bedava dondurma çubuğu ya da cipsten çıkan bedava yazısı ile gittiğim bakkalın "nereden aldıysan oraya götür" diyerek göndermesi. halbuki hep aynı bakkaldan alırdım.
devamını gör...
futbol maçı yaptıklarında beni aralarına almamaları olabilir ta ki benim de bir futbol topum oluncaya dek..
devamını gör...
hiç.
devamını gör...
7 yaşında iken ülkem her geçen gün daha da güçlenip gelişmiş ülkeler arasına girecek sanıyordum.
her geçen gün artan refah seviyesi ile atatürk’e olan minnet borcumuzu ödeyip onun istediğini yerine getireceğiz sanıyordum.

ve en ironiği türk milletinin zeki olduğunu sanıyordum.
devamını gör...
ya 4. ya 5. sınıftaydım. sınıf öğretmenimizin organizasyonu ile yılbaşı kutlayacaktık. herkes "annesinin" yaptığı kek, poğaça, börekleri getirecekti, ortaya masalar kurulacak ve sınıf bir açık büfe haline gelecekti, müzik eşliğinde dans edip, güzel bir iki saat geçirecektik. annem çok güzel kek yapar. gerçi annem her şeyi çok güzel yapar ama o gün götürdüğümüz kek eminim çok lezzetliydi. herkes gün sonunda eve boş kaplarla dönerken annemin kekini sadece ben ve aynı sınıfta olduğum ikizimle yemiştik. kekten hiç yenmemiş olduğunu görmek annemi çok üzer diye oturup biraz daha, biraz daha yemiştik. ama annemin kekinin beğenilmediğini sanıp üzüleceğini düşünmek beni yaralamıştı. herkes sınıfın zorba, zengin ve güzel kızlarının yaptığı cookileri yemisti.
daha çok var böyle hikayem.
devamını gör...
çocukluğumuz.
devamını gör...
okulun vip ötesi zengin tayfasının şubat tatilinde kayak kampına gidecek olması, arkadaşımın bana ballandıra ballandıra anlatması, "ille gel ne olur bak annene anlat kesin gönderirler, çok yararlı, hem sosyal yönümüz hem vücudumuz gelişiyor" diye yalvarması.

benim olayın annemin istemesiyle alakalı olduğuna inanmam. çok gerizekalıydım çok. ama çok. arkadaşla günlerce kayak kampında neler yapacağımızın hayalini konuşmamız, beni gelecek diğer çocuklarla tanıştırması. hep beraber planlar, hayaller... iki hafta sade bunu konuşup bunun oyununu oynamamız.

bir ay kala anneme söylediğimde bir 6-7 saniye inanaması, şaka sanan suratı. sonra benim suratımı görünce giden gülmesi. "neyse bir sorayım bakalım" diye telefon etmesi fiyatı, "olur"unu öğrenip, beni karşısına alıp güzel güzel anlatması.

hayalin bile haddi ve bedeli olduğunu öğrenmem. artık oynamak istemediğim elemanların tatil sonu mükemmel anılarla dönmesi. öğretmenlerin tahtaya kaldırıp anlattırmaları...

hakketen hala hem sosyal hem beden yönünden süper imrenilen bir eleman kendisi.
devamını gör...
babamla bisiklet pazarlığı yaptığımız günlerdi mevsim sonbahar, bizim oralarda pazar yerleri cumartesi kuruluyor, cuma günü baba bisiklet alacak mısın demiştim yarın bakarız demişti. cumartesi kocaman kapalı bir koliyle eve geldi, bıraktı koliyi salonun ortasına, hemen açtım bir hevesle sormadan içinden soba borusu çıkmıştı unutmam unutamam.
devamını gör...
denizci bir kaşif olmak isterken, tüm dünyanın zaten keşfedilmiş olması.
devamını gör...
hayal kırıklıkları olan bir çocuk değildim. büyüyünce oldu bazı kırıklıklar.
devamını gör...
ilkokul öğretmenim tam bir zorbaydı. sürekli aşağılayıcı bir dille konuşur, üzmek için uğraşırdı. nedense sınıftaki kızlarla bir sorunu vardı, erkeklerle ne kavga ederdi ne de meşhur tahtaya çıkartıp cetvelle ele vurma eylemini gerçekleştirirdi. bir gün yine sınıfın kızlarını cetvel hizasına sokmuştu ama o gün farklı olarak çok sert vuruyordu, herkes ağlıyordu. çocuk kafamla korkudan sıranın altına girmiş ve 6 ders saati boyunca çıkmamıştım. çıkışta beni almaya gelen babama olanı anlattığımda beni dinlememiş, öğretmenini kızdırma demişti. sanırım babama olan güvenimi ve inancımı zedeleyen büyük bir olay olmuştur, halen daha o güvensizlik temelleri var kalbimde.
devamını gör...
leblebinin nohut olduğunu öğrenmek. 14 yaşındaydım.
devamını gör...
dünyayı uzayda göremeyecek oluşum. dünya dahil tüm gezegenlerin güneş etrafında döndüklerini öğrendikten ve o gezegenlerin bir iki tanesini (venüs ve mars) gördükten sonra tüm gayretimle dünyayı da görmeye çalışmıştım. göremeyince de hayal kırıklığı olmuştu benim için.
evet hem yaşım küçüktü, 7, hem de maldım.
devamını gör...
babamla hatırladığım kadarıyla hiç oyun oynayamamış olmak. bir de hep büyük olarak yetişmek çocukken bile çocuk gibi değildim.
devamını gör...
bir çok hayal kırıklığı var ama ilki sanırım her gün bakıştığım çocukluk aşkımın taşınmasıydı.
devamını gör...
çocukluğumun en büyük hayal kırıklığı...

anne ve babamın gerçek anne ve babam olması.

babam çok sert bir adamdı.
annemden yediğim sopanın ise sayısı belli değil.

7-8 yaşlarımda, yatağıma yatınca hayal kurardım.

......... gerçek anne ve babam gelmiş.

++ oğlum seni hastanede karıştırmışlar.
++ seni arayıp bulduk ; almaya ve kurtarmaya geldik.

bu hayallerle göz yaşları içinde, uyuyup kalırdım.
devamını gör...
amy lee ve şebnem ferah’ın aynı kişi olmadığını öğrenmek.
devamını gör...
ilk okulda babam teşekkür belgesi alırsam 1000 tl vereceğini söylemişti. aldım, vermedi. bahse konu 1000 tl aşağıdadır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
nereden başlayayım bilemedim ki..

keşke başımı omzuna koyup içimi açabileceğim birisi olsaydı...
devamını gör...
şu pofuduk terlikler vardı alıpda giyemedim
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çocukluğunuzun en büyük hayal kırıklığı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim