biontech pfizer

geliştirdikleri covid aşısı ingiltere tarafından onay alan ilk aşı. acil kullanım yetkisini de aldıklarına göre toplu aşılama işlemleri için kullanıma geçecek.

biontech almanya bulunan bir biyoteknoloji şirketidir.
pfizer amerika'da bulunan bir ilaç şirketidir.

başında uğur şahin ve özlem türeci'nin bulunduğu araştırma grubu tarafından bulunan iki dozlu aşı. %95 koruma sağladığı söyleniyor, birçok ülke çoktan siparişini vermiş bile. türkiye ise bildiğim kadarıyla şimdilik 1 milyon söylenmiş. kime, neye yetecek orası tartışılır..

-70 derecede muhafaza olması gereken şuan için en güvenilir asisi olan firmadır.

aşı olması için koruma faktörü olması gerekiyor, ama biontech aşısı ağır covid hastalığının hafif geçirilmesini sağladığını açıkladı. yani koruyucu değil, bir çeşit tedavi denebilir. aşı diye nitelendirilmesinin tek nedeni covid hastalığına yakalanmadan önce yapılması gerekliliği.

ölmez sağ kalırsak, bir aksilik çıkmazsa perşembe günü yaptıracağım korona virüs aşısı.

ortalıkta 30 yaş altını kısır yaptığına dair, bilimsel bir veriye dayanmayan söylentiler dolanıp duruyor. ne mi diyorum? yapmazsa vajinasına koyum.

dün olduğum aşı. sadece kolum tetanoz aşısı yapılmış gibi ağırlaştı ve uyuştu onun dışında şimdilik başka bir yan etkisi olmadı.

ben sıram geldiğinde, bahtıma ne çıkıyorsa olurum.

yaklaşık 1 saat önce ilk dozu olduğum mrna tipi aşıdir. hemen ikinci randevuyu alıp bu işi bitirmek istiyorum.

dün vurdurduk etkilerini bekliyor gözlemliyoruz.

yan etki olarak almanca konuşmaya başladım. bir de sadece rammstein dinliyorum. onun dışında bir yan etki yok.

bugün ilk dozumu olduğum aşı.
"bluetooth kaçıncı sürüm?" diye sordum, aşıyı vuracak olan hanım "büyük oyunu çözmüşsün, ilkokul mezunu musun?" dedi. okuma yazmayı zor öğrendiğimi söyleyince aslında eski tip bluetooth enjekte edecekken büyük oyunu görmem üzerine bluetooth 5.x sürümlü aşıyı dolaptan çıkardı. kısırlaştırmanın ikinci dozda olmasına üzüldüm ama mecbur bekleyeceğiz artık.

en güvendiğim aşı, üstelik yapanların başında türk'ler var, bununla da iftihar ediyoruz.
ben özellikle türk aşısı diyorum, yada türk-alman aşısı.

oluncaksa türk aşısı olunmalı.


dipnot: arkadaşlar şu yazdıklarınız yan etki değil, aşının olayı bu.

vücut antikor üretiyor, savaşıyor işte, ne bekliyordunuz, eli silahlı fbı ajanları mı sizi korucak, vücut virüsle savaşıp öğreniyor, bu kötü değil, işe yaradığına delalet.

beni 72 saat yatağa mıhlayan aşı. bende bağışıklığımla övünürdüm, 20-25 yıldır diş ve göz harici doktora gitmedim. 17 sinde aşı oldum 3. gün ölü gibi yataktaydım, titreme, ateş, kas ve eklem ağrısı, isal... kısacası bildiğin corona oldum. iyi düşünün diğer seçenekleri de düşünün. yan etkilerini söylemiyorlar. bugün yeni kendime geldim.

çevremden yan etkisi çok fazla diye duyduğum korona aşısı

dün olduğum aşı. bugün halsiz uyandım. demek ki bir işe yarayacak.

asla olmayacağım aşı. almanların nazileri yeniden canlandırma oyununun bir piyonu olmayacağım.

ben fareyim, kobay faresi değil.

önüne geleni öldürüyormuş... kaynak is my ass.

bu sabah olduğum aşı.
2 hafta sonra beni buralarda görmezseniz aşıyı olmayın. *

koronavirüse karşı geliştirilen aşılar arasında bitiş çizgisini geçen ilk aşı. bu aşı bir mrna, yani mesajcı ribonükleik asit aşısıdır. mrna dediğimiz ise, normal hücre çekirdeğindeki genetik ana madde olan dna'dan üretilen bir molekül. normal hücre çalışmasında çekirdekte bulunan dna, mrna'ya bir talimat veriyor. talimatta bu genetik şifreyi hücre içinde bulunan ribozoma götürmesini, ribozomun bununla da protein sentezlemesini istiyor.
bunu bir casusluk filmi gibi varsayarsak bu işten habersiz ribozomlar da casus olarak içeri aldığımız mrna' nın vermiş olduğu şifreye göre koronavirüste bulunan spike proteinleri'ni güzelce sentezliyor. işte bu aşı oluşumunda bizler de bu faaliyetten faydalanıyoruz. bunun sonucunda ortada virüs olmadığı halde dikenleri meydana geliyor. bunları vücut, düşman bir asker gibi algılıyor ve ona karşı antikor üretmeye başlıyor. işte bağışıklık da böylece ortaya çıkıyor.

bu aşı ile ilgili aşı aleyhtarları genetik yapıyla oynandığı iddiasını ortaya attılar. halbuki bu mrna'nın çekirdekte bulunan dna'nın yanına gelmesi, hatta o sınırı geçmek için vizesi dahi bulunmuyor. o yüzden de dna'mız ile, genetiğimizle oynama imkanı bulunmuyor. mrna, yine casus filmlerinde olduğu gibi görevi bitince hücre içinde kalmıyor, ortadan yok oluyor.