar aklıma geldi. bu ülkede bir grup erkek ayakta uyutulduğu halde delikanlılık, genişlik muhabbeti yapıyor ya ona çok gülüyorum. hiç acımıyorum, kadınları da eleştirmiyorum. talep buysa, arz da bu olacak.

“geleceğinizin erkeğini kaybetmenizi tavsiye etmem” yorumuna kahkaha attığım bir kavram. erkekler kendini biraz fazla önemsiyor sanki.

feminist zırvalarla erkekliğini köreltmiş meriçler ve özgürlük savaşçıları damlamış hemen. bu iki tayfa hiç şaşmaz. nerede erkeğin gururuna, haysiyetine yönelik bir yüceltme olsa onun karşısında olurlar. bu kafayla devam.

eline el değmemiş biri olarak, eline el değmemiş birini isterim.*

geleceğim yalnızlığından mutludur efenim, bir erkeğe de asla ihtiyacı yoktur. karşınıza çıkacak kadınların hatalarını çabuk fark etmesi dileğiyle

ulan ne bekaretmiş ya ne önemli bir konuymuş ki bunu hala konuşa konuşa bitiremiyorsunuz. yemin ederim çok baydı artık bu konu gördüğüm tüm bakire başlıklarını engelleyeceğim. hayır sıkılmadınız mı bunu tartışmaktan. tamam abicim isteyen bakire takıntılı olsun ama baştan söyleyeyim bakire sandığınız kadınların birçoğu aslında bakire falan değil. ve hepimiz de biliyoruz ki konu tamamen başka erkekle kıyaslanmaktan korkmanız. kendinize güveniniz yok ve ödünüz kopuyor başkasıyla kıyaslanıcam kötü olduğum ortaya çıkacak diye.

neyse yani bu konuyu hala konuşuyor olmak ve bunu kafaya takmak gerçekten saçma.

içinde bulunduğum elemental grup.