1.
bir talihsizlik oldu izmir'de t6 uçağı ile uçarken manisa ovasında yüksek gerilim hatlarına çarptım. hani şu barajlardan çıkan teller var ya 150 bin voltluk. alçak uçuş yapıyordum, disiplinsizlik yapıyordum yani, teğmen kafası. yamandım bağların üzerine, önüme ağaç geldi düşünün ağaç geldi o kadar alçaktan uçuyordum. burnu yukarı çektim ağaca çarpmayayım diye tellere girdim. tayyare yandı. sadece bir motor çalışıyordu, kanat üzerinde delikler, yarıklar kuyruk yarıdan gitmiş, pervane rölantide dönüyor, sonrasında meydana getirip indirdim ve altı ay bekledim yargılanmayı.
altı ay sonra mahkemeye çağrıldım.
içeri girdim elim ayağım titriyor, altı tane albay karşımda. nusret albay vardı beyaz saçlı kırmızı yüzlü sağında üç albay solunda üç albay oturmuş kaşları böyle vardır ya enginar sapı gibi baktı mı sanki kaşları batıyor size. geldim karşılarına.
ey yiğit dedi albay bana, hemen bende bir cesaret. yiğit anlat bakalım neler geldi başına ?cesaretlendim başladım anlatmaya. efendim dedim manisa ovasının üzerinde uçuyordum 10 bin fitte... eee dedi,
efendim 10 bin fitte çalışma yaparken motor durdu. yanındakilere aaa görüyor musun motor 10 bin fitteyken durmuş, sonra ne oldu oğlum ? efendim dedim ben çalıştırmaya çalıştım manyeto 1 manyeto 2 ama maalesef çalışmadı. bende mecburi iniş yapmaya karar verdim. bir tarla seçtim kuru bir tarla oraya iniş yapacağım ve yaklaştım yüksek kilit orta kilit alçak kilit karşıladım tarlayı son bir gayretle bir daha çalıştırmaya teşebbüs edeyim dedim çalışacak mı ? air step yaptım ve motor çalıştı verdim gazı ama kurtaramadım tellere çarptım.
vay be durmuş motorla yer ne kadar da çabuk gelir değil mi ? dedi albay.
ben şimdi onu ikna etmiş olmanın rahatlığı içerisinde birazda gevşedim aynen öyle komutanım anlayamadım ne kadar da çabuk geldi yer der demez. şimdi bak dedi buradan inerim gelirim ayağımın altına seni alırım pas pas gibi çiğnerim ! ulan bir baksana sen kimlerle dans ediyorsun yok 10 bin fitteymiş, yok çalışmamış al baştan al baştan dedi.
heyecanlı bir şekilde efendim alçak uçuş yapıyordum geldim tellere çarptım. dedim.
hah bu kadar. şimdi söyle bakalım kendini nasıl savunacaksın, ne diyeceksin ? dedi. komutanım kabahatliyim ama suçlu değilim. demem üzerine, bu teğmenleri de anlamak zor, kabahatliymiş te suçlu değilmiş ne demek o ? dedi. efendim bunu yapmakla ben kabahatliyim ama benim gibi tecrübesiz bir insanı öğretmen pilot yapmakla siz suçlusunuz. ben gidecektim kıtalara, uçacaktım, tecrübe sahibi olacaktım, ondan sonra beni öğretmen pilot yapacaktınız. jetten mezun oldum birincilikle siz beni aldınız gazi emire getirdiniz öğretmen pilot yaptınız. ama bana bir şans tanıyın göreceksiniz. dedim. çık dışarı dedi. çıktım dışarı bekle allah bekle çıkmıyorlar, halbuki ipimi çekmek çok kolay uçuştan atarsın olur biter. bir müddet sonra dışarı çıktı önümden turist gibi geçti gidiyor. komutanım dedim, ne var dedi. efendim allah aşkına bir şey söyleyin ben altı aydır öldüm öldüm dirildim uçuşu çok seviyorum beni attınız mı uçuştan ? bana bak cömez, seni takip edeceğim kıtalarda eğer buna yakın bir şey daha yaparsan ezerim, öldürürüm seni dedi.
