bazı çocukları görünce aklıma gelen düşünce.

elbette ki çocuklar yaptığı kötü davranışları farkında olarak ve tartıp biçerek yapmıyor. ya ailesinden ya çevresinden ya televizyon-internetten görüp tekrarlıyor. ama yine de yapılan kötü hareketler onların masum olmadığını gösterir mi göstermez mi ikilemi içindeyim.

mesela çocuklar birbirini çok acımasız bir şekilde dışlayabiliyor. birbirlerine acımasız lakaplar takabiliyor. birbirlerinin eksikleriyle acımasız bir şekilde dalga geçebiliyor. (gözlüklüler ve kilolularla veya engellilerle dalga geçilmesi gibi)
birbirlerine fiziksel zararlar da verebiliyorlar. hatta neredeyse yetişkinlerden daha fazla kavga ediyorlar. üstelik sık sık yalan da söylüyorlar.

yine de tüm bunları yaparken kötülük yapmış olmak için değil, o an akıllarına ne eserse onu yaptıkları için yapıyorlar. ve çocukların düşünceleri hala yetişkinlere göre çok daha saf.
aklıma kurşuna dizilen küçük kızın sorduğu soru geliyor mesela.
(bkz: çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne)
devamını gör...
çocuklar masum değildir.yilanin başını küçükken ezmessen büyüyünce sapık ve katil olurlar
devamını gör...
katıldığım durum. yıllar içinde eğitimle toplum içinde yaşamayı zorlaştıracak dürtülerimizi saklamayı öğreniyoruz sadece. çocukken saklamayı bilmiyorduk.
devamını gör...
çocuklar masum olmadığını saklama gereği duymadıklarından masumdurlar. ve evet bu bir paradoks. büydükçe hepimiz kötü yanımızı saklamayı öğrendik. onlar da ise iyi yanda kötü yanda ortada olur, saklamayı öğrenmemişlerdir daha. ve evet bu da masumluktur.
devamını gör...
belki de masumlukları ellerinden alındığı için artık masum değillerdir. masum dediğin ne ki? hiç günahın olmaması mı? yoksa tenin bembeyaz olması mı?
devamını gör...
yazar william golding'in sineklerin tanrısı kitabında bu duygudan bahsedilmiştir.romanda medeniyet sayesinde insanların bastırılmış olan vahşilik duygusunun üstü örtülmüştür ancak en küçük bir medeniyetin olmadığı ortamlarda insan kendi vahşiliğini rahatça ortaya çıkarmaya başlar.yani bu durum eğitim verilmeyen insanın ham hâli olan
- bu çocukluktan başlıyor- masumluk duygusunun nasıl başka yerlere sapıp vahşi olmaya evrileceğini medeniyetin insanlık için nasıl büyük bir kurtarıcı olduğunu anlatmaya çalışıyor.

(bkz: lord of the flies (kitap))
(bkz: sineklerin tanrısı (kitap))
devamını gör...
bazı araştırma ve deney sonuçlarına bakıldığında da ortaya çıkan gerçek. bebekler bir noktaya kadar adil ve iyiden yana ama duruma göre bir parça çıkarcı ve kendinden olmayana bir parça da düşman olarak doğar.


--- alıntı ---

wesley, iki köpek yavrusu kukla da aynı uzaklıktan gösterildiğinde, kendi tercih ettiği yavruya uzanarak “iyi köpek yavrusu”nu seçti. tıpkı yaşıtlarının %75’inin yaptığı gibi! bu da bize gösteriyor ki 5–7 aylık bebekler “iyi” ve “kötü” davranış arasındaki farkı ayırt edebiliyorlar.
...

