çağdaş eğitimin bu budur şu şudur şeklindeki dayatmacı tarzı
başlık "iki kişinin bildiği sırrı" tarafından 25.03.2024 01:52 tarihinde açılmıştır.
1.
öğrenciye söyleyecek bir şey kalmıyor zaten. sıka sıka bunu kabullenmekten başka. yiyorsa "neden bu budur , niye şu şudur " diye sor. adamın götünden kan alırlar kamil kan. otur sıfır bu arada. bu tanım da budur, kabullenemeyen toptur.
devamını gör...
2.
şu şudur bu budur diyen bir diğer şey için (bkz: bilim)
devamını gör...
3.
üniversite de çok sevdiğim bir hocamı hatırladım başlığı görünce
heykelde; metal, ağaç taş, modelaj, multimedya derslerinden tam 100 puan almıştım diğer ayrı teorik derslerden hep sıkıntı çektim. benim eğitim hayatım boyunca teorik dersler; tarih, ingilizce, türk dili ve edebiyatı, matematik, felsefe, din kültürü dersi, fizik ve aklıma gelmeyen zibilyon tane derslerden hep kaldım, sonradan geçtim oda ite kaka. (düşünün hiç hayatım boyunca taktir teşekkür belgesi bile almadım) neyse işte eğitim hayatımı yazarsam paragraf çok olur. üniversite mezunu olmam mucize, yeteneğim sayesinde okul okuyabildim yoksa bir bok olmuyordu benden.
heykel bölümü dersleri dışında aynı hocamız teorik bir ders daha veriyordu, dersin adı çağdaş türk sanatı gibi bir şeydi, derste geçmiş dönem heykeltıraşların, ressamların yani kısacası türk sanatında var olan sanatçıları, sanatı okuyup, öğreniyorduk, öğrendiklerim; osmanlı döneminden günümüze kadar var olan bir heykeltıraş ismi bile veremiyorum, acar kuzgun mesela şu an aklıma geldi ve kendisini çok severim, osman hamdi bey falan ilk dönemde öne çıkan sanatçılar, hep ressamlarmış, türkiye de meydanlarda var olan heykellerin bir çoğunu hatta yüzde 99.9 zunu yabancı heykeltıraşlar yapmış ve ülkemize hediye olarak gönderilmiş, dinimizde heykel put gibi algılandığından ve hoş karşılanmadığından dolayı saraylarda bir süre kapalı bir şekilde tutulmuş. bunun en güzel örneği, kadı köydeki boğa heykelidir. ders ile ilgili hatırladıklarımı uzun uzun yazmakta istemiyorum.
çağdaş türk sanatı dersinden geçmek için hocamız sınav yapmıştı ve sınav kağıdına cevap olarak hatırlamıyorum, aklıma gelmedi gibi bir cevap yazmışım. bu yazdığım satırları okuyan profesör hocam, çok sinirlenip beni herkese örnek olarak anlatıyormuş, "seni herkese anlattım" dedi. bir sınav kağıdına, "lisans öğrencisinin "hatırlamıyorum, aklıma gelmedi" demesini kabul edemem." demişti.
ben o zamanlar utanmamıştım. hiç aldırış etmedim. hocam benim adıma utanıp, sinirlenip, söylenmişti, bu kız nasıl lisans öğrencisi olur gibi şeyler diyordu.
heykelde; metal, ağaç taş, modelaj, multimedya derslerinden tam 100 puan almıştım diğer ayrı teorik derslerden hep sıkıntı çektim. benim eğitim hayatım boyunca teorik dersler; tarih, ingilizce, türk dili ve edebiyatı, matematik, felsefe, din kültürü dersi, fizik ve aklıma gelmeyen zibilyon tane derslerden hep kaldım, sonradan geçtim oda ite kaka. (düşünün hiç hayatım boyunca taktir teşekkür belgesi bile almadım) neyse işte eğitim hayatımı yazarsam paragraf çok olur. üniversite mezunu olmam mucize, yeteneğim sayesinde okul okuyabildim yoksa bir bok olmuyordu benden.
heykel bölümü dersleri dışında aynı hocamız teorik bir ders daha veriyordu, dersin adı çağdaş türk sanatı gibi bir şeydi, derste geçmiş dönem heykeltıraşların, ressamların yani kısacası türk sanatında var olan sanatçıları, sanatı okuyup, öğreniyorduk, öğrendiklerim; osmanlı döneminden günümüze kadar var olan bir heykeltıraş ismi bile veremiyorum, acar kuzgun mesela şu an aklıma geldi ve kendisini çok severim, osman hamdi bey falan ilk dönemde öne çıkan sanatçılar, hep ressamlarmış, türkiye de meydanlarda var olan heykellerin bir çoğunu hatta yüzde 99.9 zunu yabancı heykeltıraşlar yapmış ve ülkemize hediye olarak gönderilmiş, dinimizde heykel put gibi algılandığından ve hoş karşılanmadığından dolayı saraylarda bir süre kapalı bir şekilde tutulmuş. bunun en güzel örneği, kadı köydeki boğa heykelidir. ders ile ilgili hatırladıklarımı uzun uzun yazmakta istemiyorum.
çağdaş türk sanatı dersinden geçmek için hocamız sınav yapmıştı ve sınav kağıdına cevap olarak hatırlamıyorum, aklıma gelmedi gibi bir cevap yazmışım. bu yazdığım satırları okuyan profesör hocam, çok sinirlenip beni herkese örnek olarak anlatıyormuş, "seni herkese anlattım" dedi. bir sınav kağıdına, "lisans öğrencisinin "hatırlamıyorum, aklıma gelmedi" demesini kabul edemem." demişti.
ben o zamanlar utanmamıştım. hiç aldırış etmedim. hocam benim adıma utanıp, sinirlenip, söylenmişti, bu kız nasıl lisans öğrencisi olur gibi şeyler diyordu.
devamını gör...