izmir'e gittim 28 gün hapis ve sonrasında 161. av bombardıman filosuna tayinim çıktı.
em. pilot albay zübeyir batur.
altı ay sonra mahkemeye çağrıldım.
içeri girdim elim ayağım titriyor, altı tane albay karşımda. nusret albay vardı beyaz saçlı kırmızı yüzlü sağında üç albay solunda üç albay oturmuş kaşları böyle vardır ya enginar sapı gibi baktı mı sanki kaşları batıyor size. geldim karşılarına.
ey yiğit dedi albay bana, hemen bende bir cesaret. yiğit anlat bakalım neler geldi başına ?cesaretlendim başladım anlatmaya. efendim dedim manisa ovasının üzerinde uçuyordum 10 bin fitte... eee dedi,
efendim 10 bin fitte çalışma yaparken motor durdu. yanındakilere aaa görüyor musun motor 10 bin fitteyken durmuş, sonra ne oldu oğlum ? efendim dedim ben çalıştırmaya çalıştım manyeto 1 manyeto 2 ama maalesef çalışmadı. bende mecburi iniş yapmaya karar verdim. bir tarla seçtim kuru bir tarla oraya iniş yapacağım ve yaklaştım yüksek kilit orta kilit alçak kilit karşıladım tarlayı son bir gayretle bir daha çalıştırmaya teşebbüs edeyim dedim çalışacak mı ? air step yaptım ve motor çalıştı verdim gazı ama kurtaramadım tellere çarptım.
vay be durmuş motorla yer ne kadar da çabuk gelir değil mi ? dedi albay.
ben şimdi onu ikna etmiş olmanın rahatlığı içerisinde birazda gevşedim aynen öyle komutanım anlayamadım ne kadar da çabuk geldi yer der demez. şimdi bak dedi buradan inerim gelirim ayağımın altına seni alırım pas pas gibi çiğnerim ! ulan bir baksana sen kimlerle dans ediyorsun yok 10 bin fitteymiş, yok çalışmamış al baştan al baştan dedi.
heyecanlı bir şekilde efendim alçak uçuş yapıyordum geldim tellere çarptım. dedim.
hah bu kadar. şimdi söyle bakalım kendini nasıl savunacaksın, ne diyeceksin ? dedi. komutanım kabahatliyim ama suçlu değilim. demem üzerine, bu teğmenleri de anlamak zor, kabahatliymiş te suçlu değilmiş ne demek o ? dedi. efendim bunu yapmakla ben kabahatliyim ama benim gibi tecrübesiz bir insanı öğretmen pilot yapmakla siz suçlusunuz. ben gidecektim kıtalara, uçacaktım, tecrübe sahibi olacaktım, ondan sonra beni öğretmen pilot yapacaktınız. jetten mezun oldum birincilikle siz beni aldınız gazi emire getirdiniz öğretmen pilot yaptınız. ama bana bir şans tanıyın göreceksiniz. dedim. çık dışarı dedi. çıktım dışarı bekle allah bekle çıkmıyorlar, halbuki ipimi çekmek çok kolay uçuştan atarsın olur biter. bir müddet sonra dışarı çıktı önümden turist gibi geçti gidiyor. komutanım dedim, ne var dedi. efendim allah aşkına bir şey söyleyin ben altı aydır öldüm öldüm dirildim uçuşu çok seviyorum beni attınız mı uçuştan ? bana bak cömez, seni takip edeceğim kıtalarda eğer buna yakın bir şey daha yaparsan ezerim, öldürürüm seni dedi.
izmir'e gittim 28 gün hapis ve sonrasında 161. av bombardıman filosuna tayinim çıktı.
em. pilot albay zübeyir batur.
devamını gör...
2.
