brugge

belçika'nın flaman tarafındaki efsane güzel bir şehir. açık hava müzesi gibi. çok küçük, inanılmaz tatlı bir mimarisi var.

tarihi 9. yüzyıla kadar dayanan minik bir belçika kenti. 9. yüzyılda vikingler tarafından kurulduğu düşünülüyormuş. hatta brugge isminin iskandinav brygga (liman) kelimesinden geldiği söyleniyor. (başka bir kaynak da eski flemenkçe'de köprü manasına gelen brugga kelimesinden geldiğini söylüyor.)
2. dünya savaşı sırasında zarar görmediği için hala orta çağ mimarisini dokunulmamış şekilde koruyan bir şehirdir.
içinden geçen zwin nehrinden dolayı "kuzeyin venedik'i" olarak da adlandırılıyor.
kaynak
kaynak

gördüğüm en güzel şehir.

brugge, belçika’nın kuzeybatısında yer alan, orta çağ'dan kalma binaları, su kanalları ve
eşsiz doğasıyla romantik ve çok güzel bir şehirdir. resmi dili flamanca olan kentte almanca
ve fransızca da konuşulmaktadır.
brugge'nin meydanlarını ve kanal boylarını çiçekçiler, antikacılar ve sokak çalgıcıları
süslemektedir. ünlü brugge dantel işlemeleri de hediyelik eşya gibi her yerde satılmaktadır.
şehrin en meşhur meydanı grote markt (büyük pazar)'dır. eski hal, postane, kadınlar
manastırı ve groenerei kanalı bu meydanın civarında bulunmaktadır. brugge'nin ayakta
kalmış en eski yapıları stadhuis (belediye binası) ve aziz jean hastanesi ile en yüksek
binaları bizim leydi kilisesi ve 47 çanı her gün aynı anda çalınan yangın kulesi de ziyaret
edilebilir. hz. isa'nın kanlı elbisesinin sergilendiği kutsal kan bazilikası, 14’üncü yüzyılda
şehri savunmak için inşa edilen kruispoort kapısı ve justitiehuis (adalet sarayı) ise
görülmeye değer eserler arasındadır.
günün her saati cıvıl cıvıl olan rozenhoedkaai caddesi’nin doyumsuz manzarasını
fotoğraflayabilir, bir öğle vakti kuğularıyla ünlü minnewater parkı’nda dinlenebilir, gün
batımında kuzey denizi’ndeki büyüleyici yakamozları izleyebilirsiniz. görkemli şatoların ve
alçacık köprülerin altından kıvrıla kıvrıla geçerek romantik bir gondol veya tekne sefası
yapmadan brugge’dan dönmek olmaz.
groeninge müzesi’nde rönesans ve barok dönemi yağlı boya tablolar sergilenmektedir.
gruuthuse müzesi’ndeki eski silahlar, müzik aletleri ve burjuva dönemi dantelleri ile roma
imparatoru v. karl’ın büstü en çok ziyaret edilen eserler arasındadır. tematik müze historium
ise özellikle çocukların ilgisini çekmektedir.
burugge'de çikolata ve biranın envaiçeşidini tadabilirsiniz. ayrıca grote markt’ın midyecileri
çok ünlü. yanında çikolata ve bira ile servis edilen fast food menüler 15 avro civarında. 2-3
yıldızlı otellerin gecelik fiyatları ise 20 avrodan başlamaktadır.

ikinci dünya savaşı sırasında hasar görmeyen, orta çağ döneminden kalma yapıları ile ziyaretçileri kendine hayran bırakan bir belçika kenti. zamanın durduğu hissi veren bu kent mimarisi, çikolataları ve venedik'i andıran uzun su kanalları ile ünlü.

güzel yer bizim balıkesirdeki köye benziyor ama bütün köy bi anda hristiyan olsaymış ve çok daha zengin olsaymış gibi bir versiyonu
cool fena değil