kaplan bir topla oynuyor ve oyun olsun diye topu kırmızı tavşana atıyor. kırmızı tavşan da topu kaplana geri atıyor ve onunla güzelce oynuyor (“iyi davranış”). ancak, kaplan topu yeşil tavşana attığında, tavşan topu alıp hızla kaçıyor (“kötü davranış”). sonrasında araştırmacılar bebeklere ilkinin devamı olan başka bir sahne gösteriyorlar. bu sahnede, önceki sahnede topu çalan yeşil gömlekli tavşan, birkaç oyuncak almak için bir kutuyu açmaya çalışıyor; ama açamıyor (tıpkı bu makalemizde anlatılan önceki deneydeki gibi). bu sefer, ilave edilen kuklalar var: mavi gömlekli bir köpek yavrusu kukla ve sarı gömlekli bir diğer köpek yavrusu kukla. sarılı kukla, “top hırsızı”nın kutuyu açmasına yardım ediyor ve mavili kukla kutunun kapağını çarparak kapatıyor. yardım edilen ya da cezalandırılan kuklanın doğası gereği “kötü” olup olmaması, bebeklerin tercihini değiştirir mi? cevap, bir kez daha, evet! bu sefer, önceki deneyin aksine, bebekler cezayı tercih etti. test edilen bebeklerin %87’si, top hırsızını cezalandıran mavi gömlekli kuklayı seçti.
...

bu fikri test etmek için wynn ve bloom’un ekipleri ilk önce bebeklerden graham crackers ve cheerios (farklı görünümlerde bisküviler ve yiyecekler) arasında seçim yapmalarını istedi. daha sonra araştırmacılar, bebeklere (örneğin cheerios‘u seçenlere) içinde bir turuncu ve bir gri kedi olan kukla gösterisi izlettiler. gösterinin ilk bölümünde turuncu kedi, bebekle aynı yiyecek seçimini yaptı (cheerios). ikinci bölümde ise, gri kedi diğer seçeneği (graham crackers) seçti. en sonunda bebeklere hangi kuklayı daha çok sevdikleri soruldu. bebeklerin büyük çoğunluğu kendi seçtikleri marka ile aynı seçimi yapan kuklayı tercih etti. bu deney bebeklerin “kendiyle benzer olan”a eğilimi olduklarını gösteriyor.
...

tam da bu sebeple wynn ve bloom bir sonraki aşamaya geçtiler: bebeklerimizin kendiyle benzer olana pozitif duyguları var. peki, kendinden farklı olana (ya da “diğerlerine”) karşı negatif duyguları var mı? deneyin bir sonraki aşamasında araştırmacılar bebeklere, kendinden farklı bisküvi markasını seçen kukla kedinin (gri) bir oyuncak kutusunu açmakta zorlandığı bir gösteri izlettiler. sonra iki kukla daha gösteriye eklendi: sarı gömlekli ve mavi gömlekli kedi. ilki, gri kediye oyuncak kutusunu açmasında yardım ederken diğeri, engel oldu. bebeklerden tekrar seçim yapmaları istendiğinde, araştırmacılar bebeklerin %87’sinin gri kediye engel olan kuklayı seçtiklerini gösterdi! bloom, wynn’in bu sonucunda, insan yavrularının kendinden olmayanı cezalandırma eğilimi olduğunu açıklıyor.
...

sonuçlar dudak uçuklatan cinstendi. denekler daha küçük yaşlardayken (örneğin 6 -7 yaşlarındayken), her zaman rakiplerinin biraz almasına (genellikle kendilerinden daha az olduğu durumlardan bahsediyoruz) izin vermeleri kendilerinin de daha çok jeton alacakları anlamına gelse bile, (odada bulunmayan) rakiplerinin hiç jeton almadığı durumları tercih ettiler. bir diğer deyişle, karşı tarafa jeton vermemek adına kendileri de daha az jeton almayı göze aldılar!
...

