dünya klasikleri / hikaye-öykü
5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

stefan zweig’in bir başka öyküsü daha. hasta bir adamın eşi ve karısı tarafından yalnız yapayalnız bırakılışının öyküsü. aslında onun sevdiği hiçbirşeyin kendisini sevmediğini farketmesiye ilk başta fazla acı çekerek daha sonra ise bu kalp acısına alışmasını anlatıyor.hayatı boyunca sadece kızı ve eşi için çabalamış fakat bu hasta haliyle bile eşi ve kızı onu görmüyor umursamıyor belki de görmek umursamak istemiyorlar.
“ama şimdi şurada yatarken içimde ölümün büyüdüğünü hissediyorum ama artık çok geç,altmış beş yaşında ölüme bu kadar yakınken fakat o ahlaksız kadınlar dansta gezmede ya da orada burada sürterken asla minnet etmeyen o kadınlar için yaşadığımı, kendimi ise hiç düşünmediğimi ancak şimdi anlıyorum.onlar artık umurumda değil ,umurumda değiller.beni düşünmeyenleri ben neden düşüneyim ki?onların merhametini beklemektense ,ölmeyi tercih ederim.umurumda değiller.”
aslında bu cümlelerde bile bu kızgınlıkta bile hala birşey beklediğini farkedilmeyi beklediğini görebilirsiniz. zavallı olarak öleceğiz her birimiz.
devamını gör...
stefan zweig'in perde ardında kalmış eseridir.
oysa ki iki ana hikayecik üzerinden tamamlar bu novellasını.

hikayelerinin konusu ise yürekleri ölen insanların davranışlarıdır.
peki yürek nasıl ölür? sorusuna örneklerle cevap veriyor zweig.

diyor ki, yeterince acı çekmiş bir kalp hissizleşir.
ilgiye alışmış akabinde buna acıkmış bir beden ise o ilgiyi üzerine çekmek için canını bile verebilir.

ilk hikayedeki karaktere çok üzüldüm. kızına ve karısına sözünü geçiremeyen bir adamın çöküşü.
ikinci hikayede kendini asla bulamamış bir kadının ölüşü.

okuyun arkadaşlar.
tavsiye ediyorum.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kitap etkileyiciydi tek oturuşta okudum. ama sonunu biraz daha farklı bir şey beklerdim. bu kitap bir kez daha bu hayatın nankörlükle dolu olduğunu hatırlattı. hayatı boyunca kızı ve eşi için çalışan ve sonradan ikisininde ona ilgi göstermediği yaşlı adamın hikayesini anlatıyor. kitabın başlangıcı çok hoşuma gitti. şöyle başlıyor:

"bir kalbi derinden sarsmak için kader her zaman sillesini vurmaya, güçlü darbesini indirmeye gerek duymaz; aksine kaderin insan hayatına müdahale etmek için duyduğu karşı konulmaz isteği, sıradan bahanelerle meydana gelen yıkımları körükler. bu ilk hafif temasa bizler, kendi yetersiz dilimizde "vesile" deriz ve onun küçük görünen etkilerini genelde müthiş bir etki yaratan gücüyle şaşkınlıkla karşılaştırırız. ancak nasıl ki hastalığın kendini belli etmesi, hastalığın çok küçük bir parçasıysa, gün yüzüne çıkan ve yaşantı olarak nitelendirilebileceğimiz kısmı da insan kaderinin çok küçük bir parçasıdır. kader daima, dışarıdan ruha temas etmeden çok önce kişinin ruhunda ve bedeninde dolaşmaya başlar. kendinin farkına varmak, kendini savunmaktır ve çoğu zaman bu boşunadır. ancak insan bütün bunları fark ettiğinde, zaten artık her şey için geç olmuş demektir."


yıllarca kızı ve eşi için çalışan solomonsohn bir tatile çıkarlar. gece yarısı sesler duyan ve bu sesleri takip eden yaşlı adam bir odaya varır kapısı açık odada kızını görür. buna çok şaşırır ve bir şok geçirir. çok derinden etkilenir bundan. yıllarca mutlu olması için çabaladıği kızını bu halde gören baba gün gün yıkılır. kendisine ilgi göstermemesi ve oteldeki gençlerle sürekli eğlenmesi onu artık çok rahatsız eder ve içinde tutamaz hale gelir. bunu eşine söyler ve eşi bunu saçma görür kabul etmez. buna dayanamayan yaşlı adam otelden tek bir kelime etmeden gider. onlara hiçbir şekilde cevap vermeyen adamı merak ederler ve ardından giderler. artık çok değişmişti ; içine kapanık, ne ailesi ile ne başka biri ile iletişim kurmuyordu. doktor hastalığı için ameliyata ikna eder ve o ölüme yaklaştığı için çok mutlu olur. ameliyattan sonra yanına gelen kızını kabul etmez. ve artık onun da istediği gerçekleşmişti.
sonuna bir alıntı bırakayım:
"ve doktor yaşlı adamın kalbini kontrol ettiğinde kalbi artık onu incitmeyi çoktan bırakmıştı..."
devamını gör...
bir kalbin ölümü olarak da basılmış olan kısacık stefan zweig imzalı eser.

salomonsohn adlı yaşlıca bir adamın bunalımını ve iç dünyasını konu edindiği söylenebilir.
her şeye öfke duymasının sebebi belki de aslında kendisini sevmeyişi olabilir.


sonra şu da var ki, hastalık teşhisin konulduğu andan itibaren başlamadığı gibi insanın kaderi de görünür hâle geldiği ve gerçekleştiği andan itibaren başlamaz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bir kalbin çöküşü" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim