bilim ve din arasında uyumsuzluk yoktur

1969'da nobel kimya ödülü kazanmış derek harold richard barton
"bilim ve din arasında bir uyumsuzluk yoktur. her ikisi de aynı gerçeği arıyor."
barton belki hrsitiyandır, belki müslüman veya herhangi başka bir dine inanıyordur, bilmiyorum, araştırmadım.
ancak inandığı din ile bilimin çelişmediğini, hem dinin hem de bilimin hakikatin peşinde olduğunu düşünmüş.

aslında birbiriyle çelişir çoğu yerde, lakin akla uygun din olmaz. bunu da unutmamak gerek. bilim ise akıl ve mantığa uygun hareket etmesi gerekir.

bambaşka iki konu bambaşka iki dünya. bilim akıl ve deney ile din ise kalp ve güven ile hareket eder diyerek katılmadığım görüş.

hangi dine inandığına bağlı olan önerme. şamanizm'e inanıyorsan çok uyumsuzluklar görürsün mesela. ama gerçek din olan islam'a inanırsan uyumsuzluk göremezsin. tabi bize anlatılan değil gerçek din islam'a inanırsan.

bilim kendini yanlışlayarak, çürüterek gelişme gösterir. dini söylem ise kesindir çürütülmez, değiştirilmez. bundan dolayı bilim ile din yöntemsel olarak ayrıdır. benzerlik aramak beyhudedir.

din de bilim de her şeyi her yere uydurabilir yeter ki inananı çıksın.

bilim ve din arasında uyumsuzluk vardır.
(bkz: evrim)

bazı süper zekalı arkadaşlarımızın düşündüğünün aksine evrim teorisi islamla çelişmez. yoktur.

bilim araştırmak, üstüne koymak, bilmek ister, din inanmayı.

bilim, 5 duyu organımızla algılayabildiğimiz varlıkları araştırır. *
din ise 5 duyu organımızla algılayabildiğimiz varlıkların yanında metafizik olaylar hakkında da bilgi verir. *
din metafizik olaylar hakkında da bilgi verdiği için insanlarda din ve bilim uyuşmaz algısı oluşuyor. ancak ikisi de birbirini engellemez ve bence uyuşmaz da değildir.
[not: en azından kuran için konuşayım, kuranda kesin hükümler yoktur bilimsel konularda. mesela kuran okuyup sonrasında evrim kesinlikle yok diyemezsiniz. kısmen ya da tamamen evrimle yararılmış olabilir insanlar. kuran'da (ve incilde) hz. ademin ilk insan olduğu ve topraktan yaratıldığına inanın diyor sadece. ya da sadece canlılar mutasyonlarla ve doğal seçilimlerle en iyi hallerine gelmiştir. tam olarak bilemiyoruz.]
bilimle (müslüman olanlar arasından) kendini dindar sanıp bir tarikat liderinin ağzından çıkanlara bakan, kendi kitabını bile okumaktan aciz olanlar arasında uyumsuzluk var o doğru. (müslüman olmayıp da bilimle uyumsuz olan dine ya da düşüncelere sahip olan insanlar da bu kategoriye dahildir, bu insanlardan kastım; putperest, budist, yobaz hristiyan ve yahudi bireylerdir. ve bu tanımım da genişletilebilir, aklıma şimdi bunlar geldi.) kendini geliştirmeyen, okumayan, öğrenmeyen herkeste de aynısı görülür. bir dine inanmayan birinin de bilimle uyuşmaz noktaları olabilir. önemli olan kendini geliştirebilmek. aklını kullanabilmek önemli bu noktada.
tabii bu benim fikrim, herkes istediğini düşünebilir.
bir not daha: bilimsel veriler teoriktir, aksi kanıtlanana kadar doğru sayılır. bir zamanlar insanlar atomun üzümlü keke falan benzediğini düşünüyordu ve bu da bilimsel veri, değil mi? bilimsel veriler bir şey diyor diye %100 doğru olmama ihtimalini unutmamak gerek. bir din adamının konuşması da %100 doğru bilgiler içermeyebiliyor. türlü bilgiye karşı temkinli olmak gerek, doğru bilgi kanıtlanamaz. en azından şimdilik.
beşer şaşar.

vardııııııır.

günümüzde ikisi de bizimle dalga geçmektedir.

bilim ve din ikisi de dünya’yı algılamaya çalışır. doğa olaylarını, insan yapılarını, düzeni, dünya’nın oluşunu. aradaki farksa din dogmatiktir yani bu algılama şeklini seneler önce sunmuş ve bitmiş. bilimse gelişmeye, geliştikçe ilerlemeye devam ediyor.
t. bilim ve din arasında uyumsuzluk yoktan kastettiği ikisinin de bir yerde ortak bir amacı olmasıdır.

paradigmalar farklı olduğu için sabaha kadar tartışsanız sonuç bulamayacağınız karşılaştırma. bilmenin konusu olan şeyler ayrı, güvenmenin konusu olan şeyler ayrı, hissetmenin konusu olan şeyler ayrıdır.