denizli'de bir mevki adı.
yeşillikler içinde bir yer ve de muhteşem bir havası var.
devamını gör...
istanbul'un avrupa yakası'nda bulunan fatih ilçesine bağlı 57 mahalleden biridir. tarihi yarımadanın en uç noktasını teşkil eden mahalle, topkapı sarayı'nı sınırları içinde barındırmaktadır.

kaynak
devamını gör...
genellikle sahil kenarlarında görev yapan suda hayati tehlikesi olan kişilere müdahele etmek için bazen de yüzme bilmeyen ve bunu bilip denize giren malları kurtarmak için görev yapan çalışanlardır.
devamını gör...
halk plajlarında denize giriyorsanız eğer asla güvenmemeniz gereken kişilerdir. cankurtaran kankilerimle gerek teknelerde gerek gözetleme kulelerinde çok takılmış biri olarak tavsiyem, boğulursunuz bak, sakın yüzme bilmeden denize girmeyin. benim arkadaşlar zaten öğlen 1-2 civarına kadar şalterleri indirecek kadar güzel ediyorlar kendilerini. kimse görmez sizi yemin ediyorum.
devamını gör...
istanbul’un fatih ilçesinde bulunan gerek dokusuyla gerek havası, suyuyla güzel, nezih bir semttir.
devamını gör...
sirkeci'den kalkan banliyö treninin ilk istasyonu.
devamını gör...
toprak sahasında madjer golü attığım semt. sene 1453...
efsaneyi hatırlayalım,
devamını gör...
artık kullanılmayan tren istasyonu.
devamını gör...
çok karizmatik meslek.

18-19 yaşlarında arkadaşlarla havuza gitmiştik. havuzun 1,5 metre, 2 metre, 4 metre derinliğinde yerleri var. birkaç tramplenden atlama ve çeşitli atraksiyonlardan sonra 1,5 metrelik tarafta ayakta muhabbet ediyoruz.

ben bir ara bir adım atayım derken ayağıma bir şey takıldı, irkildim. kafayı suya soktum ayağımın dibinde biri var, öylece yüzükoyun duruyor. bir sallamayacak oldum ama o hareketsizlik ister istemez insanı işkillendiriyor.

arkadaşlara, tabanda biri yatıyor, dedim. bunlar da baktılar, evet, haklıydım, birinin yattığını onlar da teyit etti. nefesini mi tutuyor diye düşündük ama bu işler genellikle havuzun dibinde yüzükoyun yatarak yapılmaz. sonunda birimiz “adam boğulmuş galiba” diyerek bu şüphelere bir son verdi. ben 2 arkadaşa “dalın çıkarın” diye talimat verdim, kendimde kenara yüzmeye başladım ki, adamı dışarı çekebileyim. böyle anlarda panik olmam ve huyum kurusun, kriz yönetimlerine her daim atlarım.

havuzun dışında şezlonglarda yatanlar var, soyunma kabinlerinin üst katında da cafe var, bir nevi havuz kenarı tribünü gibi. ben kenara çıkarken “boğulan var” diye alarmı da verdim ki, kalp masajı falan yapmak isteyen gönüllüler hazırlığa başlasın. haliyle herkesin dikkati havuzun ortasındaki atraksiyona çevirildi.

ben ama nasıl kendimden emin bir şekilde havuz kenarında bekliyorum. arkadaşlar adamı yüzeye çıkardığı andan itibaren talimat yağdırmaya başladım. kendinden bu kadar emin bir sese karşı koyamadıklarından bütün dediklerimi yapıyorlar.

neyse ki, kısa bir sürede adamı havuz kenarına kadar getirdiler. adam orta boylu, orta kiloda biri. tam kenarda ben bunu kollarının altından kavradım, şöyle bir tarttım ve kaldırabileceğime kanaat getirip yukarı doğru asıldım. çok ağır olmadığı için havuz kenarına doğru asılmak yerine baya kaldırdım adamı.

ancak havuzdan çıkarılan insan canlısının, özellikle hiçbir canlılık emaresi göstermediği anlarda ne denli kaygan olabileceğini hesaba katmayı unutuvermişim. ben bunu kafası göğüs hizamda geri geri havuz dışına çekerken gövdesi ellerimden kayıverdi. adamın kafası o yükseklikten doğrudan sert zemine tok diye çarpıverdi.

ama öyle tok bir “tok” sesi çıktı ki, olayı anbean izlemekte olan bütün havuz ahalisi, şezlonglarda yatanlar ve üst kattaki kapalı tribünler, sanki daha önce çalışmışlar gibi, sanki premier lig maçında ölümcül bir şut direği yalayıp dışarı çıkmış gibi aynı anda “offfvvv” tepkisi verdiler. bu tepki bende birkaç milisaniye içinde “adam kesin gitti” düşüncesi doğurdu ve ben o anda olayla ilişiğimi kestim.

baya bildiğin elim belimde “tüh be, aslında kurtulabilirdi” moduna girdim. adam önümde yatıyor ben “ulan kurtarmasak daha mı iyiydi acaba” diye düşünüyorum. o da o kadar kaygan olmasaydı, insan biraz pütürlü olur, sürtünme katsayısını bu kadar düşürmez diye adamı haksız buluyorum.

denedim olmadı, ruh halinde, sanki az önce boğulma tehlikesiyle yüzleşen adamı bir anda beyin travmasının kucağına atmamışım gibi davranıyorum.

benim bu kayıtsızlığım insanların nasıl sinirini bozduysa bir anda “çekilin çekilin” diye bağıran birilerini duydum. biri kalp masajı yapmaya başladı. bir yerlerden bi doktor peyda oldu, olaya el attı. bir dakika içinde adamın ağzından sular fışkırmaya başladı. adam titremeye başlayınca aha dedim, bu ölmeyecek galiba. içimi bir sevinç doldurdu. tamam, kafası biraz şişmiş olabilir ama neticede bir yaşam emaresi gösteriyor. sonra kusmaya başladı. bu sefer, darbenin etkisi nedeniyle kusuyor diye yine moralim bozuldu. sonra başındakilerden biri “çok alkol almış” deyince yine rahatladım. adam baya içip havuza girmiş, alkolün etkisiyle bilincini kaybedip havuzun tabanına batmış. biraz sonra kendine geldi, ayaklandı. iyi misin diye sordular. iyiyim iyiyim kendime geldim diye gitmeye yeltendi. kafadaki şişikten haberi yok tabi :p

doktor bana gelip ne kadar yüksekten kafasını çarptığını falan sordu. büyük ihtimal bir şey olmaz ama bir hastaneye götürsünler, ne olur ne olmaz, dedi. adamı giydirip götürdüler. ya ne hastanesi, diyor hala.

tekrar havuza girdik. adamın biri gelip “kardeş ben boğulursam beni kurtarmayın olur mu?” dedi. hahaha çok komik a..na koyim.

sonraki gün adamı sokakta kafa sarılı gördük. yanındakine “biri beni düşürmüş” diye bir şeyler anlatıyordu. adamı taburcu ettiklerini görünce içim rahatladı.

o gün cankurtaranlık kariyerim başlamadan bitmiş oldu.
devamını gör...
bolu-ankara sınırında, dinlenme tesislerinin bulunduğu mevki.
devamını gör...
insanın götünün donduğu 2 bin bilmem kaç metre yüksekte yer..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"cankurtaran" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim