yazar: yaşar kemal
yayım yılı: 2010
yazarın 2010 yılında yapı kredi yayınları tarafından basılan, içerisinde daha önce çeşitli dergilerde yayınlanan toplamda kırk bir şiirinin bulunduğu eseri.
yayım yılı: 2010
yazarın 2010 yılında yapı kredi yayınları tarafından basılan, içerisinde daha önce çeşitli dergilerde yayınlanan toplamda kırk bir şiirinin bulunduğu eseri.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 12.01.2025 12:28 tarihinde açılmıştır.
1.
yaşar kemal imzalı eser olup şiir türünde yer alır; 2010 yılında yayınlanmıştır.
yaşar kemal'in edebî gücü su götürmez bir gerçektir ve anadolu'yu ondan iyi anlatan biri belki de gelmeyecektir.
yaşar kemal sık okuduğum bir yazar değil ama ince memed serisini yıllar önce okuduğumda, kitapta bir köpeğin öldürüldüğü bölümde duygusal açıdan kötü olduğumu hatırlıyorum, demem o ki yaşar kemal kurgusal bir metinde bile köpeğin ölümünü o kadar gerçekçi yazar ki insanı ağlatır, o kadar büyük bir yazardır.
bu kitabında ise kendisinin şiirleri yer alıyor,
şiirler başlamadan önce yıllar sonra sandıkta bulduğu bir defterindeki günlüğünden yazılar yer almış.
şiirleri kötü bulduğumu söylemem yakışık almaz ama beklediğim kadar keskin de bulmadım, bunun sebebi ise yaşar kemal'in bir şair değil yazar olmasından ötürü olabilir, zirâ uzmanlık alanı şiir olmadığı için elbette çok güçlü şiirler olmayabilir.
şiirlerde pastoral betimlemeler ağırlıklıydı,
doğa sevgisi içinde öyle yer etmiş ki yazdığı her kelimede doğayı hissettiriyor.
şiirler genellikle iç dökme seansı gibi ilerliyor,
büyümenin verdiği acıyı çocukluk rüyalarımı çaldı aynalar dizesiyle anlatıyor.
bu gece sabaha kadar ağladım ve
ve ben kederden geberiyorum dizelerini çok güçlü ve etkileyici buldum.
yalnızlık, hayata dair farkındalıklar, duygular, şiirlerde karşılaşabileceğimiz şeyler, birkaç dize bırakıp burada bitiriyorum çünkü bugünlerde bahar indi...
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2025/01/12/zfpws5cak9gcrt1r-t.jpg)
yaşar kemal'in edebî gücü su götürmez bir gerçektir ve anadolu'yu ondan iyi anlatan biri belki de gelmeyecektir.
yaşar kemal sık okuduğum bir yazar değil ama ince memed serisini yıllar önce okuduğumda, kitapta bir köpeğin öldürüldüğü bölümde duygusal açıdan kötü olduğumu hatırlıyorum, demem o ki yaşar kemal kurgusal bir metinde bile köpeğin ölümünü o kadar gerçekçi yazar ki insanı ağlatır, o kadar büyük bir yazardır.
bu kitabında ise kendisinin şiirleri yer alıyor,
şiirler başlamadan önce yıllar sonra sandıkta bulduğu bir defterindeki günlüğünden yazılar yer almış.
şiirleri kötü bulduğumu söylemem yakışık almaz ama beklediğim kadar keskin de bulmadım, bunun sebebi ise yaşar kemal'in bir şair değil yazar olmasından ötürü olabilir, zirâ uzmanlık alanı şiir olmadığı için elbette çok güçlü şiirler olmayabilir.
şiirlerde pastoral betimlemeler ağırlıklıydı,
doğa sevgisi içinde öyle yer etmiş ki yazdığı her kelimede doğayı hissettiriyor.
şiirler genellikle iç dökme seansı gibi ilerliyor,
büyümenin verdiği acıyı çocukluk rüyalarımı çaldı aynalar dizesiyle anlatıyor.
bu gece sabaha kadar ağladım ve
ve ben kederden geberiyorum dizelerini çok güçlü ve etkileyici buldum.
yalnızlık, hayata dair farkındalıklar, duygular, şiirlerde karşılaşabileceğimiz şeyler, birkaç dize bırakıp burada bitiriyorum çünkü bugünlerde bahar indi...
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2025/01/12/zfpws5cak9gcrt1r-t.jpg)
devamını gör...