1.
geçmişten günümüze kadar “evrende kaos var mı? yok mu?” sorusu, beyinleri devamlı meşgul etmiş, ama modern bilimin gelişmesiyle daha somut bir anlam kazanmıştır.kaosun sözlük anlamı “kargaşa, düzensizlik” tir. kargaşa ve düzensizliğin olduğu bir yerde de her şey bir rastlantı şeklinde gelişir. buna kaynaklık eden temel yasa da termodinamiğin ikinci kanunu olarak da bilinen entropi ilkesidir. bu ilke bize herhangi bir cisimde, toplam ısının sıcaklığa oranını vererek, bu oranın eşitleme süreci bakımından ne kadar önemli olduğunu gösterir. başka bir deyişle entropi, bir fiziksel sistemin ne kadar düzenlenmemiş olduğunu düzenden düzensizliğe veya organize olmuşluktan dağılmaya geçişi gösteren niceliksel bir ölçüdür. ve kapalı bir sistemde de entropi ya da dağınıklık her zaman artar.
entropi kanunu belki de insanların yer yüzünde keşfettikleri en büyük kanunlardan biridir. bu kanunun en güzel tariflerinden bir tanesi de "evrende her şey, kendini minimum enerji ve maksimum düzensizliğe çekmek ister." şeklindedir. aslına bakarsanız tanımdaki "maksimum düzensizlik" kavramı da bir "düşük enerji" eğilimini ifade eder, ancak kanunun biraz daha anlaşılabilir olması için güzel bir ilavedir. yani aslında gerçek tanım şudur: "evrende her şey kendini minimum enerjiye çekmek ister." bu kanun evrenin her yanında o kadar çok gözümüz önündedir ki örnekleri saymakla bitmez. birkaç örnek verelim:
yukarıdan bırakılan bir taş, aşağı düşmek ister. çünkü aşağı dediğimiz nokta, yukarı dediğimiz noktadan daha düşük bir enerji seviyesine sahiptir.
demir bir kaba sıkıştırılan bir gaz kendini dışarı atmak ister. çünkü dış ortamdaki gazlar daha düzensizdir.
baskı ile kontrol altına alınan toplumlar o baskıyı kırmak isterler. çünkü baskı onları bir düzene sokmak ister ancak toplum daha düzensiz olmak ister.
entropi kanunu belki de insanların yer yüzünde keşfettikleri en büyük kanunlardan biridir. bu kanunun en güzel tariflerinden bir tanesi de "evrende her şey, kendini minimum enerji ve maksimum düzensizliğe çekmek ister." şeklindedir. aslına bakarsanız tanımdaki "maksimum düzensizlik" kavramı da bir "düşük enerji" eğilimini ifade eder, ancak kanunun biraz daha anlaşılabilir olması için güzel bir ilavedir. yani aslında gerçek tanım şudur: "evrende her şey kendini minimum enerjiye çekmek ister." bu kanun evrenin her yanında o kadar çok gözümüz önündedir ki örnekleri saymakla bitmez. birkaç örnek verelim:
yukarıdan bırakılan bir taş, aşağı düşmek ister. çünkü aşağı dediğimiz nokta, yukarı dediğimiz noktadan daha düşük bir enerji seviyesine sahiptir.
demir bir kaba sıkıştırılan bir gaz kendini dışarı atmak ister. çünkü dış ortamdaki gazlar daha düzensizdir.
baskı ile kontrol altına alınan toplumlar o baskıyı kırmak isterler. çünkü baskı onları bir düzene sokmak ister ancak toplum daha düzensiz olmak ister.
devamını gör...
2.
üst edit: alıntı yapıldığında kaynak da versek keşke.
***
birkaç yıl önce bulunan, doğada olmasa da laboratuvar ortamında yapay olarak sentezlenebilen tetranitratoksikarbon adlı molekül, 10 yaşında bir öğrenci tarafından bir fen bilgisi dersinde tesadüfen keşfedildi.
***
birkaç yıl önce bulunan, doğada olmasa da laboratuvar ortamında yapay olarak sentezlenebilen tetranitratoksikarbon adlı molekül, 10 yaşında bir öğrenci tarafından bir fen bilgisi dersinde tesadüfen keşfedildi.
devamını gör...
3.
fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman boyunca hareketini ve davranışını, ilgili enerji ve kuvvetlerin varlığını inceleyen doğa bilimidir.
kaynak .
kaynak .
devamını gör...
4.
allah'ın dünyaya koyduğu muhteşem kanunlardan birisini paylaşayım; suyun özel durumu. su +4 derecedeyken en yoğun haldedir. çoğu bileşiğin katı hali sıvı halinden yoğundur. doğada doğal halde bulunup da sıvısı, katısından yoğun olan tek bileşik sudur. bunun sebebi de hidrojen bağlarıdır.
yani su donmaya başlarken dipten başlamaz, tam tersine yüzeyden başlar. diğer tüm bileşikler donmaya dipten başlar. eğer su da donmaya yüzeyden değil de diğer tüm bileşikler gibi dipten başlasaydı tüm deniz canlıları ölür giderdi.
yani su donmaya başlarken dipten başlamaz, tam tersine yüzeyden başlar. diğer tüm bileşikler donmaya dipten başlar. eğer su da donmaya yüzeyden değil de diğer tüm bileşikler gibi dipten başlasaydı tüm deniz canlıları ölür giderdi.
devamını gör...