evrimagaci .org'dan alıntıdır. yazının tamamı için link

--- alıntı ---
devamını gör...
akran zorbalığı yapan ve çevresindekilere hakaret etmekten çekinmeyen çocukları düşününce doğru bulduğum önerme. bunda yetiştirilme faktörüde önemli, sonuçta karakter çocukken oluşuyor ve ileride müdahale etmesi zorlaşıyor.
devamını gör...
çocuklar masumdur. aileleri masum değildir, sanırım aranızda bu farkı göremeyenler var. çocuklar ailesinden ne görüyorsa onu taklit eder, ilk eğitimi ailesinden görür bundan dolayı annesi ve babası ne ise çocuk onların davranışlarının karışımıdır. bundan dolayı da suç çocukta değil, ailesindedir.
devamını gör...
her canlının ilk amacı hayatta kalabilmektir. buradaki masumluktan kasıt suç işleme iradesi ise evet çocuklar belli yaşa kadar tamamen masumdur. ancak, aklı başında bir yetişkin insanı bile aç bırakırsanız, bir noktada hayvani duyguları, medeni davranışlarını ve bunu sağlayan mantığını bastıracak, sonuç olarak suç işlemeye daha yatkın, vahşi bir hale gelecektir.

annesinin memesini ısıran bir bebekte de bu davranışı görürüz. buradaki fark, bebeğin henüz hiç mantıklı davranış göstermemesi, iç güdüleri, koku alma duyusu ile hareket etmesidir. insan yavrusu ile hayvan yavrusunun benzer davranışlar göstermesinin sebebi de budur.
devamını gör...
çocukluğumu hatırlıyorum. masum değildim. her şeyin farkındaydım. çocuklukta ne düşünüyorsam şuanda da onların üstüne katarak düşünmeye devam ediyorum. burda ki masum olmamaktan kasıt kötü olduğum değil farkında olduğumdur. ama bazı çocukları şu kötü tanımına da uyuyor gerçekten. hayat insanı kötü olmaya zorluyor anlıyorum. ama daha her şeyin başındayken kötü olmak neden? ben de çocuktum, ailem sorunluydu, cevremde her türlü kötülük vardı. ama ona rağmen bencil ve kötü olmadım. daha 5,6 yaşlarında ailemden görmedigim sevgiyi dışarda aramamdan, arkadaşlarım beni sevsin diye ekstra çaba harcamaktan dolayı kullanıldığımı hatırlıyorum yaşıtlarım tarafından. sen daha o yaşta birni kullanmayı nerden öğrendin,insanları aptal yerine koymayı nerden öğrendin diye sorarım onlara. ve şuan kişiliklerinin yansımaları bir hayat yaşıyorlar. ama hala aklım almıyor o yaştaki insanlar nasıl bu kadar şeytan olabilir?
devamını gör...
çocuklardan başka kimse masum değil!
devamını gör...
nasıl ki her yetişkin iyilik meleği değil aynısı çocuklar için de geçerlidir. bazı çocuklar şiddete ve kötülüğe yatkın olarak doğar. elbette ki genetiktir.
devamını gör...
çocuklar şu açıdan masumdur, kötü olarak nitelendirdiğiniz davranışları yetişkinler gibi kasıtlı ve planlayarak sergilemez. empati yeteneği henüz gelişmemiş ve belki gelişmeye uygun ortamı olmayan çocuklar davranışlarının sonucunda maruz kalanda ne gibi bir tahribat yaratacağını öngöremez.
zaten çocuk diyoruz değil mi, bunları kavramış olanlara da yetişkin diyoruz.
devamını gör...
tabi ya. niye düşünemedik.
devamını gör...
o masum değil bu masum değil, kim masum?
devamını gör...
kusura bakmayın ama şu dünyada en masum canlılar çocuklar. onlara da leke atmasaniz olmuyor değil mi.
devamını gör...
çocuklar ailenin yansımasıdır.
devamını gör...
yaşıtlarına karşı olan davranışlarını incelerseniz hepsi birer zorbadır. çünkü eylemlerinin sonucunu düşünmeden hareket eder. tamamen hayvani içgüdüdür desek yalan olmaz. o oyuncaklarını paylaşmayan bebelerin neden öyle yaptığını sanıyorsunuz. kendine ait olanı korumaya bölgenin patronu olduğunu göstermeye çalışıyor. zaten sevmezdim şu entryi yazarken iyice nefret doldum.
devamını gör...
kesinlikle katıldığım önermedir. ailelerinin eğitmediği/eğitemediği çocuklar yüzünden benim psikolojim bozuldu, öz güvenim yerle bir oldu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çocukların masum olmaması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim