çekilen acının özgünlüğü
başlık "insan olun biraz" tarafından 08.02.2022 17:00 tarihinde açılmıştır.
1.
kayıp zamanın izinde koşup durmuş olan büyük yazar marcel proust’un bir cümlesinde geçen ve aklımı çok kurcalayan bir durumdur. marcel proust şöyle bir cümle söyletir romanındaki anlatıcı’ya:
“yalnızca acı çekme üzerinde değil, ama çektiğim acının özgünlüğüne saygı duyma üzerinde de ısrar ettim.”
bu cümleyi okuyunca çekilen acının özgünlüğü üzerine düşünme gereği hissettim, hiç gereği yokken. böyle huylarım vardır benim. bir kitap okurken bir cümleye takılıp peşi sıra giderim. bu durumda da böyle oldu işte.
tabii ki yola kendimden çıktım ve kendimden pek de uzaklaşamadan yine kendimde bitirdim bu düşünce yolculuğunu.
acı çekerken özgün olmak isterim ben. acı çekmeme neden olacak şeyin bana özgü olmasını isterim. herkesin canını yakan şeylerin benim üzerimde etki etmesine müsade etmekten hoşlanmam. ben kendi acılarımın mucidi olmaktan büyük keyif alırım.
ayrıca acı çekme şeklim de özgün olmalı, herkes gibi acı çekmek istemem. kendi bildiğim şekilde acı çekmekten zevk alıyorum ben. ağlamadan sızlamadan. mesela uzun uzun yürümek benim acı çekme yönetimimdir. zihnimi her şeye kapatıp kitap okumak bir başka acı çekme yönetimidir benim için. kimseye benzemesini istemem ne acılarımın ne de acı çekme tarzımın.
bilmiyorum yazar böyle bir şeyi mi kast etti ama ben böyle anlamaktan memnunum. çünkü benim güzel acılarım var.
“yalnızca acı çekme üzerinde değil, ama çektiğim acının özgünlüğüne saygı duyma üzerinde de ısrar ettim.”
bu cümleyi okuyunca çekilen acının özgünlüğü üzerine düşünme gereği hissettim, hiç gereği yokken. böyle huylarım vardır benim. bir kitap okurken bir cümleye takılıp peşi sıra giderim. bu durumda da böyle oldu işte.
tabii ki yola kendimden çıktım ve kendimden pek de uzaklaşamadan yine kendimde bitirdim bu düşünce yolculuğunu.
acı çekerken özgün olmak isterim ben. acı çekmeme neden olacak şeyin bana özgü olmasını isterim. herkesin canını yakan şeylerin benim üzerimde etki etmesine müsade etmekten hoşlanmam. ben kendi acılarımın mucidi olmaktan büyük keyif alırım.
ayrıca acı çekme şeklim de özgün olmalı, herkes gibi acı çekmek istemem. kendi bildiğim şekilde acı çekmekten zevk alıyorum ben. ağlamadan sızlamadan. mesela uzun uzun yürümek benim acı çekme yönetimimdir. zihnimi her şeye kapatıp kitap okumak bir başka acı çekme yönetimidir benim için. kimseye benzemesini istemem ne acılarımın ne de acı çekme tarzımın.
bilmiyorum yazar böyle bir şeyi mi kast etti ama ben böyle anlamaktan memnunum. çünkü benim güzel acılarım var.
devamını gör...
2.
acının şekline göre değişir.
terk edilen bir sevgilinin acısı ile evladını yitirmiş bir ana babanın acısı özdeş değildir.
her acı başkadır. her ilacın başka olduğu gibi...
terk edilen bir sevgilinin acısı ile evladını yitirmiş bir ana babanın acısı özdeş değildir.
her acı başkadır. her ilacın başka olduğu gibi...
devamını gör...
3.
lev tolstoy'un şu sözünü anımsattı bana;
"bütün mutluluklar birbirine benzer. oysa her mutsuzluğun kendine özgü bir hikayesi vardır."
"bütün mutluluklar birbirine benzer. oysa her mutsuzluğun kendine özgü bir hikayesi vardır."
devamını gör...
4.
kişiye göre değiştiğine göre tabii ki aynı zamanda özgündür de.
(bkz: tolstoy) (bkz: savaş ve barış) adlı kitabında şöyle bir şey yazmış;
... herkesten çok güldü. belli ki acı çekiyor, ...
acıyı saklama çeşitlendirmelerinden biridir bu, takdir edilesi.
(bkz: tolstoy) (bkz: savaş ve barış) adlı kitabında şöyle bir şey yazmış;
... herkesten çok güldü. belli ki acı çekiyor, ...
acıyı saklama çeşitlendirmelerinden biridir bu, takdir edilesi.
devamını gör...
5.
marcel proust imzalı kayıp zamanın izinde adlı eserde geçtiği bilinen kavram.
bence; çekilen acıyı sağaltma biçimi kişiden kişiye göre değişir, acı duygu ve düşüncelerimize olduğu kadar davranışlarımıza da yansır.
tabiri caizse herkesin acısını çıkarma biçimi kendine has diyebiliriz.
acının özgünlüğü kaybedilen nesne ya da kaybedilen insana göre değişir de diyebiliriz,
herkesin acısı biricik ve tektir.
çünkü onu bir tek o kaybetmiştir.
ona yüklediği anlam doğrultusunda acının boyutu ve özgünlüğü de elbette değişim gösterir.
bence; çekilen acıyı sağaltma biçimi kişiden kişiye göre değişir, acı duygu ve düşüncelerimize olduğu kadar davranışlarımıza da yansır.
tabiri caizse herkesin acısını çıkarma biçimi kendine has diyebiliriz.
acının özgünlüğü kaybedilen nesne ya da kaybedilen insana göre değişir de diyebiliriz,
herkesin acısı biricik ve tektir.
çünkü onu bir tek o kaybetmiştir.
ona yüklediği anlam doğrultusunda acının boyutu ve özgünlüğü de elbette değişim gösterir.
devamını gör...