#1623424 no'lu tanıma ithafen yazılmıştır.
bu yazı, anı değil itiraf olmuş.
keşke ; bir savaş pilotunun itirafları şeklinde başlık açsaydı.
sen babanın arabasıyla hava atan zengin piçi değilsin.
sen ; bu ulusun, bu milletin icralarla boğuşup zorluklarla ödediği vergilerle alınan milyon dolarlık uçakla oyun oynayan bir sorumsuzsun.
birde utanmadan bunu anı diye yazmışsın.
ben geçmişte nice vatan aşkıyla yanan ve ölüme giden pilotlar tanıdım.
gerçekten tanıdım.
yalan söylemiyorum.
mesleğim gereği tanıştığım çok sayıda pilot oldu.
yüzlerce anılarını, kaybettikleri şehit arkadaşlarını anlattılar bana.
keşke bu başlığın altında bu tip anılarla karşılaşsaydım.
bu yazı, anı değil itiraf olmuş.
keşke ; bir savaş pilotunun itirafları şeklinde başlık açsaydı.
sen babanın arabasıyla hava atan zengin piçi değilsin.
sen ; bu ulusun, bu milletin icralarla boğuşup zorluklarla ödediği vergilerle alınan milyon dolarlık uçakla oyun oynayan bir sorumsuzsun.
birde utanmadan bunu anı diye yazmışsın.
ben geçmişte nice vatan aşkıyla yanan ve ölüme giden pilotlar tanıdım.
gerçekten tanıdım.
yalan söylemiyorum.
mesleğim gereği tanıştığım çok sayıda pilot oldu.
yüzlerce anılarını, kaybettikleri şehit arkadaşlarını anlattılar bana.
keşke bu başlığın altında bu tip anılarla karşılaşsaydım.
devamını gör...
3.
bandırma'da uçuyorum soyadım batur. bir sınıf arkadaşımla beraber av bombardıman f84c uçağı ile muharebe görevine çıktık ege'de deniz üzerinde alçaktan uçuyoruz. görevimizi tamamladık tam bandırmaya dönüp inişe gelirken, balıkesir civarında 2 numaram ayhan : batur benim ana depo buster pompası çalışmıyor dedi. çok büyük bir acil durum değil çünkü alçak irtifada jet emişle depolardan yakıtı alır, ama ben o halde devam etmenin riskini gözü alamadım. inmeye karar verdim inelim dedim. balıkesir balıkesir kartal bilmem ne 2 numaramın yakıt arızası var meydanınıza ineceğiz.
balıkesir kule: emergency (acil durum) deklare ediyor musunuz ? dedi. ediyorum dedim. pilot ismi batur dedim. tamam dedi ve anons yaptı: bütün tayyareler 2. bir emre kadar telsiz sukutu. başka kanallara geçin emergency'de tayyare var !
bize de: bir numarasınız meydan sizin inişe bekliyoruz.
haydi geldik meydana indik pilot ismi batur. tepemizde helikopter normal, arkamızda yangın arabası normal, ambulans normal, pistin sonuna bir baktım üs komutanının arabası flaması ile önümüzden gidiyor biz de gidiyoruz park ettiler, biz de park ettik. iki tayyare yan yana geldik kanopileri açtık motorları durdurduk daha kasklarımızı çıkarmadık bir baktım kanat ucuna üs komutanı general selamda duruyor, yanında karargah dizilmiş hepsi selam duruyor adam general ben üsteğmenim. telsizleri daha kapatmamıştık. ayhan dedim benim gördüğümü sen de görüyor musun ? kanadımın ucuna bak bakayım. baktı ve bana sen üsteğmen batur demedin, batur dedin seni hava kuvvetleri komutanı muhsin batur'la karıştırdılar...
halbuki bunu ben kasıtlı olarak söylemedim pilot ismi dedi batur dedim o kadar. neticede çıkartacağız kaskı bunun başka bir yolu yok göz gözeyiz; orhan doğan diye bir general. kaskı çıkardım beni görünce kim ulan bu dedi. hemen yanındaki birisi eğildi üsteğmen batur dedi.
verin lan bunun yakıtını defolup gitsin, on dakikadır buna selam duruyorum.
hemen kaputun içerisinde büzüldüm nokta gibi oldum hiçbir araba kalmadı herkes dağıldı gitti. ayhan dedim çalıştıralım motorları gidelim 50 mil sonra zaten bandırma...
kalktık oradan bandırma'ya. bandırma'ya vardık tekerlekleri koydum kuledeki operatör: batur üsteğmenim üs komutanı odasında bekliyor...
şimdi oradan kurtardık buradan nasıl kurtaracağız.
general demiş ki telefonda: ona 14 günden aşağı hapis vermeyin, on dakika beni selama durdurdu iblis.
em. pilot albay zübeyir batur.
balıkesir kule: emergency (acil durum) deklare ediyor musunuz ? dedi. ediyorum dedim. pilot ismi batur dedim. tamam dedi ve anons yaptı: bütün tayyareler 2. bir emre kadar telsiz sukutu. başka kanallara geçin emergency'de tayyare var !
bize de: bir numarasınız meydan sizin inişe bekliyoruz.
haydi geldik meydana indik pilot ismi batur. tepemizde helikopter normal, arkamızda yangın arabası normal, ambulans normal, pistin sonuna bir baktım üs komutanının arabası flaması ile önümüzden gidiyor biz de gidiyoruz park ettiler, biz de park ettik. iki tayyare yan yana geldik kanopileri açtık motorları durdurduk daha kasklarımızı çıkarmadık bir baktım kanat ucuna üs komutanı general selamda duruyor, yanında karargah dizilmiş hepsi selam duruyor adam general ben üsteğmenim. telsizleri daha kapatmamıştık. ayhan dedim benim gördüğümü sen de görüyor musun ? kanadımın ucuna bak bakayım. baktı ve bana sen üsteğmen batur demedin, batur dedin seni hava kuvvetleri komutanı muhsin batur'la karıştırdılar...
halbuki bunu ben kasıtlı olarak söylemedim pilot ismi dedi batur dedim o kadar. neticede çıkartacağız kaskı bunun başka bir yolu yok göz gözeyiz; orhan doğan diye bir general. kaskı çıkardım beni görünce kim ulan bu dedi. hemen yanındaki birisi eğildi üsteğmen batur dedi.
verin lan bunun yakıtını defolup gitsin, on dakikadır buna selam duruyorum.
hemen kaputun içerisinde büzüldüm nokta gibi oldum hiçbir araba kalmadı herkes dağıldı gitti. ayhan dedim çalıştıralım motorları gidelim 50 mil sonra zaten bandırma...
kalktık oradan bandırma'ya. bandırma'ya vardık tekerlekleri koydum kuledeki operatör: batur üsteğmenim üs komutanı odasında bekliyor...
şimdi oradan kurtardık buradan nasıl kurtaracağız.
general demiş ki telefonda: ona 14 günden aşağı hapis vermeyin, on dakika beni selama durdurdu iblis.
em. pilot albay zübeyir batur.
devamını gör...
4.
1960 askeri harekatında teğmendim.
dediler ki; uçuş okuluna onbeş gün ara vereceğiz önce memleket.
izmir'deyiz vali konağının bahçesinde toplandık irfan tansel'de vali.
çocuklar dedi. memleket hizmet bekliyor... görev taksimi yapıldı. sen şuraya sen buraya sen alsancak, sen tepecik sen orası burası, bana da sen kançeşme'den sorumlusun.
arkamda on tane makinalı tüfekli asker.
şimdi birden bire kendi kendime sordum peki ne yapacağız ???
yakaladım bir binbaşı'yı komutanım dedim ne yapacağım ? oraya gideceksin, yasak yayınlar mayınlar var mı evleri kontrol edeceksin, gireceksin, bakacaksın.
beceremeyeceğim bir şey, ben bilmiyorum ki yasak yayın nedir ? neyse gittim kançeşme'ye bir kapıyı çaldım genç bir kız çıktı, benim kocam ne yaptı dedi ve şak bayıldı, korkudan bayıldı.
askerlere getirin ulan su getirin ve ayılttık kızı.
kardeşim neden bayılıyorsun dedim. benim kocam ne yaptı. dedi.
yahu senin kocan bir şey yapmadı, ben susadım şurada bir bardak su içmek için senden...
vaz geçtim gidiyorum dedim. şöyle bir baktım içeriye gazete kağıtları, bir yatak ve yanında bir köpek yatıyor...
sonra oturdum kendi kendime düşündüm, ulan bunlar mı getirdi memleketi bu hale, bunlar mı getirdi ?
ondan sonra her sabah askere tepedeki ağaca doğru marş marş diyordum akşama kadar mola. izmir körfezini seyrettim onbeş gün ve tekrar birliğimize döndük.
öyle günlerdi... hala o işler değişmiş değildir. esas suçlular dışarıda, garibanlar içeride.
em. pilot zübeyir batur.
dediler ki; uçuş okuluna onbeş gün ara vereceğiz önce memleket.
izmir'deyiz vali konağının bahçesinde toplandık irfan tansel'de vali.
çocuklar dedi. memleket hizmet bekliyor... görev taksimi yapıldı. sen şuraya sen buraya sen alsancak, sen tepecik sen orası burası, bana da sen kançeşme'den sorumlusun.
arkamda on tane makinalı tüfekli asker.
şimdi birden bire kendi kendime sordum peki ne yapacağız ???
yakaladım bir binbaşı'yı komutanım dedim ne yapacağım ? oraya gideceksin, yasak yayınlar mayınlar var mı evleri kontrol edeceksin, gireceksin, bakacaksın.
beceremeyeceğim bir şey, ben bilmiyorum ki yasak yayın nedir ? neyse gittim kançeşme'ye bir kapıyı çaldım genç bir kız çıktı, benim kocam ne yaptı dedi ve şak bayıldı, korkudan bayıldı.
askerlere getirin ulan su getirin ve ayılttık kızı.
kardeşim neden bayılıyorsun dedim. benim kocam ne yaptı. dedi.
yahu senin kocan bir şey yapmadı, ben susadım şurada bir bardak su içmek için senden...
vaz geçtim gidiyorum dedim. şöyle bir baktım içeriye gazete kağıtları, bir yatak ve yanında bir köpek yatıyor...
sonra oturdum kendi kendime düşündüm, ulan bunlar mı getirdi memleketi bu hale, bunlar mı getirdi ?
ondan sonra her sabah askere tepedeki ağaca doğru marş marş diyordum akşama kadar mola. izmir körfezini seyrettim onbeş gün ve tekrar birliğimize döndük.
öyle günlerdi... hala o işler değişmiş değildir. esas suçlular dışarıda, garibanlar içeride.
em. pilot zübeyir batur.
devamını gör...
5.
sayın em. pilot zübeyir batur, eski güzel anılarının yenilerini bekliyoruz.
saygılarımla...
çünkü okumak keyifli oluyor.
saygılarımla...
çünkü okumak keyifli oluyor.
devamını gör...
6.
mesleğim gereği eskiden pek çok pilotla tanıştım.
yaşadıkları anekdotları anlatırlardı.
kimilerini göğsüm kabararak, kimilerini hüzünle dinlerdim.
1974 kıbrıs çıkartmasında...
bir fantom pilotu lefkoşedeki hedefleri bombalıyor.
ve haliyle bombaları bitiyor.
fakat apartman tepelerinde yunanlı uçaksavar timlerinin yerlerini hafızasına kazıyor.
pilotların hafızaları çok iyidir, bunu biliyorum.
bir saniyede beş tane hedefi hafızasına kazır ve tekrar o mevkiye, bomba yükleyip geldiğinde bir saniye kaybetmeden hepsini yok ederler.
şans bu ya, uçak mermi yarası alıyor.
türkiyeye dönüp bomba ikmali yapacak, iniş takımları açılmıyor.
uçağı gövde üstüne indirip, beklemekte olan yeni bir fantom'a koşuyor.
hemen uçağı kaldırıp, hafızasına yazdığı hedefleri vurmak için havalanıyor.
o vakitler konum atmak terimi icat edilmemişti.
tehlike arzeden düşman hedeflerini bilen tek kişi o pilottu ve görev onundu.
hava üssünde bir kişi bile çıkıp, sen ne yapıyorsun demedi.
nereye gidiyorsun demedi.
ne olacak bu iniş takımları bozuk uçağın hali demedi.
işte bu vatan böyle evlatları sayesinde var olmasını sürdürüyor ve ayakta duruyor.
hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum.
yaşadıkları anekdotları anlatırlardı.
kimilerini göğsüm kabararak, kimilerini hüzünle dinlerdim.
1974 kıbrıs çıkartmasında...
bir fantom pilotu lefkoşedeki hedefleri bombalıyor.
ve haliyle bombaları bitiyor.
fakat apartman tepelerinde yunanlı uçaksavar timlerinin yerlerini hafızasına kazıyor.
pilotların hafızaları çok iyidir, bunu biliyorum.
bir saniyede beş tane hedefi hafızasına kazır ve tekrar o mevkiye, bomba yükleyip geldiğinde bir saniye kaybetmeden hepsini yok ederler.
şans bu ya, uçak mermi yarası alıyor.
türkiyeye dönüp bomba ikmali yapacak, iniş takımları açılmıyor.
uçağı gövde üstüne indirip, beklemekte olan yeni bir fantom'a koşuyor.
hemen uçağı kaldırıp, hafızasına yazdığı hedefleri vurmak için havalanıyor.
o vakitler konum atmak terimi icat edilmemişti.
tehlike arzeden düşman hedeflerini bilen tek kişi o pilottu ve görev onundu.
hava üssünde bir kişi bile çıkıp, sen ne yapıyorsun demedi.
nereye gidiyorsun demedi.
ne olacak bu iniş takımları bozuk uçağın hali demedi.
işte bu vatan böyle evlatları sayesinde var olmasını sürdürüyor ve ayakta duruyor.
hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum.
devamını gör...
7.
mesleğim gereği eskiden pek çok pilotla tanıştım.
yaşadıkları anekdotları anlatırlardı.
kimilerini göğsüm kabararak, kimilerini hüzünle dinlerdim.
çok eskilerde türkiyede meşhur iki tane hava üssü vardı.
biri eskişehir diğeri konya hava üssü idi.
dog fighter denilen, havada uçak muharebesi eğitimleri konya ovasında verilirdi.
tanıdığım pilotlar arasında devrecilik veya sınıf arkadaşlığı diye bir kavram vardı.
yani üç, beş tanesi, bir vesileyle sıkı arkadaş olurdu.
genelde beraber gezerler, ayrılmazlardı.
bir gün bu kankilerden bir grup pilot işyerimize geldi.
bir tanesi eksik.
hani dedim, mehmet nerede ?
dedilerki, dün konya ovasında düştü ve şehit oldu.
uçağı arızalanmış.
telsiz konuşmalarında, uçağı terket komutu verilmiş.
yani pilot fırlatmayla atlaması gerekli.
fakat uçak şehrin üstünde.
eğer uçağı terkederse, uçağın şehre düşme ihtimali var.
emre itaat etmemiş.
uçak, şehri terkedinceye kadar, mehmet pilot uçağı terketmemiş.
şehri terkedinceye kadar ise uçak çok fazla irtifa kaybetmiş,
ve pilotun hayatta kalmasına yetmeyecek kadar yere yaklaşmış.
sonuç....
mehmet pilot sivil insanların hayatını kurtarmak için, kendi hayatını feda etmiş.
bu vatan sizin gibi evlatları olduğu için ayaktadır.
bu vatan sizin gibi evlatlarına minnettardır.
