çok küçükken (bkz: bir istanbul masalı) dizisinde gördüğüm ve diziye dair hatırlayabildiğim tek şey olarak değerlendirebileceğim hoş ayrıntı. hoş diyorum çünkü bu denli küçük bir jenerik sahnesi bile insanı geçmişe götürüp o dönemki anılarını tazelemeye yetiyor. her bölümün başlangıcında müzik girerken uçuşan bu beyaz tüy evleri, sokakları, yolları geçer de en sonunda varacağı yere ulaşınca karakterlerin tanıtımı, müzik ve dizinin diğer bileşenlerinin (yönetmen, senarist, ışık teknisyeni, sesçi vb.) tanıtımı biter ve bölüm başlar. şimdiki hafızamla karakterleri, olay örgüsünü, replikleri hiç hatırlamasam bile o tüyü hatırlarım işte. ha bir de, esma diye biri dalıp gitmişti ve karşısındaki kişi ''dünyadan esma'ya, dünyadan esma'ya!'' diye esprili bir dil kullanmıştı. ben de bir garibim ha :) ulan 3-4 yaşındasın bunlar olurken, nasıl oluyor da hem o sahneye canlı canlı şahit olup hem şimdi bile hatırlayıp hem de buraya yazıyorsun?

tam olarak hangi mesajı verdiğini bilmemekle birlikte ''her insan doğar, büyür ve ölür'' veya ''her şey başladığı yerde biter'' gibi bir teması olduğunu düşünüyorum jenerikteki o uçan beyaz tüyün. bir süreç, bir macera, bir akış içeriyor bu sahnenin temeli. sanki hepimiz o tüyün milyonlarca, milyarlarca gelişmiş kopyası misali olaydan olaya, dönemden döneme, acıdan komediye sürüklenen kişilermişiz gibi bir gizli teşbih yapılmış. jeneriği izlerken çocukluktan şimdiye dek bütün anıları, yaptıkları, yapmadıkları, hüzünleri ve mutlulukları canlanır insanın. belki geçmişe duyulan özlem ve geçmişin ağır yükü birbiriyle kıyasıya bir mücadeleye girer ve o bir dakika civarındaki jenerik bile izleme-izlememe tereddüdü oluşturur içinde. cesaret edip izleyebilen de eski o olarak kalmaz. bir jeneriğin gücü bazen insanın en derinlerine bile sirayet edecek kadar çok. işte öyle dostlar, öyle...
devamını gör...
benzer bir anlatı 94 yapımı oscarlı forrest gump filminin açılışında da vardır. film dilinde metaforik anlatı önemli bir yer tutar. açılış sahnesinde bir tüyün uçarak gelip forrest'ın ayaklarının dibine konarak başlayan film, filmin ana karakterinin kendi anlatıcısı olduğu flashbacklerle geçmişe dönerek hikayesini anlatır. filmin kapanışında da forrest'ın ayaklarının dibinden havalanan bir tüy yeni bir yolculuğa süzülür.

film boyunca da tüm hırsları , çabası ile bir yerlere gelmeye çalışan jenny'nin hiçbir yere ulaşamadığı, aksine hiçbir irade ortaya koymadan hayatın kendini savurduğu yere süzülen forrest'ın şöhretli bir tenisçi, savaş kahramanı, karides kralı bir milyoner, apple'ın kurucu ortağı ve jenny'nin hayallerinde bile ulaşamayacağı bir sürü şeyi başardığı bir kontrastı ortaya koyar. filmin açılışında rüzgarda savrulan uçan tüy metaforu tam da forrest'ın hayatını özetler. filmin sonunda ise forrest'ın ayakları dibinden kalkan ve havada savrulmaya başlayan başka bir tüy, başka bir hayatın(forrest'ın jenny'den olan oğlu küçük forrest'ın) kendi serüvenine başladığını söyler bize.



devamını gör...
(bkz: forrest gump tüyü)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bir istanbul masalı'nda jenerik boyu oradan oraya uçan tüy" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim