cat stevens

1977 yılında müslüman olarak adını yusuf islam şeklinde değiştirmiş ingiliz müzisyen, söz yazarı.
albüm diskografisi ikiye ayrılır: cat stevens adıyla çıkardığı albümler ve yusuf islam adıyla çıkardığı albümler.

(bkz: yusuf islam)

21 temmuz 1948 senesinde londra'da doğmuş söz yazarı ve müzisyen.

doğum ismi stephen demetre georgiou olmakla birlikte 1977 senesinde müslüman olmuş ve bundan iki sene sonra ismini yusuf islam olarak değiştirmiştir.

yunan asıllıdır, asıl ismi steven demetre georgiou'dur.

aynı zamanda kendisine akdedilmiş bir sendrom bulunur.
(bkz: can stevens sendromu)

yusuf islam ile aynı kişi olduğunu duyduğumda çok şaşırdığım, lady d’arbanville şarkısını çok sevdiğim sanatçı.

dinlemek isteyenler için buradan

adını duyar durmaz ‘my lady d’arbanville’ diye mırıldanmaya başladığım şarkıcı.

cat stevens veya yusuf islam, ingiliz şarkı sözü yazarı ve müzisyen. genellikle müzik kariyerinin başlangıcında aldığı sahne adı cat stevens ile bilinir. 1977 yılında müslüman olmuş ve bundan iki yıl sonra da adını yusuf islam olarak değiştirmiştir.

uuu beybi beybi it's a wild world' den sonra islama geçişini düşündükçe, aklıma sadece islamın vahşiliğini tatmak istediği geliyor.

" lady d’arbanville" isimli efsane şarkıyı icra eden dünyaca ünlü ses sanatçısıdır. din değiştirip müslüman olması da ayrıca ilgi çekicidir.

en meşhur şarkılarının yanında belki pek bilinmez ama the first cut is the deepest yorumu bana çok dokunaklı gelir. sözleri aslında hüzünlü, melodisi hareketli bu şarkı, sözleir kadar derindir.
buradan

(bkz: u dönüşü)
yalnız hakkını yemeyeyim iyi şarkıcı. ha yusuf olduktan sonra çıkarttıklarını sevmem, orası ayrı.

müziğin haram olduğunu düşünerek, müziği bırakmıştır. ilginç bir kafa abimiz.

geçmişte her boku yeyip 60 yaşından sonra hacca giden ülkemin müslümanlarına benzer.

birkaç şarkısı kıyaktır.

360° nin canlı örneğidir.
bakınız ve ibret alınız.

yirmi yılı geçmiştir. cağaloğlu'nda bir yayınevine gitmiştik arkadaşımla. aldığı devasa uyduruk kitap setindeki bazı kitaplarda baskı sorunu vardı ve değiştirmek istiyordu. neyse ki adamlar olması gerektiği şekilde anlayışlı davranmışlardı da herhangi bir terslikle karşılaşmamıştık. bir kapıdan geçip upuzun koridorlardan birinde bizi beklememizi tembihlemişti adamın teki. ne olduğunu anlayamadığımız bir imza günü mü ne varmış, sesler geliyordu. kapılardan biri açıldı. iki tane takım elbiseli adamın yanında kocaman sakallı, cübbeli, gözlüklü ve çok güzel gülümseyen bir adam içeri girmiş diğer kapıya doğru gidiyorlardı. yüzündeki tebessümü asla unutamayacağım o adam bir anda durdu ve ikimize birden sarıldı...

"selamun aleykum brothers..."

"aaa cat stevens!" dedi arkadaşım.

ve o an şaşkın bir ifade suratımda, dudaklarımdan sadece şunlar döküldü:

"yo hayır, yusuf islam o..."

yusuf omuzuma elini koyup sanki içinden geçenleri anladığımı görmüş gibi başını salladı ve gitti... adı gibi güzel yüzlü adam. kırk yıl sonra bir dizide bile karşınıza çıkan ölümsüz şarkıları var. belki kariyerinin ortasında ara verip başka bir yolculuğa doğru uzun bir nehir boyunca kürek sallamamış olsa bugün birçok pop stardan daha meşhur olabilirdi. fakat o kalbinin sesini dinledi. iyi mi kötü mü yaptı bilemiyorum ama neyse ki müziğe küsmedi.

bildiğim kadarıyla müziğe bir ara uzaktı ama sonradan bu tavrını yumşatıp tekrar dönüş yaptı.

bu adamın yaptığı cihat öyle böyle değil. para, kadın, şöhret, uyuşturucu dünya cennetine ait her şey elinin altındayken onu elinin tersiyle itebilmekte ne bilim öyle böyle kolay bir şey değil. ben olsam iki erkek, üç tane kadının altında uyuşturucudan nalları dikmiştim herhalde.

neyse dün patrick melrose izlemeye başladım ve dizinin 1. bölümünün girişinde çalan şarkıyla sürpriz yapıp dizi seçiminde yanılmadığımı bana göstermiş olan eskip star, sonra müslim brother.

nâm-i diger yusuf islam
bilmem nereye yapilacak cami icin cunhurbaskani ile gorusup turkiye cumhuriyeti devleti kasasindan binlerce dolar bagis almistir kendisi

eskimeyenleri sevenler kendisini suradan tanir