önünde saygıyla eğiliyorum.
ruhun şad olsun mehmet.
yaşadıkları anekdotları anlatırlardı.
kimilerini göğsüm kabararak, kimilerini hüzünle dinlerdim.
çok eskilerde türkiyede meşhur iki tane hava üssü vardı.
biri eskişehir diğeri konya hava üssü idi.
dog fighter denilen, havada uçak muharebesi eğitimleri konya ovasında verilirdi.
tanıdığım pilotlar arasında devrecilik veya sınıf arkadaşlığı diye bir kavram vardı.
yani üç, beş tanesi, bir vesileyle sıkı arkadaş olurdu.
genelde beraber gezerler, ayrılmazlardı.
bir gün bu kankilerden bir grup pilot işyerimize geldi.
bir tanesi eksik.
hani dedim, mehmet nerede ?
dedilerki, dün konya ovasında düştü ve şehit oldu.
uçağı arızalanmış.
telsiz konuşmalarında, uçağı terket komutu verilmiş.
yani pilot fırlatmayla atlaması gerekli.
fakat uçak şehrin üstünde.
eğer uçağı terkederse, uçağın şehre düşme ihtimali var.
emre itaat etmemiş.
uçak, şehri terkedinceye kadar, mehmet pilot uçağı terketmemiş.
şehri terkedinceye kadar ise uçak çok fazla irtifa kaybetmiş,
ve pilotun hayatta kalmasına yetmeyecek kadar yere yaklaşmış.
sonuç....
mehmet pilot sivil insanların hayatını kurtarmak için, kendi hayatını feda etmiş.
bu vatan sizin gibi evlatları olduğu için ayaktadır.
bu vatan sizin gibi evlatlarına minnettardır.
önünde saygıyla eğiliyorum.
ruhun şad olsun mehmet.
devamını gör...
8.
mesleğim gereği eskiden pek çok pilotla tanıştım.
yaşadıkları anekdotları anlatırlardı.
kimilerini göğsüm kabararak, kimilerini hüzünle dinlerdim.
sene seksenler.
sık sık ege de türk ve yunan pilotları it dalaşı yapıyorlar.
bu yaşananların hiç birisi gazetelere yansımaz.
ancak, bizden veya yunan dan bir uçak düşerse ; o zaman gazete haberi oluyor.
yani, it dalaşı günlük, rutin bir olay.
konya ovasında it dalaşı talimi yapmışsın veya egede gerçek it dalaşına girmişsin...
pilotlar için ikiside aynı aksiyon.
bazen işyerine gelen pilotlar, 'dünde it dalaşına girdik'' demeleri normal bir olaydı.
ben size farklı bir şeyden bahsedeceğim.
sonuçta her uçuşta yunanla it dalaşı olmuyor.
bir gün bir pilot tanıdığım, bir şey söyledi...
imrendim.
bütün kalbimle imrendim,
bütün gönlümle imrendim.
pilot tanıdığımın ağzından aynen aktarıyorum.
ege kıyılarında deniz ve sahil o kadar güzel ki,
sahilin üstünde, kıyıyı takip ederek, alçak uçuşla devriye yapıyorum,
vallahi, görev bitmesin, benzin bitmesin diye dua ediyorum,
memleketimiz o kadar güzel ki, ege kıyılarını seyretmeye doyamıyorum, demişti.
o gün, bu gün hep aklımdadır.
hep imrenirim.
pilotluğun zevkli yanları da var.
bilesiniz istedim.
yaşadıkları anekdotları anlatırlardı.
kimilerini göğsüm kabararak, kimilerini hüzünle dinlerdim.
sene seksenler.
sık sık ege de türk ve yunan pilotları it dalaşı yapıyorlar.
bu yaşananların hiç birisi gazetelere yansımaz.
ancak, bizden veya yunan dan bir uçak düşerse ; o zaman gazete haberi oluyor.
yani, it dalaşı günlük, rutin bir olay.
konya ovasında it dalaşı talimi yapmışsın veya egede gerçek it dalaşına girmişsin...
pilotlar için ikiside aynı aksiyon.
bazen işyerine gelen pilotlar, 'dünde it dalaşına girdik'' demeleri normal bir olaydı.
ben size farklı bir şeyden bahsedeceğim.
sonuçta her uçuşta yunanla it dalaşı olmuyor.
bir gün bir pilot tanıdığım, bir şey söyledi...
imrendim.
bütün kalbimle imrendim,
bütün gönlümle imrendim.
pilot tanıdığımın ağzından aynen aktarıyorum.
ege kıyılarında deniz ve sahil o kadar güzel ki,
sahilin üstünde, kıyıyı takip ederek, alçak uçuşla devriye yapıyorum,
vallahi, görev bitmesin, benzin bitmesin diye dua ediyorum,
memleketimiz o kadar güzel ki, ege kıyılarını seyretmeye doyamıyorum, demişti.
o gün, bu gün hep aklımdadır.
hep imrenirim.
pilotluğun zevkli yanları da var.
bilesiniz istedim.
devamını gör...
9.
ben eskişehirde yaşayan bir ihtiyarım.
haliyle, eskiye dönük bir çok anı birikimim var.
eskişehirde büyük bir hava üssü var.
uçaklar ise, kalkış ve iniş sırasında şehrin üstünden geçerler.
haliyle kalkan bir uçağın, ne maksatla havalandığını hemen anlarım.
gündüz veya gece, onlarca uçak arka arkaya havalanır.
motorlar orta gaz konumundadır.
bilirim ki eğitim için kalkıyorlar.
çocukluğumuzda seri kalkış yaparlardı.
şehrin üstündeyken, ses hızını aşarlar ve bomlama yaparlardı.
pencerelerdeki camlar zangırdayarak titrerdi.
sonra şehrin üstünde, ses hızını aşarak kalkmak kaldırıldı.
şimdiki zamanlarda bazen ; gökyüzünü yırtarak kalkan uçaklar oluyor.
biliyorum ki ; bir yerlerde vukuat var.
bir kaç saat sonra televizyonlarda haberler geliyor.
yunanistanla şu olay oldu, ırakta harekat oldu, 15 temmuz gecesi feto darbe girişimi yaptı, vs gibi haberler.
ortalığın sakin veya karışık olduğunu ; uçakların kalkışından anlayabiliyorum.
eskişehirli olmak böyle bir şey.
haliyle, eskiye dönük bir çok anı birikimim var.
eskişehirde büyük bir hava üssü var.
uçaklar ise, kalkış ve iniş sırasında şehrin üstünden geçerler.
haliyle kalkan bir uçağın, ne maksatla havalandığını hemen anlarım.
gündüz veya gece, onlarca uçak arka arkaya havalanır.
motorlar orta gaz konumundadır.
bilirim ki eğitim için kalkıyorlar.
çocukluğumuzda seri kalkış yaparlardı.
şehrin üstündeyken, ses hızını aşarlar ve bomlama yaparlardı.
pencerelerdeki camlar zangırdayarak titrerdi.
sonra şehrin üstünde, ses hızını aşarak kalkmak kaldırıldı.
şimdiki zamanlarda bazen ; gökyüzünü yırtarak kalkan uçaklar oluyor.
biliyorum ki ; bir yerlerde vukuat var.
bir kaç saat sonra televizyonlarda haberler geliyor.
yunanistanla şu olay oldu, ırakta harekat oldu, 15 temmuz gecesi feto darbe girişimi yaptı, vs gibi haberler.
ortalığın sakin veya karışık olduğunu ; uçakların kalkışından anlayabiliyorum.
eskişehirli olmak böyle bir şey.
devamını gör...