müzik konusunda çok da bilgili olmayan birisi olarak genel anlamda sevip sevmediğimi bilmediğim, arka fonda iyi giden ama başka türlü de dinleyemediğim müzik türü. yine de güzeldir, ben zevksizim galiba.
devamını gör...
yaşandıkça dinleme eşiğim azalan müzik türü. belki de ben kötülerine denk geliyorum bilmiyorum.
devamını gör...
caz manyağı bir kardeşim var; standartlardan etnik caza geniş yelpazede dinler, kim ne çalıyor, nasıl çalıyor araştırır, tanır, analiz eder, ayıklar, seçer, yeni insanları bulur çıkarır diskoteğine ekler, konserlerine gider... yüzyıllardır bunu yapar.

ben de türkü deryasına düşmeden önce caz ve klasik dinlerdim, hala dinliyorum ama eski ilgim azaldı. dört gündür burada, dört gündür sabahtan akşama kadar caz dinliyoruz. buralarda in cin top attığından ses vadiye yayılacak kadar volume up, up, up.

yeni biriyle tanıştım sayesinde *, dhafer youssef, bizim dilimizle cafer yusuf desek de olur. tunuslu bir udi, vokalist ve besteci. uttaki ustalığını geçtim inanılmaz bir ses aralığı var. albümlerinin prodüktörü eivind aarset.

izmir konseri
devamını gör...
birkaç öneri

















devamını gör...
cazı anlamanız için "hip" kavramını anlamanız lazım önce. internette bulamayacağınız şeyler yazacağım birazdan size.)*)

60'lardan itibaren abd'de birbirini izleyen muhalefet akımlarını, 50'lerin beat kuşağı'nın ardılları saymak yaygın ve bir ölçüde doğru bir tutumdur. norman mailer* bu kavramlar bütününü "hipster" sözcüğü çerçeveside tanımlayan ilk kişidir.
peki kimdir hipster? dört köşelerin asla cesaret edemeyecekleri ve paylaşamayacakları deneyimlerin sahibi. başıboş bir aylak adam. iç dünyasının fırtınasını doğaçlama cazla dışa yansıtan insan. yani,zamanın ayrık otu.

hipler,uyuşum ve edilgenlik ortamında ortaya çıkarak amerikan orta sınıfının sessizliğini kırdılar ve iktidarın kendileri için yarattığı resmi protestan ahlakını olumsuzladılar. onlar konforunda boğulan orta sınıf karşısındaki,aynı sınıftan kopmuş aydınlardı gerçekte.

hip'in kaynağı, 200 yıldan beri totalitarizm ve demokrasi arasındaki çizginin marjında yürüyen siyahilerdir.
eğer hip, amerikan yaşamının altdünyasında canlı bir felsefe yaratabilmişse, bunu cazın kültüre bıçak gibi saplanması ve savaş sonrası serüvenciler kuşağının üzerindeki etkisi sayesinde başarmıştır.
bu noktada new york, new orleans gibi büyük kentlerde bohem ile siyahinin yüz yüze gelmeleri bir dönüm noktası olmuştur.

önceleri caz baskılanmış siyahilerin kendi barlarında, genel evlerinde duyulurken, 1. dünya savaşı sonrasında gizli içki satan yerler, batakhaneler ve benzer aykırı mekanlar caz için uygun atmosfer oluşturmuştur.
ve çok geçmeden muhalif beyaz aydınlar da aynı mekanlarda caz dinlemişlerdir.*

cazsız*ekleme: 50'lerin sonlarından itibaren birbirini izleyen karşı kültürlerin derin entelektüel kaynaklardan beslendikleri görülüyor. örneğin beat yazarlarının klasik çin düşünü,zen mistisizmi gibi yalın görünen öğretilere sarılmakla birlikte gerçekte aşrı entellektüalist oldukları gözden kaçırılmamalı. william blake,oswald spengler, heidegger, t.s.eliott mistisizmi kendilerini besleyen kaynakların sadece bir kısmı.
50'lerde başlayan muhalefete hipster ile sınırlı kalmadan,bütünsellik çerçevesinde bakıldığında dylan thomas'ı, önceleri teddyler hakkında yazan ama sonraları california'ya çekilen ve lsd deneyen thom gunn'ı, roy fuller',walter allen'ı, lsd fantasialarıyla örülmüş bilim kurgu romanlarının yazarı p.dick'i ; aralarındaki devasa farklılıklara karşın aynı gövdede toplayıp bakmak gerekiyor .
devamını gör...
musiki ile birleşince şöyle de güzel oluyor.

devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"caz" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim